tıpçı sandığım 46 raporluk sevgilim

beyler geciktim kusura bakmayın lan. hikaye kaldığı yerden devam ediyor.

kaplumbağam için ağlayıp şarkı söylemeye başlamıştım. içten içe kafayı yediğimi şarkıyı söylerken suratımın aldığı, kendinden vazgeçmiş artık sona geldik şeklindeki surat ifademden anlamıştım. kafanızda canlanması için benzer bi surat ifadesi atayım http://www.youtube.com/wa...=2&feature=plpp_video . artık plan yapma zamanı geldiğini anlamıştım. daha fazla korkmak, altıma işemek istemiyordum. ayşenin dediklerine kulak vermek zorundaydım. bana ipeğin eski sevgilisi okandan bahsetmişti inanmıyorsan ona sor gibilerinden. pek giblememiştim fakat artık buna mecburdum.

ayşenin söylediği yere gittim. okan barda çalışan garsonumsu bi şeydi. konuya nerden gireyim diye düşünmeye başladım. daha bar açılmamıştı temizlik vardı. okan kim diye sordum gelir birazdan dediler. bekledim bi yarım saat kadar. gelir gelmez yanına gittim hemen meraba dedim direk daldım konuya. tebessüm etti hafiften otur dedi. dedim işte böyle böyle olaylar oldu senin bi bilgin var mı diye. özetledi biz 8 ay kadar çıktık, ben de biraz kafadan sıyrık olduğum için pek takmıyordum ilk başlarda fakat sonradan ipeğin olayları fazla abarttığını fark edince korkamaya başladım bi şekilde ayrıldık dedi. evet beyler bu bahsettiğim 12 yaşındayken babasını öldürdüğünü falan okan anlattı. daha sonra 17 yaşına geldiğinde yetiştirme yurdundaki bakıcıyı bıçaklamış, başka bi yere sevk etmişler. ve biraz daha konuştuktan sonra aile konularına girdim. ipeğin beni babaannesi diye tanıştırdığı kadın bıçakladığı bakıcıymış. kendimi oldukça mal hissettim. evine gittiğimizde elini falan öpmüştüm amk.

inaniyim mi inanmiyim mi baya bi düşündüm. en sonunda kaplumbağam ve o ayinler aklıma gelince inandım. gözümü kararttım aradım ipeği direk. kafamda kurduğum cümleler şunlardı; bak kardeşim, biz seninle birbirimize hiç uyuşmuyoruz. tarzlarımız farklı bizim. belli ki sıkıntıların var. bence bi pgiboloğa falan gitmelisin. hoşçakal.. şeklinde idi. fakat şöyle oldu; ipeğğk. sleğam. nerdeğnidn? beyler kısa bi beyin amcıklamasından sonra kendimi dürttüm ve konuşmaya girdim. ayrılmak istiyorum dedim ve hiç beklemediğim bir cevap aldım. 'eğer benden ayrılırsan intahar ederim ve senin yüzünden intahar ettiğimi yazan bir not bırakırım.' zütüm tutuşmuştu. böyle bi riski almayı göze alamadım.

beyler madem gibe gibe bu kızla çıkacaktım, onun hakkında daha fazlasını bilmem gerekiyordu fakat öğrenebileceğim kimse yoktu ipek ve ebrudan başka. ebruyla konuşacak kadar kafayı yememiştim. ipeğe akşam eve gel dedim kapattı telefonu. evde gece 1e kadar bekledim. kapı çaldı. eşşedüenne ilahe illallah eşliğinde kapıyı açtım. boş bakışlı şeytan ipek gelmişti. geçti oturdu. aptal aptal bi bana bakıyo bi yere bakıyor. böyle suçlu gibi de değil. daha çok suçlu ben mişim gibi.. ne lan senin amacın dedi. yok bi amacım yok seni tanımaya çalışıyorum dedim. başladı şeytan anılarını anlatmaya. o mavi gömlekteki ketçap değil kanmış beyler. ders çalışıyorum dediği günkü olay, gene bir 3 harfli çağırma seansında içlerinden birisi bunlarla tartışmaya giriyor. uzun bi tartışmadan sonra ipek, ebru bi de melis diye bi kız bu olay çıkaran kızı iyi bir dövüyorlar. sonra ebru içerden bıçağı alıyor saplıyor bu tartışmacı kıza. daha sonra napıcaz ne edicez diye düşünüyolar ve ayşene baskı yapıyorlar ben yaptım diceksin diye. ayşen itiraz ediyo onu da tehdit ediyorlar ve ayşen ertesi gün dayanamayıp intahar ediyor.

