/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +75 -2
    şu anda burda rahat rahat entry girmemizi sağlayan türk kadınları



    Nene Hatun



    Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı Çeperler Köyü’nde dünyaya gelen Nene Hatun,henüz 20 yaşında bir gelinken 1877-1878 yılları arasında yapılan Türk-Rus Savaşı’nda (93 Harbi) Aziziye Tabyası’nı sopayla,taşla, kazma, kürekle savunanlara katılarak cesurca savaştı.Daha sonra oğlunu Çanakkale Savaşı’nda şehit verdi. 1954 yılında 3. Ordu Müfettişi Orgeneral Nurettin Baransel Paşa’nın gayretleriyle kendisine “3. Ordunun Nenesi” ünvanı verilip, cüzi de bir maaş bağlandı ve 1955 yılında anneler gününde “Yılın Annesi” seçildi. Erzurum manevraları sırasında Amerikan Generali Ridgway bu yüce insanın elini öptü. Nene Hatun bir kahramanlık ve analık sembolü olarak 98 yaşına kadar yaşadı.






    Şerife Bacı



    1921 yılı Kasım ayında inebolu’ya önemli miktarda savaş malzemesi gelmişti. Malzemenin bir an önce Kastamonu’ya iletilmesi gerekti. Cepheye gidemeyip de köylerinde kalan yaşlılar sakatlar, kadınlar, Menzil komutanlığının malzeme taşınması haberi üzerine kağnılarla yola çıktı. inebolu’dan kağnılara yüklenen cephaneler Kastamonu’ya doğru yol aldı. Bu cephane kollarında hep kadınlar vardı. Bunlardan biri de Şerife Bacı idi. Şerife Bacı top mermileri ıslanmasın diye kazağını mermilerin üzerine örtmüş, yavrusu ölmesin diye üzerine abanmış ve soğuktan ölmüştü, ama ölene kadar vücut sıcaklığını yavrusuna vermişti. Bugün Kastamonu’da şanına layık güzel bir anıtı var (üstteki resim_ Şehit Şerife Bacı Anıtı). Kastamonulular şehit Şerife Bacı’nın adını her yerde yaşatıyorlar.






    Erzurumlu Kara Fatma (Fatma Seher Erden



    1888’de Erzurum’da doğdu. Subay Suat Derviş Bey ile evlenip Balkan Savaşı’na katıldı.I. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesine gitti.1919′daki Kongre günlerinde, Mustafa Kemal’le bizzat görüşebilmek için Sivas’a gitti.Bu görüşmenin ardından, Milis Müfreze Komutanı olarak Batı Cephesinde görevlendirildi. 300 kişiyi aşkın birliği ile Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde Mehmetçikle birlikte destanlar yazdı. Büyük Taarruz’un ilk günlerinde General Trikupis‘in birliğine esir düşmüşse de, kaçarak yeniden müfrezesinin başına geçmişti.Kahraman kadın Kurtuluş Savaşı’ndan sonra “üstteğmen” rütbesi ile emekli oldu. Emekli maaşını Kızılay’a bağışladı. 1954 yılında TBMM kendisine yeni aylık tespit etti.






    Halime Çavuş (Halime Kocabıyık)



    Kastamonulu Halime Çavuş, uzun yıllar Halim Çavuş zannedildi. Kurtuluş Savaşı’na giderken erkek kılığına girdi, erkek gibi traş oldu, saçını kazıttı ve kimseye kadın olduğunu söylemeden Türk askerinin arasına karıştı. Gün geldi savaş bitti, ancak o ne asker üniformasını çıkardı ne de her sabah traş olmaktan vazgeçti. Savaş sonrası Mustafa Kemal Paşa tarafından Ankara’ya çağrıldı. O’nun “ Seni yollamıyorum, bizim kızımız ol” önerisine “Annem babam beni bekler” şeklinde cevap veren Halime Çavuş, “Ben ana-babaya itiatli evlada saygı duyarım” diyen Mustafa Kemal Paşa tarafından çeşitli hediyeler verilerek tekrar evine yollandı ve kendisine maaş da bağlandı.






