https://www.youtube.com/watch?v=enHZcA2XPR8 bunu da dinleyin.

Neyse arkadaşlar ben bunu odama geçirdim, ben size evimi anlatmadım. Ev için 2+1 diyebiliriz. Yada neyse bilmiyorum emlak terimlerini. Ben anlatayım, benim yattığım oda var, bir tane de boş oda var, o boş odayı hiç kullanmadım, olursa kafa dengi bir arkadaş gelirse veya parayı denkleştiremez hale gelirde mecbur biriyle kirayı paylaşmak zorunda kalırım diye. Mutfak amerikan mutfak, salon evin en geniş odası, aynı zamanda TV falan da salonda. Bir de tuvalet banyo var.

Ben bunu odama geçirdim sen geç şimdilik benim yatağımda yat ben koltukta yatarım bi kaç güne de boş odaya yatak alırız sen oraya geçersin dedim.

B: Yok yok yeni yatağa gerek yok ben eski evdeki yatağımı falan getiririm de sen kendi yatağında yatsaydın ya ayıp oluyor böyle de.
G: Daha demin ne konuştuk ?
B: Tamam tamam bir şey demiyorum.

Bir kaç gün böyle geçti, ben bu bir kaç günde okula gitmedim bazen dışarı çıktım gezdim, Buse sürekli dışarıdaydı taşınma işlerini hallediyordu bugün yatağını falan getirdiler. O 2 gün önceki havadan eser kalmadı, o zaman pastırma sıcaklarını yaşıyorduk adeta şimdi ise dışarıda gök gürlüyor yağmur yağıyordu. Saat gece 1 civarı yatakta pc ile uğraşırken bir anda elektrikler gitti. içeriden Busenin çığlığı geldi, telefonumun fenerini yaktım yanına gittim. Zaten gök gürlemesi şimşek falan korkuyormuş bir de elektrikler gidince istemsiz atmış çığlığı.

G: iyi misin ?
B: i-iyim.
G: Ben odadayım haberin olsun, hadi iyi geceler
dedim çıktım odadan. Tam yatağa girdim peşimde telefonunun feneri açık Buse geldi.

G: Efendim Buse ?
B: Game ben çok korkuyorum, seninle yatmama izin ver. Nolur ?!

Durdum düşündüm, yatak tek kişilik yataktan büyüktü ama çift kişilik yataktan da küçüktü.

G: Tamam gel.

Buse yanıma geldi girdi yatağa altında ince tayt vardı. Hiç anlamam bu soğukta üşümüyorlar mı acaba ? Her neyse bu yatıyor yanımda elektrik gittiği için kaloriferler de sönmüştü hava soğuk evde soğumaya başladı. Buse de üşüyünce bana sokulmaya başladı.

Bu iyice yanıma sokuldu, Game ben çok üşüdüm sana sarılabilir miyim ? dedi . Bende üşümeye başlamıştım, battaniye çok kalın değildi. Tamam sarıl dedim bende bu bana sarıldı ama göğüslerini kolumda hissediyordum. Nefesi boynuma çarpıyor beni tahrik ediyordu.

Arkadaşlar 1 saati geçkin süredir aralıksız yazıyorum. Bu gece burada bırakıyorum. Yarın çok yazamam çünkü pazartesi 2 tane finalim var ders çalışacağım. iyi geceler beyler.

Normalde bugün yazmayacaktım arkadaşlar ama olumlu tepkileriniz beni yazmaya teşvik etti. Seviyorum sizleri arkadaşlar.

Buse yanıma sokuldu göğüsleri koluma değiyordu, ben cidden tahrik olmaya başlamıştım. Normal koşullarda olsa belki Buse ile cinsel bir ilişki yaşayabilirdim ama kız korktuğu için gelmişti. O an ki halini bir görseniz beyler o kadar masum o kadar savunmasızdı ki . Her şimşek çaktığında her gök gürlediğinde bu korkuyor titriyordu. Bir süre sonra titremesi kesildi, baktım uyuyakalmış. Şuan trendde gezen bir kadının en masum olduğu anlar gibi bir başlık var, gerçekten uyurken o kadar masum oluyorlar ki.

Buseye bakıp düşündüm, yaşanan olayları düşündüm. 4 gün öncesine kadar okula gitmediğim müddetçe kimseyle görüşmeyen ben şuan yatağını bir kızla paylaşmıştı. Sonra kapattım gözlerim, yere düşen yağmur tanelerinin ve rüzgarın hazin raksını dinleyerek uyuyakaldım.

