/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +265 -23
    Beyler koy gote gitsin panpamizin birkac sene önce yazdığı ama o zaman tutmayan fakat benim hayranı olduğum bir zombi hikayesi var.

    PART 1

    Bu sabah uyandigimda ev bombostu. Bütün evi dolaştım. duvarda aynı filmlerdeki gibi kanlı bir el izi vardı. düşüncelerimi izlediğim filmler doldurmaya başlamıştı. 7. katta olduğum için balkondan dışarı baktım. tek bir hareket bile yoktu. korktum. yapabileceğim şeyleri yaptım. ilk bulduğum bıçağı kavradım ve evdeki erzakları dün gece halı sahaya giderken spor malzemesi koyduğum çantaya doldurdum.

    yavaşça evden çıkıp güvenli bir yer bulmalıydım. apartmanda korkutucu bir sessizlik vardı, ve bu beni ürkütüyordu. ev arkadaşlarım neredeydi ? kafamdaki deli sorularla merdivenleri yavaşça inmeye başladım...

    Okuyan varsa devam edicem beyler dedigim gibi eskiden hak ettigi degeri bulamayan efsane bir hikayedir.

    Not : Beyler 50 kişi rez aldı 20 şuku aldık hayrına bi şukulayıverin be

    Not 2 : Beyler yarim saatte seri bir sekilde 40 part attim 69. part son parttir hikaye bitti şukuyu ekgib gormeyin (:.
    ···
  2. 2.
    +38 -2
    PART 2

    6. kat.. normaldi. tek bir ses bile yoktu.. devam ettim adımlarımdaki sessizliği bozmamak için parmak uçlarımda iniyordum merdivenleri. ve sonunda oldu. 5. kattaki öğretmen hanımın evinden sesler geliyordu. hırıltıyla karışık sesler. ne yapmalıydım ? ya hala hayattaysa ? mantığım doğruca aşağı inmemi söylerken kalbim içeriye girip yardm etmemi söylüyordu. bir karar vermeliydim...

    kapı açıktı. yavaşça ittim. kapının gıcırtısı kalp atışlarımı bastıramıyordu. elimdeki bıçağı önde tutarak yürüdüm. ev düzenleri aynı olduğu için dizayna alışıktım. önce oturma odasına baktım sessizce.. boştu.. kafamı mutfağa çevirdim yaklaştıkça sesler artmaya başladı. mutfak kapısından içeri baktığımda yediğim herşeyin bir anda ağzıma hücum ettiğini hissettim.. kendime zor hakim olarak karşımdaki tabloyu idrak etmeye çalışıyordum. aman tanrım...
    ···
  3. 3.
    +29 -1
    PART 5

    kendime gelmem epey vaktimi almıştı. üstümdeki kanı temizledim, evin her yerini dolaşmak için epey bi cesarete ihtiyaç duydum. güvende olmalıyım. şu an önemli olan da buydu. Balkona çıktım. sol tarafta anayol görünüyordu. alabildiğine bir araç kuyruğu. ama garip birşeyler vardı. tek bir hareket bile yoktu. koca şehirde ne bir siren çalıyor, ne bir kuş uçuyordu.. tanrım.. onca insan.. neler oluyor ?

    Evden çıkmam biraz zaman alsa da çıktım sonunda. elimde yine bir bıçak vardı. ama ne yapmam gerektiğini biliyordum. apartman yöneticimiz emekli polisti. evinde bir silah olamlıydı. 2. kata indim. evinin kapısının önündeydim. kapı açıktı. içeriyi uzun bir süre dinledim. ses yok. güvenliydi. kapıyı açtım, içeri yavaşça ilerledim. sanki hiçbirşey olmamış gibi düzenliydi her yer. nerede bu insanlar ? !
    ···
  4. 4.
    +29 -1
    PART 3

    tek görebildiğim öğretmenin ikiye ayrılmış bedeni ve dışarı çıkmış bağırsaklarını kemiren bir insandı.. artık insan olduğunu pek sanmasam da bu gördüklerimi değiştirmeyecekti. ne yapmalıydım. arkamı dönüp uzaklaşmak istiyordum ancak bu tehdidi ortadan kaldırmalıydım.

