Bu entry silinmiştir
-
1.
0ölmüş gitmiş panpa boşver
-
2.
0Sanane esnaf sümügü adamin Atatürk sevgisi seni mi gerdi
-
3.
0sen allah mısın da kimin yanacağına kimin cennete gittiğine karar veriyorsun.
al oku zındık
"Yine Rasûlullah –Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem– Efendimizʼin haber verdiği şu hâdise de bu hususta mühim bir îkaz mâhiyetindedir:
“isrâiloğulları içinde, birbirine zıt istikâmette iki kişi vardı: Biri günahkârdı, diğeri ise ibadette gayret gösteriyordu. Âbid olan, diğerine günah işlerken rastlardı da; «Vazgeç!» derdi. Bir gün, yine onu günah üzerinde yakaladı. Yine; «Vazgeç!» dedi. Öbürü ise:
«–Beni Allah ile başbaşa bırak. Sen benim başıma müfettiş misin?» dedi. Diğeri:
«–Vallâhi Allah seni mağfiret etmez.» Veya; «–Allah seni Cennetʼine koymaz!» dedi.
Bunun üzerine Allah Teâlâ ikisinin de ruhlarını kabzetti.
Bunlar, Âlemlerin Rabbi’nin huzûrunda bir araya geldiler. Allah Teâlâ, ibadette gayret edene:
«–Sen Ben’im elimdekine kâdir misin?» dedi. Günahkâra dönerek:
«–Git, rahmetimle Cennetʼe gir!» buyurdu. Diğeri için de:
«–Bunu ateşe zütürün!» diye emretti.”
Ebû Hüreyre–Radıyallâhu Anh-der ki:
“(Adamcağız, Allâh’ın gazabına dokunan münâsebetsiz) bir söz söyledi; bu söz, dünyasını da, âhiretini de helâk etti.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 43/4901)
Demek ki, kimin ne olacağını ve kalplerde gizli olanı, ancak Allah Teâlâ bilir. Bize düşen, evvelâ kendi hatâlarımızla meşgul olarak, tevbe ve istiğfâra sarılmaktır. Dolayısıyla bu fânî dünyada, âdeta bir mayın tarlasında yürüyormuşuz gibi, her hâlimize dikkat etmeliyiz."