1. 601.
    +3
    Gözlerimi bi anda açtım ve yerimde doğruldum. Saat nerdeyse yarım olmuştu. Kafamda ciddi bi ağrı ve baş dönmesi söz konusuydu. işin garibi üzerimde pike vardı ve üstümde değişmişti. Hatta boxerım bile. Bunu gaip mi yapmıştı? O yapmış olmasa bile yapanı büyük ihtimal tanıyodu. Mehmet odada yoktu, o da büyük ihtimal görmüştü her şeyi. Odaya sessizlik hakimdi ve ay ışığı pencereden vurup odaya parliement mavisi bi görünüm veriyodu. Altıma bi kapri çektim ve alt kata gaip in yanına indim.
    Odada tacik arkadaş vardı ve gaip malikanın yanında dedi. Malikanın odasına gittim bende, kapıyı çaldım. Kapıyı açan kişi büyük ihtimal üzerimi değiştiren kişiyle aynıydı, nasıl düşünemedim?
    -naber can? Kendine gelebildin mi?
    -sendin di mi dinara?
    -sen yat kalk bana şükret yoksa sırılsıklam seni orda bırakacaklardı
    -teşekkürler, ama boxerımı bile değiştirmişsin, bence o kadarına gerek yoktu
    -amaan nolcak, sanki daha önce görmediğim bişey mi?
    -sen değilde gaip ve Mehmet daha önce görmemişti
    -yok merak etme yine görmediler
    -neyse, sağolasın şimdi bana bi iyilik daha yap
    Küçük Parmağınının ucunu hafifçe ısırarak ve kaşar gülümsemesiyle sordu
    -ne yapıyım?
    -sen nasıl bi kızsın ya? 7-24 bi insanın aklı bacak arasında olur mu?
    -sanki seninki başka bi yerde
    -benimki bazen mideme kadar çıkıyo, şimdi olduğu gibi. bana sert bi kahve yaparsan çok sevinirim
    -tamam can, geç şöyle içeri sen otur ben geliyorum
    ···
  2. 602.
    +3
    Gaip ve malika içeri girince tebessüm ederek hoş geldin dediler
    -gaip, brat moi, çok sağolasın gerçekten sende olmasan nasıl çıkardım bilmiyorum
    -aslında bunu ilkine sayalım, bana ikinci bi teşekkür daha borçlusun
    -anlamadım ne ikincisi
    -geçen sene bi kere seni yurdun önünde sızmış halde bulmuştum, o zaman daha kötüydün yine ben çıkardım odana kadar
    Bi anda kafamda bi şimşek çaktı ve flashback oldu. evet sanki öyle bişey hatırlıyorum, zar zor döndüğüm bi gün yukarı nasıl çıktığımı anlayamamıştım. Odamda uyanmıştım ama her şey bulanıktı.
    -demek sendin? O zaman ikinci defa teşekkür ederim
    -da ladno, ben şakadan söyledim, cidden hatırlamıyor musun?
    -hatırlasam bir yıl sonra teşekkür eder miydm?
    -nedir bu kadar içmene sebep, kış günü bi de sırılsıklam olmuşsun
    -boşver ya, oldu bişeyler, ama şifayı kaptık heralde. içim titriyor, biraz sıcak suyun altına girip terlemem lazım.
    -malika sana bi çorba yapsın istiyosan
    -yok gerçekten sağol
    Malika ısrar etti ona zahmet olmayacağını söyledi ama ben istemedim. Zaten dinara da elinde kahvemle gelmişti. Bana bi kupada verdi kahveyi ama bardağın içi savaş alanı gibiydi
    -bu bardağın hali ne? içine mi boşaldınız naptınız
    Dinara gülmekten üzerime yıkıldı, türk mizah anlayışı nedense çok komiğine gidiyodu. Ben ciddi duruyodum ama o gülmekten dizimi dövüyodu.
    -ne adamsın ya! iyi güldüm valla
    -evet hepimiz gördük zaten açıklamana gerek yok
    Kahvemi yudumlarken bazen momental olarak diana ile geçirdiğim anılar gözümün önüne geldi. O da kahveyi çok severdi. Bardağın içindeki karanlıkta onu görür gibi oldum, bana elini uzatıp tutmak ister gibiydi. Ve aynı zamanda haykırıyodu;
    ‘karanlığın içinden, gün doğar ya aniden, belki öyle can bulur bizim yarım kalan hikayemiz’
    Dünyanın en karanlık olduğu zaman, güneşin doğmasından önceki son andır. Bu ayrılık bi son değil, yeni bi başlangıcın adıdır.
    ···
  3. 603.
    +7
    Bu gecede yine birlikteliğimizin sonuna geldik gençler, sezon finaline doğru adım adım yaklaşıyoruz. Geleneksel olarak yaptığımız işi yine yapalım, caps vermezsek ayıp olur.