    o anda sırtımdaki çantadan çıkan seslerle kendisine ziyafet çeken zombi bir anda bana döndü. donup kaldım. yaptığım tek şey hiç bir şey yapmamak oldu. garip sesler çıkararak üzerime yürüyordu. bense sadece geriye gidiyordum.. ta ki duvara deyene kadar. belki ölüm anım bu diye düşündüm.. zombi üzerime geliyordu, ellerini omuzlarıma attı ve korkunç bir güçle beni kendisine çekti ısırmaya çalışıyordu. benimde yaptığım tek şey elimdeki bıcağı göğüs kafesine saplamak oldu.. hiç bir etki etmemişti.
    ···
  5. 5.
    +27 -1
    PART 7

    1 hafta önce ders çalıştırdığım çocuk yerde vücudunun çoğu yenmiş şekilde yatıyor. ne güzel bir manzara !. kapıyı yavaşça açıp kafasına bıçağı saplayacaktım. planım buydu. kolu yavaşça aşağı indirdim. kapının aralığından baktım. hala yerdeki artıkları kemiriyordu. arkasından yaklaşıyordum. yer kan içinde. kaygan. dengemi bozmadan ilerledim. hayatında et bile kesmemiş olan ben tüm gücümle elimdeki büyük bıçağı ensesine sapladım. yere yığıldı. ama hala hayattaydı.

    izlediğim filmler bana kafasına ateş etmemi söylüyordu. bir kez daha filmleri dinledim. bıçağı sol şakağından beynine sapladım. inanılmaz. ellerim deli gibi titriyordu. 2 zombi öldürmüştüm. böceklerden korkan ben. ölüm korkusu insana neler yaptırıyor. hemen kapıyı kapattım. davetsiz bir misafir şu an en son beklediğim şey olurdu. odayı aramaya başladım.
    ···
  6. 6.
    +27 -1
    PART 8

    bulduğum havluyla ellerimi temizledim. yatağın yanındaki çekmeceleri didik didik aradım. odanın her yerini aradım. yatağın altında bulduğum kilitli kutuyu açmam lazımdı. şifreli. ne koymuş olabilir ki ? adamı tanımıyordum, evlilik yıldönümünü ya da doğum gününü bilmiyordum. elimdeki tek silah lanet bir kutunun içinde açılmayı bekliyordu.

    yerde yatan kemikler.. oğlu.. bir adamın en değerli varlığı oğlu.. doğum yılı. söylemişti. sormuştum.. ders çalıştırırken.. evet 1998.. şifre bu.. kutuyu açtım karşımda bir silah. hayatımda hiç silah kullanmamıştım ama çok oyun oynamıştım. en azından mermisine bakmayı ve emniyetini açmayı akıl ettim. şimdi sırada ne var.. şimdi sırada ne var.. kendime en çok sorduğum soru bu oldu.
    ···
    1. 1.
      +13 -3
      98liyse iyi olmus huur cocuguna
      ···
    2. 2.
      0
      Güldüm şuku
      ···
  7. 7.
    +27 -1
    PART 4

    ısırmak üzere olduğu kolumu çekince bıçağı göğsünden alabildim ve gözlerimi kapayıp var gücümle yüzüne doğru savurdum. bıçak sert bir zamine çarptıktan sonra elimden kaydı. bir yıkılma sesi işittim. gözlerimi açtığımda zombinin alnında bir bıçakla yerde yattığını gördüm. her tarafım kan içindeydi. fakat bu benim kanım değildi. ve o an yediklerimin hepsini çıkardım..

    kendime gelmem epey vaktimi almıştı. üstümdeki kanı temizledim, evin her yerini dolaşmak için epey bi cesarete ihtiyaç duydum. güvende olmalıyım. şu an önemli olan da buydu. Balkona çıktım. sol tarafta anayol görünüyordu. alabildiğine bir araç kuyruğu. ama garip birşeyler vardı. tek bir hareket bile yoktu. koca şehirde ne bir siren çalıyor, ne bir kuş uçuyordu.. tanrım.. onca insan.. neler oluyor ?
    ···
  8. 8.
    +24
    PART 9

    bir an önce bu binadan çıkmam gerekiyordu. içimdeki korkunun soğuk soğuk terlettiği vücudumu taşımakta zorlanıyordum. ancak silah bana güç veriyordu. nolursa olsun elimde bir güvence vardı. ne yapmalı ? yürüme mesafesiyle 10 dakika ötede kız arkadaşım oturuyor. oraya gitmem gerek. gitmeliyim. buna mecburum .

