sözlüğün ilk interaktif zombi hikayesi

... içi tıka basa içki dolu dolapları hastaların üzerine yıktığını gördü. bu öyle etkili bir yavaşlatma yoluydu ki hastalar neye uğradıklarını şaşırmıştı -hala olan biteni anlayabiliyorlarsa tabi-. üzerlerine düşen içki şişelerinden ve dolaplardan kurtulmayı başaranlar bu sefer yerlerin ıslaklığından kayıp yüz üstü kapaklanıyordu. üzerlerinden alkol damlayarak bopa doğru yürüdüler. diğerleri ona acele etmesi için sesleniyordu. bop üzerine doğru gelen yaklaşık iki düzine ıslak hastaya baktı ve elini cebine attı. cebinden en sevdiği zipposunu çıkardı, ona özür diler gibi baktı ve taşı çaktı, geri çekilerek alkolden sırılsıklam olan depoya fırlattı. birden parladı alev. bop koşarken depoya baktı ve yanan yüzlerin kendisine zevk verdiğini fark ettiğinde bundan biraz utandı. soluksuz bir şekilde bir kaç yüz metre koşmuşlardı. artık kasları asitle dolmuştu ve nefesleri kesilmeye başlamıştı. 'yeter beyler ölüyorum ' dedi bop ve yavaşladılar. henüz öğlen olmamıştı, hava kapalı ve serindi. kalacak, en azından dinlenecek bi yere ihtiyaçları vardı. 'bari apartmanların arasından çıkalım da etrafı açık bir yere gidelim' dedi mugibi. su çantasını rakata uzatmıştı. 'ben niye taşıyorum lan sırtımda çanta var zaten' dedi rakat. hallowen'a verdi sonra. 'dıbına koyiyim bi elimde sopa bi elimde çanta koşuyorum bi saattir' dedi ve kaldırıma çöktü. salavat bi yanına bop diğer yanına oturmuştu. rakatla hallowen ise ayakta etrafı dikkatle izliyorlardı. bop cebinden bi paket camel soft çıkardı sonra herkese ikram etti. 'siz almadınız mı lan sigara' diye sordu guruba. 'yooo' şeklinde bi koro karşılık verdi ona. 'olum siz mal mısınız? tekel patlattık lan nası sigara almassınız?' diye sordu. 'kardeşim çok başka sıkıntılarımız vardı o ara ya. hani kaçtık falan ya o bakımdan yani' diye cevap verdi ayaktaki rakat. 'beyler bence şehir içinden uzak duralım. kırsala gidelim. hem az insan var hem görüş alanı daha fazla' dedi hallowen. salavat ona katılmıştı; 'aynen moruk. kendimizi daha iyi savunuruz öyle. şuraya bak burda bi apartmanda 100 kişi yaşıyo zaten. dediğinize göre bop'daki tabancanın 6 mermisi kaldı. mugibide sopa var bi tane. sizde de bıçakla satır' ayaktaki hallowen ve rakata bakıyordu . 'bende de ekmek bıçağı var sadece -mugibi sopanın kendisine yeteceğini düşünüp bıçağını ona vermişti- bize 10 kişi saldırsa gibi tutarız. hani adam olsa dövülür de, böyle olunca bi geriliyo insan eli ayağına dolaşıyo.' diye bitirdi sözünü.