sözlüğün orjinal adamı ve rusya hayatı

Adam nazik davranıyodu, iki katlı bi kotejde tek başıma yaşıyorum, arabam var aylık 20bin ruble maaşım var felan diyodu. Muhabbet aldı başını gitti baya ben türk olduğumu bi de başkentten olduğumu söyleyince adamın gözünde değerlendim. Burası çok gürültülü daha tenha bi yere gidelim dedi. Hadi gidelim dedim. Ana kapıdan çıkıp tuvaletlere giden koridora geçtik. Orda köşeyi dönmeden sağda solda öpüşen yiyişen bir sürü adamla karşılaştım. Neyse geldik tuvalete, adama kontrol ondaymış hissini veriyorum bakalım mesele nereye gidecek diye. Girdik kabineye sen gay değilsin dedi. Ben de evet değilim dedim. Senden çok hoşlandım nolur beni gib dedi ve önümde domaldı!! Adam pasif çıktı iyi mi? Kocaman adam önümde domaldı
-biliyorum gay olmayanlara bu çok iğrenç geliyor ama sen çok tatlısın sana para veririm ne istersen veririm yeter ki onu içimde hissediyim dedi.
Adam haklıydı bu iğrenç bişey rusyaya gelince ahlaken bozulmuş olabilirim ama o kadarda değil. Şimdi işin kötüsü adamın kalbini kırmadan ve benim peşimi bırakmasını sağlayarak nasıl ikna edecektim?

ilk intiba çok önemli onun gülümsemesi bana cesaret verdi. bişey söyle de ben de senle muhabbet ediyim anldıbına geliyodu bu. Burası çok gürültülü biraz uzaklaşalım olur mu dedim. Uzaklaştık, tabi bu arada aksan bağırdı ben yabancıyım diye. ilk sorusu nerelisin oldu. Türkiye dedim. Burda bi ipucu daha, milf leri etkilemenin yolu kendine güven ve kısa, etkili cevaplar, bin bi tebessümden geçer. Gözlerde kısık olacak tabi. Adımı hangi şehirden olduğumu sordu. Antalyalı değilim dedim. Güldü, çünkü ruslar antalyaya rusyanın türkiyedeki toprakları gözüyle bakıyolar. Bizim ordan antalyaya direk uçuşlar bile var o derece. Kadının adı Nyuşa ydı. içimden, fucking-machines de izlediğim rus bi hatun vardı ona çok benziyosun onun adı da nyuşa ydı demek geçti ama onun yerine;
-mavi ay filmini izlediniz mi? Dedim. Orda başroldeki bayana çok benziyosunuz dedim.
Filmin adı uydurmaydı öyle bi film varsa bile ben izlememiştim. Doğal olarak kadın da yok dedi. Nasıl birisiydi diye sordu.
-gözlerine bakınca kaybolduğun bir okyanus, saçları içini titreten soğuk şelale, yüzü de insanın içini ısıtan bi güneş dedim. Tabi sizin bi artınız daha var dedim
Kadınlığı okşanmış bi bayanın kediden farkı yoktur. okşadıkça size yanaşır size dolanmaya başlar. Meraklı bi ifadeyle neymiş bu artı dedi.
-o ekrandaydı, siz yanımdasınız, istesem size dokunabilirim dedim

Gözlerimi açtığımda, bi yatakta sağ tarafıma uzanmış yatıyo pozisyonundaydım. Vedat pc başındaydı ve hareketlenmeyi duyunca bana baktı. Tebessüm etti, kendine geldin mi sonunda dedi.
-lan oğlum çok korkuttun bizi lan! Azizi apollonu aradım ortalık birbirine girdi. Senin yüzünden fırça yedim. Malı çok koymuşuz duman direk beyne işleyince geçici felçliğe sebep olurmuş. Hatta ölebilirmişsin. Şimdi nasılsın?
Bu soruya sadece tebessüm ederek cevap verebildim. Çünkü hala çok yavaş hareket edebiliyodum. Bişeyler söylemek istedim ama kelimeler anlamsız çıktı.
-dur sana küfürbaz haydoyu açıyımda biraz neşelen. Az kalsın ölüyodun amk. Ambulansıda arayamadım sorsalar ne oldu buna diye verecek cevabımız yok.
Küfürbaz haydo sayesinde dişlerim görünecek kadar ağzımı açabildim. yeniden konuşmayı denedim, olmadı.
-nabzın gitti, sana kalp masajı yaptım. Yarım dakika kadar öldün amk. Burda ölsen ne diycem ben ailene? Sen hatırlıyon mu bişeyler?
Artık sesli gülebiliyodum kendimi konuşmak için yeniden zorladım
-veudağıt, güğleblliyorğum
-vay amk sen bildiğin ölmüşsün. Kalp masajından sonra her yere kusmaya başladın evin her tarafını batırdın. Bi de kendi kendine bişeyler söylüyodun anlamadım. Ben de seni getirip buraya yatırdım.