@193 olm en başta dedim ya la yavaş yazıyorum diye

--spoiler--
@197 ipek oralarda gezemez panpa. o kısma en son geleceğim.
--spoiler--

aha dedim bu bana bunu anlattığına göre artık filmlerdeki gibi çok şey biliyor durumuna geçtiğim için beni de öldürecekler. bana napıcaksın dedim, kahkaha atmaya başladı şeytan kezban. hiçbi şey.. dedi. ama artık çok şey biliyorum dedim, ebru sana anlattığımı duymasın yeter dedi. beyler bu sözüne gram güvenmedim. o gece sabahladım, elime bi kağıt kalem aldım ve ipekle ebruyu öldürme planları yapmaya başladım. tam bir paranoyak ve kafayı sıyırmış durumdaydım. onlar genç yaşımda beni harcamadan benim onları halletmem gerek diye düşündüm.

plan krokisine 2 tane çöp adam çizmekten öteye gidemiyordum. herşeye ılımlı yaklaşan, içine vicdan kalmış bir adam olarak birisini öldürme planları yapıyordum ve hiç kolay değildi. aklıma banyonun önüne muz kabuğu koymak fikri geldi. fikir şöyle işleyecekti; paraya kıyıp güzel bir tekila alacaktım. ben bi şekilde tekila yerine su içecektim ama o bunu bilmeyecekti. sonra o sarhoş olunca git kendine gel bi duş al diyecektim, duş almaya gittiği anda muza pasıp kayacak ve yere düşecekti. sonra ben tekmelemeye başlayacaktım. polislere ayağı kaydı düştü heralde kafasını çarptı diyecektim. sonra bu fikir oldukça saçma geldi. işin içinden bir türlü çıkamıyordum.

@206 ipeği zaten tarif ettim amk. ebruyu anlatayım, böyle klagib kezban boylarında, esmer, zayıf, kahverengi gözlü, düz hafif kahve tonunda bi saçı vardı. bildiğin kız işte pek bi özelliği yok fiziki olarak.

öldürme planını daha profesyonelce düşünmeye başladım. en temiz yol ipeğin kendi kendini öldürmesiydi. bunun yollarını aramaya başlamıştım. ipeğe pgibolojik baskı yapabilirdim fakat düşündüğünüz zaman geceleri kendi kendine birisiyle konuşan birine nasıl bi baskı yapılırdı ki amk. sonra buldun olm işte buldun dedim. ona geceleri birisiyle konuştuğunu söyleyecektim. sen manyak mısın, sen nasıl bir insansın diye baskı yapacaktım. cesaretimi topladım ve ertesi geceye hazırlık yaptım. sürekli kendi kendime konuşup prova yaptım. gece yaklaşmıştı ve tamamen hazır durumdaydım.

planımı tekrar gözden geçirdiğimde bir şeyleri unuttuğumu fark ettim. bi insan bi cisim olmadan durup dururken nasıl ölür amk. hemen ipeğin oturacağı yere bi bıcak, bi vazo bi de 2 kutu ağrı kesici koydum. artık tercih kendisinindi, ona 3 seçenek sunmuştum. telefon açtım gelsene konuşuruk dedim. işim var bugün dedi. ne kadar ısrar ettiysem de o gece bana gelmesini sağlayamadım. plan ertesi güne sarkmıştı. bu kadar bekledim 1 gün daha bekleyebilirim diye düşündüm beyler.

ipeğin öleceği sevinciyle hemen feyzli levent abiyi aradım. çıktım gezdim eğlendim uzun zamandır ilk kez bu kadar neşeliydim. sonra neşemin içine sıçan o telefon geldi. ipek kezbanı yanında şeytan ebruyu ve melisi de getirecekmiş. melisi özet geçeyim; ayşenin ölümüne sebep olanlardan birisi, kızıl saçlı, biraz kalın dudaklı, dudağının sağ ya da sol tarafında piyırsingi vardı kısa boyluydu ama güzel bi kızdı. herneyse beyler benim bütün planım suya düşmüştü. onlar varken ipeğe pgibolojik baskı yapamazdım. fakat tüm bunları düşünmedim. bu düşünmem gerekendi. benim düşündüğüm ayşeni intahar ettiren bu üçüydü. şimdi bu 3ü benim evime gelecekti. duş planını uygulasam yere muz koysam birinden biri fark ederdi, pgibolojik baskı yapmaya çalışsam sen ne diyon yarraam derlerdi. plan yatmıştı beyler. o an kafamda bi şarkı belirdi, bye bye happiness hello loneliness.

beyler maç önemli bi maçsa yarın devam edebilirim lan.