    binadan çıktım. hala öğle vakti. sıcak kemiklerime işliyordu. gözlerimi açmakta zorlanıyordum. yavaş yavaş ilerliyorum. yoldan uzak durmalı. bahçelerden atlayarak ilerledim. hiç hareket yok. kimse yok. sanki bu kocaman şehirde bir tek ben kalmış gibiyim. sırtımdaki çanta her dakika bana ağır gelmeye devam ediyor. sanki içinde ölen tüm arkadaşlarımı taşıyor gibiyim.

    kulaklarıma hücum eden bir ses var. aman tanrım. siren. ambulans, polis ya da itfaiye. fark etmez. belki de yaşayan birileri vardır. belki de insanlar bir yere sığınmışlardır. ses ilerki sokakta. ışıklarını seçebiliyorum.
    ···
  9. 9.
    +22 -1
    PART 17

    zombilerin ardından bir süre ilerledim. hala gidiyorlar. adeta daire çizer gibiler. zombilerden kaçmak kolay.. yavaşlar. ancak ilerledikçe işler garip bir hal almaya başladı. az önce bir köpek gördüm. zombi grubuna havlıyordu. 5 dk sonra aynı köpek yerde yatar haldeydi. ısırılmış. damarları parçalanmış halde. bu da onlardan birine mi dönecekti ? eğer dönerse.. işte bunlardan kaçmak zor olur. bıçağımı köpeğe sapladım. işimi şansa bırakamam.

    ilerledim. tekrar kadının kaçtığı noktaya gelmiştim. grubun peşinden ayrıldım. kadının gittiği yolu izlemeliydim. bu dürtü beni zorluyordu. vicdan azabı duydum. zavallı yaralı bir bacak. ve bir çocukla ne yapmıştı acaba. ilerledim. kaçabileceğini tahmin ettiğim yöne doğru ilerledim. aklıma sürekli sevgilimin o anki görüntüsü geliyordu. sürekli onu düşünüyordum. ama o anda bu kadar düşünmenin beni mahvedeceğini anladım. karşıma dikilmiş duran 2 zombi vardı. donakaldım. tüm vücudumun adeta sarsıldığını hissettim. ciğerlerime soğuk bir şey yayıldı. sanki birisi damarlarıma uyuşturucu enjekte etmişti.

    ağızlarında hırıltılarla bana bakıyolarlardı. bense sadece durdum. çünkü zombi grubu tahminimce arka sokağımdaydı ve bir silah sesiyle bir anda etrafımda olmaları içten bile değildi. ama onlar durmuyordu. yavaşça üzerime yürüdüler. ateş etmemek için ben de aşağıya doğru koşmaya başladım. fakat neredeyse kalp krizi geçirmeme sebep olan bir şey oldu. az önce arkalarında olduğum grup şimdi benim önümde dikilmiş adeta beni kapana kıstırmışlardı. 2 taraftan da üzerime ilerleyen bir ölü ordusu..
    ···
    1. 1.
      0
      alooo devam pls
      ···
  10. 10.
    +23
    PART 12

    sorular.. kafamın içinde adeta onu parçalayan bir zombi var. farkedilmemek için bahçelerden bahçelere atlıyorum. arabaların arkasına saklanıyorum. ilerliyorum. grup hızlanmaya başladı. ne gördüler ? kulaklarıma dolan çığlık sesi.. bi kadın. kaçıyor. kucağında çocuk var. önümde kaçıyor. çok yavaş. kaçamayacak çok yavaş. zombiler koşamıyor fakat kadın kaçamıyor. bileği yaralı. kan içinde. yapmam gereken tek şey var. insanların ölmesi insanlığın ölmesi anldıbına gelmiyor. koştum. zombilerin yanından tüm gücümle kadının yanına koştum. belki de yapmam gereken tek şey buydu. elimdeki silahı rastgele zombilerin üzerine ateşledim. bir kaçı devrildi. kadına işaret ettim. "kaç".. şimdi sıra bende. benim peşimdeler..