Son gece çok mutlu yatmıştım ve tek sebebi de alesyaydı. 1 gün içinde yurtta herkes tarafından duyulmuştu millet gelip bana bişeyler söylemeye başladı. Kimsenin ne tavsiyesine ne öğüdüne ihtiyacım yok dedim. Anladığım kadarıyla yurtta önceden baya popülermiş başta giblemedim. Şimdilik mutluydum beni seven, sabahları uyandırıp kahvaltımı hazırlayan bi kız arkadaşım vardı. Oda arkadaşının olmayışı çok şeyi değiştirmişti. Başlarda nedense onun yanında sadece oturmak, öpüp koklamak için olmalıyım diye düşündüm. Sonuçta seviyodum kısa sürede birbirimize ciddi aşık olmuştuk. Ama daha sonra tecrübelerim güle diken, insana giben yaraşır dedi. Özellikle kız milleti kendini gibenden çok hoşlanır.
Çünkü kız pgibolojisi budur. Sürü de en iri olan aslanı dişi aslan kendine eş olarak seçer çünkü yavrularını koruyabileceğine emin olması lazım. Soyunu devam ettirebilmek için zayıf bi aslandan fayda gelmez. Bu kızların içinde ölmeyen hayvani duygulardan birisi. Yani kendinden uzun ve iri yarı erkeklerden hoşlanma içgüdüsü. Ama bizim konumuz gibenden hoşlanma. Bu da yine hayvansal bir içgüdü. Her kız içinde bastırılmış sert fantezileriyle yaşar. Neden kediler gibişirken erkek ensesinden ısırır? Doğada daha çok örneğini görürsünüz. Kızları narin ve hassas olarak görmeyin. Onlar çok daha fazla acıya erkeklerden daha dayanıklıdır.

Alesya ile olan ilişkim gün geçtikçe daha da güçlendi. Artık tamamen birbirini bilen, karı-koca gibi yaşayan bi çift olmuştuk. Eşyalarımın bi bölümünü alıp onun odasına taşındım. Her gün uyandığımda kıllı, yağlı bi kro görene kadar sarışın, renkli gözlü bi afet görmek tartışılmaz daha iyidi. Bazen birlikte bazen ayrı yataklarda yatıyoduk. Resmen evlilik hayatı yaşıyodum. Sabah beraber kahvaltı, sonra derslere, onun dersi genelde benimkinden önce biterdi. Geldiğimde akşam yemeğim önüme gelirdi. Üstüne bi de seviştinmi senden iyisi yok. Evlilik hayatının neden bu kadar zevkli olduğunu şimdi anladım. Ama bu daha zevkliydi çünkü para derdi yok ailenden geliyor. Çalışma stresi yok sadece derslerle biraz ilgilen yeter. Elektrik-su faturası derdi yok yurtta yaşıyosun. Temizlik derdi yok her gün vahtiyorşalar(nöbetçi kadınlar) gelip temizliyo. Bu hayat tam anlamıyla dört dörtlüktü daha ne isterdi ki bir insan.

Asma katta sekiz-onkişilik bi grup muhabbet ediyodu. Onlarlada el sıkıştım ‘bayramıgız mübarek bulsun’ dedim ve devam ettim. zafer bayramı olduğu için turuncu-siyah kurdaleler vardı evin her yerinde. Rusyada 9 mayısta her araba sileceklere veya yan aynaya turuncu-siyah kurdela asar. Kutluyoruz bizde bu vatanın evladıyız uyanık ol hesabı. Neyse, devam ettim koridorun sonlarına doğru insanlar bitti sadece sağlı sollu oda kapıları vardı. Kapalı kapılar ardında neler dönüyo düşüncesi hep beni cezbeder ama daha yeni başladık bişey yoktur dedim koridorun sonundaki pencerenin pervazına oturup bi black yaktım.
Ay ışığı, yıldızlar, hafif esen mayıs rüzgarı, şehrin akşam gürültüsü ve ışıkların volga nehrinin üzerinde dansı. Sağ elimde black, sol elimde martini. içinde yeşil zeytini de var tabi. Bu olaya da her zaman tavımdır.
-ne alırsınız?
-buzlu martini lütfen. içine yeşil zeytin ve limon kabuğu da atın hahahayy
şeklinde yavşak bi gülümseme atarak gittiğim her ortamda martini den başka bişey içtiğim nadirdir. Martini dışında bi de vodka-myto severim bunu da söylemiştim naneli vodka dır kendileri ve içimi kolaydır, alkol gibi kokmaz ama yayla çorbası sanıp içmeyin sonuçta vodkadan hazırlanıyo çarpılırsınız.
Kültür olsun birazda martini den bahsedelim, şimdi bu bi italyan içkisi ve cinle hazırlanıyo. Ana vatanı torinodur genelde Amerikan içkisi diye bilinir ama yanlış. James bond un popüler içkisi. içimi kolay, çabuk sarhoş etmeyen, ağızda hoş tat bırakan bir alkol. Alkol oranıda yüksek olmadığından viski gibi direk yutmanıza gerek yok ağzınızda gezdirebilirsiniz. Martini için derlerki ‘martini kadındaki meme gibidir, biri az üçü fazla’ . bişeye daha deyinmek istiyorum gelen pm leri okudum millet sigarasını değiştirmiş artık herkes cpt. black içiyo. Bundan sonra da martini satışları patlarsa şaşırmayın.