    Bu kız yurttan birisi, durumu ona anlattım bi sitede rusya hayatımı yazıyorum dedim bana bi kaç resim lazım dedim .benim çekmeme izin vermedi ben çeker sana atarım dedi ve attı da
    http://imgim.com/8rb4no4yfvs.jpg
    bu da bu sene tanışma sitesinden düşürdüğüm bi kız, en fazla elletti başka bişey yapamadım çünkğ Dağıstanlı veya avar olması muhtemeldi
    http://imgim.com/nhp-u-osb8g.jpg
    bu da internette tanıştığım sadece net üzerinden muhabbet ettiğim bi kız. Ukraynada yaşıyo ona da rica ettim biraz erotik bi caps at dedim o da bunu yolladı
    http://imgim.com/pwztqlmmeck.jpg
    size bahsettiğim güney Amerikalı futbol oynadığım arkadaşlarım altta oturan türkiyeli benim üstteki oda arkadaşım, en soldaki iki perulu kardeş
    http://imgim.com/2013-04-14163534.jpg
    veronika & ben (meşhur pembe gömleğimle)
    http://imgim.com/dyiz2grw77i.jpg
    irina & ben (geçen sefer tırnaklarını sarı kırmızı yapan kız, metin oktay pozu vermiştik hani)
    http://imgim.com/uwqaonrlmrg.jpg
    bizim şehirdeki veliki pötr heykeli sahilin sonunda demiştim
    http://imgim.com/sdpvtb1isj8.jpg
    dinara & ben (türkmen kaşarı)
    http://imgim.com/dinara.jpg
    her zaman gittiğim sahil dediğim yer, resmi kendim çektim
    http://imgim.com/adada%282%29.jpg
    misyonerlerin mekanının giriş kapısında yazan bi yazı, kendim çektim. anlamı
    ‘tanrı seni seviyor ve hatırla, hz.isa yakında gelecek
    http://imgim.com/3986incio5510560.jpg

    kendinize iyi bakın gençler, en kısa süre içinde görüşmek üzere hepinize kucak dolusu sevgiler
    ···
  4. 604.
    +2 -1
    http://imgim.com/9069253_67c5b73627.jpg

    son defa bu akşam toplanıyoruz...
    ···
  5. 605.
    +7
    18 yıllık öğrencilik hayatımı bitiren belgeyi sonunda aldım gençler. anlatacaklarıma geçmeden önce her zaman olduğu gibi sizi aydınlatmak istiyorum, neden sürekli yazamıyorum neden boş vaktim olmuyor bu nedenlerden dolayı gelen pm ler doğrultusunda bazı şeylere ışık tutalım.
    Işık ılık süt iç mevzusuyla başlayan öğrenim hayatım gavur amı gibi yanıyoya kadar devam etti. 6 yıl önce ilk rusyaya geldiğim gün oturup yere, başımı ellerimin arasına alıp bu üniversite nasıl biter, bu 6 yıl nasıl geçer diye düşünmüştüm. inanmazsınız 6 yılı 6 dakikada anlatırım. Zuhaha yalana bak başlığı açalı aylar oldu hala bitiremedim.
    Ama korkmayın, buraya, sizin karşınıza son defa çıkıyorum, bugün bu işe noktayı birlikte koyuyoruz. biraz mutlu biraz hüzünlüyüm, diploma sevincimi paylaşacak hiç yüzünü görmediğim hatta adını bile bilmediğim nick lerle hitap ettiğim sizler yani siber dostlarıma veda edeceğim için hüzünlü, daha fazla öğrenci olmayacak ve ekonomik özgürlüğünü ele alacak olduğum için de mutluyum. Şu an bu satırları yazarken ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Olayı daha fazla dramatize etmeden ben son günlerde neler yaşadığımdan biraz bahsediyim, sonra da kaldığımız yerden devam ederiz.
    ···
  6. 606.
    +3
    Son görüşmemizden bugüne bazı belgelerin çeviri ve tasdik işleriyle uğraştım. Aslına bakarsanız hala da aynı şeylerle uğraşıyorum bi türlü halledemedik. Yurt dışında diploma aldık ama hemen gibini sallayarak memleketine dönemiyosun. Bi yığın prosedürden geçiyoruz dediğim gibi daha da bir sürü iş var.
    diploma almadan önce yurttaki arkadaşlarımdan tek tek ayrıldım, kimisini havalimanından kimisini istasyondan kimisini gardan memleketlerine uğurlarken baya duygu dolu anlar yaşadık. Bi daha görüşemiycek olmak çok ilginç bişey. 6 yıl beraber yaşa, gez, toz sonra bi anda hayatlarından çık. Azeri, tacik, rus, türkmen, Amerikan, Fransız, Moldovalı bi yığın elemanla vedalaşmaktan manevi olarak yıprandım diyebilirim. Ama sağlam dostluklar kurduğuma inanıyorum.
    Vedatla bile vedalaştık, gerçi onunla birz farklı oldu. son ana kadar birbirimizle dalga geçmeye devam ettik. Adam otobüse binecek bi daha görüşemiycez ben hala hadi gibtir daha burda mısın diye kafasına vuruyodum. Türkiyede 6 yılda sadece bi kere görüşebildik çünkü adam meşgul o boş olunca ben meşgulüm felan ama bundan sonra ne olur bilemem. Velhasıl diploma alacağım günün sabahı bile ben garda adam uğurluyodum.
    ···
  7. 607.