    ciğerlerim artık daha fazla nefesi kabul etmeyinceye kadar koştum. başlarda peşimdeki grubu atlatmadım çünkü hala kadının üzerine gidebilirlerdi. şimdi koşuyorum. peşimdeki zombiler geride kaldı. kadının gittiği yönü hesaplamaya çalışıyorum. yardım etmeliyim. ilerledim.. ancak geldiğim yeri durunca farkettim. önündeydim. ayaklarım ben farketmeden buraya kadar geldi mi ? sevgilim.. 4 katta oturuyor. bina kapısı kapalı. silahın arkasıyla camı kırıp kilidi açtım. kapıyı kapattım. apartman karanlık. ilerlemem lazım fakat ilerledikçe hiç birşey göremiyorum. sessiz olmam lazım. ellerimle soğuk duvarda bir düğme arıyorum. bir ışık düğmesi. duvar ıslak. ama sıcak bir ıslaklık..
    ···
    1. 1.
      +7
      Am suyudur iyi bak
      ···
  11. 11.
    +22
    PART 11

    az önce polisi parçalayan zombiler. parkın ilerisinden geçiyorlar. ayağa kalkamam. göremeseler bile cesaretim yok. düşün.. düşün.. en kısa yol ne.. her zaman evine bıraktığım kıza en kısa nereden gidebilirim. gitmeliyim. sol tarafımdaki sesler uzaklaştı. avm ye doğru ilerliyorlar. işte fırsat. kalktım. ilerlemeye başladım. öğle sıcağı yüzünden üstümdeki tişört ter içinde kalmıştı.

    tam ters yöne gitmeyi düşündüm önce. ama yolu çok uzatıyordum. ev avmnin ilerisinde kalıyor. ve ben yolu uzatarak başka gruplarla karşılaşma riskini göze alamam. düşmanının seni tek farketmeyeceği yer arkasıdır. zombilerin peşinden gidiyorum. yaklaşık 70 metre önemde aylak aylak yürüyorlar. bu kadar insan nasıl bir anda zombi olabildi. ben ne zamandır uyuyorum ?
    ···
  12. 12.
    +22
    PART 10

    köşeyi döndüm. ama bir anda ayaklarıma hücum eden soğuk adrenalin yüzünden zor ayakta durdum. bu da ne ? hemen saklandım. korkudan nefes alamıyordum. sanki ileride duran şeyler nefes alışımı duyacak ve bir anda beni yakalayacaklardı. bakmalıydım. kafamı kaldırdım duvarın üstünden. karşımda 20 belki de 25 tane zombi vardı. sese gelmişler. ters dönmüş polis arabasındaki zavallı polisi parçalıyolarlar. adam hala hayatta. elimdeki silahı doğrulttum. ateş mi etmeliyim? ama o zaman bana dönerler. kaçmalıyım. arka sokaktan dolanmalıyım.

    şehirde yalnız değilim. acı bir görüntüyle bunu idrak ettim. grup halinde dolaşıyolarlar. adeta sürü gibi. o köşeden hemen uzaklaştım. ilkokulun arkasındaki parktan kısa bir yol var. arkalarına çıkıyor. oraya gitmeliyim. ilkokul boş hafta sonu olduğu için. ilkokulun bahçesine girdim. duvarın üstünden parka baktım. boş. atladım. koşarak parkta çalıların arasına gizlendim. bekliyordum. sol tarafımdan sesler geliyor. uzaklaşmasını bekliyordum. hiç bir şşey yapamadan.
    ···
  13. 13.
    +20
    PART 6

    Mantıken silahını yatak odasına koyar diye düşündüm. o yüzden evin koridorunu geçip yatak odasının kapısına geldim. kapıda kanla yazılmış bir yazı var. "sakın açmayın". yerde de kan var. içeride birşey var. yürüyor. ayak seslerini duyuyorum. boğazından çıkan hırıltıyı duyuyorum. nefes alışımı kontrol edemiyorum. ellerim terliyor.

