-
51.
+3en yoksul günlerinde, babaannem rahmetli ile babam kapı kapı dolaşıp kendisine kız istemiş. halasının kızına da deli gibi aşıkken eniştesi fakir diye vermemiş. derken haluk amca isminde babamın pazarcılık arkadaslarından bir tanesinin aracılığıyla annem rahmetliye dünürcü olmuşlar. dedem rahmetli de vermiş annemi. kapıdan cıkarken babamın ayakkabısının bir topuğu olmadığı için topalladığını farkedince dedem, dönüp haluk acaba biz yanlış mı yaptık? bu cocuğun ayağı sakat, sen bize bunu neden söylemedin, çocuğa söz verdik bu işin geriye dönüşü de yok neden böyle birsey yaptın??? diye gözyaşı dökerken haluk amca babamın garibanlıktan dolayı ayakkabı alamadığını, ayağının sakat olmadığını söylemiş, dedemde bu kez sevincten ağlamış...
dedem dünyanın en mükemmel insanıydı, annemin babası. hayatta sevindiği hersey icin ağlayan, hayatta üzüldüğü hersey icin ağlayan bir adam. ben 20 yasındayken vefaat etti ve yemin ederim ki 20 yıl boyunca ne bana ne de başkasına kötü bir laf söylediğine bir kez bile şahit olmadığım bir adam... -
52.
+2haluk amca da annemin halasının kocası yani eniştemiz...
oğlu okay da benim en yakın arkadaşım... aynı yaşıtız... birlikte büyüdük yedik ictik gezdik dolaştık gibtik soktuk... hayatın anasını birlikte gibtik...
anne tarafından bütün akrabalarımın benden beklediği olay, okayın kardesiyle evlenmem. kardesimin nisanlısı ile halamızın evleri karsı karsıya... ve okayın kardesiyle kardesimin nisanlısı da en yakın arkadaslar bu arada... kızın da bende gönlü var bütün haberleri geliyor yani olaylar resmen içiçe girmiş, herkesin onayladığı ve sonucunun evlilik olma olasığına herkesin %99 gözüyle baktığı bir durumun içerisindeyim...
tabi bu baskı açık açık her sofrada rahmetli annem ve babam tarafından defalarca yüzüme haykırıldı... evleneceksin!!!
neden???
nedeni cok acık... çünkü zamanında babama kız veren olmadı, gariban diye fakir diye, haluk amca sayesinde evlenebildi. yani orta da bi vefa borcu var
ve bu vefa borcu da en güzel sekliyle haluk amcanın kızıyla evlenerek olabilir...
dayılarım, amcalarım teyzelerim, sülale de kim varsa herkes müthiş bir baskı yapıyor...
ben ne yapıyorum...
bir otel odasının içerisinde, birinin gözlerinin uçurumuna yuvarlanmamak için direniyorum... -
53.
+2sabah oldu panpalar...
yeni bir dünyaya uyandık o günün sabahında ikimizde...
aşık oluştum... daha önce ki durumların sanmaktan öte birşey olmadığını anladım...
1 saniye bile uyumadık... konuştuk sabaha kadar... anlattı dinledim, anlattım dinledi...
özsüte gittik kahvaltıya... gün boyu yaşadığım şehrin yer yerini gezdirdim...
doğduğum mahalleye zütürdüm, büyüdüğüm yerlerde dolaştık...
ilkokuluma gittik, ortaokuluma liseme,
kavga ettiğim yerleri gösterdim, ağladığım köşeleri
hayatımı anlattım ve tam 3 gün boyunca benimleydi... -
54.
+2veda vakti gelmişti panpalar... otogara arabamda yüreğimi zütürüyordum... hislerimi şehirlerarası bir terminale yolcu ediyordum...
yalnızca bir beden değildi ayrıldığım, duygularım, belki de gerçek anlamda ilk kez karşılaştığım aşkımı gönderiyordum... sadece et ve kemik yığını değildi yolcu ettiğim...
sarıldık, ağladık, bir daha ne zaman ve nasıl görüşürüz diye birbirimize sormadan vedalaştık... bindi otobüse ve gitti... -
55.
+2sabahın 7 sinde uğurladım 7.15 te büroma gelip jack daniels amcama selam verdim...
o gün hiçbir telefona bakmadım... hiç bir zile, hiç kimseyle konuşmadım ve 1 şişeyi tek basıma bitirdim...
