0
Pekmez:
-Kim konuşuyor o zaman? diye sormuş.
-Mikrobunuz konuşuyor canım, diye cevap gelmiş sesten.
ikisi de gözlerini bardağa dikmiş dikkatli bir şekilde bakıyorlarmış. Fakat hiçbir şey göremiyorlarmış.
Sütlaç:
-Biz seni göremiyoruz, demiş.
Mikrop:
-Görünmediğim için zaten mikrop olarak yaşıyorum, demiş. Görünseydim, siz insanlar beni yaşatır mıydınız? Bardağın tam kenarındayım ama görmeniz mümkün değil. Neyse konuya dönelim. Siz hiç akıllanmadınız mı, hastaneden daha yeni çıktınız.
Sütlaç:
-Ne oldu, ne yaptık ki? diye sormuş.
Mikrop cevap vermiş:
-Uyarmasam az daha bardaktaki suyu içiyordun.
Sütlaç:
-Zehir değil ya, su içecektim. Ne var bunda? diye sormuş.
Mikrop:
-Bu su ne zamandır burada duruyor? diye sormuş.
Kızlar biraz düşünmüşler. Pekmez hatırlamış.
-Dün sabah ben getirmiştim bu suyu. Kahvaltıdan sonra susamıştım, biraz içtim kalanı da masanın üzerine bırakmıştım. Niye sordun ki?
Mikrop:
-Bu su dünden beri ağzı açık bir şekilde masanın üzerinde duruyor. Biz mikroplar doğum günü bile yaptık bu suda. Siz şurada oyun oynarken biz ne eğlenceler düzenledik.
Sütlaç:
-Ay özür dilerim az daha içiyordum hepinizi, demiş. Ama benim suçum yok ki, sizi görmedim, çok susamıştım.
Mikrop:
-Yok canım bizim için önemli değil, demiş. içsen de bize bir şey olmaz. Biz senin vücudunun içinde müsait bir yer bulur, yerleşirdik.
Pekmez merakla sormuş:
-Hep içimizde mi kalırsınız siz, bir daha dışarı çıkmaz mısınız?
Mikrop onun bu saf sorusu karşısında gülmüş:
-Olur mu canım öyle şey, çıkarız tabi ki. Bir gün bir hastalık olarak çıkarız ortaya. Ben size acıdım, daha hastaneden yeni çıktınız diye uyarmak istedim. Yeniden hastalanmanızı istemedim.
Sütlaç:
-Ayyy teşekkür ederim çok iyisin, demiş.
Mikrop:
-Suda bir tek biz olsak zararı yok, demiş. Biraz önce suya dev bir böcek düşüp öldü.
Dev bir böcek deyince ikisi de eğilip suya bakmışlar. Dikkatlice bakınca suyun içinde minicik bir böcek ölüsü görmüşler.
Pekmez hayret içinde sormuş:
-Dev böcek dediğin bu mu?
Mikrop:
-Eee... Benim cüsseme göre dev sayılır, demiş. Hem ayrıca boy pos önemli değil ki. Minnacık diye küçümsediğin o böcek ölüsü, seni hasta etmeye yeter. Uyarmasam az daha yutuyordun.
Sütlaç hemen kendini savunmuş.
-Ama çok küçük göremedim ki, demiş.
Mikrop ona bir soru sormuş:
-Ağzı açık kaplarda beklemiş yiyecek ve içeceklerin siz insanlar için zararlı olduğunu duymadın mı?
Sütlaç utanmış.
-Duymuştum ama suyu içeceğim zaman aklıma gelmedi, demiş.
Mikrop konuşmasına devam etmiş:
-O böcek olmasa da biz sizi hasta etmeye yeteriz. Nerede açıkta yiyecek ya da içecek varsa biz mikroplar üzerine çullanırız. Bardağın üzerini örtseydin, su temiz kalır biz de giremezdik.
Pekmez:
-Bundan sonra dikkat ederiz, bizi uyardığın için teşekkür ederiz, demiş.
Mikrop:
-Bir şey değil, demiş. Şimdi beni zütürün lavaboya dökün de oradan gidip biraz büyüklerimi ziyaret edeyim.
Pekmez üzülmüş mikroptan ayrılırken.
-Seninle tekrar nasıl görüşebiliriz? diye sormuş.
Mikrop:
-Sizin iyiliğiniz için görüşmesek daha iyi ama ben yine de görüşme imkanlarımızı anlatayım, demiş. Yemekten önce ve sonra ellerinizi sabunlamazsanız çabuk buluşabiliriz. Kirli ellerinizle birlikte çabucak ağzınıza girerim, ancak hastalık olarak karşılaşabiliriz. Onu tavsiye etmem. Ayrıca tuvaletten çıkınca ellerinizi sabunlamazsanız sadece ben değil koca bir mikrop ordusuyla görüşürsünüz. Onu hiç tavsiye etmem, sizin için hiç iyi olmaz.
Sütlaç:
-Ama sen tek olsan bize zarar vermezsin değil mi? diye sormuş.
Mikrop safça sorulmuş bu soruya da gülmüş.
-Hiç güvenmeyin kızlar, demiş. Mikrop her zaman mikropluğunu yapar. Ben sizi uyardım çünkü o suda böcek ölmüştü. Böcekli suda oluşan mikroplarla aram hiç iyi değildir. Onlarla sizin vücudunuzda birlikte olmak istemedim.
Pekmez:
-Yani bizim için değil kendi keyfin için bizi uyardın o zaman, demiş. Ben de ne iyi mikropmuş diye düşünüyordum. Artık sana acımadan suyu lavaboya dökebilirim.
Mikrop:
-Dök dök, demiş. Ama belki suyla birlikte gidemem bardağın kenarında kalabilirim. Onun için sakın bardağı deterjanlı suyla yıkamayın tamam mı! Deterjana karşı alerjim var.
Sütlaç:
-Üzgünüm, biz affetsek annem affetmez, hadi artık hoşçakal, demiş.
Pekmez bardağı mutfağa zütürüp suyu lavaboya dökmüş. Bardağı da bulaşık yıkayan annesine vermiş. O günden sonra Sütlaç ve Pekmez temizliğe çok dikkat etmişler. Ne olduğunu bilmedikleri yiyecek ve içecekleri büyüklerine sormadan ağızlarına zütürmemişler. Açıkta beklemiş yiyecekleri yememişler.
Sağlıklarını korumak için dikkat etmişler.
Arkadaşlarını da temizlik konusunda dikkatli olmaları için uyarmışlar. Hastanede buldukları sessiz oyunla mikrobun hayatını oynamışlar. Anlatmak istediklerini oyunla daha iyi ifade edebilmişler. Mikroptan ve hastalıktan gereken dersi almışlar. Artık ders almak için oyun ve masalları tercih etmişler.
Tümünü Göster