    +5 -1
    Diploma almak için salonda toplandık, arkadaşların aileleri kıl-yün herkes ordaydı. Daha önce resmini attığım bi eleman vardı metin oktay pozu verirken oda yanımdaydı erkek, adı denis. Çok kral adamdır evine gitmiştim annesi de çok kral hatun bize yemek felan yapmıştı iyidi baya. Bu sefer oturduk bi saat onunla muhabbet ettik. Diplomaları dekan soyisim sırasına göre tek tek çağırıp kürsüde veriyodu. Fakültede tanıdık birisi çıkınca salonda kopan alkışın derecesi de değişiyodu. Bizim denis çıkınca baya bi gürültü oldu. adam film dublaj işiyle uğraşıyo özellikle bu sene bi yığın gösteri için dublaj yaptı bizim fakültede meşhur bi adamdır. Sınıftaki kızların hepsi de ciddi güzeldi 5 yıl boyunca dönüp bakmadığım kızlar bile öyle güzel olmuşlardı ki ayakta boşalırsınız o derece.
    ilk önce kırmızı diploma almaya hak kazananları çağırdılar, bütün fakülteden 3 kişi üçü de bizim sınıftaydı. Tabi üçü de kız. Kırmızı diploma rusyada öyle herkese verilen bi nane değil, 5 yıl zütünden kan alırlar adamın. Hiç 3 olmayacak ayrıca çok fazla 4 de olmayacak toplamda 82 tane ders görmüşüz 5 yılda bunların 75 i 5 olmak zorunda kırmızı alabilmen için. Sonra herkesi sıra sıra çağırdılar ama bizi atladılar. En son az eleman kalınca dekan aldı mikrofonu başladı konuşmaya;
    ‘şimdi adını söyleyeceğim öğrencinin diplmasını rektör imzalarken başını kaldırıp bana bi baktı, bu öğrenci hem yabancı hem birinci öğretim hem de 5 yılda okulu kayıpsız bitirdi öyle mi diye bana sordu. Ben de aynen dediğiniz gibi rektör bey dedim, kendisi fakültemizi kusursuz temsil eden nadir yabancı öğrencilerden. Ben yabancı dilde yabancı bi ülkede okumanın zorluğunu çok iyi bilirim, bu yüzden bu arkadaşı yürekten kutluyor ve diplomasını almak üzere kürsüye davet ediyorum’ dedi ve adımı söyledi. Gençler inanmazsınız, Michael Jackson çıksa sahneye öyle gürültü kopmaz. Ciddi bi alkış kıyamet yerimden kalkarken utandım herkes bana bakıyo özellikle sınıf arkadaşlarımın sağlam desteğini aldım. Fakültede böyle sevilen bi adam olduğumu bilmiyodum. Herkesle aram iyidir muhabbetim vardır ama bunu beklememiştim. Sahnede diplomamı alıp inerken gülen yüzler görmek çok hoşuma gitti. Oh be dedim, demek ki kimsenin kalbini kırmadan 5 yılı geçirmişiz, artık gönül rahatlığı içinde burdan ayrılabilirim.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 608.
    +4
    Daha sonrada dışarda bi kaç fotoğraf çektirdik ve akşam 8 de kutlama yapmak için mekanda görüşmek üzere deyip ayrıldık. Mezun olamayan tek adam daha önce en başlarda size capsini attığım elinde dildo tutan saşa. Hıyar herif diploma yazmadı bilerek, o kadar yalvardım dönemi kapatmış git bari ısmarla dedim elinde bi diploma olsun dedim dinlemedi. Paranın tadını alınca işi bırakıp diplomayla kılla-yünle uğraşamadı. Onu orada göremediğim için gerçekten üzüldüm tam kadro bitirmeyi isterdim açıkçası.
    Akşam ayarlanan mekana gittik ve yeniden şaşırdım. Dekolteler, abiyeler, makyajlar kızlar can yakıyo resmen. Önceden her şeyi ayarlamıştık, masada ana menü tekila ve etli salataydı. Biz mekana giren son grup olduk 5 kişi. içeri girince yine gürültü koptu, zaten gece klübü-bar arası bişeydi. Masaya oturunca bardaklar doldu, kadehler kalktı ve tekilamızı okulu bitirmemizin şerefine tokuşturup fondipledik. Nası gaza geldiysem 11 şot tekila içtim. Ama şaşırdığım olay normalde o kadarı beni sarsardı bu sefer deli gibi dans ettim, hopladım bi gib olmadı. Üstüne iki bardak viski-kola içtim, yanında da kavunlu nargile vardı. Mekanın resmen dıbına koyduk. rusyadaki son eğlencemi istediğim gibi geçirdim. Normalde veronika ile güzel planlarım vardı, ilerleyen saatlerde bi operasyon olabilirdi ama o erken pes etti. Her yerde onu aradım en son tuvalette yerde sızmış halde buldum. Klozete yaslanmış, kafası dizinde, her yeri açılmış sağa sola kusmuş kısaca iptal olmuş bi haldeydi. Gittim kızları çağırdım onlarda abçaoğlunu aradılar gelip zütürdü kızı. Çok deli gösteriler oldu, şansımıza erkek striprizci geldi amın düdüğü dedim zaten nerde gay var bizi bulur.