çünkü sadece sevdiğim insandan ayrılmak değildi dengelerimi bozan...
içinde bulunduğum durum, beni bir çok ümitsizliğe beraberinde sürüklüyordu...
ailemin benden beklentisi, akrabalarımın ve evlenebilmek için herşeyden önce kardesimin beklentisi...
o ise daha yeni baslamıstı üni. ye... önünde tam 5 yıl vardı, peki benim 5 yılım var mıydı?
eğer seviyorsam vardı evet... -
56.
+2çok arkadaşım vardır ama hayatta okay ve murattan daha yakın kimse yoktur...
okaydan bahsettim panpalar...
murat ise aynı yerde doğduğumuz, birlikte büyüdüğümüz en yakın arkadaşım, alt alta otururken sonrasında onlarla birlikte başka bir apartmana taşındık...
yani ailecek çok samimi olduğumuz arkadaşım... babası da yaşadığımız şehirde ki en ünlü cerrahlardan birisi...
izmirde 9 eylülde okumuş okulunu bitirip yine izmirde çok güzel bir işe başlamıştı ...
yani murat ta izmir de çiğdemde...
murat okulu kazandıktan sonra her ay düzenli olarak yanına gittim ve her ay yanında bir kaç gün kaldım... sonuçta en yakın arkadaşım...
bu durumu fırsata çevirmem gerektiğini biliyordum fakat yaşadığım yerde düzenimi kurduğum için ne yapacağımı bilemedim...
aradım muratı... anlattım herseyi...
bana yardım et ne yapabiliriz dedim, gel burada bi şirket kuralım sende ortak ol diye bir teklifte bulundu...
inanılmaz derece de mantıklı birşeydi ki bu bir ayağımın da izmirde olacağı anldıbına geliyordu... -
57.
+1babama konuyu actım, sonucta ailecek 25 yıldır görüştüğümüz, birbirimize hayatımız boyunca en ufak zararımızın dokunmadığı aksine en yakınlarının bile yapmaya çekinebileceği durumlarda en mükemmel yardımlarını gördüğümüz insanlarla ticaret yapmak pekte kuşku duyulacak durum değildi...
mantıklı geldi ve bütçe ayrıldı...
sıra izmire gitmeye gelmişti...
ve bundan da çiğdeme hiç bahsetmedim, süpriz yapmak icin... -
58.
+1bununla birlikte iş hayatımda da yıldızlaşmaya başlamıştım... üst üste 1 hafta içerisinde günde 3-4 proje alıp yanıma elemanlar almıştım...
ve her Türk erkeğinin en önce yaptığı şeyi yaptım, kendime sıfır bi bmw 320d aldım...
yeni arabamla gidecektim izmire...
torpilli de bi plaka caktım ki dillere destan oldu ismimizin bas harfleriyle birlikte 001 serili
içim içime sığmadı... pazartesiyi zor ettim, geceden valizimi hazırladım, sabaha kadar gözüme uyku girmedi...
ilk kez gitmiyordum izmire ama izmire aslında ilk gidişimdi, çünkü benim için en yakın arkadaşımı ziyaret etmekten daha başka bir anlamı daha vardı izmirin.
sabah 5 te uyandım mazotumu aldım, ve 8 saatlik yolu 4.5 saat gibi rekor bi zamanda katettim.
izmire girene kadar aramamıstım onu.
bornovaya geldiğimde aradım.
ege üni. kampüsünün içerisinde ki yurtlarda kalıyordu...
neredesin diye sorduğumda yurttayım yarım saate bornovaya gitmem lazım bir işim var dedi... tamam dedim ve kapattım telefonu
yani istesen böyle bisey denk gelemez...
15 dakika kadar sonra ege kampüsünün icerisine giris yaptım arabayla yurdun kapısının önüne kadar gidip beklemeye basladım...
ve derken kapıda o mahmur bakışlarıyla bir anda beliriverdi...
yanında iki arkadaşı daha vardı... uykudan uyanalı çok uzun zaman olmadığı belliydi...
kapıyı actım ve adımımı atmamla elleriyle yüzünü kapatması bir oldu... -
59.
+1şoka girmişti ki benim durumum da ondan çok farklı değildi... yavas adımlarla tıpkı ilk görüşmemizde otogarda olduğu gibi yürürken kollarını bana doğru açtı ve yine kafasını sallayarak yanıma geldi... sarıldım, kokladım, boyum 1.80 onun boyu da 1.65 civarlarında olduğu icin başı tam göğsüme geliyordu başını göğsüme dayadı gözleri doldu...
-
60.
