türk ülküsü

ne yaklaştın huur çocugu ilkokul yılları boyunca bu sözleri ezberledik biz. yaklaştın demez mi bi de te allam ya

yükselmek ve ileri gitmektir

Türklerin vardıkları ülkede akarsular, kaynaklar, türlü bitkiler, yemişler, avlar vardı. Böyle bir yeri görünce, ulu Tanrı'ya şükrettiler. Kışın hayvanlarının etini yediler, yazın sütünü içtiler. Derisini giydiler. Bu ülkeye Ergenekon dediler.

uygar medeniyetler düzeyine çıkmak

Merhaba beyler 3-4 gündür aradığım kitabı sonunda bugün buldum sizin açtığınız entrylerden etkilenerek Nihal Atsız'ı araştırmaya başladım ve bir çok düşüncemin uyuştuğunu fark ettim.
Özellikle "Beyinsiz ve haysiyetsiz olanlara gerçeği öğretmek için boşuna vakit harcama. Onlarsa belâlarını bulacaktır. Sen vakit kaybetmeden bir baltaya sap olmaya çalış. Bir baltaya sap olmak demek, millete hizmet edecek bir yer, bir su başına geçmek demektir. Makamlar, mevkiler ancak Türk milletine yararlı olabilmek içindir." Sözüyle adeta benim hayat felsefemi dile getirmiştir . Ben 11. Sınıfa giden ve Komünizm Faşizm Emperyalizm irredantizm vb. Gibi siyasi yönetsel düşünceleri araştırmaya başlamış vatanını çok seven ve onun için çalışan genç bir kardeşinizim , doğduğumdan beri Atatütk sevgisiyle büyümüş bir çocuk olarak atamın bu ülke için yaptıklarının borcunu nasıl ödeyeceğimi düşünürdüm ve o borcun bize bıraktığı Türkiye Cumhuriyetini korumak ve yüceltmek için çalışmakla ödeneceğinin sonucuna vardım. sizlere teşekkür ederim ki entrylerinizle Nihal Atsız ile beni tanıştırdınız her ne kadar internetten araştırmış olsamda objektif olmadığını düşündüğüm için bizzat gidip kitabını aldım .Bu kitabın ve Nihal Atsız'ın diğer kitaplarının hayat felsemi dahada geliştireceğini ve ülkem için daha büyük bir çaba gayretle çalışacağıma inanıyorum.

Türk birliğidir!

okuyun lan bunu+

dünya hakimiyeti mefkuresi

bileniniz var mı len?

Alıntıdır:

Dünya bir çarpışma alanıdır. Yaratıcı kuvvet, dünyayı bir çarpışma düzeni içinde yaratmış, yaratılanlar çarpışma düzeni içinde yaşayıp bugüne erişmişlerdir.

Bunun, neden, niçin böyle olduğu hakkındaki yüksek felsefi düşünceleri bir yana bırakıp gerçeği olduğu gibi kabul edersek, çarpışmaya hazır bulunmanın en hayati prensip olduğu sonucuna kendiliğinden varırız.

Türk büyüklüğü Türk kudreti isteği ve inancıdır.

Bir ülkünün çevresinde toplanmak ve onun için ölümü göze alarak savaşmak ne güzel şeydir! insanlar ancak ülkü ile hayvanlardan ayrılabiliyorlar. Millî bir ülkü olmadıktan sonra, insanın hayvandan ne farkı kalır? Hayvan, ölümden ve ızdıraptan kaçar, kuvvetliden korkar. Ölümden korkmayan, ızdıraptan kaçmayan, kuvvetli ile savaşı göze alan yaratık, ancak ülkücü insandır.

Bir zamanlar dinler insanları hayvan olmaktan kurtarmak için çalıştı, onlara Tanrıdan öğütler verdi. Bugünkü ülküler, tamamıyla millîdir. Dinî inancı da içine almış olan millî ülkü, insanları sürükleyen, güçlendiren ve asilleştiren bir duygu ve düşüncedir.

Bugünün kaba maddeciliği arasında Türk ülküsü sararmış, biraz küllenmiş gibi görünüyor. Maddecilik hastalığı geçtiği zaman, o yine parlayacaktır. Onun için Türk ülküsüne sarılmaya mecburuz. Bütün Doğu milletlerini yendiği halde yalnız Türklerle başa çıkamayan Batı'nın içine sinmiş düşmanlığı ve hıncı karşısında, bizim silahımız, Türk ülküsüdür.

Tek başına Avrupa'ya dalan ve yüzyıllarca tek başına bütün Avrupa milletlerine karşı Allahın adını savunan Asya arslanları zaman zaman gaflet uykusuna dalmışlar, fakat sonra sıçrayıp şahlanmışlardır. Bu seferki dalgınlık biraz tehlikeli gibi görünüyor. Çünkü içinde bir de yabancıya hayranlık unsuru var.

Tehlikeler nereden gelirse gelsin, ne kadar büyük olursa olsun, tek çare ve tek ilacı Türk ülküsüdür.

okumayan varsa okusun

amaç olmamakla beraber içimden geldi.

@11 bunu yazmaktaki amacın ne lan

@9 sen çıkma amk sen kal biz çıkarız

@5 hep biz mi çıkıcaz amk birazda onlar insin amk

alınma genç eywallah.

@5 doğru bildin.

@3 aferin yaklaştın