+5
-11
Türklerin genetik tarihi, tarihi gelişmeler doğrultusunda Orta Asya'ya dayandığı kabul edilen gen havuzu geçmişi. Fakat Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi Genetik Bölümü'nün hazırladığı "Anadolu'nun genetik profili" araştırması Türkiye'deki genetik profilin az bir kısmının Kuzey-Doğu Asya haplogrubuna dayandığını belirtir. Bu araştırma Anadolu Türklerinin genetik bir havuz oluşturduğunu ortaya koymaktadır. isviçre merkezli iGenea şirketinin yaptığı araştırma ise Türkiye'de yaşayan Türklerin sekiz farklı coğrafi bölgeye ait haplogrup taşıdığını belirledi. Araştırmaya göre, Türkiye Avrupa ulusları arasında en karmaşık genlere sahip topluluğu oluşturmaktadır. Anadolu'nun tarih boyunca istilalara ve göçlere açık olması bu durum için zemin oluşturmaktadır.
istanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi ve antropolog Timuçin Binder; genetik araştırmaların Türkiye'de yaşayan insanların büyük bölümünün 40 bin yıl önce de bu topraklarda yaşamış olduğunu kanıtladığını belirtmiş, Orta Asya'dan Anadolu coğrafyasına gelen nüfusun aslında az olduğunu, Türklüğün ırka bağlı olmayıp bir kültürel kimlik olduğu görüşünü savunmuştur. Binder, araştırmaların
Anadolu Türklerinin genetik olarak Asya'daki Türkî halklardan çok Balkanlar ve Ortadoğu'daki uluslara daha yakın olduğunu gösterdiğini söylemiştir.ABD'li tarih profesörü Justin McCarthy, Türklerin çok farklı bölgelerden geldiklerini ve tıpkı Amerikalılar gibi köklerinin değişik yerlere dayanmasına rağmen Türk kimliği altında birleştiklerini söylemiştir.
ABD'li Mezar DNA-Gen araştırmacısı Nancy Touchette, Moğolistan'da 2000 yıllık mezarlarda yaptığı araştırmalar sonucu Türkiye Türklerinde Hun DNA-Gen yapıları ile aynı yapılar bulmuştur.
Yerli Anadolulular, Türk grupların Anadolu'ya göçünden sonra Hint-Avrupa dilleri yerine Türk dillerini kullanmaya başladı.
Bilim insanları, dilde bu değişime geçmiş nüfusların genetik bir değişimiyle eşlik edilip edilmediği üzerine uzun süre tartıştı.
Orta Asya kaynaklarının üzerindeki aşırı vurguya rağmen, Anadolu Türklerinin bölgeye özgü bir şekilde ezici çoğunlukta oldukları kararına varılmıştır.
Anadolu ve Ortaçağ Türk göçü
Anadolu, bilinen insanlık tarihi boyunca birçok halk ve onların kültürleri için etkileşimin önemli bir merkezi olmuştur. Bu dinamik ırkın pek çok farklı kültürünü ve önemli bir heterojenitesini de teşkil etmektedir. Anadolu'daki Türkî konuşan grupların göçleri, Altay dilleri ve Hint-Avrupa dilleri arasındaki dil engelinde çarpıcı bir değişikliktir. Bu dil değişikliğinin tabiatı hayli bilimsel tartışmaya konu olmuştur. Bazı Türk bilim insanları çoğunlukla politik ön yargılarla birlikte bu geçişin, Anadolu'daki yerel nüfusların Türkî konuşma gruplarıyla neredeyse tamamlanmış bir ikâmesi sayesinde meydana geldiğini iddia ettiler. Türkleri de içeren diğer bilim insanları, genetik veriye dayalı olarak geçişin, bir Türkleştirme modeli önerisi, seçkin egemenlik yani önemli olmayan genetik desteği aracılığıyla meydana geldiğini iddia ettiler. Bu modeller, her halükârda, tarihi sebepler dışında, çağdaş Türk nüfusunun basit ve yaygın anketleriyle test edilir. Bundan dolayı son bin yıldır Anadolu'yu şekillendiren Türkî diller konuşan gruplarının karışık kültürel ve demografik dinamiğini anlamak zordur. Anadolu bölgesi çok eski nüfus göçleri ve ilerleyişleriyle alakalı olarak son derece önemli bir bölgedir. ilkçağ boyunca Anadolu' sayısız yerli halkın geniş bir yelpazede beşiğiydi: Asurlular, Hititler, Helenler, Frigler, Traklar, Medler ve diğerleri. Roma Dönemi'nden sonra, Moğol istilâsından önce, tahmini olarak Anadolu nüfusu 12 milyonun üzerindeydi.
