sıradan bir

Sıradan bir günümü yazıyorum.

sorunlu değilim diye düşünüyorum 

3 yıldır brezilya'da yasıyorum. geldiğimden beri hayatımı gözleme dayadim. yolda yürürken gördüğüm insanlara bakıyorum o an neler düşündüklerini düşünüyorum. saçma gelebilir ama uçan böceklerin yerde ki karıncanın bile ne düşündüğünü düşünüyorum. günler cok siradanlasti. i̇nsanların normalde dikkat etmediği seylere dikkat ediyorum. mesela benden 1 dk önce yola çıkmış olan ve önümde yürüyen adam hergun aynı yerde tükürüyor. adami gormuslugum yok ama o tukurugu hep goruyorum neyse..

sabah herzaman ki gibi evden çıktım. evin önünde ki yokuşu aynı hızda indim bunu yaparken saniye tutuyorum. beyaz ayakkabılarım ayağımdaydi yine. cool olsun diye gevşek bağlayıp 3 dk ka sonra itfaiyenin önünde önce sol ayağımın bağını gibilastirdim yürürken digeri cok gevşek kaldı ve her zaman ki gibi parkın orda ikinci basamakta onu sıktım bir kaç kisi ile selamlastim ve sabah özgüvenim doldu icime. 

ayakkabımın kenarından giren taslar rahatsızlık versede çıkarmıyodum ertesi gun tekrar girceklerdi çünkü. bir kaç orta yaşlı kadın gördüm bir kaç fantezi kurdum ve yoluma devam ettim fantezi kurarken vakit hızlı geçiyor. benzincide durdum gittim ve herzaman ki gibi iki paket lucky strike vermelho istedim. orayı seviyorum çünkü kasiyer kızin cok tatlı gözleri var mavi. 

sigarayı aldıktan sonra icinden bir dal çıkardım acaba onun basından neler gecti diye düşünürken aynı zamanda icmeye başlamıştım. kasada ki kızı düşünüyordum hala. kızın sevgilisinin işyerinin önünden geçmeme yaklaşık 3 dk vardı sigara asla ordan geçerken bitmezdi. her sabah adama aynı ters bakışları atıp yine sevgilinden sigara aldım dıyordum içimden. onunda o bisey mı ben gibiyorum onu dediğini işitir gibiydim. yine sinir oldum ve devam ettim. sehir cok küçük olduğu için herkesle az cok muhabbetim vardır. (sehir:antonio prado) soforle konuştum biraz benden sonra gelen iki kız hakkida 3some hayaller kurdum ve herzaman ki yerime oturdum 3 gün önce öldürdüğüm sinek bile camın kenarında beni bekliyordu. onun cesedini gördükçe bı hüzün kaplasada icimi viz viz sesine olan sinirimi azaltmiyordu kendimi biraz sorgulayip rüya görmek için gözlerimi kapattım. yine hayaller gördüm gercek gibilerdi fakat otobüsün ne zaman durucagini  bildigim için kalktım. üstümü düzelttim ve indim okula yürüdüm kampüste ki güzel kızları izlerken arkadaşlarla toplandık bir kaç yalan bir kaç abartı olay dinleyip gercek olay örgüsünü düşündüm. neyse amk. canım sıkıldı biraz fransızca anime izleyip anlamaya çalışıp devam ederim belki. portekizceye yakın bir dil olduğu için anlamak daha kolay. 