    Sınıftaki tüm kızlar iptaldi, yeniden anladım ki alkol kızları ciddi manada değiştiriyo. Bunu elli defa söyledim, bir-iki şot tekila rusyadaki kızları böyle değiştiriyosa türkiyede bi bardak biraya gibmedik am bırakmazsınız. Size söylüyorum çünkü başlık açıp duruyosunuz ‘kız arkaşım evine davet etti nasıl giberim, komşuyu nasıl yatağa atarım’ diye. En basit yöntem ve masrafsız, iki şişe bira. Kızı içmeye ikna ederseniz gerisi zaten kendisi gelir.
    ···
  9. 609.
    +6
    Sabaha kadar alöö dans dışında bişey olmadı, yani işte sonunda yine kimi gibti bu diye meraklı okuyosanız sizi uyandırıyım kimseye bişey yapmadım. Ayrılık zaten çok acı oldu, açıkçası beklemiyodum ama kızlar ağladılar. Yani 5 yıllık arkadaşlık söz konusu, bi daha nerde gelecen rusyaya, hadi geldin bu şehre nasıl yolun düşecek, çok zor.
    Kısaca rusya hikayesi bu şekilde sonlandı. Gerçi hala dökümanlarla uğaşıyorum ama en azından öğrencilik hayatım sonlandı diyebilirim. Şu an ne zaman türkiyeye dönerim belli değil, heralde büyük ihtimal Salı veya Çarşamba günü olur. Moskovada bi kaç işim var, boş bi zaman yakalarsam kızıl meydandan bi kaç caps alıp eklerim. Anlatacaklarım bitecek ama başlığı arada bi caps ekleme, ne biliyim sizlerin halini hatrını sorma adına canlı tutmayı düşünüyorum.
    Yerlerinizi aldıysanız kaldığımız yerden devam ediyoruz, en son diana ile olan ayrılığın ardından benden daha çok üzülen panpalar olmuş, bana pm attılar sağolsunlar. Ama inanın alesya ve diana nın kalbimde açtığı boşluğu ve yarayı heralde bi on yıl kapatamam gibi geliyor. Allah kimsenin başına aşk acısı vermesin, benim gibi yavşak birisi olup her kızla ilişkiye girerseniz sonunda kaybeden yine siz olursunuz. Evet gençler, iskele alabanda!
    ···
  10. 610.
    +3
    Derin bir Bulanıklığın içindeyim, etrafın blur seviyesi ışık hızında giderken camdan dışarı bakınca gördüğün belirsizlik kadar bulanık. Bi kapı açıldı, içeri tanıdık bi yüz girdi
    -Aa alesya ne yapıyosun burda?
    -seni özledim
    -ben de seni çok özledim, ama biliyosun biz evlenemeyiz
    -biliyorum
    -neden böyle yavaş hareket ediyosun
    -….
    -alesya korkuyorum üstüme gelme
    Göz çukurlarından akan kan bir gelinliğin üzerini tamamen kırmızıya boyayacak kadar çok ve kulakları sağır eden bir çığlık.
    Bi anda gözlerimi açtım, yatağımda sırılsıklam olmuştum ve içerisi aşırı havasızdı. Etrafa korkak gözlerle bakarken bunun da bi kabus olduğunu anladım. Ama bu kaçıncıydı? Diana dan ayrıldıktan sonra 3 aydır hep aynı kabuslarla uyanır olmuştum. Bi yerlerden akan kanlar bi şekilde bi gelinliğin veya çıplak beyaz bi cesedin üzerine dökülüyordu, ardından bi çığlık ve yatağımda terlemiş halde uyanıyodum. Birilerinin bedduasını mı aldım yoksa kendi bilinçaltımda büyüttüğüm bir olay mı anlayamadım. Ama kesin bişey varsa o da acil yardıma ihtiyacım olduğuydu.
    ···
  11. 611.
    +3
    Nisan ayı her zamanki gibi aşırı yağmurlu ve serin geçiyodu. Sigara ve alkolü bırakalı 51 gün olmuştu. 17 şubatta diana ile son görüştüğümüz gün içtiğim sigara ve kanyaktan sonra bi daha elimi sürmemiştim. Geceleri ani uyanmalarım sonrası özellikle sigarayı çok arar olmuştum. Karanlık köşelerde elimden tutan bi dal sigaranın dostluğu artık yoktu ama kendimi tutuyodum, her şeye rağmen eski sağlığımı geri kazanmalıydım. Ama endişelenmem gereken asıl husus beden değil akıl sağlığımdı. Ertesi gün hastaneye gitmeye karar verdim. Özellikle üzerimde kapşonlu montumla sahilde yağmurun altında avare gibi sürekli sağa sola boş gözler ve düşüncelerle gezer olmuştum. Bi hedef, bi amaç yoktu hayatımda. Ve bunların tek suçlusu yine bendim. iki tane ilişki hem de arka arkaya üzerimden öyle bi geçmişti ki ne derman kalmıştı ne takat. Vedat ve farisin ısrarlarına rağmen onlarla da görüşmemiştim yaklaşık 3 aydır. Sakal ve saç almış başını gitmişti. medine dilencileri gibi bakımsız, sokak kedileri gibi ıslaktım.
    Dinaraya gelince, o da arada bi gidip duygusuz ciksler yaşadığım kendimi tatmin için arada uğradığım bi mesken haline gelmişti. Ben onun bazı işlerini hallediyodum, o da bana veriyodu. iki taraf da mutlu ve memnun şekilde ayrılıp yolumuza bakıyoduk. Saçma ve mutualist bir ilişki vardı aramızda. Ama kimin umurunda?