Parti sahibinin babası veya dedesi büyük ihtimal soğuk savaş döneminden kalma bi gazi veya şehitti. Ortadaki camekan masaya gelince içinde eşşek kadar bi kılıç olduğunu gördüm. Çok güzel bi kılıçtı ama soğuk savaş döneminde kılıç ne alaka? kılıçla adam öldürmeye kalksan orda seni kevgire çevirirler diye düşündüm. Tabi kılıçla gelen mermileri havada ikiye bölme yeteneğin varsa o başka.
Ben baya etkilenmitşim ama bişeylerin üzerinde parmak izim kalmasın diye ellemedim ve odadan çıkmayı uygun buldum. Tabi kızıda yanımda zütürdüm. Kıza hiç bişey çekici gelmemişti hala sıkılıyodu. Sonradı oda yatak odası çıktı. Klagibliği bozan bi tek kitaplıktı. Evde kalan veya bu odada kalan her kimse ciddi kitap okumuştu. Şöyle bi göz gezdirdim; Sovyetler ağında ajanlık sistemi, soğuk savaş köstebekleri, ¬-крыса(krısa) köstebek demek- cia içindeki yapılanma…anladığım kadarıyla adam fsb idi.
Şimdi size biraz bilgi daha. Daha önce omon lardan bahsettik. Kaslı iri-yarı adamlar ve polisin tükendiği yerde büyük işlere bunlar bakar dedik. Bizim çevik kuvvet gibi.
peki fsb nedir? Фсб( федеральная служба безопасности)- federal güvenlik teşkilatı: 1954 te herkesin bildiği kgb kuruldu. Rusya deyince bugün 3 yaşındaki çocuk bile gizli servisin kgb olduğunu sanır. Ama kgb 1992 de yani Sovyetler dağılınca deşifre oldu. Tüm elemanları geri çağrıldı ve önceden beri zaten bünyelerinde olan ikinci kgb yi yani fsb yi yetiştimeye devam ettiler. Kgb devlete bağlı resmi bi istihbarat servisiydi. Aynı bizim mit gibi. ama fsb nin adı vardır kendi yoktur. 3-4 yıl önce abd bi kaç rus ajanını yakalayıp köstebeklik yapmakla suçlamıştı hatırlayın. Hatta kızıl saçlı bi hatunun istanbulda çekilmiş fotoğrafları medyaya düşmüştü. Rusya da onları kurtarmak için ellerindeki abd ajanlarını onlarla takas etmek zorunda kaldılar. Normalde böyle bişey yapılmaz. Yakalanan ajan inkar edilir. Ölüme terkedilir. Ama rus-amerikan ilişkileri vıcık vıcık olduğu için ajanlar gibini sallayarak geziyolar sağda solda. Hatta Hollywood bu olaya karşı Angelina jolie nin oynadığı salt filmini çekti. Her zamanki gibi tüm dünyanın gözünü filmlerle boyayıp kendini temize çıkartma stratejisi.

