-
1.
+15 -4Anlatsam mı anlatmasam mı kadar iddalı bir hikaye olacak panpalar. eğer dinleyecekseniz sonuna kadar yazarım çünkü biraz uzun olacak.ve sizi derinden etkileyecek.Bu hikaye efsane olacak.
Ben mavi murekkep. Rezlerinizi alın başlıyorum. -
2.
+9 -1yıl 1999... sıcak bir haziran günü bir ay kadar önce aldığımız yepyeni gıcır gıcır arabamızla alanyada ki devremülkümüze doğru yola cıktık...
lise yeni bitmiş, üniversite sınavına girmiştim. icimde bir sürü beklenti bir sürü heyecan falan filan derken sonunda ulaşmıştık alanyaya...
devremülk olduğu icin, her yıl aynı dönemde aynı insanlar gelirler olduğumuz yere... yani yüzler hep tanıdıktır... bir sürü ayrı arkadaş grubu vardır ve kimse kimseyi pek sevmez... benim bulunduğum arkadaş grubunun başını da ben çekiyorum... söylemesi ayıp biraz zengin piciyimdir... üstüme basıma on numara bakarım en kral markayı giyerim öyle bi durumdayım yani... popülarite tavan anlayacağınız... diğer gruplarda ki kızlarında ilgisi üzerimde ...
aksamları insanların ailecek oturabileceği acık hava gazinosu gibi bi yer var... insanlar hava karardıktan sonra gelirler gencler ayrı takılırlar falan sarkılar türküler öyle gece 2 ye kadar devam eder... yine böyle bi gece üstüm basım on numara cıkmısım dısarı arkadaslarla eğleniyoruz falan... kendi havamızdayız ve kafam hafif cakırkeyf -
-
1.
+1aşk yok sevgi yalan !!
aşk denilen şey sadece hormonların oyunudur. ürediğimizde en verimli dölleri vereceğimiz genetik yapıdaki karşı cinse karşı salgıladığımız adrenalin ve vazopressin hormonlarının bize yaşattıklarıdır. heyecanlanma, mide krampları, ne yapacağını bilemeyen haller... ancak önemli bir nokta da şudur; adrenalin ve vazopressin seviyeleri bir süre sonra düşmeye başlar, bunların yerine oksitosin salgılanır vücuttan. işte ağzımıza sıçan asıl bu hormondur. bağlılık hormonu. annenin çocuğuna karşı, ilişkilerde bir süre sonra sevgililerin birbirine karşı salgıladığı hormon. ayrılınca da eroin bağımlısı gibi olur bünye, onu arar, onu ister, onsuz mutsuzdur, ekgibtir, yalnızdır, ağlar, susar, içe kapanır.
yeter artık kandırmayalım kendimizi gençler 2016 dayız.
türün devamlılığını zevkli hale getirmek için; insanoğlunun adlandırıp niteliklendirdiği bir hormon illüzyonu sadece. evet bu gerçek benim de kalbimi kırıyor, fakat kendimizi kandırmaya devam edemeyiz.
-
1.
-
3.
+5ve çiğdemi de cok kötü terslemis...
o gece orada son gecemdi... aksam hava karardıktan hemen sonra plaja inip arkadaslarla icmeye baslamıstık... klagib akdeniz aksamlarından bir tanesi yasanıyordu... denizlili cok sevdiğimiz arkadasımız elinde gitarla mükemmel bir gece yasatıyordu bizlere ve gece yaklasık 12-1 gibi bir arkadasıyla beraber o da gelmis...
oturabilir miyiz sorusuna anında Deniz tabi gelin diye cevap vermis ve sağ çarpazıma oturmuşlar...
bir elimde bira bir elimde sigara zütü bası dağıtmıs vaziyetteyim ki geldiğinden gittiğinden oturduğundan haberim yok... çiğdemin kulağıma gördün mü diye fısıldaması kafamı anında kaldırıp etrafta onu aramama neden oldu... ben plajı kolaçan ederken... etrafta kimse olmadığını anladığım an karşımda gördüm onu...
yüreğim yerinden çıkacak gibiydi... ama karşımda ki denizin enginliği kadar da ona karşı nefret besliyordum... çünkü ben hiç reddedilmemiştim... gece 2-3 e kadar oturdular... ama bütün arkadaşlarımın gözü pür dikkat bende ve pür dikkat onda... ortamda acaip bi gerginlik var... ve herkes benden bir adım atmamı bekliyor... ne mi yaptım... ??? -
4.
