1. 1051.
    0
    şükella
    ···
  2. 1052.
    0
    ben de varım aq
    ···
  3. 1053.
    +1
    reserved
    ···
  4. 1054.
    +1
    kesin okuyacam panpa
    ···
  5. 1055.
    0
    476432223455 uncu reserved

    Hadi panpa severek takip ediyoz

    .
    .
    .
    .
    ..
    ···
  6. 1056.
    0
    @868 başlık takip diye bir icat yapmışlar amk yıl olmuş 2014 hala reserved alanlar var
    ···
  7. 1057.
    0
    ekle benide panpa
    ···
  8. 1058.
    0
    Up up up
    ···
  9. 1059.
    0
    up up up
    ···
  10. 1060.
    0
    devam panpa yardır olum
    ···
  11. 1061.
    0
    reserv up
    ···
  12. 1062.
    0
    Takipteyiz panpa eklemeyi unutma brnide dede de yapma nickten dolayı inleten bi karakter yap
    ···
  13. 1063.
    0
    tekrar tekrar reserved şukuları veriyorum hep unutma beni de ekle
    ···
  14. 1064.
    0
    locadan olsun
    ···
  15. 1065.
    0
    Panpa okuyom upluyom eğer ileriki zamanlarda eklemezsen giberin ona göre ama simdilik devam
    ···
  16. 1066.
    0
    Panpa yazmaya devam et en azından ilerde çocuklar ima bir tak yapabildim derim
    ···
  17. 1067.
    0
    Reserved
    ···
  18. 1068.
    +2
    koşarak mezarlığı geçtiler ve planladıkları gibi sağa döndüler. arkalarında ki enfekte yığınının attıkları her adımda daha da arttığını görebiliyorlardı. sonra yer titremeye başladı. arkalarını döndüklerinde bir tankın onlara doğru geldiğini, gelirken de enfektelerin üzerinden geçerek onları püre haline getirdiğini gördüler. tank yanlarında durdu ve üst kapağı açıldı. içerden çıkan kafa tanıdıktı 'bay gordon' diye bağırdı bop sevinçle. bay gordon tanktan çevik bir hamleyle indi. arkasından başka bi kafa daha çıktı ama o tankta kaldı. bay gordon ona dönerek 'sağol kaymakam' dedi. kaymakam onu başıyla selamladı ve tekrar tankın içine girerek bay gordon'a 3 çanta attı. 'bunlar bizim çantalarımız' dedi rakat şaşırmış bir şekilde. 'evet' dedi bay gordon, 'dün gece bi kaç serseri gördüm ellerindeki çantalar tanıdık geldi. biraz sıkıştırınca çantaları çaldıklarını söylediler. bende geri aldım' diye bitirdi sözünü ve çantaları guruba uzattı. çantalar neredeyse çalındıkları andaki gibi doluydu. 'bay gordon iyi zamanda yetişmiş' diye düşündü salavat.
    ···
  19. 1069.
    +2
    hepsi çantalara hücum edip ikişer üçer çikolata aldılar. bay gordon ise o arada tanktaki arkadaşıyla konuşuyordu. mugibi emin olmamakla birlikte bay gordon'ın şöyle dediğini duydu; 'ben gelemem kaymakam başka işlerim var. hem çocuklar da yanlız kalır senle gelirsem.'. kaymakam onu anlayışla cevapladı sonra 'tamam gordon. bişeye ihtiyacın olursa napıcanı biliyorsun.' dedi ve kahkaha attı. bay gordon ona asker selamı verdi sonra, aynı şekilde karşılık aldı. kaymakam çikolatalara gömülmüş gençlere baktı 'dikkatli olun gençler. birbirinize sahip çıkın ve tereddüt etmeyin.'. sözünü bitirdiğinde tekrar tanka girdi ve kapağı arkasından kapattı. karınlarını olabildiği ölçüde doyuran diğerleri guruplarına tekrar katılan bay gordon'a minnetlerini ilettiler. ama nerde olduğunu sormadan da edemediler. 'arkadaşlarımın bana ihtiyacı vardı' dedi bay gordon kısaca. üstü başı da kan içindeydi. bu kanın çanta hırsızlarına mı yoksa enfektelere mi ait olduğunu düşündü daxpha bi anlığına ve horusla göz göze geldi. anlaşılan kardeşi de aynı şeyi düşünüyordu
    ···
  20. 1070.
    +2
    hepsi durup tankın yeri titreterek ilerlemesini izledi sonra bi süre. 'neden bu tarafa döndünüz ki siz' dedi bay gordon etrafına bakarak. mugibi arka cebinden haritasını çıkardı ve ona buldukları kesitmeyi gösteri. 'akıllıca ' dedi bay gordon neşeli neşeli, kendi çocuklarıyla gurur duyar gibi guruba baktı . bop arkasına baktığında onları az önce takip eden enfektelerin şu anda kaldırım deseninden başka bişe olmadıklarını gördü ve ona asıl garip gelen ise bu manzaranın ona iğrenç değil de komik gelmesiydi. bay gordon ne düşündüğünü anlamıştı sanki bop'un. 'onlar tanıdığımız bildiğimiz insanlar değiller artık. üzülmediğin için kendini suçlama' dedi bop'a ve diğerlerine döndü; 'saat geç oldu. gece kalıcak bi yer aramaya başlayalım ki karanlıkta dışarda dolaşmayalım.'. dedi. böylece soyuldukları gece yaptıkları gibi guruplara ayrıldılar -ki bay gordon hiç bi guruba katılmamış ve tek başına aramaya koyulmuştu- ve mezarlığın karşısındaki apartmanların etrafında dolanarak gece konaklamak için uygun bi yer aramaya koyuldular. çok geçmeden bay gordon'ın ıslığı duyudu. yanına gittiklerinde onun bir apartmanın 3. katında olduğunu gördüler. apartmanın bahçesinde ise yaşlı bir kadın yüzü koyun yatıyordu. 'evin sahibi biraz zorluk çıkardı da' dedi bay gordon neşeyle, 'borulardan tırmanın' diye bitirdi sözünü ve içeri girip evi taramaya koyuldu. ev üç oda bi salon genişliğindeydi ve doğuya baktığı için akşamın bu saatinde pek ışık almıyordu. bay gordon odaları temkinle tek tek dolaştı ve 'yaşayan' kimse olmadığını görünce salona geri geldi
    ···