Oğuz Türkleri, Anadolu'ya taşınan asıl Türkî halktılar. Birçok Türk, 1071'deki Malazgirt Savaşı'nda Selçukluların Bizanslılar karşısındaki zaferinden sonra göçlere başladılar. Malazgirt Savaşı'ndan sonraki yüzyıllarda yerli nüfuslar artmakta olan Türk nüfusu benimsemeye başladılar. 1 milyon civarında Türkî göçmen 12. ve 13. yüzyıllarda Anadolu'ya yerleşti. Bu Türkî grubun öncü göçünü, sonraki yüzyıllarda iran, Kırım ve Türkistan'dan gelen Türk göçmenlerin zincirleme bir akışı takip etti.
Özellikle Osmanlıların, 1402 yılında Timur'un kuvvetlerine karşı yaptıkları Ankara Savaşı sonrasında birçok Türkmen kabilesi (1071) Malazgirt'ten beri belki de ikinci en önemli göç dalgası olarak iran ve Horasan'dan Anadolu'nun içine aktı.
Anadolu Türklerinin Orta Asya Türkleri ile Genetik Benzerlikleri
Segment HVS I mtDNA dizilişleri bakımından Anadolu Türklerinin, Orta Asya Türkleri ve Avrupa Halklarıyla Yakınlık-Uzaklık ilişkisi
Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre, Anadolu Türklerinin Orta Asya’daki Türk halkları ile genetik yönden benzerlik gösterdiği görülmektedir. Orta Asya Türk halklarının Y-Haplogroup DNA’sında sıklıkla bulunan R1a, R1b ve J kromozomları benzer oranlarda Anadolu Türklerindeki oranlarla örtüşmektedir.
Nitekim Yao ve arkadaşları tarafından ipek Yolunda yapılan bir başka araştırmada Avrasya'ya özgü kabul edilen haplogroup sıklıklarının en çok Uygurlarda (%42.6), Özbeklerde (%41.4), Kazaklarda (%30.2) ve az miktarda da Moğollar (%14.3) ile Huilerde (%6.7) bulunduğu belirtilmiştir.
Bu araştırmalar, Türklerin Anadolu'ya gelmeden önce de genetik yönden zengin olduklarını ve bu bağlamda Anadolu gen havuzuna katkıda bulunduklarını göstermektedir.
Urumçi’de yaşayan Uygur Türkleri üzerinde yapılan başka bir araştırmada Kafkaslar'da, Orta Doğu'da ve Avrupa'da sık görülen genler ölçülmüş ve Uygur Türklerinin %25.8 J, %22.6 R1a ve %19.4 R1b Y-DNA haplogroup oranlarına sahip olduğu görülmüş; benzer şekilde Anadolu Türklerinin ise bu Y-DNA genlerine %24 J, %7.5 R1a ve %16 R1b oranlarında sahip olduğu başka bir araştırmada belirtilmiştir. Her iki bulgu karşılaştırıldığında Türkler’in henüz Anadolu’ya gelmeden önce R1a, R1b ve J gibi Orta Asya Türk topluluklarında görülen Y-DNA kromozomlarına sahip oldukları tahmin edilmektedir
2010 yılında, Kim ve arkadaşları tarafından Moğolistan'ın doğusunda yürütülen arkeolojik bir çalışmada, yaklaşık 2000 yıl öncesine ait Asya Hunlarının mezarlarına rastlanmıştır. Hunların seçkin sınıfına özgü olduğu belirtilen üç iskeletin de Y-DNA genetik testleri yapılarak, Hint-Avrupalı sayılan[]paternal R1a Y-kromozomunun yüksek oranda bulunduğu belirtildi. Bu bulguların, paternal R1a Y-kromozomunun Volga bozkırlarından yayıldığına kanıt olabileceği ve bu bağlamda
Kurgan hipotezini destekleyeceği belirtilmektedir. Türklerin öncüsü sayılan Asya Hunlarının 2000 yıl önce bu gene sahip oldukları bu araştırmayla kesinleşmiştir.
Mergen ve arkadaşları tarafından yapılan genetik bir araştırmada, Anadolu'nun farklı bölgelerinden rastgele 75 birey seçilmiş, Genomik DNA D-loop bölgelerinin dizilimleri analiz edilerek Anadolu halkının, Orta Asya Türk toplulukları (Kazak, Uygur ve Kırgız) ve Avrupa toplulukları
(ingiliz, Alman, Fransız, Yunan, Bulgar, Fin) ile karşılaştırması yapılmıştır. Segment HVS I mtDNA dizilişleri temel alınarak yapılan karşılaştırmada Anadolu nüfusunun, Avrupa halklarına oranla en çok Orta
Asya Türk topluluklarına ve ingilizlere benzediği ortaya çıkarılmıştır. Bu araştırma sonucunda Anadolu Türklerinin, mtDNA genetik yapısı bakımından Orta Asya Türk topluluklarına daha çok benzediği belirlenmiştir.
Tümünü Göster