-1
F- Suça Etkili Haller
Madde metinden de rahatça anlaşılacağı gibi hafifletici neden öngörülmemiştir. Ancak bunun yanında maddenin ağırlatıcı hali düzenleme altına alınmıştır(m.235/3).
Buna göre; maddenin üçüncü fıkrasına göre, ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşabilmesi için, ilgili kurum veya kuruluşun herhangi bir zarar görmesi ge­rekmemektedir. Bu bakımdan, ihaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmiş olması, bu suçun nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir.
Bu nitelikli hâl dolayı­sıyla cezanın artırılabilmesi için, zararın meydana gelmiş olması yeterlidir, meydana gelen zararın miktarının tam olarak belirlenmesine gerek bulunmamaktadır
G- Ceza Kovuşturması ve Usulü
Kovuşturma genel esaslara tabidir. Ancak Failler açısından bir değerlendirme yapar isek; Suçu işleyen memur ise; kovuşturulmasında 4483sk[16] m.2/1 “suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümler saklıdır” denmiştir[17]. 3628sk[18] m.17/1’e göre “3628 sayılı kanunda yazılı bulunan suçlarla, irtikap, rüşvet, ihtilas, zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık , resmi ihale ve alım satımına fesat karıştırma, devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında” 4483sk yerine 3628sk uygulanacaktır[19]. Buna göre savcı suçu doğrudan kovuşturabilecektir[20]. Eğer fail memur değil ise; kovuşturma genel esaslara tabi olacaktır.
Suçun cezası 235.maddenin birinci fıkrasında belirtildiği gibi; beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezasıdır.
F- Suçun Özel Görünüş Şekilleri
YTCK m. 235 deki teşebbüs ile ilgili düzenlemeler hakkında bilgi vermeden önce, yeni yasa ile konuya getirilenlere genel olarak bakmak gerekir. Buna göre yeni yasa ile; tam teşebbüs – ekgib teşebbüs ayrımı kaldırılmıştır. Teşebbüs konusunu düzenleyen 35. madde aynen şöyledir:
“Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.
Suça teşebbüs hâlinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir”
Suç Yolunun (iter Criminis) başlıca üç öğesi vardır. Bunlar hazırlık hareketleri, teşebbüs, suçun tamamlanmasıdır. Ceza kanunları hazırlık hareketlerini cezalandırmamaktadır[21]. 35/1 maddede “doğrudan doğruya icraya başlama” kavramı kullanılmaktadır. Böylece failin işlemeyi kast ettiği fiille ilgili olarak icra hareketlerinin belirli bir gerçekleşme aşamasına gelmesi gerekir. Öncelikle failin hangi suçu işlemeyi kast ettiğinin belirlenmelidir. Ancak bu belirleme tek başına yeterli olmaz. Failin suçu doğrudan doğruya işlemeye başlamış olması gerekir. Örneğin; bir kişiyi öldürmeye karar veren fail bu amaçla gidip tabanca satın alsa ve bu durumda yakalansa öldürmeye teşebbüs durumundan bahsedilemez. Zira mahiyet itibari ile doğrudan icraya geçmemiş yani hazırlık aşamasında kalmış bir eylem söz konusudur. Hazırlık hareketleri cezalandırılması bu hareketler ayrıca bir suç teşkil etmiyor ise mümkün değildir[22].
35. maddenin ikinci fıkrasında “meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı” kavramı bulunmaktadır. Bu kıstasta teşebbüste kalan bir suç için ne kadar indirim yapılacağını diğer bir ifade ile tayin edilecek cezayı saptamak için kullanılacaktır[23]. Örneğin elindeki sopa ile karşısındakinin kafasına bir kez vurmaktan ibaret eylem ile karşısındakinin kafasına birkaç kez vurup, devam etmesi etraftakilerce engellenen kimselerin (öldürme kastı olduğunu kabul eder isek) durumu teşebbüste kalmış insan öldürme fiili olacaktır. Ancak tayin edilecek cezalar “meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı” ölçütüne göre farklı olacaktır. Bunun yanı sıra; failin davranışlarının teşebbüs şeklinde değerlendirilmesi için kullandığı aracın veya yaptığı hareketlerin suçun kanundaki tanımında öngörülen fiili meydana getirmeye elverişli olmalıdır. Elverişlilik sadece kullanılan araç bakımından değil aynı zamanda suçun konusu da dâhil olmak üzere bütün fiil yönünden bulunmalıdır.