    ···
  12. 612.
    +2 -1
    Ertesi gün erkenden hastaneye gittim. bi kaç analizden sonra doktorla muhabbet etmeye başladık. Bana sözde pgiboterapi uyguluyodu. Ben çözümü biliyodum ama alternatif tıptan önce Hipokrat amcanın yöntemlerini bi deneyelim dedik. Rüyalar ne zaman başladı, yılın hangi zamanları mutsuz olursun gibi klişe sorulardan sonra en can alıcı klişeye geldi sıra: çocukluğunda unutamayacağın bi travma yaşadın mı? 7 yaşındayken masumhane bi şekilde raks video kasetlerin arasında arifin Manchestera attığı golü ararken karşıma çıkan balık etli bi karının inlemeleriyle evi sallayan ciks kasedi skandalı belki bu soruya bi cevap olabilirdi. Ama konumuzla alakası yoktu. Şaka maka o olay hala kafamda büyük yer kaplar. O yaşta bi çocuğun bazı şeyleri idrak etmesi ne kadar güç farkında mısınız? O yaştan kirlenmiş ve yozlaşmış bi hayata büyüyeceğim için kendimden utanmıştım. Keşke hiç büyümeseydim diye gözyaşlarımı içime akıtmaya başladığım günden bugüne tam 20 yıl geçti. Kutsal suyla yıkanıp tamamen temizlenmeye aşırı ihtiyacım var. aslında hala faslı arkadaşın verdiği maldan dolayı öldüğüm zaman dünyayı tercih ettiğim günden beri kendime isyan ediyorum. Ölmeyi tercih etmeliydim, neden bu günahkar dünyaya yeniden döndüm ki? Elimdeki büyük fırsatı geri teptim, dolayısıyla kendi kaderimi yaşamak zorundaydım
    ···
  13. 613.
    +4
    Hastaneden bi sonuç çıkmadı, her rusla olduğu gibi bu muhabette antalyada 1 haftalık tatil bana kaça patlar meselesiyle sonlandı. En azından biraz tebessüm etmiştim. Berduş bi şekilde yurda döndüm. Merdivenleri çıkarken birisi omzuma vurdu, bariz bilerek yapılmış bişeydi. Kafamı kaldırınca sinirli bi surat gördüm. Vedat gözlerimin içine bakıyodu;
    -şu haline bak, elbisen kırış kırış, saçın bülbül yuvasına bürüyor, kendine gel, imajını düzelt!
    Vedat her şekilde beni güldürmeyi beceren yegane adamdı. Kendimi tutamadım ve göz yaşlarımla birlikte yarı ağlar yarı güler şekilde boynuna sarıldım. Sonra odaya çıktık. Yaklaşık yarım saat beni azarlamasını dinledim. Normalde sanane yarak kafalı derdim ama onu bile söyleyecek takatim yoktu sadece dinledim. En sonunda senin bi restarta ihtiyacın var cümlesiyle konuyu kapattı. Ben de;
    -O zaman konsola sv_restartround 1 yaz entera bas, dedim
    Yavaş yavaş eski espriktüel kişiliğime dönmeye başladım. adam haklıydı, bana yeni bi başlangıç lazımdı. Kendime bi stil düşündüm ve öncelikli olarak sakallarımı kestim. Ama dudağımın altından çeneye kadar uzanan cücüğe ellemedim. Saçlarımı da kestirmedim, uzatmaya karar verdim. Üstler düz , uzayan kısımlar kıvırcıktı. Antonio banderas gibi bi şeklim vardı, aslında hoşuma da gitmişti. Arkadaşlar yazın gidince şok olmuşlardı. Yaza kadar baya uzamıştı onlarda bana pirlo demeye başladılar. Ne yapsak dalga geçiyolar gavatlar.
    ···
  14. 614.
    +4 -1
    Yeni imajımla birlikte kirli sakalından kurtulmuş, günlük vücut temizliği konusunda eski titizliğine yeniden kavuşan bakımlı orijinal adam geri dönmüştü. Kalbim ve zihnim çok yorgundu, o kadar işin arasında ders devamsızlıkları için ayırca dekana bi açıklama borçluydum. Allahtan o konuyu da yine sekreterle aramızda bi şekilde hallettik. Artık ne dediyse dekana bana karşı çok sert değildi, bi kaç soru sordu sonra ‘derslerin bitmesine 1 ay kaldı azıcık sabret finalleri ver sonra kafan rahat bi şekilde memleketine geri dönersin’ dedi. Dekan sürekli siyah takım elbise giyinen, kısa saçlı, makyajı dark renklerden oluşan agresif ve aile yerine kariyeri tercih etmiş bi kadındı. Fakültede adını duyan hazırola geçerdi ve benimle arası iyidi. Çünkü bunun bu şekilde olması için çok çaba sarfettik zamanında. Türkiyeden lokum mu getirmedik, kahve mi getirmedik, istanbullarda ada turu mu attırmadık, fakültede söz sahibi olabilmek adına kadına ciddi yatırımlar yaptık ve hepsinin karşılığını yavaş yavaş aldık.