+5şehrimin en güzel yerine gittik yemek yemeye, ve şehrime ait olan en güzel yemeği yedik. sonra 23 yılımı gecirdiğim kentimi göstermek istedim ona ve şehrimin en yüksek yerine cıktık tabi bu arada saat aksam 8 suları... baktık izledik, sustuk baya sustuk ama ciddi ciddi yarım saat yan yana oturup konuşamadık. nereden başlayacağımı bilemedim ben. o neden konuşmadı? bilmiyorum...
saat nasıl 12 oldu anlayamadım...
utandım soramadım gidecek misin kalacakmısın?
kalacaksa bile gördüğüm kadarıyla hic esyası yoktu.
işin en kötü tarafı kalacak bi yer ayarlamak o ana kadar aklıma gelmemişti... -
5.
+5 -1o an beynimde simsekler cakmaya basladı... ne diyeceğimi bilemedim... sustum kaldım.. cünkü hayatımda ilk kez basıma böyle birsey geliyordu...
onu seviyor muydum? bu soruyu kendime hic sormamıstım o ana dek, ama farklı bi elektriği vardı... aşk mıydı? bilmiyorum..
ilk soruyu ben yöneltmistim ama beklediğim cevap kesinlikle bu değildi...
belki buydu cevap ama bu kadar acık ve net ... jilet gibi keskin değil...
şok geçirdim... ne diyeceğimi bilemedim... müşteri geldi ben seni ararım deyip kapattım tlefonu yüzüne...
ellerimi başımın arasına koyup düşünmeye başladım... düşündüm düşündüm düşündüm... -
6.
+4devremülkteki en yakın arkadasım dedi ki gördün mü sunu???
kafamı cevirdim baktım, yüreğimde kelebeklerin uçuştuğunu hissettim... nasıl bir güzellikti... ve gülünce yüzüne baktığında yeryüzünü geceleyin aydınlattığını farkettim... ilk kez görüyordum onu... ve yine orada ki en yakın kız arkadasıma sordum kod adı çiğdem olsun... çiğdem tanıyomusun? evet... tanıyorum... kimdir nedir neyin nesidir? istanbullu şunların akrabası falan filan neyse o gece kıza yakınlasamadım doğal olarak ve bir kere bile kafasını cevirip bakmadı bana... bir kac kere göz teması oldu ama anlık temaslardan öte değildi...
benim hakkımda bilgisi olduğunu da kesin biliyordum... çünkü dediğim gibi grup olarak en elitlerin grubuyuz ve grubun başını ben çekiyorum...
ertesi gün sabah plajda karşılaştık... yanında 23 yaslarında benden o gün icin 5 yas kadar büyük bi erkek kuzeni vardı ve bizim yaslarımız da da bir kız kuzeni. pic kendini bi tak sanan ona buna atarlanan psyco takılmaya calısan bi kevaşe evladı... tırstığımdan değil ama öyle tiplerden hep uzak kalmısımdır -
7.
+4saatler gecti... ve bu bahsettiğim olay bir kac kez tekrar etti... zerre kadar kendime güvenim olmadığı icin konuşmaya hic yeltenmedim...
öğlen el ayak cekilir genelde... aksamdan kaldığım icin hala kendimde değildim... eve gidip yemek yedim... biraz uyudum ikindi üzeri cıktım dışarı... arkadaşlarla buluştuk ama gözüm her yerde onu arıyor... dolaşıyoruz sağa sola gidiyoruz... aksama kadar onu yine hicbir yerde göremedim... aksam olduğunda da herkes gibi yine gazinoya gittik ve yine yerimize oturduk... yaklasık iki üc masa kadar sol yanına denk gelecek sekildeydi yerimiz... arada bi kafamı cevirip bakıyorum... zerre kadar yine umrunda değilim... ve o kevaşe evladı kuzeni en sonunda anladı biseyleri... -
8.
+4yaklaşık 10 mt kadar geriye 60 derecelik bi acıyla sağ tarafına attım havluyu bende... yani kafasını hafif cevirse birazcık gözünü yukarı kaldırsa görür...
elinde bi kitap yaklaşık bir saat boyunca hic durmadan kitap okudu... ama elim ayağım titriyor.. sonra kalktı... simsiyah sırtına kadar inen saclarını topladı... minicik adımlarla yavas yavas denize girdi... önce elini yüzünü ıslattı beline kadar gelen denize ani bi hareketle balıklama daldı... daldı daldı... en az 2 dk sonra cıktı sudan ve gercekten telaşlandım... sonra ilerden cıktı... sırt üstü yatarak baya bi acıldı...