    Hafız Selman izbeli



    Kastamonu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Kadınlar Kolu kurucularından ve Kastamonu’da ilk kadın meclisi üyesi, sıkı bir Atatürk hayranı ve kendi deyimiyle bir “Cumhuriyet kadını” idi…Kurtuluş Savaşı sırasında Kastamonu’ daki kadınları toplamış, asker için çorap, kazak, fanila ördürüp cepheye göndermişti. Asker Kastamonu’ya geldiğinde hepsini yolda karşılayıp doyurmuştu. Mustafa Kemal’in Kastamonu’ya geldiği sırada izbeli Konağı’nı ziyaret ettiği ve karşılıklı kahve içtikleri söylenmektedir.






    Kılavuz Hatice



    Adana’da Fransızlar’a karşı verilen mücadelede yer alan ve milis kuvvetlerine katılan Kılavuz Hatice, 8 Mayıs 1920’de milli kuvvetler Pozantı’da taarruza başladığında, kritik bir duruma düşen Fransızları kandırarak kılavuzluk etmişti. Hatice, kılavuzluk yaptığı Fransızlar’a yanlış yol göstererek Karboğazı’ na sokmuştu. Boğazda sıkışan Fransızlar, Türk askerine esir düşmüştü.






    Çete Emir Ayşe



    Yunan askeri Aydın’a doğru geldiğinde iki arkadaşı ile birlikte Menderes’in diğer tarafına geçmeye çalışan Emir Ayşe, arkadaşlarının kayıktan düşüp boğulması sonucunda geri dönmüş ve Çanakkale’de ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek almış, dağa çıkmış, Yörük Ali Efe’ye katılmıştı. Aydın’ın kurtuluşu olan 7 Eylül tarihine kadar Yunanlılarla savaşmıştı. Savaş sonrası Atatürk istasyon Meydanı’nda Çete Emir Ayşe’nin de aralarında bulunduğu kahramanlara istiklal Madalyası takmıştı. “Savaştım Yunana karşı, elimde kalan en değerli şey Atatürk’ün göğsüme taktığı istiklal Madalyasıdır” demişti.






    Gördesli Makbule Hanım



    1921’de eşi Ustrumcalı Ali Efe ile birlikte Milli Mücadelede çete savaşlarına katılmıştı. 17 Mart 1922’de Akhisar Sungurlu hududu üzerinde bulunan Koca Yayla’da elinde silah düşmanla en ön safta savaşırken başından vurularak şehit edilmişti. Henüz 21 yaşındaydı.






    Tayyar Rahmiye Hanım



    Adanalı Rahmiye Hanım 9.Tümenin 1920 yılında Fransızlar ile yaptığı muharebeye müfrezesiyle katılmıştı. Başlıca görevi, keşif ve cephe gerisinde kundakçılık yapmaktı. Osmaniye yakınındaki demiryolu tünelini o patlatmıştı ve bölgedeki düşmanın cephane ikmalini büyük sekteye uğratmıştı. 1920’de Fransızlara karşı harekete geçildiği sırada askerlerde bir duraksama olunca “Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?” demiş ve aynı muharebede ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için ileriye atıldığında şehit olmuştu.






    Tarsuslu Kara Fatma (Adile Onbaşı)



    Asıl adı Adile olan, Adile Hala ve Adile Onbaş diye anılan kadın kahramanın, silah arkadaşları arasında Kara Fatma olarak anıldığı bilinir. 8-10 kişilik milis kuvvetiyle Afyon Savaşı’na katılan Kara Fatma, Tarsus’un kurtulmasında büyük yararlılıklar gösterir.