    Mayıs ayının başında durup bi durum değerlendirmesi yaptım. Kendime bi yol haritası çizdim. Artık hayatımda aşka ve derin ilişkilere yer yoktu. Yüzeysel tanışmalar ve hatta buluşmalara bile yer yoktu. Gezeceksem vedat ve faris bana yeterdi. Çok azarsam kapısına gidebileceğim bi dinara vardı. Onunla yaşadığım ciksler –kesinlikle sevişme değil- içimdeki aşka olan bağlılığı öldürmeye yetiyodu her seferinde daha katı ve sert bi mizaca bürünüyodum. Zamanla insanların içindeki iyi adam nasıl ölür, aşka olan inanç nasıl kaybedilir her şeyi anladım. Kendi hatalarımın acısını kendim çektim. Kabuslar da azalmıştı, tamamen gitmeseler bile en azından ani yataktan fırlamalar veya kulağımda patlayan çığlıklar kalmamıştı. En son gördüğüm rüyada diana çok şiddetli ağlıyodu ve gözlerinden akan yaşlar yüzünden aşağı simsiyah boyalara karışıyodu ve sonradan tamamen bütün suratı siyah bi boya gibi akıyodu. Beni kendime getirebilecek bi şey varsa o da üç silahşörü bir araya toplamaktı. Ve bunun için en mükemmel zaman yaklaşıyodu, 9 mayıs zafer bayramı
    ···
  15. 615.
    +2
    Vedat ve farise özellikle bişeyi telefonda belirtmek istedim, kesinlikle üçümüz olacaktık. En azından bu yıl için son dileğim bu dedim. Onlarda -özellikle vedat çünkü halimi kendi gözleriyle gördü- durumu anlayışla karşıladılar. sıkıntı yok, alt tarafı bi geceliğine klübe akacaz o kadar. Kızlar da olanları duyunca beni görmek istediler. 9 mayısda tatil olduğu için bakanlık çalışmıyodu doğal olarak vinera boştu, katya için de sıkıntı yoktu zaten öğrenciydi. Klübe gitceğimiz gece öncesi her zaman nargile içmeye gittiğimiz faslı bi arkadaşın mekanında hep beraber takılalım dedik. Sonra kızlar evine, biz alemlere. Kafe yabancı diller fakültesine (inyaz) yakın bi yerdeydi, önünden mecbur geçmek zorunda kalacaktık. vinera kendi arabasıyla geliyodu. Faris beni, vedatı ve katyayı aldı ardından kafeye doğru yola koyulduk.
    inyazın önünden geçerken yanlışlıkla beklenmedik bi sürprizle karşılaşmamak adına kafamı tam ters yönde çevirdim. Aksi gibi trafik vardı, santim santim ilerliyoduk. Ama hayat bu işte, illa bi ipnelik yapacak. Yine yaptı ipneliğini, beni dürten faris oldu. bana parmağıyla bi şeyi gösteriyodu. işaret ettiği yere bakınca ilk gördüğüm şey sadece bi karanlık oldu. yanında erkek bulunan bi gölge. Ben bu karaltıyı bi yerden tanıyorum demeye kalmadı, beyindeki sinir hücreleri saniyenin yüzde biri hızında çalışmaya başlamasına ve kalbimin yerinden çıkacak gibi atması eşlik ederek bu karanlığın identity sini belirledi. Diana!
    ···
  16. 616.
    +4
    Ani metobolizma değişikliğini yanımdakiler çakmasın sonra bütün akşam rezil olur diye saklamaya çalıştım ama kırmızı suratım ve terleyen alnım tam tersini söylercesine bana muhalefet oldular. Hatta kalbim bile gürültülü atarak onlara bass veriyodu.
    Sakin ol, her şey aynı, sakinleş, derin nefes alıp ver, o aslında gördüğün kişi değil, öyle olsa bile ona karşı bişey artık hissetmiyosun ki! Hadi canım, hadi adamım, kafanı çevir diğer tarafa, çevir yoksa daha kötü olacaksın. Ama yok, beynim ve kalbim öyle bi savaşa girdiki dandanakan savaşı yanında çorba içer. Elemanlara sakin olduğumu daha doğrusu sakinmişim gibi görünmemi kanıtlamak adına
    -şuna bak, hemen kendine yeni birisini bulmuş, kaşar bu kız ya! Dedim
    Öylesine söylenmiş salakça bişeydi, kendim bile inanmadım. doğal olarak Hiç cevap gelmedi. O bölgeyi izlemeye devam ettik. Daha doğrusu yapcak bişey yoktu mecburen trafikte oraya kilitli kalmıştık. Diana nın yanındaki elemanla aralarındaki ilişkinin daha farklı olduğunu anladım. Bunlar birbirine bağırıyodu, eleman diananın elini tutmak istedikçe o çekiyo veya ondan uzaklaşmaya çalışıyodu. Kız uzaklaştıkça eleman bileğinden tutup kendine çekiyo, bağırarak bi şeyler söylüyodu. O an incecik bileğinin ne kadar acıdığını içimde hissettim. Ben bile öyle bişey yapmadım aylarca bu kıza lavuk dedim kendi kendime. Gitgide artan nabzım ve sinir katsayım camda buhar oluşacak kadar beni ısıtmaya yetmişti. Bacağımda farisin elini hissettim,
    -sakin ol, bana bak
    Ama artık çok geçti. Bi defa elemana güdümlü füze gibi kitlenmiştim. Vedatın arkadan sesi geldi
    -sakın bi şey yapma, arabada kal
    Yoo, daha fazla yapamam arkadaş, bu gavatın derdi beni ciddi gerdi, gidip bi öğrenmem lazım deyip aniden arabadan çıktım.
    ···
  17. 617.
    +2
    Arkamdan diğer açılan kapıların sesi geldi ve vedat hala ısrarla aynı şeyi söylüyodu
    -sakin ol, geri gel arabaya
    Diana ve lavuk beni farkedemezdi çünkü hem diananın arkası dönüktü hem de elaman beni tanımıyodu. Görse bile değişen bişey olmayacaktı. Aralarındaki tartışma şiddetlendi aynı anda benimde yürüme hızım ivmelendi. Artık Aramızda bi kaç metre vardı ve eleman hayatının hatasını yaptı. Diananın iki omzundan tutup önce salladı sonra geriye doğru attı. Diana geri geri giderken takılıp düştü. Bu da bana yetti. Burnumdan soluyarak diananın düşmüş bedeninin yanından geçtim ve elamana ‘senin dıbına korum lan orosbu çocuğu’ diye bağırarak yakasından tutup sağlam bi kafa attım. Amcık tak çuvalı gibi yere serildi ama hıncımı alamadım nedense. Yerde tekmelemeye devam ettim. Aniden sağ ve sol koluma vedatla faris girip beni geriye doğru sürüklemeye başladılar. Bu sefer geri geri sürüklenirken diananın yanından geçtim. Hala yerdeydi, bana ve etrafımdakilere şaşkın şekilde bakıyodu. Diananın yüzünü görünce daha fazla dayanamadım ağlamaya başladım. Puslu, hafif hüzünlü, karanlık bakışları o kadar özlemiştim ki. Lavuk suratı kanlar içinde doğruldu, hafif kambur şekilde burnundan akan kanlar üzerine akmasın diye başını öne eğmişti. Bana bakıyodu, direk gözlerimin içine. Ne bi şaşkınlık vardı ne bi sinir. Mal mal bakıyodu. Ağlamak beni daha öfkeli hale getirdi aniden farisle vedattan kurtuldum ve lavuğun üzerine atladım. Sırt üstü yere düştü ben üstünde vurmaya çalışıyodum ama elleriyle ve dizleriyle kafasını korumaya aldı darbelerimin çoğu asfalta indi. Bu sefer daha sert şekilde arkadan kollarımı kitlediler, etraftaki öğrenci yığını mal gibi bize bakıp aralarında yorum yapıyolardı. Narkoterör bi suçluyu arabaya bindirirken kollarını arkadan bağlayıp, öne eğilmiş vaziyette eliyle kafasının arkasından bastırır ya , aynı pozisyonda ben vardım şimdi. Son defa diananın yanından geçtim ve son defa göz göze geldik. O gün dianayı gördüğüm son gündü. Aradan bir yıldan fazla geçmesine rağmen bi daha ne bi yerde karşılaştık ne bi şekilde görüştük. Vedat beni arabaya bindirirken kafamdan bastırınca kendimi sınır devriyesini atlatıp Mekgiba sınırından kaçmaya çalışırken yakalanan porto Rikolu suçlular gibi hissettim. Arkaya beni bindirdiler ve ellerimi arkadan tutan vedat benle birlikte oturdu. Beni yüz üstü uzatıp kafamı kaldırmayım diye başıma bastırdı. Farisin ani kalkış sesiyle birlikte ordan ters yöne girip trafikten uzaklaşmaya başladık.
    Ne kadar gittik bilmiyorum dışarıyı hala göremiyodum,ama artık ağlamam geçmişti. Vedat elini çekip beni kaldırdı
    -kusura bakma, binanın koruması çıktı dışarı, yüzünü görmesin diye öyle yaptım dedi. O an nedenini anlayamadım ama bi bildiği vardır dedim sustum. Camdan dışarı doğru bakarak sessizce gözyaşlarımı içeri akıtmaya devam ettim
    Tümünü Göster
    ···
  18. 618.
    +2
    Faris bi yerde duralım mı diye sordu, dedim sen aynen mekana devam et ben iyiyim. Kusura bakmayın, her zamanki gibi yine her şeyin içine sıçtım ama idare edin, Beni böyle kabullenin. Mekana gidince vineranın beklemekten dolayı sinirlenmiş suratı üzerimdeki kanı görünce endişeye dönüştü. Yine noldu dedi. Ben de hafif tebessüm ederek ve havaya doğru bakarak el kaldırdım. Ortam biraz yumuşasın diye şirinlik yapıyodum aklım sıra. zaten ortamı da bu hale getiren bendim düzeltmek de benim görevimdi.