5 dakika kadar sonra yerimden kalktım ve aynı onun yaptığı gibi yavas yavas denize doğru yürüyüp balıklama daldım... onun olduğu tarafa doğru...
cıktıktan sonra bi kez daha daldım ki denizin üzerindeyken ona doğru yaklaştığımı anlamasın... ama hala bende cesaret yok ... gideyim konusayım ... imkansız gibi bisey ... acaip bi cekiciliği var ve gercekten hani olur ya bazı kızlar vardır kendine güvenin %1000 olsa bile yanına gidip iki kelam edemezsin... -
9.
+4bir haftanın sonunda yine bi aksam okuldan cıkıp eve dönerken telefonum caldı... ama uzun uzunnn ... bi ankara numarası... actım...
merhaba dedi... merhaba dedimm...
beni tanıdın mı?... kem küm çıkaramadım??
bi düşün bakalım falan derken...
düşünmeye başladım... aklıma eliften başka kimse gelmiyor... e bu seste ona ait değilse kimse kim a.q
dedim son zamanlarda çok düşünüyorum bir iyilik yapsanda bunu bari düşünmesem hani söylesen falan... -
10.
+5 -1netice de gelmedi... ve ne ben onu ne o beni aramadık ta ki 4 ay sonraya kadar...
yine klagib seyler... aynı terane ilk önce ki bölümde ne yazdıysam aynılarını yasadık... bi iliski var aramızda ama ne var ... adı yok ... arada bi sürü mesafe... yüzyüze görüsemiyoruz... söyle böyle derken ben dedim bir daha görüsmeyelim...
tabi onunla konusuyorken hayatımda bir sürü başka başka kızlarda var haftada birileriyle beraberim gece gündüz gibisip duruyorum falan üni. yi dağıtmısım para var araba var memleketimdeyim ev var ortam karı kız alkol baya bi dağınığım yani... -
11.
+4memlekete doğru yola cıktık... ehliyeti de o yıl almıstım ve arabayı da ben kullanıyordum... güzel bir tatil miydi acaba diye kendi kendime sora sora evimize gelmistik...
aradan günler haftalar aylar gecti...
tercihimi yapmıs memleketimde bi müh. fak. secmis okula baslamıstım...
üni. ortamı bilmem ne falan ama kendi memleketinde üni. okuyunca bi de anadolunun bağrında yaşıyor yaşadığın şehirde okulda ki diğerleri tarafından sevilmiyorsa doğal olarak sende pek hazedilecek bi tip olmuyosun... genelde hep her ortamda cok sevilen her ortama ayak uyduran bi adamım ben... belki ilk baslarda ısınamam ama ısındıktan sonra da kolay kolay o ortamda ki insanlar benden vazgecmezler...
hayatım boyunca hic bir arkadaşıma en kücük ne maddi ne manevi bi yanlış yapmamışımdır... kimsenin parasında pulunda karısında kızında gözüm olmaz...
okuldan cıktım aksam vakti saat kactı hatırlamıyorum ama eve doğru giderken telefonum caldı... gizli numaradan birisi arıyor... yaklaşık 30 sn. kadar alo alo kimsin kardesim manyakmısın dinleyeceğine konus... falan filan... tık yok
bu olay yaklaşık 15 gün falan devam etti... -
12.
+4hiçbirsey ...
hiçbirsey yapmadım... çünkü o kadar zaman peşinde koşturdum... bi kere dönüp bakmadı... o kadar zaman içtim umrunda bile olmadım... aşık olmuştum evet... ama ondan nefrette ediyordum...
ertesi gün sabah esyaları arabaya yerleştirdikten sonra arkadaşlarımla tek tek vedalaşmaya başladım... denizle diğerleriyle ve çiğdemle... çiğdeme dedim ki senden son birsey daha rica ediyorum...
bi kağıda yazdığım cep telefonu numaramı yazıp ona verebilir misin dedim... bana öyle bi baktı ki yani amma da abarttın yeter artık gibecem elifini de melifini de der gibiydi... ama yine de aldı...
edit: yıl 99 ama bu babanın cep telefonu vardı beyler nokia 8210 liseliler doğal olarak o yıllarda cep telefonunun ne anlama geldiğini bilemezler... -
13.