+1ellerini tuttum, tek kelam etmedik 5 dakika kadar, arkadaşlarına da durumu anlatmış olacak ki onlar da benimi süzsünler arabaya mı baksınlar, tanışmak için yanıma mı gelsinler, bilemediler..
merhaba dedim arkadaşlarına ve kendimi tanıttım...
kısa bi tanışma muhabbetinden sonra nereye istiyorsan beraber gidelim dedim ve bornovaya gittik birlikte işimizi hallettikten sonra sabah kahvaltısı bile yapmadığım için karnımın ağrısından duramıyordum... -
61.
+1arkadaşlarından rahatsız olduğumu anladı ve anlayışlı kızlardı ki onlarda biz artık gidelim falan dediler eyvallah deyip yolcu ettikten sonra çankaya gittik güzel bir lokantada yemeğimizi yedik... anlattım durumu
neden geldiğimi ne yapmak istediğimi herseyi anlattım...
sonra muratı aradım ve onunla buluştuk güzelbahçede.
muratla tanıştırdım, muratı da aldık ve kıbrıs sehitlerine gittik -
62.
+2bu hikaye bittiğinde gözyaşlarınız zütünüzden akmazsa bende adam değilim panpalar... sonunu zerre kadar kestirin bende yazmayı bırakayım...
o yüzden bence varlığınızı belli ederek okumaya devam edin ki okudğunuzu bilmek beni yazmaya daha çok itiyor daha çok entry girmeme neden oluyor... -
63.
+2kıbrıs sehitlerinde mükemmel kokorec yapan bi yerde karnımızı doyurduktan sonra saatin aksamın 10 u olduğunu farkettim..
güzel bir gün ve güzel bir aksamın sonunda farkettiğim baska birsey daha vardı ki yorgunluktan ayakta duramıyordum...
murat hatayda oturuyordu... hatayla üçyolun arasında bir yerde çok şirin güzel bir çatı katı izmir körfezi ayaklarının altında...
derken saatin geç olmasından yüzünden çiğdem yurda gidemedi ve o aksam birlikte muratın evine geldik... saat 12 gibi yatmaya gitti ve biz muratla balkonda izmir körfezine doğru ayakları uzatıp rakımızı acmıstık...
onunla görüsmeyeli de uzun zaman olmustu...
nedense o güne kadar çiğdem hakkında ona tek kelime anlatmamıstım...
konusacağımız çok sey vardı...
iş, güç, çiğdem,
saat 3 e kadar ancak dayanabildim .. -
64.
+1ve gittim yanına bu kez ben kedi gibi kıvrıldım... güzel bir mart günü
ertesi gün uyandık ve inciraltına gittik...
hava yağmurlu
yağmurlu havalardan nefret ederim... önce inciraltında bir yere oturduk kahvaltı yaptık...
sonra biraz crown plaza da dolastık...
el ele göz göze artık birbirimizden cok o an ki yasadığımız seylerden konusmaya baslamıstık...
aslında yapılacak cok sey vardı %90 onun icin %10 is icin gelmeme rağmen is ile ilgili birsey yapmak hic icimden gelmiyordu...
resmen mıknatıs gibi etkisindeydim ve cekiminden hic kurtulamıyordum...
okula devam zorunluluğu olmadığı icinde o da gayet rahattı.. -
65.
+1cıktık inciraltından ve güzelbahceye doğru ilerlerken yol üzerinde erik satan bir adama rastladık...
muallaknin cocuğu 100 gram eriğe 20 milyon para aldı ki o zamanlar milyon vardı ...
volkan konağın albümü cıkmıstı o yıl...
sevgilim, yeşil eriğim benim ben içine hapsolmuş çekirdeğinim senin sözleriyle,
ellerimizde yemyeşil erik... bütün sözleri bir nakış gibi işleniyordu aynı anda yüreğime...
yüreğimize... -
66.
+1ne kadar da etkisinde olsam, iş konusunda biraz disiplinliyimdir. hareketlerimden rahatsız olduğumu anlamış olmalı ki okula bi uğrasam iyi olacak dedi. öğleye doğru okuluna doğru yola cıktık... arkadaslarını aradı birseyler falan istedi saat 2 gibi fakültenin önünde onlarla buluşmak icin randevulaştılar...
fakültesinin önünde sanki bir karsılama komitesi vardı kızlar ve beklesen muallakler. iclerinden en yaratıcı küfürleri ediyorlardı ki bakıslarından bunu anlayabiliyordum...
bu arada 1 gün icerisinde ezo öğrenci gencliğin arasında arabam ve plakası efsane olmuş olmalı ki önce plakaya sonra arabaya baktıklarını gibik bi opsesif kompulsif bozukluk hastası olduğum icin farkedebiliyordum... algıda secicilik bazen böyle gibimsonik islerle beyni mesgul edebiliyor...
biraz da havaya girmistim... 3 günlük arabayla 25 mt ilerde güzel bi yanla u cektikten sonra bakıslarından rahatsız olduğum kevaşe evlatlarına atarlı atarlı bakarak yanlarından gazladım... -
67.