    Binbaşı Ayşe



    Gazi Ayşe Altıntaş, Selanik doğumludur. Eşi Kafkas cephesinde Şehit düşünce; eşinin ve tüm vatan evlatlarının intikdıbını almaya yemin etmiştir.Binbaşı Ayşe, Milli Mücadele’de kocasının en kıymetli birer yadigârı olarak sakladığı ziynetlerini satarak at, mavzer, elbise ve çizme tedarik etmiş ve bu mücadelede, derece derece terfi ederek binbaşılığa kadar yükselmiştir. 15 Mayıs 1919’da izmir işgal edilince, ilk karşı koyma hareketine o da silahla katılmıştır.Yunanlılar izmir’e hâkim olunca Aydın’a geçmiş, Kuvay-i Milliye birliği kurmuş, sonra da birliğiyle birlikte Nuri çetesine katılmıştır.Aydın muharebesinden sonra Koçarlı’ya çekilmişler ve bundan sonra istiklal Mücadelesi’ne başından sonuna kadar görev almıştır.Binbaşı Ayşe; ayağında çizmesi,başında kalpak ve subay kılığında gezdi.Askerden her zaman büyük saygı gördü.Zafer’den sonra uzunca bir süre izmir’de oturdu. 1934 yılında Soyadı Kanunu kabul edilince, Altıntaş soyadını aldı.


    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +62 -1
    Ruhları şad olsun.

    Şimdiki kızlar yannan ve huurluk peşinde.
    ···
    1. 1.
      +6 -79
      başta annen.
      (gelsin çuğular)
      ···
    2. 2.
      +6
      sözlük çalışmıyoki çuku atam aq.

      not:ananı gibeyim.
      ···
      1. 1.
        +1
        adamsın panpam
        ···
      2. 2.
        0
        eyvallah.
        ···
    3. 3.
      -1
      Ya beyler bi nine vardi oglu dusman tarafi da savastigi icin mi bilmiuorum oglunu vurmustu yanlis hatirlamiyorsam konya veya Kayseri idi
      ···
    4. 4.
      0
      Bilmiyorum.
      ···
    5. 5.
      -4
      olum hepsi masal amk ayrıca sondaki karı erkek bence
      ···
    6. diğerleri 3
  3. 3.
    +10
    en duygusali bu bence





    ···
    1. 1.
      0
      bu foto hangi video ait panpa
      ···
    2. 2.
      0
      buyur panoa
      https://www.youtube.com/watch?v=sbk8R9DOv2Y