Diana nın umursamaz bakışları arasında yıtmacın arasından elimi tamamen soktum ve hafiften bacaklarının içini okşamaya başladım. Bi kaç saniye sonra yattığı yastığın altına iki elini sokarak derin bi nefes aldı. Gözlerini de kapattı ve moda girdi. Elbiseyi beline kadar çektim artık tamamen özgürdüm iki elimi rahatlıkla her yerinde gezdirebiliyodum. iç taraflara ağırlık veriyodum sistemim hep aynıdır. Sonra kız sonunda açıldı:
-sakın durma dedi.
Mesajı aldım ve arkasını dödürüp sırtındaki fermuarı açtım. Elbisenin omzundan aşağı yağ gibi kaymasını izledim. Sütyende yoktu. Göğüsleri martini bardağını dolduracak kadardı. Sadece külotla kaldı. Bu sefer yüz üstü yatırdım. Bayanların bacak arkaları yani kırılma noktası, bacaklarının iç tarafı çok hassastır. Sadece hafifçe öpün tahrik olurlar. Elinizle veya dilinizle değil, sadece dudaklarınızla hafifçe öpün. Popoya doğru öperek çıkın. Kızın temizliğinden emin değilseniz sakın deliğe doğru yanaşmayın midenizi bulandıracak bi kokuyla karşılaşmanız sürpriz olmaz. Benim başıma geldi bu yüzden poponun loplarının altına kadar öperek çıkın yeter. Ama iki elinizle popoyu sıkmak iyidir. Kızın kıçı da pek büyük değildi iki avucumu doldurmadı ama sıkıyodum.
Bişey daha, bunu kendi üzerinizde deneyerek bulun, yüz üstü yatın ve baş parmaklarınızla tam kıçınızın en şişkin olduğu yerden -sağ ve sol taraftan iki ayrı parmağınızla- içeri doğru kuvvetlice bastırın. içerde bi yerde yuvarlak bi et parçası var ona başparmağınızla press yapınca garip bi his uyancak içinizde. Korkmayın ipne felan olmadınız sadece hassa bi nokta buldunuz. işte o noktalar kızlarda daha hassas. Ben oraya bastırınca dayanabilen kız daha görmedim. Kimisi acıyo der kimisi gıdıklandım der kimisi tahrik olur. Ben de aynen kızın o iki bölgesine bastırıyodum.

Allah inancını geçtim ahlaken de zaten pek uygun değil. Neyse konu dağılmadan, gözlerim kapalı devam ettim dillemeye. Arada bi dilim yorulunca sol işaret parmağımla snow-board yapıyodum. Beni bilirsiniz snow-board u severim. Belki şurda küçük bi klitoris vardır. Bakire birisi için 3 dakika güzel süre. Ama kızın dediğini hatırladım daha önce kendisi çok kez yapmıştı. Çünkü nşa da bakire kız maksimum otuz saniye dayanır.
Kız boşalırken ben de kafa derisi Kızılderililer tarafından kesilmiş yankiler gibi baş ağrısıyla kızın göbeğine kafamı yasladım. O derin nefes alıp verdikçe benimde kafam yükselip alçalıyodu. O şekilde iki-üç dakika kaldık. Tamamen nabzı düzene girince üzerinden kalktım. Şimdi sıra sende bakışı atıyodum ama o taraklarda pek bezi yoktu. Gözlerini kaçırıyodu. Diana, sıra sende dedim. Ama ben ne yapcağımı bilmiyorum ki dedi. O konumda bi kızı zorlamak stratejik bi yanlış olurdu. ilerde bi şansım olacaksa bile onu öldürmemek için yanına uzandım. O sırada o giyiniyodu. Tavanı seyrederken ellerimi başımın arkasında topladım ve yine başarılmış bi zaferin ardından gülümsemek geldi içimden. Aslında zaferden çok uzaktım boşalan kızdı malak gibi yatan bendim. Hissettiğim Yanağımda şaklayan bi öpücük ve yüzündeki bulanık bakışlarla uzaklaşan bi bakireydi en son gördüğüm. Hiç kalkmak gelmedi içimden. Üzerime çöken ağırlıkla orda uyumuşum

Üst katta vedatla kız koridorun sonundaki odaya yöneldi. Biz solda yatak odasnın karşısındaki odaya girdik. Oraya girmediğim için ilk defa gördüm ve biraz etrafı analiz ettim.
Odaya tozlu kitap Eskimiş mobilya kokusu hakimdi. her taraf kitaplık doluydu. istihbarat ajanlarının kalanları bu kitaplar arasında heralde dedim. Sedir gibi uzun ve dar bişey vardı. Üstüne düşünce toz kalktı. Ben sırt üstü yattım bugün tüm kontrol kızda olacaktı. Zaten bişey de yapamazdım. Kız zaten açık olan gömleğimi çıkardı. Prof olduyduğu belliydi, elleriyle sanki dans edermiş gibi hareketler yaparak üzerimde oynuyodu. Pantalonu da boxer ıda çıkarması zor olmadı. Ben artık tavanı seyrediyodum. Kız hızlı hareket ediyodu zaten ömrünü bunu yaparak geçirmişti. Suratındaki sahte gülümsemeden belliydi. Ve yüzündeki terden akmış aşırı makyaj. Gözünün altından yanağına uzanan üç tane küçük yıldız dövmesi. Müşteri memnuniyeti belki tutar hesabı. Hızlı bi şekilde saksoya geçti cebinden bi prezo çıkardı ve seri bi şekilde onu da taktı. Sonra üzerime oturup ileri geri gitmeye başladı. Bu arada iki eliyle göğüslerini tutuyodu. Bazen de benim göğsüme dayanarak güç alıyodu. O şekilde yaklaşık 5 dakka gitti-geldi. Sonra arkasına döndü oturdu bi de o şekilde 4-5 dakka gitti geldi. Benden bi tepki gelmiyodu yatar pozisyonda olduğumdan uykum gelmişti. tüm enerjim bitikti alkolün etkisi beni uyumaya zorluyodu. Kız üzerimden kalktı ve prezoyu çıkarıp eliyle devam etti. Ben kuzuların sessizliği gibi sakince boşaldım. Kız da parasını aldığım işi tamamladım artık özgürüm hesabı şortunu kıçına çekti gitti. Yerimden kalkacak halim yoktu. Boxer ı yukarı çekecek halim bile yoktu. giberim lan dedim gömleği aletin üzerine örtüp kıçımı dönüp sızdım