+1sonra muratla bulustuk... yer falan baktık aksama kadar büro icin...
insaat isine giriyorduk ve öncelikle bi büroya ihtiyacımız vardı...
güzelbahce de bi apartmanın altında 100 mt karelik bi yer bulduk... kirası da uygundu ve sözleşmeyi yaptık...
ardından resmi islemler icin noter moter muhasebeci ticaret odası vergi dairesi yardırmaya basladık ki okulda olmasını fırsat bilerek bir an önce herseyi halledip onunla daha fazla vakit gecirebileyim...
aksam saat 6 gibi perisan bi halde yorgun argın ege kampüse gittim...
biraz isinin olduğunu yaklasık yarım saat beklememi söyledi...
bunun üzerine yurtların tam karsısında bulunan gibik öğrenci kafelerinden birinde vakit gecsin diye biraz bilardo oynadım...
sonra hazır olduğunu söyledi kapı da bulustuk
o gün ki iki arkadası meğer memleketinden liseden arkadaslarıymıs baska fakültelerde okuyolar ama yurtta aynı odada kalıyorlarmıs...
onlar da kıbrıs sehitlerine gidip biraz eğlenmek istemisler ve beraber oraya kadar zütürebilir mi diye ciğdeme rica etmisler...
baya bi canım sıkıldı...
yani onunla yanlız kalmak benim icin o an en önemli seylerin basında geliyordu ki bu onun icinde aynıydı...
olmaz diyemediğini onunda yüz ifadesinden anladım...
bende onlara yaklasık bornovadan alsancağa kadar 7 dakika da giderek uygun bir dille anlattım... -
68.
+1aksam yemeği icin bu kez kordonda güzel bir balık lokantasına gittik...
ben kendime bi 35 lik rakı söyledim ve o da hayatında ilk kez alkolle tanısıyordu... ısrar ettim icme diye ama gözlerinden daha fazla ısrar etme demek istediğini anladım... bir bardak şarap, ikinci bardak, üçüncü bardak, derken 4 ün yarısında murat geldi... sonra biz bi otuzbeslik daha söyledik...
5 inci bardağı bitirdiğinde biz de rakılarımızı bitirmistik...
ayakta duramayacak kadar sarhos olmustu... ve her önüne gelene ismimi söyleyip ben ... seviyorum deyip duruyordu... !
komikti... biraz da rezilce
biraz çocukluğuna verdim, biraz ilk olmasına, ama bilenler bilir orada ki mekanlar böyle sacma hareketleri pek zütürmez...
doğal olarak kalkmak zorunda kaldık...
yine eve geldik, önce ayılması icin murat ona bir bardak kahve yaptı... ne hikmet! zerre kadar faydası olmadı... sonra ben banyoda yüzünü sacını yıkadım defalarca kendine gelsin diye... zerre faydası yok
ben ... seviyorum diyor, baska birsey demiyor... belki o gece aynı cümleyi en az 500 defa tekrar etti...
uyu diye ısrar ediyorum, hayır diye direniyor derken kustu ve rahatladı... aradan 1 saat sonra üstü bası ıslak, perisan rezil bir halde önümde otururken öyle
masum masum bir bakısı vardı ki bana yanına gittim sarıldım kokladım yine saclarını ellerimi boynuna doladım...
gercekten beni seviyorsun biliyorum... ama ben hala çok korkuyorum dedim...
baktı baktı... gözleri doldu ve ağlamaya basladı... -
69.
+1bu kez daha sıkı sarıldım... sonra o ilk öpücüğü kondurdum dudağına...
sarsıldım...
cünkü hayatta hic kimse bana böyle bir his tattırmamıstı o ana dek... -
70.
+1masalar sandalye bilgisayar siparisleri verildi...
murat izmirde arsaya bakmaya basladı ve daha önce bildiği bir arsanın pazarlığını ettik...
satın aldık, start verildi...
memlekette de bir sürü is var, bir sürü proje teslim edilmesi gereken,
orada da isler birikti ve huzursuzlanmaya baslamıstım...
hayatın her gününü bi tatil tadında yasamak benim gibi bir insana cok uzaktır beyler...
ortaokul birinci sınıftan baslayarak hayatım boyunca bi zengin pici bile olsam okul da okusam her zaman babamın isyerine gitmisimdir.
aradan 4 gün gecti...
4 gün değil 4 saat 4 dakika gibi...
başlık yok! burası bom boş!