Sabah uyandım, gözlerimi daha açmamıştım ama yanımda Buse'nin yokluğunu hissedebiliyordum. Dışarıda hala hafif bir yağmur vardı. Hani klagib sahneler vardır ya kız erken kalkar kahvaltı hazırlar, erkek uyanır burnuna gelen kahvaltı kokusu. işte öyle bir ana düşmüştüm, şaşırmıştım diyebiliriz çünkü okul başladığından beri tek kaldığım için uyanır uyanmaz hazır bir kahvaltıya konamadım. Ben yataktan kalktım Buse tişörtünü değiştirmişti. Yarım tayt üstüne bol biraz uzun bir tişört giymişti. Ben içeri girdiğim zaman kahvaltı sofrasını kurmuştu en son sosis yapıyordu.

G: Oo erkencisin, bir de kahvaltı hazırlamışsın ?
B: Ev sahibime teşekkür mahiyetinde. Dün gece sen olmasaydın be o karanlık oda da ağlaya ağlaya uyurdum.
G: Ama sen beni böyle rahata, hazır kahvaltılara alıştırma yoksa her zaman isterim.

En son söylediğime cevap vermedi, sadece tebessüm etti.

Vay arkadaş o kadar yazdım paylaşmadı.

O gün ben akşama kadar odamdaydım. Yağmurlu havalarda dışarı çıkmayı sevmiyorum. Odam da pinekleyip akşama kadar yatmak istiyordum. O gün akşama kadar Buseyi görmedim, yok gibiydi evde adeta. Hava kararmaya başlamıştı odamın kapısı çaldı, gelen Buseydi,

B: Ben çok acıktım ne yiyeceğiz ?
G: Valla evde de bir şey kalmadı ki . Ben olan malzemelerden bir şey yaparım.
B: Yok sen yat, bugün yemekleri ben hazırlıyorum

Giderken kapıyı kapattı, hava yeni kararmıştı benim odamın ışığı kapalıydı. Bende telefonu kapattım, battaniyeyi üstüme çektim, uyumuşum. Uyandığımda Buse yanıma oturmuş saçımla oynuyordu. içerinden çok güzel yemek kokuları geliyordu ama Buse'nin kokusu o kadar güzeldi ki hiç kalkıp yemek yemek gelmiyordu içimden. Ama Buse, Hadi kalk uykucu, yemek vakti deyip elini çekmesiyle mecbur kalkmak zorunda kaldım.

Buse evdeki son malzemelerden ortaya karışık bir yemek yapmıştı. Doğaçlama takılmıştı. Yemek yedik, Busenin eli gerçekten lezzetliydi.

G: Bu yediğimiz yemeğin adı neydi Buse ? Gerçekten çok güzelmiş.
B: Ahaha bilmiyorum ki adını. Öyle doğaçlama takıldım.
G: Ciddi misin ?
B: Evet.

Bu kıza olan hayranlığım her geçen gün artıyordu. Ama bir şeyi merak etmiştim, bu kızın ailesi bir erkekle beraber tek başına kalmasına nasıl izin veriyordu.

G: Buse, ailen burada benle kaldığını biliyor mu ?

B: Ya game, sana anlatmam gereken bazı şeyler var.
G: Bu konuyla alakalı ?
B: Evet bu konuyla alakalı.
G: Seni dinliyorum.
B: Benim annemle babam ayrılmıştı, ben daha çok küçükken. Babam çok zengindi, dostça ayrıldılar diyebiliriz. Annem ayrıldıktan 3 yıl sonra trafik kazasında öldü. Benim vekaletim annemin üstüneydi, maddi olarak hiç sıkıntı yaşamadık babamdan ötürü. Babam benim okul ücretimi ödüyor. Her ay bana para gönderiyor. Açıkçası baba olarak yaptığı tek şey de bu . Ne arayıp ne soruyor, kimle kaldığıma bakacağını daha doğrusu ilgilendiğini pek sanmıyorum.
G: Yani aile olarak yalnızsın ha ?
B: Game, tek yalnız olan sen değilsin bu Dünya'da. Farkında mısın bilmiyorum, hiç dikkatini çektim mi bilmiyorum ama bende yalnızım. Sadece aile olarak değil, arkadaş olarakta. Arkadaşlarım diyebileceğim insanlar iki elin parmağını geçmez.

Bunları anlatırken gözlerinden iki damla yaş süzüldü. Ağlarken bile çok güzeldi. Galiba bende kendimi Buse'ye kaptırmaya başlıyordum.

Onu teselli etmek için sarıldım, iki üç damla olan gözyaşları hıçkırığa dönüştü. Başını omzuma koymuş vaziyette hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Sonra hafif hafif duruldu, annem dedi, annem Sonra biraz daha sayıkladı omzumda uyuyakaldı. Gerçekten dünyanın en güzel uyuyan kızı olmalıydı. Buseye her baktığımda ne kadar aptal olduğumu bir kez daha fark ediyordum. Böyle bir kızı reddederek üzmüştüm. Biraz daha uykusunda seyrettim onu, sonra aldım kucağıma zütürdüm yatağa, üstünü örterken o kadar tatlı geldi ki gözüme, dayanamadım bir öpücük bıraktım alnına.

Ertesi gün olduğunda 3 4 gündür okula gitmediğim için okula gidecektim, benle beraber Buse de gitmemişti okula. Sabah uyandım, kahvaltı yapmak için vakit yoktu, okulda bir şeyler atıştırırdık. Uyandığımda Buse hala uyuyordu. Odasına gittim, yatağının kenarına geldim, saçlarını okşamaya başladım, aynen dün beni uyandırdığı gibi, gözlerini açtı Buse, yanında ben vardım.

G: Günaydın uykucu, sabah oldu, artık okula gidelim. Geç kalacağız, aaa sen hala yatıyor musun ?
B: Tamam be kalktım, ben hazırım bak, kazak giyeyim bir pantolon tamamdır.
G: Tamam o zaman hemen çıkalım da okulda bir şeyler atıştırırız.

Buse hazırlandı okula gittik, sınıfa girdiğimizde bir kaç grup döndü bize baktı, şaşırmışlardı beraber, sınıfa girmemize. Ama Buse benim için sınıftaki sıradan bir kız değil, geçmişini bildiğim ev arkadaşımdı.

Arkadaşlar yorumlarınız için çok teşekkürler. Amacım en uzun hikayesini yazmak, yazarım yazamam. Destekleriniz için teşekkürler. Sabah bi finale girdim yarım saat sonra bi final daha var. Akşam seri bir şekilde yazacağım. Gününüz güzel geçsin.

Arkadaşlar beklediğiniz için teşekkür ederim. Finalim kalmadı bir tane var ama oda önemsiz. Sizlere söz verdiğim gibi aralıksız yazacağım. Öncelikle belirtmek isterim ki Fenerbahçeliyim şampiyonluk yarınlara kaldı.. En son olarak ucuzroman arkadaşımız özelden yazmış , onun gibi düşününler de vardır illaki. ilgi gelince yazmayı bırakmadım aksine çok hoşuma gitti ve beni şevklendirdi. Mobilden yazmak istemedim, pc den seri seri girmek için. Sizleri seviyorum.

Ben sınıfa girince Buse'nin yanından ayrıldım, boş bir sıraya oturdum tek başıma. Buse sağ baktı sola baktı sonra geldi benim yanıma oturdu. Durum böyle olunca daha çok dikkat çekmeye başladık. Benim için asla sorun değildi. Çünkü Buse'ye karşı olan hislerim değişmeye başlamıştı. Bir insanı tanımaya başlayınca ona karşı olan duyguların da değişiyormuş.

Günler birbirinin aynısı gibiydi, beraber okula gidiyor okulda beraber oturuyor, yine beraber eve gidiyorduk. Birbirimizden ayrı vaktimiz geçmiyordu. Ben bundan memnundum ama en çok Buse memnundu. Bu geçen süre zarfında kendine dair daha çok şey anlattı bana Buse. Gerçekten mutluluk diye bir şey varsa en çok Buse mutlu olmayı hak ediyordu. 4 yaşındayken annesiyle babası ayrılmıştı. Babası bunları maddi olarak sıkıntıya düşürmemişti ama manevi olarak annesini çok yaralamıştı. Çünkü babası annesini bir yıl boyunca aldatmıştı ve asıl dram burada başlıyor. Babasının annesini aldattığı kişi çocukluk arkadaşı bu hayatta ailesi kadar güvendiği tek insan olan Fatma adında bir kadınmış.

Annesi, kocasıyla en yakın arkadaşını aynı yatakta, kendi yatağında çırılçıplak basınca pgibolojik olarak da çökmüş. Kim olsa çökerdi zaten. Hayatta en çok güvendiğin iki kişi sana ihanet ediyor.

Öylece yakalayınca tek kelime etmiş, Yazıklar olsun. Hiç bir eşya bile almadan çıkmış gitmiş o evden, ilk olarak Buseyi kreşten almış, annesine bırakmış. Oradan direkt adliyeye, boşanma davası açmış. O günden sonra sadece mahkemede görmüş kocasının yüzünü, adam çok yalvarmış, haberler göndermiş, pişman olduğunu söylemiş ama asla gerim adım atmamış.

Ama o kadar çökmüş ki saçları beyazlamaya başlamış, 33'ünde bir kadın. Hayatının en güzel çağları olabilirdi.

Buse 7 yaşına gelince, babasız yaşamaya alışmış, yeni heyecanlar edinmiş kendine. Okula başlamış ilk gün, anlatıyor bana .

B: Game var ya nasıl heyecanlıyım, o kısacık hayatımın en heyecanlı günlerinden biriydi. Yepyeni insanlarla tanışacağım, evde mutluluk var, annemin yüzü gülüyor, belkide uzun süre sonra. Sabah erkenden kalktım, uyuyamamıştım heyecandan, hemen annemin yatağına gittim annemi kaldırdım. O sabah oyun oynadık annemle, sonra ananem geldi. Annemle babam ayrıldıktan sonra ananem de yaşamaya başladık. O iki tane koskoca insan benimle çocuk gibi oynuyorlardı. Sonra kahvaltı yaptık, o kadar mutluydum ki, belki de hayatımın en güzel kahvaltılarından biriydi. Annem beni okula bırakmak için giyindi, beni giydirdi, okul üniformalarım bana çok yakışmıştı benim güzel kızım, çok yakıştı sana demişti annem. Sonra saçlarımı taradı, o kadar mutluydum ki. Arabayla gittik okula, annem beni sınıfa kadar getirdi. Gidiyordu annem, diğer çocuklar ağlıyordu. Bende annem benle kalsın istiyordum ama ağlayacak kadar da mutsuz değildim. Öğretmen ağlayanlardan bir kaçının annesinin sınıfta kalmasına izin verdi. Sonra annem eğildi bana sarıldı, doya doya çektim içime anne kokusunu. Sana güveniyorum benim güzel kızım dedi, öptü beni, oda evlat kokusunu doya doya içine çekti sonra gitti. Arkasından baktım uzun uzun. El salladım giderken o da bana el salladı, gülümsedi, öpücük yolladı. Sonra gitti.

B: Annemi son görüşümdü bu. Kontrolü kaybedip ters şeride giren bir adam yüzünden ölmüştü annem. Annemin ölümü için hep kendimi suçladım. Keşke dedim keşke ağlasaydım çok ağlasaydım da benimle kalsaydı annem. Benim yüzümden...

Cümleyi tamamlayamadı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Karşılıklı oturuyorduk bunları anlatırken, tek dizini kırmış üstüne oturuyordu, biraz yan duruyordu bana doğru. Diğer ayağı aşağı doğruydu.

Sonra ona doğru hareketlendim, başını omzuma koydu, ağladı ağladı ve durdu. Hafif hafif iniltiler geliyordu. Bu sefer daha anlamlıydı benim için, annem, annem, gitme diye inliyordu. Yine uyumuştu, içimde ona dair beslediğim hisler o kadar yoğunlaşmıştı ki sırf onu güldürebilmek için dünyanın en şaklaban insanı olabilirdim. Biraz öylece durdu, nefes alış verişleri düzene kavuşmuş, sayıklamaları kesilmişti. Yine kucağıma aldım benim yatağıma zütürdüm, Buseyi yatırdım, yanına da ben yattım. Kafamı omzuna koydum nefeslerimizi senkronize hale getirdim. Bunu çok seviyordum aynı anda nefes alıp vermeyi. Busenin kokusunu içime çekerek, ki dünyanın en güzel kokusu, uyuyakaldım.

Sabah uyandığımda Buse'de uyanmıştı, yine saçımla oynuyordu. Yan dönmüştü, kafam göğsüne geliyordu,

B: Game.
G: Efendim,
B: Game,
G: Efendim Buse.
B: Game ben seni çok seviyorum, şu hayatta annemden sonra en çok seni seviyorum, en çok sana güvendim. Bana kızsan da beni sevmesen de umurumda değil.
G: Buse,
B: Sus ve beni dinle ya şimdi konuşacağım ya da bir daha kendimde o cesareti bulamam. Sabah uyandığım da, gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm yüzün senin yüzün olmasını istiyordum hep. Seni gördüğüm ilk andan beri seviyordum seni, her gece kafamı yastığa koyduğum da senle ilgili hayaller kuruyordum ki bana göre bunların en imkansızları seninle aynı yatakta yatıp seninle aynı sabaha uyanmak. Bunu bana yaşattığın için çok teşekkür ederim. Sevgili olalım, olmayalım. Sana dokunabilecek kadar yakın olduğum için ve dokunmama izin verdiğin için teşekkür ederim. Game, seni sevmeme izin verdiğin için teşekkür ederim. Eğer bir gün olur da başka birine aşık olur, hayatını onunla devam ettirmek istersen bunu olgunlukla karşılarım diyemeyeceğim ama sizi asla rahatsız etmem. Zaten sana bu denli yakın olmamın en büyük dezavantajı da o. Sürekli senin başkasının olabileceği düşüncesi beni gerçekten çıldırtıyor.
G: Buse
B: Efendim game,
G: Seni çok seviyorum..

7 dk yemek molası sonra tam gaz devam.