+4 -1bazen kendi evlerinin telefonundan arar bazen fırsat bulursa annesinin telefonunu araklar arar bu böyle tam 2 sene gitti... o yıl tatilden döndükten sonra babası devremülkü satıp serikten yazlık almıs... yani 2 yıl hiç yüzyüze görüsmedik...
2 yılın sonunda kendi cep telefonunu aldı ve görüsmeler biraz daha sıklastı... günde en az bir kez telefonla konusuyorduk ve bir cok defa da mesajlasıyorduk... zaman gectikce yüzünü bile unutmustum hatırlamaz olmustum...
ciğdem kendi halinde saf temiz sessiz öyle bi köse de duran efendi bi kız... öyle mahsun kimsenin etlisine sütlüsüne karısmayan birisi... yani bana karsı birseyler hissettiği acık ve net ortada... ama ben ona karsı zerre kadar birsey hissetmiyordum...
neden konusup görüsüyordum bilmiyorum ama öyleydi yani...
görüsmelerin sıklasmasına müteakip kanım kaynamaya baslamıstı ciğdeme... 2 yılın sonunda yanına gidip bi kac saatte olsa onu görmeye niyetlenmistim... aramız 4.5 saatlik otobüs mesafesindeydi... illerimiz komsu ama mesafe vardı yani...
neyse otogara gittim bindim otobüse cıktım yola... memleketinin en ünlü yerinde bi yerde bulusup bi yerlere falan gdieceğiz aksdıbına da ben evime döneceğim öyle ayarlamıstık...
indim otobüsten gittim bulusacağımız yere ve aradım .. telefonu kapalı... annesini arıyorum kapalı evlerini arıyorum dıt dıt dıt dıt diyip kapanıyo... elim ayağım bosaldı... -
14.
+315 gün sonra bi mesaj geldi...
bu numara annemin... bil bakalım ben kimim?
Allah Allah...
15 gündür arayan soran kisi de senmisin diye bi mesaj yazdım...
evet benim dedi...
aradım üstüne... açmadı telefonu..
aklıma gelen bir kaç kişi vardı evet... acaba kim kim kim ... arıyorum... meşgule alıyor... sonra tekrar arıyorum... aradığımı anlayınca kapatıyor telefonu bir daha arayamıyorum...
mesaj atıyorum kimsin nesin neyin fesisin ses seda yok ...
falan derken böyle de 1 hafta gecti... -
15.
+4 -1ne yapmalıyım...
aramadım tam 11 gün... hic... ne o beni aradı ne ben onu...
yanına gittiğimde beni bulusacağımız yerde pic gibi ektikten sonra bir kez bile neden gelmedin diye sormamıstım... kaalesiz bi adam olduğum icin değil... kızdığımdan dolayı gibime biseyi takmadığım zamanlarda böyle davranırım...
düşünmemeye calıstım ... derken aradı...
yine havadan sudan hicbirsey yokmus gibi muhabbet ettik...
Allahım sormasa diyorum neden aramadın diye...
sormadı...
derken dedim ki ben çok düsündüm... aramızda eskiden 4.5 saat mesafe varken simdi sen izmirdesin ve bana 9 saat uzaklıktasın... eğer biz bir ilişkiye başlarsak bu nasıl olacak ???
4 yıldır tanısıyoruz... belki yanyana olsak böyle olmayacaktı... eğer yaşanacak birsey varsa simdiye kadar ona coktan baslamıs olurduk falan dedim... o da tasdikledi... ve dedi ki
sevgi emek ister... ben ailemin yanında memleketimdeydim... o gün gelemedim cünkü amcam kaza yapmıstı ... ama sen sormadın
simdi sıra bende... ben senin yanına gelmek istiyorum... okulumda devam zorunluluğu yok ... imkanlarım nispetinde gelirim senin yanına dedi...
ne diyeceğimi bilemedim... güya ben erkektim o kadın... ama benden daha cesur ve fedakar...
peki dedim... ne zaman geleceksin???
cuma günü...
bu cuma
evet bu cuma... yani iki gün sonra...
4 yıldır görmedim... başka bir elektrik... başka bir hava başka düşünceler... -
16.