Odaya girdim vedat ve farisi direk gördüm. Burası da aynı benim oda gibi kitaplık ve sandıklardan ibaret bi odaydı. Ama ters tarafa düştüğünden güneş almıyodu. ipnelik yapıp şunların zütüne yumurta kırsam mı diye düşündüm. ikisinin arasında sadece 1 metre vardı. Birisi ikinizinde zütüne attırmış diye eğlenmek vardı ama o iş için enerjim kalmamıştı.
Yanlarına gidip insan gibi uyandırmaya karar verdim.
-faris, vedat uyanın lan
Adamlar 100 yıl uyuyan güzel gibi uyuyolardı. Vedat büyük ihtimal tokatlamadığın sürece uyanmazdı. Farisi uyandırmak daha mantıklıydı.
-lan faris! Şşşt olum hadi lan saat 2 dıbına koyum 2!
Faris Truva da Brad pitt in karıları gibtikten sonra kalkarken yaptığı gibi tek gözünü açarak cevap verdi.
-ne 2 mi? Yana beni öldürcek.
-niye onla mı buluşcaktın?
yana farisin şu an ki sevgilisnin adıydı.
-yok da, …dün gece vinera ile birlikte oldum
-biz zaten halay çektik vedatla. ciksle alakamız yoktu
-ondan değil de… yana ve vinera birbirlerini tanıyolar mmmhhhhh
Şeklinde erinerek yerinden kalktı. Gözleri kısık zütünü kaşıyarak bana baktı.
-sen gibi tuttun o zaman. Vinera anlatır mı dersin?
-yok da, ….vinera ruslana söyler. O da yana ya söyleyebilir.
-ne alaka dıbına koyum. Ruslan senin arkadaşın vinera da ablası. Gidip faris ablamı gibti seni aldattı mı diycek
-evet, …benim vinera ile evlenmemi istiyo belki yapar
Vedatı tokatlamaya başladım. Faris esneyerek banyoya gitti. Vedatta uyanınca
-vedat dün zap nehrinde ne yüzdün lan hayran kaldım
-ne zapı amk! Sarhoş musun nesin
-şimdi böyle mi olduk? Zapta yüzdün, dağda ayı vurdun. Şimdi hatırlamıyon mu?
-sabah sabah bu dalga geçecek enerjiyi nerden buluyon dedi ve kafasını çevirip yatmaya devam etti.
Yarım saat sonra herkes kendine gelmiş, toparlanmıştı. Bi tek sorun benim gömleği bulamamıştık. Damir evde değildi. Faris telefon etti gece ve kızlar için teşekkür etti. Böylece iyi-kötü-çirkin in uzun süreden sonra ilk bir araya gelişi bu şekilde sonlandı. Ne geceydi amk dedik. Faris herkesi evine bıraktı. Tabi giderken çiçek almayı da ihmal etmedik. Benimki karışık severdi. Faris sadece gül aldı. Vedatta lale. Neymiş türkiyenin sembolüymüş. öyle olsun bakalım dedik. 9 mayısta böylece bitmiş oldu

Biraz önce Sovyetleri anlatınca çoğunuzun aklında nasıl bir ortam olduğu şöyle böyle canlanmıştır. Bugün antrenmandan gelirken aklımda sözlükte yazacaklarım vardı. Dolmuşa bindim ve bi kadının tam karşısına oturdum tek boş yer orasıydı. Kadın otuz yaşının üstünde güzel bi yüze sahipti. Ama aşırı sarhoştu ve bacakları o kadar ayrık oturuyodu ki külodunun yanından yeni tıraş ettiği kıl kökleri bile belli oluyodu. Kulağında kulaklık vardı bana bakarak kafasını sallamaya başladı ritim tutuyodu. Sırıtınca dökülmüş dişleri ortaya çıktı. Yanında birisi daha vardı büyük ihtimal akrabasıydı o da erkekti, onun bacaklarından tutup figürler yapıyodu ve alkol kokusu artık leş derecesindeydi.
O kadar acıdım ki kadının o haline. Kim bilir çocuğu da vardır ama bu saatte sarhoş, yaşı da büyük, oturmasını kalkmasını bilmeden büyütülmüş klagib bir rus dedim. Kötü niyetli birisi için kolay lokma, iki kelimeyle bütün gece gibilecek malzeme. işte o an bugün sözlükte bunları yazmaya karar verdim. Yurda dönene kadar aklımda bunları tasarladım ve en etkili sözcükleri , anıları seçtim. Günlükten bu konuyla ilgili anılarımı okudum ve deneyimlerimle birleştirdim.