    daha önce bahsettiğinde bir silahı olduğunu duymuştum. burada olmalı. bu odada. aramdaki tek engel bu kapı ve ardındaki o şey. lanet olsun !. ilkinde şansım beni kurtardı. ama bu sefer bunu yapamam. cesaret edemiyorum. ama elimdeki tek şey bu. bir silah bulursam... en azından elimde kendimi koruyabileceğim bir şey olur... kapının deliğinden baktım. evet yanılmamışım. içeride. yürüyor. ara sıra yerde duran kemikleri yiyor. kemikler... oğlunu yiyor.
    ···
  14. 14.
    +16
    PART 13

    sonunda elimle duvarda bir çıkıntı hissettim. düğmeyi aşağı doğru indirince apartman bir anda aydınlandı. evet duvarda hissettiğim şey kan. ellerim kan içinde. sessizce merdivenleri çıkmaya başladım. yerlerde inanılmaz kan birikintileri var. merdivenler kaygan.. demire tutunuyorum kaymamak için. geldim. kapısının önündeyim. kalbimin atışının duyulduğunu hissediyorum. içeride ne var ? içeride neyle karşılaşacağım.. 2 yıldır beraber olduğum tüm kalbimi verdiğim kız nerede ?

    kapı kapalı. burdan eriye dönemem. merak içimi kemiriyor. ses. ne kadar çıkarsa çıksın. var gücümle kapıya vurdum. açılmadı. tüm apartman yayılan sesle yankılanırken bir daha vurdum. kapı açıldı. önümde kanlar içinde bir ev. elimdeki silah terden sırılsıklam olmuştu. eve girdim. oturma odasında yerde yatan bir ceset var. yenmiş, parçalanmış. ama bu o değil.. ilerledim. mutfak, boş.. onun odasının önündeyim. içimde korku yok.. sadece merak.. kapıyı açtım. ve karşımda..
    ···
  15. 15.
    +16
    PART 16

    binadan çıktım. 1 saat önceki halim yok. üstüm başım kan içinde kaldı. terliyorum. öğle sıcağında yürüdüm. bu sefer yoldan. kadının kaçtığı yönü tahmin etmem lazım. ayağı yaralı. yavaş olmalı. en fazla stadyuma kaçabilmiştir. keşke bir aracım olsa. gerçi sürmeyi de bilmiyorum. askeri hava üssüne kaçabilirdim. orada askerler hayatta kalmış olmalılar. bir umut var mı ?

    içimde bir yerlerde saklanmış bir dürtü var. hayatta kalma dürtüsü. umut. herşey. yaşamam lazım. belki de yardıma ihtiyacı olanlar vardır. yardım etmem lazım. geçtiğim her sokağı tanıyorum. ancak her sokakta sessiz bir şekilde ilerliyorum. bir zombi grubu. az öncekiler mi ? bilemiyorum. hepsi birbirine benziyor. hepsi kan içinde hırıltılarla yürüyor. adeta bir hırıltı korosunun şarkısı doluyor kulaklarıma.

    yine önümde ilerliyorlar. onları takip ediyorum. onlar canlı kalmışları istiyor. ben de öyle. onlar beni birilerine zütürebilir.
    ···
  16. 16.
    +14 -1
    PART 15

    Kapıdan girdiler. elimdeki silahı istemsizce ateş aldı. 3 defa. 2 si yıkıldı. birisi sürünüyor. yerde sürünerek üzerime geliyor. daha fazla mermi harcamamak için bıçağımı çıkardım. daha önce yaptığım gibi. sapladım. defalarca sapladım. fışkıran her kanla beraber gözümden akan yaşlarla sapladım. içimdeki acıyı hafifletmenin hiç bir yolu yok...

    Hıçkıra hıçkıra ağlamak deyimini o zaman öğrendim. kalbim artık kan pompalamaktan başka bir işleve sahip değil. sevgilim. 2 yıldır deli gibi sevdiğim kız.. kendi ellerimle öldürdüm onu.. aklımda kaçan kadın var. acaba ne oldu. kaçtığı yönü az çok tahmin edebiliyorum. onun yanına mı gitmeliyim. belki de yardıma ihtiyacı var.
    ···
  17. 17.
    +13 -1
    PART 69 ( SON PART )

    askerler ilerliyor.. araçlardan indiler.. onlarcası silahlarını doğrultmuş bir halde kalabalığa ilerliyor.. bağırıyorlar " beni anlayabiliyorsanız yere yatın ve kımıldamayın".. yere yatanları görüyorum. bir süre sonra hepsi yerdeydi.. askerler her birini tek tek kontrol ediyor.. telsizden gelen haberler iyi.. "komutanım. hepsi normal. enfeksiyon yok." helikopter sert bir salvoyla şehre geri döndü..