+3en yoksul günlerinde, babaannem rahmetli ile babam kapı kapı dolaşıp kendisine kız istemiş. halasının kızına da deli gibi aşıkken eniştesi fakir diye vermemiş. derken haluk amca isminde babamın pazarcılık arkadaslarından bir tanesinin aracılığıyla annem rahmetliye dünürcü olmuşlar. dedem rahmetli de vermiş annemi. kapıdan cıkarken babamın ayakkabısının bir topuğu olmadığı için topalladığını farkedince dedem, dönüp haluk acaba biz yanlış mı yaptık? bu cocuğun ayağı sakat, sen bize bunu neden söylemedin, çocuğa söz verdik bu işin geriye dönüşü de yok neden böyle birsey yaptın??? diye gözyaşı dökerken haluk amca babamın garibanlıktan dolayı ayakkabı alamadığını, ayağının sakat olmadığını söylemiş, dedemde bu kez sevincten ağlamış...
dedem dünyanın en mükemmel insanıydı, annemin babası. hayatta sevindiği hersey icin ağlayan, hayatta üzüldüğü hersey icin ağlayan bir adam. ben 20 yasındayken vefaat etti ve yemin ederim ki 20 yıl boyunca ne bana ne de başkasına kötü bir laf söylediğine bir kez bile şahit olmadığım bir adam... -
17.
+3babam yaşadığımız kentin bir ilçesinde dünyaya gelmiş ve büyümüş.
babamlarda üç erkek kardeş ve en büyüğü babam...
rahmetli dedem, hayatı boyunca hiç çalışmayan eskiden kahvelerde içki satılırmış, kahvelerde kağıt oynayıp sabahtan akşama kadar içen, ona buna atarlanan önüne geleni döven söven pislik bi tipmis, tabi sonradan sonraya 5 vakit namazında abdestinde bir adam oldu haccına gitti Allah günahlarını affetsin ikindi namazına gitmek icin caminin kapısında kalp krizi gecirip vefaat etti...
o yıllarda ki ekonomik durum günümüze oranla daha farklı.
askerden geldiği gün babam, amcasının rahmetli eşinden 1000 lira borc para alarak pazarlarda çorap satmayla işe başlamış bir adam!
ve 3 gün sonra o parayı 2000 lira yapıp binini ödeyip kalan biniyle tekrar çorap alıp satıp alıp satıp trilyonlarca servet edinmiş bir adam babam! -
18.
+3biz üç erkek kardeşiz ve en büyük benim kardeslerimin icinde benim bir kücüğüm olan kardesim ise liseden çıktığı kızla lise son sınıfta iken nişanlandı. anadoluda büyük dururken küçüğün evlenmesi gibi bir olasılık pek yoktur panpalar... insanlar büyüğün hakkında genelde yanlış düşünürler. acaba bi kusuru falan mı var acaba kız istiyorlarda alkolik mi sapık mı manyak mı ondan mı evlenemiyor diye düşünürler.
bu arada da ailemin üzerimde inanılmaz derece de büyük evlilik baskısı var...
okulu bitirmişim, askerliği bitirmişim, işimi kurmuşum.
babadan yana da richi rich jr. ım yani zengin...
böyle bir durumun içerisinde kendimi bir aşkın ortasında bulmak ailemin benim hakkımda ki gelecek planlarında büyük değişikliklere uğramasına sebep olacağını da biliyorum...
ve herşeyden önce başka bir durum daha var ki, inanılmaz bir olay... -
19.
+3biraz daha oturduk birlikte oda da... otelden dolayı cok canı sıkılmıştı, anladım. ilk gece birlikte geçireceğimiz ilk gece... hayatımız boyunca unutmayacağımız bir gece...
sonra uyuyalım mı diye sordu... olur dedim...
sen git büyük oda da uyu bende burada yatarım...
peki dedi... gitti ...
uyuyamadım..
o da uyuyamamıs.
gittim yanına...
özür dilerim otel icin, senin kalmak isteyeceğini düşünemedim dedim...
merak etme anlayışla karşılıyorum, önemli değil ama bir daha sakın böyle bir hata yapma der gibi baktı. -
20.
+3gittik sonra büyük odaya... yanıma bir kedi gibi kıvrıldı, belki daha önceleri bir cok kez o yaşıma kadar başkalarıyla aynı yatağa girmiştim ama, insanın yüreğinde fırtınalar koparan biriyle yatağa girmesi daha farklı bişey panpalar...
yüzyüze cenin pozisyonunda yatıyoruz, birbirimizin yüzüne bakıyoruz, ve bu sabaha kadar böyle devam etti... insanın aklına başka birşey gelmez mi, yemin ederim gelmedi...
içimde tarifi güç bir anlamsızlık, büyük bir bilinmezlik ve daha sayamadığım bir çok şey...
başlık yok! burası bom boş!