neyse derslere falan girdim öğretilenleri anlamak yerine anlasam nerde isime yariyabilicegini düşündüm. okuldan çıktım her zaman ki restoranda herzaman ki masaya oturdum iki arkadasım orda garsonluk yapıyor okuldan çıkarken selamlastigimiz halde yine selamlastik böyle mal insanlarız. tabağı yine 5.25 liralık doldurdum ananas suyu söyledim o gelene kadar yegin yarısına gelmiştim bile. yemek yerken acaba kuresellesen beyaz rus ticaretinin sarisin rus enflasyonuna etkisini düşündüm bu konuya çözüm getiremeyince kasada duran kızın bana her seferide tatlım demesinin bir iliskinin başlama vaktinin geldiginin habercisi olduğu kanaatine vardım ve cebimden 10 lira cikartirken etkileyici göz kontagi kurmaya çalıştım. lakin kızın pek gibinde olmadı sanırım naz yapıyordu kendine göre herneyse cikletimi aldım  ve otobüse yetiştim. yine aynı koltuğa oturdum telefonda müzik olmasına rağmen kulaklık almadığım için müzik dinlemedim çünkü eğer kulaklık takarsam dünyadan koptugumu hissediyorum ve bu insanı üzüyor. bugün cok ciksi bir kız vardı farklı olarak bir kaç beyin fırtınası yaptım kendi kendime ve muhtemelen sehirde ki tek gece klübünün dansçısı olduğu kanaatine vardım çünkü küçük bir bavulu ve taytin üstünden belli olmayan bir iç çamaşırı vardı. bu konuyu not aldım haftasonu gidip bakicaktim. bunları düşünürken sehre dondüm eve yürüdüm. yokuşu yine aynı tempoda çıktım. ozzy(köpeğim) herzaman ki gibi beni bekliyordu amina koyim bu köpeğe sevgili şart üzülüyorum. benim gibi olcak diye. herneyse biraz onla oynadım üstümü değiştirdim 13.19 da evden çıktım yürüme mesafesi 5 dk olan eski bir okula gittim. saniyeyi bilmediğim için 19 gece çıktım yokuşda kaç sn kaybedicegimi bilmemek beni tedirgin ediyor çünkü. eski okula gittim haftaici hergün gidiyorum orda fakir zenci piclerin gelecegini değiştirmek için çabalıyorum çünkü. neyse okula vardım tam 13.25 de 5 dk çocuklarla selamlastim o sırada derneğin servisi geldi uzakta oturanlar onunla geliyor uzak dediğim yürüme mesafesi 20 25 dk olanlar sehir got ici kadar çünkü. cocuklar geldi ben beden egitimi hocası oldugum için hemen çocuklarla yıkılmak üzere olan spor salonuna gittim gece yağmur yağdığı için önce yerleri temizledik beraber bu is cidden sıkıcı amk. sonra yine futbol oynadık en sevdikleri şey futbol oynamak amk başka spor sevmiyolar arada dağcılık yapıyoruz fakat cok ugrasli hepsiyle ilgilenmem. 
orda ki çalısmamız bitince yolu uzatarak çocuklarla yürüdüm eskiden evlerini göstermeye utansalarda artık alıştılar. daha sonra eve geldim maria(temizlikci) ütüye başlamıştı bu kadının kalçaları beni hep düşündürüyor. neyse duş aldım duş alırken elvis sacını nasıl öyle yapıyordu diye düşündüm sanırım kullandığı jole ile alakaliydi. dip not:eskiden lımon gibardik. 

neyse jole sürmem surenide sevmem bence cok muallakce birsey doğallık hep iyidir. dışarı çıktım sözlüğe baktım biraz bahçede koltuğuma oturup sigaramı yaktım. suan kaç insan gercekte istediği kisi olamadığı için burda olmuş gibi davranıyor onu düşündüm. biraz blog gezdim facebook adlı sitede sevdiğim insanlarla konuştum birkaç grubumuz var orda büyükçuluk oynuyoruz. hepimiz yeni yetmeyiz oysa ki. herneyse vaktimin cogunu orda geçiriyorum. aksam babam ve arkadaşları ile gol evine gittik her hafta pazartesi geceleri orda erkek erkeğe kağıt oynar icer mangal yapar gaucho dinleriz dipnot:ben hala kafamda fanteziler kuruyor oluyorum orda. 
yemek yedik biraz para kaybettik 23.00 gibi eve donduk belki biraz daha geç son sigaramı içip odaya çıktım facebook da arkadaşlarla boş boş seviyesiz muhabbetler ettik 12,5 yas kuralları gibi. 
2 olmuştu saat yatma vakti yakındı hemen alarmımı kurmaliydim o olmadan uyanamaz insan. ben insan olmadığım için 3 alarm kuruyorum 1.si uykumu gibsin diye 2.si kalkmaya az kaldı haberin olsun diye 3.su artık kalkmaliyim diye bazen 5 dk daha pay veriyorum kendime o 5 dk boyunca kaç dk kaldı onu hesaplarken uykum açılıyor. 
ve uykuya daliyodum artık bu gece yeni seyler görüp gerçekmiş gibi hissedicektim yine. artık hayatımın hangi kısmı rüya hangi kısmı gercek ayırt edemiyorum. 

özet: bence kutup örümcekler foklardan daha yalnız gece kapının önünde sigara içip turku dinlerken hep aynı örümcek aynı tasın üstünden beni izliyor aramızda bir iliski olabilir fakat cok küçük benim için yinede her canlıya şans vermek gerekir bana açılmasını bekliyorum yakında. 

not:belki daha gecmis zamanlarimida anlatırım ama duruma bağlı belki anlatmam.