    şimdi yapılacak çok şey var.. daha fazla ilaç ve cesetle gelecek hayatlar.. yürüyen ölüleri canlandırmak için girilen atılan bir adım..

    normale dönen insanlar şehre girdi.. doktor sevinç gözyaşları döküyor.. ben de öyle.. çünkü bir umut vardı ve bu umut artık alevlendi.. artık tüm insanlar için çalışma vakti.. daha çok ceset ve daha çok ilaç vakti.. onları tek zayıf noktalarından iyileştirecektik.. açlıklarından.. ve belki de eski hayatlarımıza geri dönecektik. kim bilir ?

    bu kadardı beyler. okuyan herkesin gözüne sağlık. yorumlarınızı yazarsanız sevinirim. ama dediğim gibi saçma gelen yerler, kopukluklar mutlaka olacaktır. mazur görün..
    ···
    1. 1.
      0
      güzel olmuş hepsini okudum eline sağlık şukunu verdim
      ···
    2. 2.
      0
      Emek vardı, güzel ama bazı yerleri pek olmamış hepsine verdim şuku!
      ···
  18. 18.
    +13 -1
    PART 14

    son hatırladığım şey dalgalı saçları ve bana masumca gülümsemesiydi. şimdi o gülümseye ağız kanla dolmuş ağzından kanlar akarak bana saldırıyor. o an ölmek istedim. onun beni parçalamasına müsaade etmek istedim. gözlerim yaş içindeydi. o üzerime gelirken apartmanda sadece bir el silah sesi duyuldu..

    yere yığılışını, gözlerindeki ifadeyi ömür boyu unutamam.. 2 gün önce dünyanın en güzel gözleri, şu an kanlar içinde bir yüzdeydi. o çoktan ölmüştü. ben de öyle.. içimde tarif edemediğim bir acı var.. her şeyi bırakıp atlamak istiyorum yere. parçalarımın bile bulunamamasını istiyorum. ama uzun sürmedi. ses. onları çekiyor. evin kapısı açıldı. hırıltılar. elimdeki silahı kapıya doğrulttum ve bekledim. hırıltıların yaklaşmasını bekledim.
    ···
  19. 19.
    +13 -1
    PART 39

    Devamm...

    Başımm.. gözlerimi açamıyorum. elimle başımın arkasından süzülen sıcaklığı hissedebiliyorum. Ne oldu böyle ? Çok sert vurmuş olmalıyım.. başımı. gözlerimi yavaşça araladım. tek gördüğüm mantıksız şekilde ters dönmüş bir dünya. Dur bi saniye. Araç.. Ters dönmüş bir aracın içindeyim... Nasıl, neden.. Araç.. Evet kaza yaptık. tek hatırladığım bu..

    saniyelik anılar beynimi doldurmaya başladı. 2 araç.. ani bir fren sesi. Öndeki araca çarpışımız.. defalarca attığımız takla.. Etrafımdakiler.. ses yok. emniyet kemerimi çözemiyorum.. sıkışmış olmalı.. düşünn.. nefes al.. kendini topla..
    ···
  20. 20.
    +14
    PART 38

    Koşuyoruz.. artık en alt kata indik. acile gidiyoruz. önümüzdeki köşede ateş alan silahlarla beraber duvarlarda parlayan sarı ışık gözümü kör ediyordu.. bağırdım "ateş etmeyin".

    karşımızda silahlı askerler çevredeki zombileri vuruyorlardı. 5 kadar asker bizi görünce koştular yardım etmek için. hemen hastanenin önüne koştuk. araçlara binmeliydik.. ancak şehirden yüzlercesi geliyordu.. onları görebiliyordum. eğer kaçmazsak bir kaç dakika içinde ölmemiz içten bile değildi.

    araçlara bindik. 4 araç. 12 asker gelmişti. tam teçhizatlıydılar. filmlerdeki gibi.. biz 7 kişiydik. bindik araçlara ve ilerledik. şehrin dışına doğru boş olan yollardan ilerledik. buluşma yerine doğru.. belki umudumuza doğru belki de yok oluşumuza doğru hiç durmadan ilerledik.. sonumuzu kimse bilemiyor.. ama içimizdeki umudun ateşi bizi hayatta tutmaya yetiyor..
    ···