Gecekonduda büyüdüm ama sağolsun ailem hiç bi şeyi ekgib etmedi. Hem manevi hem maddi açıdan her türlü desteklediler beni. Hiç unutmam sene 99 da bayramda biriktirdiğim parayı babama verdim bana sega al baba dedim. Mahallede herkesin atarisi var bi tek bizim bi arkadaşın segası vardı ona çok özenirdim. Akşam elinde büyük bi poşetle geldi üzerinde sony logosunu görünce çığlık atmıştım. Adam playstation alıp gelmişti. O gece sevinçten uyuyamamıştım.
Şirinler, power rangers, milliyet çocuk, looney toons gibi çocuk dergilerini her ay kendi paramla alırdım. içindeki her şeyi okurdum. Annem kızardı elin çocuğu aldığı parayı çikolataya yatırır bu gidip dergi alıyo diye. 10 yaşına kadar bütün çocuk romanlarını okudum; sefiller, polyanna, denizler altında 20bin fersah, define adası, robinson cruse hem de kısa değil kalın ciltli roman olan versiyonlarını. Anime izlerdim ve çok severdim. Kızıl saçlı bi basketbolcu vardı hanamiçi ydi adı, ona çok gülerdim. Herkes gibi tusubasa, he-man, örümcek adam hayranıydım. Karikatür çizmeyi de çok severim ayrıca en çok beğenilen başlıklarıma bi ara bakın nasıl birisi olduğum hakkında daha iyi fikir sahibi olursunuz.

Bilerek mini etek giyip bacakları ayrık oturan, sonra da aç gibi bakıyolar diye erkeklerle dalga geçen kızları çok gördüm. Veya kız arkadaşına üniversite kampüsünde uzaktan bi erkek gösterip ‘şunu geçen hafta gibtim sonra da yolladım’ diyenleri. Aranızda ne kadar bin varsa o kadar da romantik var. Çocuk garibim heralde bu kız beni seviyo diye düşündü ciddi bi ilişki içine girdiğini sandı. Ama kız önce kendine bi akşam yemeği ısmarlatıp, üzerine bi de diskoya zütürttü. Geceyi bi otel odasında geçirip çocuğun üzerinde her türlü ciks fantezilerini deneyip, sabah çocuğu tanımazlıktan geldi. Bunlar olan şeyler. Sonra da çevresine övünüyor kız bunları, ‘işte şu çocuğu gibtim amımı köpek gibi yalattırdım’.
Sen-ben türkiyede mazbut büyümüşüz, kızlarla cinsel muhabbete girmeye korkardık ilkokulda. Bi kere prezervatif dedim diye beni öğretmene şikayet eden olmuştu. Müzik dersinde hoca flütün arka deliğini kapatın deyince biz güldük diye müdürden dayak yediğimizi bilirim. Lisede kızın birisi ferre izledim bi kaç sefer çok doğal bişey dedi diye az kalsın bileklerimi kesiyodum. Lise ortamım ilkokuldan çok farklıydı Anadolu lisesi olduğundan mı yoksa muhitten mi anlayamamıştım ama kızların rahat oldukları gerçekti. Okulda orosbu bile vardı. Parti olunca onu davet ederdi millet özellikle. Mini etek giydiğine karıştı diye müdür yardımcısıyla kavga etmişti kızın annesi. Kızı savunuyodu ‘istediği kısalıkta giyebilir demokratik bi ülkede yaşıyoruz’ bunu duydum ben. Gerçi benim ilkokul hayatım da biraz enteresandı. Yeri gelmişken ilginç bişey anlatıyım size:

