-
351.
+10Işık kanalizasyonun nehre açılan ucundan geliyordu. Hızlanmıştım, bir kaç adım sonra sularda akıyor olacaktım. Balıkçı ağlarına takılacak, onlara para verecek ve uzun bir yolculuktan sonra Almanyada olacaktım.
Nehirdeydim. Kad-ri ve müridleri etrafta yoktu. Başarmıştım. Yolculuk bitiyordu. Çok az kalmıştı. Geri dönüyordum. Yıllardır olmadoğım kadar mutlu ve sevinçliydim. Artık ölsem bile bunun hiç bir önemi yoktu. -
352.
+11Ama tatmıştım bir kere yaşam suyunun tadını. Elbiselerimi çıkardım kanalizasyonun kapağına sıkıştırdım ve müridlerin nehre geldiğinde kaçmayı başardığımı düşünmelerini istedim.
Kad-ri ve bütün müridleri beni aramak için nehre geleceklerdi. Dönüş yolu uzundu ama bu önemsizdi, bu kadar kolay kurtulmak hoşuma gitmemişti, kaçmanın ne kadar muazzam bir hisler bütünü olduğunu anlamıştım. Dönüyordum, Saray'a. Bu sefer acı çekmek için değil zevk almak için kad-ri'nin sarayına, kızını gibmeye gidiyordum. -
353.
0suarezzerve
-
354.
+3bir am uğruna değer mi amk takun içinde yüzmek
-
355.
+10Saatler önce ölüm ve yaşam arasında sıkışıp kaldığım tak çukuruna geri dönmüştüm. Ne yapacağımı ve nelerle karşılaşabileceğimi bildiğimden çok kısa sürede Saray'a ulaşmıştım. ilk bulduğum kanalizasyon kapağından dışarı çıkmıştım. Sarayın büyük tuvaletindeydim. Her tarafım tak içindeydi. Hamam'a doğru gidiyordum. Sarayda sadece kad-ri'nin hanımları ve kızı vardı. Onların nerede olduğunu biliyordum ve hızlı olmam için hiçbir sebep yoktu.
-
356.
0Devam reis
-
357.
+10Hamamdaydım, sonuca gidiyordum. Her tarafımı yıkadım, taka batmış olan omzuma kadar uzamış saçlarımı, yüzümün görünmesini imkansızlaştıran sakallarımı kesmiştim. Tırnaklarımı kesmiştim, tertemizdim. Hiç olmadığım kadar temizdim. Kad-ri'nin odasına girdim ve kadrinin masasını kurcaladım, altın parçası falan bulmayı ümit ediyordum, masasında yazmış olduğu notlar vardı, incelemek istiyordum ama şimdi sırası değildi. Kağıtları katlayıp cebime koymak için hazırladım. Kad-ri'nin dolabını açtım ve bir şeyler geçirdim üstüme, tam üstüme oturmuştu, kad-ri'nin odasında bür sürü sigara paketi vardı, afganistandan kaçak geçirilen sigaralar olmalıydı bunlar, Winston soft var mıydı acaba ? Elbette vardı. Kad-ri'nin çekmecesinde bulduğum bir çakmakla sigarayı yaktım, her nefes benden biraz daha zütürüyordu. Havaya karışıyordum.
-
358.
0reserved
-
359.
+10Birden buraya beraber geldiğimiz adam aklıma gelmişti neredeydi o, uyuyor muydu ? Öldürülmüş müydü ? Yoksa nehirde o da mı beni arıyordu. Köleyken kaldığımız odaya geldim, içeriden kahve kokusu geliyordu, ölüm kadar sessizdi her şey, kapıyı çaldım, defalarca, yumruklamaya başlamıştım, içerdeydi, karşısına çıkıp buradayım, ölmedim demek istemiştim. Arkadan birileri gelmişti, kızımdı, "madya tafaell yaabi" dedi. Korkuyordu, ağlayarak kolumu tuttu. Arapçada "baba ne yapıyorsun" demekti.
-
360.
+13Tam o sırada dünyanın en şiddetli ağrısı beynime saplanmakla uğraşıyordu. Her şeyin farkına varmaya başlıyordum. Bu satırlara, bir odada uyanarak başlamıştım, yanımda kahve ve yanan bir sigara vardı. Bir süre sonra kapı çalmaya başlamıştı, şimdi ise kapıyı çalıyordum. Kad-ri diye bir şeyh'in evine köle olarak alınmıştım, ama yanımda 20 yaşında bir kızım vardı, ve bana baba diyordu. Tokyo'da parmağımı kestirdiğimde acı defterimin ilk sayfaları kan olduğu için 4. Sayfaya yazmayı başarabilmiştim, kanalizasyonda baktığımda ise ilk sayfada belirli belirsiz şeyler yazıyordu, vr defterde kan izi yoktu. Ellerime baktığımda parmaklarımın tam olduğunu gördüm, köle pazarında kad-ri'nin bana elini gösterdiğini hatırladım. Buraya tek mi gelmiştim, yoksa 2 kişi mi gelmiştik ? En başından beri burada mıydım, buraya hiç gelmemiş miydim ? Kad-ri'nin masasında bulduğum notları incelemeye başladım.