Devlet ihalesine Fesat Karıştırma suçu açısından konumuza bakarsak, faillerin devlet ihalesine yukarda sayılan hareketler neticesinde; fesat karışması ile suç tekemmül etmiş olacaktır. Bunun için faillerin bu konuda anlaşmış ve harekete geçmişler ancak ihaleye fesat karıştıramamışlar ise suç teşebbüs aşamasında kalmış olacaktır. Şöyle bir örnek ile açıklar isek; ihaleye katılacağını bildiği bir rakibini ihaleyi düzenleyen memurlar ile anlaşarak ihaleye girmemesi için tehdit eden ancak yine de kişinin ihaleye girmesini engelleyemeyen kişiler için devlet ihalesine fesat karıştırma suçuna teşebbüsten hüküm kurulabilir. Zira failler, ihaleye katılmak için çalışan birini engellemek için tehdit etmişler yani suçun oluşması için kasten doğrudan icraya başlamışlardır. Ancak tehdit edilen kişi ihaleye girdiği için suç oluşmamış, teşebbüste kalmıştır. Kısaca anılan suç, teşebbüse elverişlidir.
iştirakkonusuna gelince; bu konu ile ilgili pek yeni bir düzenleme getirilmemiştir. Buna göre devlet ihalesine fesat karıştırma suçu ile ilgili olarak iştirak hükümleri uygulanacaktır. Yani iştirak konusu genel hükümlere tabidir[24].
içtima hususuna gelince; suçların içtimaı hakkında YTCK’nın 42. maddesinde bileşik suç, 43. maddesinde zincirleme suç ve 44. maddede fikri içtima hallerine yer verilmiştir. Suçun oluşması için zarar şartı aranmadığından, 235. maddenin 4. fıkrasında açıkça belirtildiği gibi, görevli kimse fesat karıştırma ile menfaat temin etmiş ise, ayrıca rüşvet, irtikâp, görevi kötüye kullanma gibi suçlardan sorumlu olacaktır[25]. Bu durum fesat karıştırma halinde etkili eylem, öldürme vs suçların meydana gelmesinde de geçek içtimaı gerektirecektir. Yani suçlar için ayrı bir ceza tayinine gidilecektir. Zincirlenme suça ilişkin hükümlerin madde kapsamında uygulanması kabildir. Burada önemli tartışma kanaatimizce; sahtecilik suçları ile devlet ihalesine fesat karıştırma suçu arasındaki ilişkidir. Burada sahteciliğin (YTCK m.204,205.206 vd.) hiç duraksamadan ayrı bir suç olacağını yani ihaleye fesat karıştırma sırasında sahtecilik yapılması halinde iki suçtan da ayrı ayrı ceza tertip edileceğini söyleyebiliriz. Zira YTCK m. 212 şöyledir: “Sahte resmî veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması hâlinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur”[26]
Sonuç
5237 s. Türk Ceza Kanunu m.235 ve m.236. maddeleri hazırlanış açısından verir niteliktedir. Ayrıca fesat karıştırılırken ayrı bir suç işlenirse (YTCK m. 235/4), faile ayrıca suçtan ceza verilmesi ön görülerek, doktrinde, bu konuda var olan görüş ayrılığına da son verilmiştir. Özellikle “fesat“ kavrdıbına getirilen düzenlemeler; Devlet ihale Yasası ve Kamu ihale Yasasının, Ceza Kanunumuza yapmış olduğu atıflar ve tanımlara uygun oması, Ceza Kanunu ile temel ihale yasaları arasındaki kavram kargaşasını ortadan kaldırmış, bir ahenk sağlanmıştır. Bu tip, yani Ceza Kanunu uygulanmasına atıf yapan kanunlar ile Ceza Kanunu arasında bütünlük kuran düzenlemeler “kanun yapma tekniği“ açısından çok faydalıdır[27]. Zira hukuk bir bütündür.
Bunun yanında TCK m.205’te geçen “fesat” kavrdıbının içeriğinin ne olduğu yani nelerin ihaleye fesat karıştırmak olduğu net değildir[28]. Bunun için suçun zarar suçu olmaktan çıkarılıp, tehlike suçu haline getirilmesi gerekir. Çünkü bu suç ile korunan idarenin maddi kaybının önlenmesi yanında idarenin işlemlerine güven ilkesini sağlanmasıdır. Zararın meydana gelmesi ağırlatıcı neden olarak düşünülebilir.
Esasen “ihale” ile ilgili bütün maddeleri bir araya getirip tek bir düzenlemeye gidilmesi uygulama karışıklığını önleyecek bir tutum olacaktır. Yeni Türk Ceza Kanunundaki düzenleme bu anlamda takdir edilebilir niteliktedir. Getirilen yeni düzenleme, suçu ayrıntılı olarak düzenlemekle birlikte önceki düzenlemedeki kavram kargaşasını da ortadan kaldırmıştır.
Tümünü Göster