+361
-51
KGB reddite selamlar.
beyler öncelikle biraz kendimden bahsetmek isterim.ben 20 li yaşlarda 1.79 civarı boyda atletik vücutlu sarı saçlı mavi gözlü, kısacası tipik bir türk erkeğiyim.ben herkesin farkında olmasalar bile bir sıçış ritüelleri olduğuna inanırım. benim ritüelim ise sıçnığımı son raddeye gelinceye dek içimde tutup sıçışımı zevkin doruk noktalarında, iliklerime kadar yaşamaktır. neyse mevzuya giriyorum.
olay bundan yaklaşık iki sene önce gerçekleşti. birden kakamın geldiğini hissettim ve kakam gelir gelmez gidip sıçmak karakterimle örtüşmediği için beklemeye devam ettim. iyice zorlandığımı hissediyordum ama yeterli değildi.ee ne demişler ayağını yorganına göre uzat.bu yüzden bende içimden bu sözleri tekrarlayıp, sıçışımın zevk katsayılarının artması için kendimi biraz daha zorluyordum.bi kaç saat daha zorladım saat gece yarısı 3 olmuştu artık dayanamayacığımı anlayıp tuvalete yöneldim.o da ne? bizim evde sadece bir tane tuvalet var ve banyoda onun içinde -tipik varoş evi işte- onda da peder banyo yapıyor. gecenin 3 ünde ne banyosu amk adam 60 ına merdiven dayamış rüyalanıyo mu napıyo kevaşe. neyse peder banyo yaparken rahatsız edilmekten haz etmediği için kendi kendime "züt nasipten çıktı mı, yannan bağdat'tan başkaldırırmış" dedim ve acılı bekleyişime devam ettim. derken kapı çaldı, açtım paketçi bi eleman acılılarınız geldi buyrun dedi. böyle espri mi olur amk cocuğu diyerek kapıyı suratına çarptım.
yarım saat oldu amk peder hâla çıkmamıştı. bense eğrilip bükülmekten müzik eşliğinde kuran yırtıp üzerinde samba yapan ablanın dönüştüğü hale dönüşmeye başlamıştım. zütümden akan terler bacaklarımdan süzülüyor içimi ürpertiyordu. neyse içimden "karabibersiz pilav osuruksuz taka benzer"diye serzenişte bulundum ve koşar adımlarla balkona yöneldim. dışarı baktım şiddetli bi şekilde kar yağıyordu. plan kafamda netleşmişti. aşağı sıçacaktım, saat epey geç olduğu için kimse görmeyecekti ve kar da sıçmığın üzerini örtecekti. sonuçta yaz geceleri de laptopu balkona çıkarıp işim biterken balkondan aşşağı attırırdığım oluyordu.
neyse dengede zor dursamda ayaklarımın altına bi sandalye koyup güçlükle zütümü dışarı çıkarabilmiştim. sıçmığı tutarken züt deliğimden aşşağı süzülen terlerin buz kesmeye başladığı sırada o kudretli taku koyverdim. taklar adeta kurtuluş savaşında yunanların üstüne taarruza geçen kahraman türk askeri gibi hiddetle taarruza geçmişlerdi, hedefleri akdenizdi sanki. anıra anıra, bangır bangır sıçtım. itiraf etmeliyim;hayatımın en iyi sıçışıydı. kullanmadığım halde üzerine bi keyif sigarası yaktım ve her zaman yaptığım gibi gözlerimi kapattım başımı yukarı kaldırıp huzur içinde arkama yaslandım. anın tadını çıkarırken bi kaç saniye sonra belimde inanılmaz bi acıyla irkildim.ne olduğunu bile anlamamıştım ananı gibiyim yerde acıyla kıvranırken doğrulmak için ellerimi yere koyduğumda elime gelen iğrenç sıvıyı görünce herşeyin farkına vardım. ishalmişim!!! kendimden geçerken "küçük taşla züt silme, ya tak eline bulaşır ya da taş zütüne kaçar" diye fısıldayabildim.
gözlerimi açtığımda karşımda beni ayıltmaya çalışan annemi. ağzından köpükler saçarak üzerime yürüyen alt kattaki komşu cabbar abiyi ve onu güçlükle tutabilen röpteşambırla aşşağı inmiş babamı gördüm. röpteşambır ne alakaydı amk. rüzgarda uçuşan röpteşambırın altından da hayal meyal bir peştemal gördüğümü hatırlıyorum. babam gerçekten acayip bi adamdı amk. sanırım onun da ritüelleri vardı. neyse gördüklerim karşısında tekrar baygınlık geçirmişim.