olduğum yere çöküp ağlamaya başladım beyler. yolun ortasında bildiğiniz hüngür hüngür ağlıyorum. gece ölme korkusuyla birden bütün insanları sevmeye başladım. yoldan geçen gencine teyzesine yaşlısına herkese sarılmak istiyordum. feyzli levent abi noldu lan diye sordu. diyemedim 3 kız beni bu gece öldürecek abi diye. fatura beklediğimden çok gelmiş abi diyip ağlamaya devam ettim. kalk la kafasını gibtiğim dedi ne bilsin asıl derdimi. dolmuşa bindim normalde öğrenci ücreti yerine tam alsa kavga ederim fakat bu kez hiç tartışmadım, hatta sarılmak istedim. hayatta gibimde olmaz ama bu kez ayaktaki teyzeye yer verdim, bildiğiniz ölümü kabullenmiş durumdaydım. saat 11.30 civarı bu üç şeytan geldi.

beyler o gece ölmedim fakat olaylar benim mallığım yüzünden kötü bi noktaya geldi. oturdular bunlar ben hemen garson moduna girdim sürekli bi şey içer misiniz, aç mısınız diye hizmet etmeye çalışıyorum beni öldürmesinler diye. olm hiç istemezdim fakat durduk yere karşılarında ayğseğnnn la yazık diye ağlamaya başladım. suratımın aldığı şekli tarif edemem kafanızda kurmaya çalışın. beyler ben ağlamaya başlar başlamaz ebru ve melis durumu fark etti ve bağırışmalar kopmaya başladı. ikisi birden ipeğin üstüne gidiyor niye anlattın diye. işin kötüsü plana sadık kalmak için hazırladığım bıçak, vazo ve ağrı kesiciler tam yanlarında duruyordu. şimdi yannanı yedin olm dedim kendi kendime. bu gece ya ben ölecektim ya da ipek..

@247 keşke ölseydim gibisinden dediydim lan. haklısın çok açıklayıcı olmadı amk.

tartışma almış başını gidiyordu. o an ipeğin dıbına koyim kaçsam mı diye düşünmeye başladım fakat kezbanlar buna fazla fırsat vermediler. ipek vazoyu eline alır almaz ağır çekim başladı. kafamı kaldırdım gözlerim en iri halini aldı ve haaaayıııırrrrrr dememle ipeğin vazoyu fırlatması bir oldu. vazo ebrunun tam döşüne geldi beyler. öyle çin malı bi şeyde değil bildiğiniz annaane vazosu. kayaya çarp o vazoya çarpma öyle şöyliyim. ebru yere düştü beyler ben panik oldum içeri kaçtım. melis direk dışarı kaçtı ve odada sadece ipekle ebru kaldı. ananı gibeyim dedim bıçak da orada kaldı. odaya koşmamla ipeğin elinde bıçağı görmem bir oldu. bildiğin delik delecek ebruya. dur dedim zaten attın vazoyu dur dedim. kaldırdım beyler ebruyu fakat o şeytandan eser yok amk. bildiğin hüngür hüngür ağlıyor. hastaneye gidek dedim taksi çağırdık ebrunun iki kemiği kırılmış beyler. ne yalan söyliyim sevindim. düşmanlarımdan birisi etkisiz hale gelmişti. plan istediğim gibi gitmede de daha güzel gidiyordu. melis korkudan kaçmıştı artık o ortama bi daha giremezdi, ebru bi süre ayağa kalkamayacaktı.. bir tek ipek kalmıştı.

bu gecelik bu kadar beyler yarın görüşmek dileğiyle. daha hızlı ve uzun yazılarla telafi edeceğim.

geldim beyler geç kaldım biraz kusura bakmayın lan. kaldığım yerden devam ediyorum.

ipeğe biraz kafamı dinlemek istediğimi söyledim. merak etme ayrılmak istemiyorum diye de ekledim. kezbandan ayrılmak istiyordum fakat bunu akıllıca bi planım olmadan yapamazdım. en yakın kankasına vazo fırlatan kız bana neler fırlatırdı amk. yaklaşık 3-4 gün geçmişti, sadece mesajlaşıyorduk o da günde 8 bilemedin 10 tane mesaj idi.

geçen 1 haftanın ardından ilk tanıştığımız cafeye gittim. içeri girer girmez o kızıl saçlı şeytanı gördüm. gözükmeden hemen şuraya oturayım derken beni fark etti. korkmuş olsa gerek ani bi şekilde cafeden çıkmak için ayağa kalktı. güya gözükmeyecektim kafamı gibeyim refleks haliyle dur nereye gidiyorsun diye kolundan tuttum, konuşalım biraz dedim. burda olmaz ipek görebilir dedi. ikimizde ipekten korkuyorduk o yüzden bu fikir bana mantıklı gelmişti. çıktık biraz yürüdük, konuşmalarından onun ipek veya ebru gibi biri olmadığını anladım. bi yerlere içmeye gidelim mi diye sordum, tamam ama ipeğin gelmeyeceği bi yere gidelim dedi. bulduğumuz en alakasız bara girdik beyler. melis hiç tahmin ettiğim gibi değildi, gayet mantıklı ve akli dengesi yerinde muhabbet ediyordu.