      4:20
      ···
    3. 3.
      -2
      sizde inandınızmı lan hahahahahaha
      ···
    4. diğerleri 1
  4. 4.
    +4 -4
    başı kapalı kadınlar kurtardı bu vatanı şimdikilerde başı kapalı kadınları yobaz cağ dışı görür
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      Başı açık kadına laf söylemeyen başı kapalı kadından bana ne kardeşim, kara çarşaf giymesin de.
      ···
      1. 1.
        +1 -1
        Ne giysin dıbına kodugum carsaf islamda olan bişey arap kültürü değil
        ···
      2. 2.
        +1 -1
        Yemin ediyorum adamı islamdan soğutuyorsun kardeşim. Sanki mini etekle, latex taytla gezsin dedik. Kuranda da açık açık çuvalla gezin demiyor ki,tahrik edici vücut hatlarını ön plana çıkarmayan bir şekilde giyinin diyor, bunu istediğin gibi anlarsın.Ama sen gelip de bana bunu kara çarşaf olarak yorumlayan arapların kültürüyle alakası olmadığını söylersen bence haksızsın.
        ···
      3. 3.
        +2
        Bakın birader olay çarşaf değil kuranda da yazmaz olay mahrem yerlerini örtüp dikkat çekmemek mesela örnek veriyim bebekte kara çarşaflı olmakla fatihte etekli olmak aynıdır çünkü insanların gerekli veya gereksiz dikkat cekmesidir günah olan uzuvlarinin ebatini göstermeyen transparan giymeyen dikkat çekmeyen bayansal organları kesinlikle belli olmayan herkes tesettürlüdur
        ···
      4. diğerleri 1
  5. 5.
    -5
    Sallıyorlar bence. Cumhuriyet dönemi ucuz propagandalarından birisi.. Seyit onbaşı da başka bir ucuz propaganda malzemesi..
    ···
  6. 6.
    +5
    Ah bir su kiymetli analarimiza nenelerimize bak neler feda etmisler ulke icin bir de su yeni nesile bak. Bu fark nasil olabilir o analardan boyle nesil nasil dogar
    ···
    1. 1.
      0
      En büyük sebebi kesinlikle medyadır
      ···
  7. 7.
    +4
    Up Up Up
    Okuyun ve suku verin ipne yeni nesil
    ···
  8. 8.
    +4
    işte TÜRK kadınları...
    ···
  9. 9.
    +4
    Bi bu analarimiza bakıyorum bir de ellerinde sigara ,saçı kısa kesilmiş, boyalı, züte yapışmış pantolon ile sokağa çıkıp bu ülke bizim sizi gidi yobazlar diye inancını yasayanlara parmak sallayan huurlara bakıyorum. Tek dertleri insanlarla ugrasmak olan bu varlıklar ve o eski kadınlar.. vay ki halimize vay neymişiz ne olmusuz
    ···
  10. 10.
    +4
    ···
  11. 11.
    +2
    suriyelilere acıyan binler nerde ? okusun da birdaha hak vermesinler o dıbın evlatlarına bu ülke kolaylıkla kazanılmadı
    ···
  12. 12.
    +2
    gözlerim doldu amk
    ···
  13. 13.
    +1
    binbaşı ayşe
    düşman vatan toğrağındayken rahat olamam diye savaşmıştır. anamdır ninemdir ecadadım budur, padişaha yaranmak için dans edenlerin torunları ve ya onların çocuklarının torunu olamam ben
    ···
    1. 1.
      -1
      Virgülden sonra sıvamışsın ki onların torunusun zaten
      ···
  14. 14.
    +1
    suriyelilere de gösterin tarihimizi bilsinlerde utansınlar az
    ···
  15. 15.
    +1
    +1ledim, hepsinin mekanı cennet olsun.
    ···
  16. 16.
    -1
    helal olsun lan ordu millet olayı bu olsa gerek
    ···
  17. 17.
    +1
    Gördesli Makbule Hanım

    1921’de eşi Ustrumcalı Ali Efe ile birlikte Milli Mücadelede çete savaşlarına katılmıştı. 17 Mart 1922’de Akhisar Sungurlu hududu üzerinde bulunan Koca Yayla’da elinde silah düşmanla en ön safta savaşırken başından vurularak şehit edilmişti. Henüz 21 yaşındaydı.

    sungurlu değil be orası ben sungurluya gittim alakası yok..

    bir daha kontrol et pampam
    ···
  18. 18.
    +1
    Tesekkurler avrupa bizi dıştan fetih edemiyerek yok ab yok bm ile kendi geleneklerinizi bize aşılamaya çalıştınız ise yaradimi kesinlikle bu kahraman kadınlara bakipta iyy kro iyy taşralı diye otekilestirilmeye başlandı sonra o taşralı dedikleriniz insanlar toprağını bırakıp metropol kentlere gelince seker bank reklam yapar gitme sana muhtacım yaw serefsizler siz degilmisiniz otekilestiren ne bu tutarsızlık
    ···
  19. 19.
    0
    bunu eksileyecek kadar ne yaşadınız amk
    ···
  20. 20.
    0
    Mina koydugumun yobazlari gene başlamış örtü muhabbetine
    Resimdeki 4 kadın islami usullere göre giyinmemis
    Ayrıca bugün ki kapalilar konstrumatris gibi bir ton boya sürüp 200 liralık ipek türban takan ucuz kadınlar
    Alakası yok resimlerle
    ···