Moskovada yaşamak ve okumak çok zordur. Sonuçta en pahalı başkent ve iklim koşullarından dolayı bi nane yetişmiyor her şey dışardan ısmarlama. Bu yüzden Sovyetler yıkılınca dışardan yatırıma açık bi şehir haline gelmiş. Bi sokak üzerinde hem kokoreççi, hem pizzacı, hem suşici, hem de hamburgerci görmek mümkün. insanlar meyve & sebzelerin pahalılığından dolayı tek tek alıyolar. iki tane hıyar, bir elma, 3 domates şeklinde. Halk arasında uçurum var kimisi çok zengin kimisi çok fakir. Sovyetlerin dağılmasıyla oligarh denen bi kesim oluştu. Fakir yatıp ertesi sabah zengin uyanan kesim. Karışıklıkta adamlar sahipsiz fabrikaların şirketlerin başına geçtiler. Politikadan anlamayan adam vali oldu şimdi ses komutuyla çalışan bentley si var adamın.
Moskova rusların gözünde ayrı bir cumhuriyettir. Özellikle küçük muhitlerde adamlar moskovaya giderse eğer o adama kral gözüyle bakılır. Oturur moskovada yaptığı her şeyi en ince detayına kadar anlatır. Diğerleriyle ağzının suyu aka aka dinler.
Bunların dışında ulaşım sistemi enfes. Dünyada üçüncü metro Londra, paris ten sonra moskovada açılmıştır. Tam bir örümcek ağı gibi 3 katlı metro sistemi var. Her aynı yöne giden metro aynı yere gitmez dikkat edin. Metroyla gidemeyeceğiniz yer yok gibi. Şehir dışına giden elektriçkalar var. Gayet komforlu ve hızlı. Genel itibariyle düz bi şehir olması tren yolculuğunu müsait kılmış bu yüzden rusyada otobüs değil trenle gidilir her yere. Raylı sistemlerin ana vatanı diyebiliriz. Her tarafta yabancılar için şehrin planı vardır. Broşür veya a5 kağıda basılı halde bedavaya her yerden alabilirsiniz.
Halk medenidir ve konuşulan rusça aynıdır. Belarusya dışında rusyanın her yerinde aynı diyalekt konuşulur bu da Rusçanın tek güzel yönü. Yani türkiyedeki gibi her şeye ‘çiğdem’ diyen insanları bulamazsınız. Ufak tefek farklılıklar vardır onun sebebide coğrafya. Rusyanın en doğusunda çin sınırında bi meyvenin adı farklıdır moskovada farklıdır bunun dışında daha büyük bi fark yoktur. Mesela bizim burda pazara bazar derler moskovada rınok derler. O kadar yani.

Rus çariçe ıı. ekaterina cikse olan düşkünlüğü ile bilinir. Kadın doyumsuzlukta öyle bi noktaya gelmişki ülkede ilan ettirmiş; kim çariçeyi doyuma eriştirecek şekilde giberse çariçe onu altına boğacak. Ömrü sonuna kadar karada o adama ölüm olmayacak. Çariçenin korkusundan erkekler buna cesaret edememiş ekaterinada halkın arasına karışıp kafasına göre uygun bulduğu adamları zorla aldırtmış ve sarayda onları hazırlatmış. Çariçe onların hepsiyle sıra sıra düzüşmüş ama içlerinden kimse onu tatmin edememiş. En irisinden en kaslısından zenciler bulup getirmişler johhny sinse deplasmanda beş atacak adamlar onu sabaha kadar düzmüş ama çariçe bi türlü doyuma ulaşamamış ve hiçbir zaman tatmin olmamış.
Çariçe sinirlenmeye başlayıp kendini doyuramayan erkekleri öldürtmeye başlamış. Ülkede erkekler korkup bu işten uzaklaşmaya başlamışlar. insanlar kesmeyince köpeklere, o da kesmeyince atlara musallat olmuş yosma. Ama arap atı bile tatmin edememiş kadını. Sabaha kadar atlara düzdürmüş kendini, her türlüsünü denemiş. Sonunda kadının içinde biriken spermler onu zehirlemiş ve bi sabah atla gibişten sonra çariçe ölmüş. Bu olay o günden bu güne rus kızlarının doyumsuzluğunu anlatabilmek adına dilden dile dolaşır. Ben şahsen bir rus kızla tartışmaya girince ‘sizin atalarınız bile doyumsuz huurymuş bizim suçumuz ne’ diyip işin içinden sıyrılıyorum. Ama siz demeyin bazen beklenmedik cevap alabilir gereksiz yere sinirlenebilirsiniz