    Mekanın yakınında bi gloria jeans vardı. indirimdeki dandik tişörtlerden bi tane 200 rubleye kendime aldım. Eskisi zaten uzun zamandır giydiğim Kiğılı yakalı bi sweat di onu direk çöpe attım. O gün gece klübü işini iptal ettik, sağolsun çevremdeki insanlar özellikle vinera ve katya bana ciddi destek oldular. Önce nargilemizi içtik, sonra bi yerde tatlı yedik, ardından her zaman geldğim sahilde biraz tur atıp karaoke bara gittik, o da kesmedi bowling oynadık kısaca gibimizin keyfine göre takıldık. O gün herkes yeniden mutlu bi şekilde evlerine dağıldı. Eve gelince kontakta girip gelen mesajları kontrol ediyodum, gariptir ama diana mesaj atmıştı. Vedalaşma fırsatı bulamadık, kendine dikkat et, yazın yaramazlık yapma ;) şeklinde bi mesaj. O mesajdan sonra diana ile sadece internetten muhattap olmaya devam ettik. Sadece özel günlerde birbirimizi arayıp sorduk, ama bi daha asla görüşemedik.
    ···
  19. 619.
    +3
    Mayıs sonu gitme vakti gelmişti, son gün yani 29 mayısta faris arabasıyla şehir turu attırdı bize. Ardından bi şiş kebab yedik güzel bi mekanda. Sabahına krasnodara otobüsüm vardı faris çalıştığı için gelemezdi. Sadece vedat ve katya geldi. Böylece koca bi yılı yine devirmiş olduk. Ama bu yıl hem ruhumda hem kalbimde ciddi derin yaralar açmış, manevi anlamda beni ciddi yıpratmıştı. En çok ruhen yorulduğum sene o seneydi.
    30 mayıs akşamı evdeydim ve ertesi gün doğum günümdü. Bunun tesellisiyle yattım. Uzun süreden sonra kendi yatağımda yatmak bana ciddi rahatlatıcı geldi. Ertesi gün çok dinç ve rahat uyandım. Tüm gün kimse doğum günümü kutlamadı. Mail adresime gelen forum ve torrent siteleri kutlamaları hariç tabi. Akşam niye kimse bişey yapmıyor derken bi arkadaş aradı bi beş dakkalığına dışarı çıksana dedi. Çıkınca arabanın kaputunda yanan mumlarla birlikte bi pasta gördüm. Uzun süredir bu kadar hoşuma giden bi sürpriz kimse yapmamıştı. O arkadaş kendisini ne kadar sevdiğimi ve kalbimde hep ayrı bi yeri olduğunu bilsin , yüzüne bunları söylemek isterdim beni aşırı duygusal gösterir diye cesaret edemedim.
    O yaz zaten neler yaptığımı daha önce anlatmıştım. Bu yüzden beşinci sınıf başlangıcına kadar skip yapıyoruz. Mevzulara girmeden önce hayatı bi kenara bırakıp rusya hakkında son defa konuşmaya devam edelim. Artık rusyada yaşamış kadar oldunuz. Hala bilmediğiniz bir-iki noktayı da anlatıp rusya kültürünüze +1up kazandırıyorum
    ···
  20. 620.
    +2
    Rusya, toprak genişliği yani yüzölçümü bakımından türkiyeden 27 kat daha büyük. Haritaya baktığınızda şaşırıp kaldığınız o kocaman rusyanın dörtte üçü ormandır bu yüzden çok yağış alan bi ülkedir. Doğal olarak bi yığın göller ve nehirler bu geniş coğrafyada ciddi yer kaplar. Dünyanın en büyük nehirleri listesinde rusyadan 7 tane nehir var. En büyük olanı ise türkiyede bilinen adıyla obi nehri, hani bulmacalarda hep çıkar 3 harfli bi nehir diye. Aslında obi değil ob diye okunur ama rusça yazılımında b harfinden sonra yumuşatma işareti var söylerken obi gibi ağızdan çıktığı için Türkçeye obi diye geçmiş. 3.700km uzunluğunda ve güney sibiryadan yani Kazakistan-çin arası bi yerden başlayıp kuzey kutbuna kadar giden deyimi yerindeyse eşşeğin gibi kadar uzun bi nehir. Diğer nehirlerde olduğu gibi kışın donunca Kazakistan üzerinden alternatif karayolu oluşmuş olur özellikle türk tır şoförlerinin tercih ettiği bi güzergah.
    Diğer bi nehir ise çok uzun olmasada volga. Benim bulunduğum şehirde hazar denizine dökülür yani burdan başlayıp moskovaya kadar uzanan yaklaşık 1700km lik bi nehir. Normalde bu sayı bizim standartlarımız için büyük bi sayı ama rus standartlarına göre normal. Ben mesela burdan bi moskovaya gidiyim desem anasının amı 1450km. otobüsle gitsem 24 saat, trenle gitsem 28 saat. Ben de hazır bu konuya değincektim iyi oldu. coğrafya büyük olunca tren yolculuğu ister istemez gelişmiş kara yolları çok berbat. Bizimki gibi nilüfer, Ulusoy,metro felan otobüs markaları yok dolayısıyla rekabet yok. Siz her koltukta tv, wi-fi, isteyince su,çay getiren güleryüzlü muavinlerle seyahat ediyosunuz, ankaradan trene binip 1.5 saate eskişehirde oluyosunuz bi de sonra devlete karşı isyan ediyosunuz. Aranızdan bi kaç kişiyi buraya göndermek lazım şerefisizm 5 gün dayanabilirse adam değilim. Memleketin kıymetini bilin sadece rusyada değil diğer bi yığın ülkede durum böyle.
    ···