"
Saat 09.00
Uyandım. Yanıbaşımda duran kahve fincanında sıcak kahve ve küllükte yanmakta olan bir winston soft vardı. Eve benden başka kimin girmiş olabileceğini düşündüm. Hiç bir ses yoktu, saat bile tik-tak yapmıyordu, evin içindeki her şey benim cevabımı bekliyordu. Bunu yapmak zordu ama zorund... "
Bunlar benim cümlelerimdi. Saat 9.00 da yazmaya başlamıştı, yani tam 37 SAAT ÖNCE. Midem bulanıyordu, gerçeklerle yüzleşmenin verdiği bir bulantıydı bu. Kaybolmuştum yine ve hiç bir coğrafyada kendimi bulamıyor, kim olduğuma emin olamıyordum. -
361.
+13 -1Neydim ben, en dipte miydim, yoksa en tepede mi ? Yine mi vazgeçiyordum her şeyden ? Sevmekten ve bilmekten vazgeçtiğim gibi ? Bunu kabullenemeyecek kadar çok yaşamıştım, Tokyo'dan satın aldığımı düşündüğüm bir silahı kafama dayamış her şeyin sona ermesi için yalvarıyordum. Beynimin milyon parçaya ayrılmaşı için tam 12 el ateş etmiştim, sonuç geçersiz, elimde tutmuş olduğum silah oyuncak bir silahtı. Kızım gözyaşları içinde bana sarılıyordu. Kad-ri'nin dolabındaki elbiseler geldi aklıma, üzerime tam olmuştu hepsi.
-
362.
+1çok güzel gidiyor panpa devam et
-
363.
+10Düşünerek ilerleyebileceğim bir yol değildi bu, herşeyi hatırlayabildiğim en ince ayrıntısına kadar yazmaya karar verdim. Zamam kaybetmeden başlamak istiyordum yeni uyanmıştım, kad-ri'nin sarayından kaçalı 37 saat oluyordu, dinlenmiştim ve başlıyordum.
"Uyandım. Yanıbaşımda duran kahve fincanında sıcak kahve ve küllükte yanmakta olan bir winston soft vardı. Eve benden başka kimin girmiş olabileceğini düşündüm. Hiç bir ses yoktu, saat bile tik-tak yapmıyordu, evin içindeki her şey benim cevabımı bekliyordu. Bunu yapmak zordu ama zorundaydım, yoksa bu sessizlik beni 37 saat boyunca öldürebilir... " -
364.
0rez panpa
-
365.
+5Sen ne yaptın panpa ağzım acık ekrana bakıyorum boş boş
-
366.
0Rez ayrac16
-
367.
0şurda dursun
-
368.
0aga az daha fazla yazıversen gercekten daha guzel olacak takipdeyim.
-
369.
+15 -1Hikaye bitti beyler. Anlayamayanlar olursa diye spoiler yayınlayacağım birazdan. Okuyan şukulayan herkese teşeklürler.
Ben mi, ben Melih. Kad-ri yakın arkadaşım Kadir'den esinlenerek oluşturduğum bir isim. Keza Furkan'da öyle. Furkan meyhanede tanıştığım karakter. Aslında tek bir karakter ve tek bir olay var, hikayeyi anlatan tek bir karakter değil ve anlatıma giren her karakter olayı kendi açısından aktarıyor, aslında meyhanede kavun dilimini seçen karakter, başından beri okuduğumuz karakter değil, uyanan karakterde kadri, aslında herşey bir paradoks, küsüratlı sayı girdiğim entrylerden sonra anlatıcı sürekli değişiyor, ve kimin kim olduğunu anlayamıyorsunuz, bütün planları kanalizasyona giren karakter yapmıştı ama, x planını dışarıda kalan ve ispiyonlarım karakterin yazdığı iddaa ediliyordu hikayede, tam tersiydi, ispiyonlayan karakter kanalizasyondaki karakterdi, ve plan onun eliyle yazılmıştı, nehre inip saraya geri dönen karakter ise kad-ri'ydi.
Ben mi ? Dediğim gibi ben Melih. Kadir ve Furkan'a selam olsun. Tek bir karakterden bölünen farklı yapıda insanlarız ve pencerelerimiz farklı. Bu arada 3'ümüzde rakıyı sulu seviyoruz.
ilk entry'de ki iddaam devam ediyor. Bu güne kadar bu kutucuklara yazılmış, en sağlam kurguya, en geniş karakter analizlerine sahip en yaraltı hikaye budur. Aksini iddaa eden olamaz. Olan olursa onuda neslimle ezer geçerim.
Sahiden kimdi o kapıda ki ? Peki kapının ardında ki ? Kad-ri ? Almanyada kim bekliyordu Furkan'ı ?
Ben mi, ben Melih. Bu hikayeyi buraya bırakıp gidiyorum. iyi okumalar.
Edit: Zenciler parmağımızı kesmiyordu beyler, zenciler yalancı karakteri gibiyordu, karakterin söylediği yalana diğerleri inandığı için, onlarda parmaklarının kesileceğini sanıyordu. Kimse sormamış parmak kesme ne alaka diye, açıklama gereği duydum. -
-
1.
0Noluyoruz amk.
-
1.
-
370.
0Hikaye bitti mi la
başlık yok! burası bom boş!