Yazın kısaca neler yaptığımdan bahsettim. Kiğılı da çalıştım, arkadaşlarla gezdim, trt de staja gittim, Esenboğa havalimanında çalıştım vs vs. asıl havadisler kızdaydı italyaya giden oydu. Şimdi sen anlat dedim. Kız milletinin ağzından bıçakla zor alırsın lafı. 5 kelimede tüm yazı özetledi. Ben de daha fazla soru soramadım. Sonra farisin yanına gittim
-lan oğlum nerden geldi bu kız?
-ben çağırdım (umarsızca ve sırıtarak)
-niye öyle bişey yaptın?
-sen vedata sürpriz yapmak istedin ben de sana.
-yoksa vedatta sana mı yaptı?
-yok öyle bişey, diana demişti yazın buluşursanız çağırın diye ben de ondan çağırdım
-faris ne adamsın ya! Neyse en azından muhabbet edecek birisi var artık
Kıza döndüm yeniden her zamanki gibi sus pus oturuyodu. Ben ısmarlamasam kızın bişey içeceği de yoktu. Yaşayıp yaşamadığı bile belli değildi. Terliksi hayvan gibi bi hayatı vardı. Biraz bişeyler içtik içerkende mal gibi dans edenleri izledik. Muhabbet etcek birisini buldum diye sevinmek yersizmiş meğer. Dedim gel bari dans edelim. çıktık piste kalabalığın ortasında soner sarıkabadayı gibi sallanmaya başladık. Millet alöö dans diye kendinden geçerken kendi halime güldüm orda. Biraz önce eni vici vokke diye ortalığın dıbına koyan adam şimdi eroyin almış hippi gibi zıplıyodu olduğu yerde

Diana başını kaldırdı şimdi de dudağıma yumulmuştu. O şekilde çok yavaş bi şekilde, hiç acele etmeden tadını çıkara çıkara yarım saat öpüştük. Sadece dudaktan ağır çekim tekrar gibi. dudağının her hücresini dudaklarımda hissettim. O an kalbim beni ters köşeye yatırdı. insanoğlu ne kadar nankördü. Alesya diye ağlarken şimdi içimde bişey ona aşık olduğumu yüzüme tokat gibi çarpıyodu. Olamaz dedim bu kadar çabuk aşık olamaz bi insan. Bunları düşünürken diana nın parfümü beni sarhoş etmeye yetmişti. Yaklaşık bi saattir göğsümde yatıyodu ve artık ağırlığından uyuşmuştu. Üzerinden gelen koku beyin hücrelerime sinmişti. Öpüşmeyi durdurup
-diana, biliyomusun göğsüm uyuştu ve parfümün beni sarhoş etti. Biraz oksijene ihtiyacım var
-işte bu yüzden seni seviyorum, çok erkek tanıdım ama bunu bu şekilde direk yüzüme söyleyebilecek insan yok hayatımda. Herkes maskesini takmış, yalanlarla birbirini avutuyor
-tamam canım teşekkür ederim ama hala üzerimdesin
Kız gülerek kalktı bu içtenlilik ve özgüven kızın hoşuna gidiyodu. Bunları söylemekten korkmayın gençler. Kız saçını boyayıp geldiyse nasıl olmuş diye sorunca yalakalık olsun diye çok iyi demeyin. içinizden geçen gerçek fikri söyleyin. Ama ukalaca değil, saç tipin iyi ama koyu renk gözlerinin güzelliğini daha çok ön plana çıkarıyodu açık renk pasifize etmiş felan deyin. Överken aynı anda yerme sanatı bunu becerebiliyosanız zaten kızları gibtir edin erkekler bile konuşurken size hayranlıkla bakar.

bugünlük burda bitirdim ama bu vakte kadar beni destekleyen panpalarıma sürprizlerim var.

alın bu şarap kadehi memeli diana
http://imgim.com/bqmawanw1me.jpg

bu türkmen milf dinara
http://imgim.com/jvksm5eicrk.jpg

bunlar zar zor bulduğum cpt. balck ler. eskiden çekmiştim
http://imgim.com/4526incir5156018.jpg
http://imgim.com/2356incig2764780.jpg
http://imgim.com/1153incio9593869.jpg

bunları da daha yeni çektim. ilgilenen olursa diye gta5 ön siparişe girdi burda
http://imgim.com/gta5%281%29.jpg
http://imgim.com/gta5%282%29.jpg

en kısa zamanda görüşmek üzere gençler. yarına söz veremem ama devamı gelecek. öpüyorum

Alt sınıftaki arkadaştan bahsetmek istiyorum. Kod adı vedat olsun. Kendisi kürttür hakkarili ve benim rusyadaki en iyi arkadaşımdır. Her şeyimi emanet edip gidebileceğim yegane insan. O ve daha önce bahsettiğim tatar arkadaş faris. Zaten hep üçümüz takılırız birbirimize her şeyi anlatırız. Görüşmediğimiz gün yoktur. Bunlar ilerde işimize yarayacak bilgiler. Belki şurda küçük bi bilgi vardır.
Oda arkadaşım da Moldovalı kızlarla aynen devam ediyodu o da gibi elinde bişey yapamıyodu ama bişey dikkatimi çekti. Bizim odanın yanında yaşıyan Moldovalı Alesya, benle ondan daha çok muhabbet ediyodu. Ama biz de arkadaş yamuk yoktur. Ben hiç yüz vermedim. Taş gibi hatundu orası ayrı. Sürekli odaya gelip gidiyodu çay çorba muhabbetleri dönüyodu. Benim aklım hep başka yerdeydi. Kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı