Sabah kalktığımda yüzlerce mesaj vardı telefonumda, klagib özür cümleleri, sanki hayatımı gibmemişler gibi. Sanki herşeyimi çalmamışlar gibi..

Buseyi aradım, geçen süreçte onu çok özlediğimi ve onunla buluşmak istediğimi söyledim. Kabul etti, bir saat sonra Kızılayda, Beni terkettiği bankta oturuyorduk

Her şeyi anlatmasını istedim ondan, neler olduğunu, neden böyle yaptıklarını, bir bir anlatmasını istedim, anlatırım ama önce sana gidelim. Sarılmamız gereken çok şey kaldı Melih, dedi.

Evin kapısından girerken korkuyordum, her şeyden vazgeçip yine onun olurum diye. Ona yine inanırım diye..

Buse eve girdiğimiz anda boynuma sarıldı. Seni çok seviyorum Melih, seni o kadar çok özledim ki, seni kaybettim sanmıştım, ama şimdi yeniden buldum. Gitme bir daha, her şeyi anlatacağım, her şeyi, ama bana bir daha bunu yapma, sensiz hiçbir tak değilim ben, o notu bıraktığını görünce haftalarca ağladım, ben o gece evde değildim Melih, Meriç beni aldatmış, buna rağmen onunla evli kalmak zorundaydım, gidecek yerim yoktu, beni affet Melih, hala boynumda kolyen var, cüzdanımda resmin duruyor, sensiz yapamadım, sensiz bırakma beni, dedi.

Ağlıyordu, hıçkırıkları o kadar derinden geliyordu ki, ben bile ona gerçekten acıyabilirdim, gerçekten sarılabilirdim ona.

Eskiden olduğu gibi, ağlarken akan sümüğünü omzuma silmişti, biz buna çok gülerdik eskiden, yine gülüyorduk. Kafasını kaldırıp gözlerime baktı, 5 saniye sonra dudakları dudaklarımın arasındaydı.

Yeni part gelsin mi öpücüklüler ?

istemiyonuz mu yeni part ? Piki. :((

Dudaklarının tadı hala aynıydı, sıcak ve ıslak. Kokusu, öpmesi, sarılması her şeyi aynıydı. Hiç değişmemişti. Yılların biriktirdiği özlemle kocaman bir insan iki dudağımın arasına sığmıştı. Buse tam olarak iki dudağımın arasında beni bekliyordu.

Ellerimle ittim onu.

Buse ne yapıyorsun ? Sen evlisin. Evli olmasan bile seninle artık bu tarz şeyler yapamayız, seni artık sevmiyorum, her şey çok değişti, yaptıklarını unutmadım, artık olmaz Buse, dedim.

Aslında hiçbir şey değişmemişti. Onu hala seviyordum. Ona hala aşıktım. Ama güven önemli bir şeydi. Ona değil kendime güvenmiyordum. Buseye yeniden kapılırım diye, yeniden onun olurum diye..

Sigara molasııı 20:45 te yeni part var. Öpücüklüler sizi gidi.

Başlık nasıl ayakta tutulur ?

1- Ana entry başta olmak üzere başlık sahibinin entryleri şukulanır.

2- bayamlik REyiZZ şeklinde rezerve alınır.

5 kişi bayamlik REyiZZZ şeklinde rezerve almadan başlamıyorum.

Kaldı 4 . Ehehe şaka yaptığımı eski okurlarım biliyor. Hazır mıyız ?

Yeteri kadar özlem giderdiğine göre sırtımdaki bu bıçakların sebeplerini söyleyebilir misin artık Buse ? dedim.

Anlatmaya başladı. Susmasını istedim. Ayık kafayla dinlenecek şeyler değildi. Buzluktan iyi soğutulmuş bir rus votkası çıkardım. Selim abiyle iyi para kazanmıştık. Her şeyin en iyisini tüketmeye çalışıyorduk, şişesi 400 dolar olan bu rus votkaları pahalı olmalarına rağmen gerçekten leş atan votkalardı.Bir belvedere yada grey goose değillerdi anlayacağınız.

Bu küçük ayrıntıyı atlayıp Buseye dönmek istiyorum, ben size bunları anlatana kadar şişenin yarısı bitmişti çünkü.

Devam et, dedim. Devam et ki damarlarımda dolaşan bu şey neden orada olduğunu bilsin, neden ona ihtiyaç duyduğumu anlasın.

Devam ediyordu, dinliyordum. .

Şimdi yeni partı yazıyorum, bu sırada pmden bana sormak istediğini soruları sorabilirsiniz, partı buraya atınca cevaplayacağım soruları

Hadi up up up up !!!

Busenin bir taktan haberi yoktu. Yapılan her şeyi biliyordum Buseye yalnızca bir kısmını anlatmışlardı. Kullanmışlardı Busemi. Almışlardı onu benden, o da gitmek istemişti bir şekilde. Herkesin cezası vardı bu oyunda ve ben ne zaman istersem o zaman kesecektim.

Meriçi aradım, karısının yatağımda çıplak bir şekilde yattığından ve biraz yorgun olduğundan bahsettim. Adresi verdim, sigaramı yakmış bekliyordum. Selim abi de bekliyordu, hemde Meriçin kapısının önünde.

Oğlum eski tat falan dediniz gözlerim yaşardı binler, harbiden eski tadı alıyorum lan sizlere yazarken, taşaklarınızı yerim sizin lan.

Gelin öpücem .

Meriç buraya gelmek için evden hışımla çıkacak, beylik tabancasını çalışma masasının üçüncü çekmecesinden almayı unutacaktı. En azından Selim abiyle öyle umuyorduk.

Buse hala uyuyordu, gece birlikte olmuştuk onunla. Onu çok özlediğim için onunla birlikte olduğumu düşünüyordu. Böyle bir şey yoktu, onun yolunun yakınlarından bile geçmeyen bir yol çizmiştim kendime. Yolumdan ayrılmayacaktım. Sonuna kadar gidecek, intikamımı alacaktım. Soğuk yada sıcak, o yemeği yiyecektim.

Beyler sizce Meriç beni gibebilecek mi ?

Kapım çalınıyor, Buse uyanıyor, kapım kırılıyor ve Meriç içeriye giriyordu.

Ben ise sadece sırıtıyordum.

Selim abi Meriç evden çıktıktan sonra eve girip silahı aldığını belirten bir mesaj atmıştı. Son süratle buraya doğru geliyordu. 10 dakika sonra polisi arayacak ve vurulduğumu söyleyecektim. Ben polislerle bu konuşmayı yaparken Meriç merdivenlerden evime doğru çıkıyor olacaktı.

Meriç evime girdikten 5 dakika sonra Selim abi de burada olacak, Meriçin silahıyla üzerime ve havaya rastgele ateş edecek. Tam 2-3 dk sonra polisler de yetişmiş olacaktı.

Devam mı şair ? Devam.

Meriç kapımı kırmış bana doğru geliyordu. Sinirliydi diyemeyeceğim onun için, beni öldürmeye geliyordu, sinirliydi demek Meriç için çok basit kaçardı. Bütün öfkesini içine doldurmuş, patlamak için geliyordu.

Ben ise sadece sırıtıyordum.

Buse bütün çaresizliğiyle göğsüne kadar çektiği yorganla ağlayarak olacakları seyrediyordu.