-
26.
+13 -1PART 39
Devamm...
Başımm.. gözlerimi açamıyorum. elimle başımın arkasından süzülen sıcaklığı hissedebiliyorum. Ne oldu böyle ? Çok sert vurmuş olmalıyım.. başımı. gözlerimi yavaşça araladım. tek gördüğüm mantıksız şekilde ters dönmüş bir dünya. Dur bi saniye. Araç.. Ters dönmüş bir aracın içindeyim... Nasıl, neden.. Araç.. Evet kaza yaptık. tek hatırladığım bu..
saniyelik anılar beynimi doldurmaya başladı. 2 araç.. ani bir fren sesi. Öndeki araca çarpışımız.. defalarca attığımız takla.. Etrafımdakiler.. ses yok. emniyet kemerimi çözemiyorum.. sıkışmış olmalı.. düşünn.. nefes al.. kendini topla.. -
27.
+11Beyler ilk entry şukulayın çok kişiye anlatalım 3 kişiye anlatırken ayrı 13 kişiye ayrı yine de part part devam ediyorum.
-
28.
+10PART 43
yaklaştıkça bunun bir benzinlik olduğunu anladım. artık yürümüyorduk. neredeyse koşmaya başladık.. benzinlik boş. en azından öyle görünüyor. belimdeki ağırlık.. silahım.. hala belimde.. ellerimin arasına aldığımda beliren güven.. günler öncesinki ile aynı. benzinliğin marketinin kapısını kırdık. içerde yiyecek ve su var. doktorun önlüğünden kalan parçaları bohça yaptım. içine taşıyabileceğimiz erzağı doldurdum. tam çıkmak üzereyken gözüme birşey takıldı.. orada. duvarda duruyor. belki şu an suda ve yiyecekten daha çok ihtiyacımız olan bir şey.. harita..
yırtarcasına aldım duvardan haritayı.. benzinliğin arkasındayız. zombiler çok uzağımızda.. nereye gideceğimizi kestirmemiz gerek. telsiz ! keşke askerlerin üzerinden bir telsiz alsaydım. Lanet olsun salak kafam !.. doktor askeri bölgeyi biliyor. haritada işaretledi. oraya gitmek için iki seçeneğimiz var. ikisi de taktan. ilki yanımızdaki dik yamacı tırmanıp tepenin arkasına gideceğiz, ki benim ayağım ve doktorun kırık koluyla bu imkansız.. 2. si geldiğimiz yolu geri dönerek araçların olduğu yoldan sola sapmak. iyi de peşimizde yüzlerce zombi var.. iki yol da intihar gibi..
2. yolu seçtik.. yapabileceğimiz tek şey buydu.. ama nasıl olur ? yüzlerce zombi üzerimize geliyor. belki hala araçlardaki cesetleri yiyorlar.. geri dönmek çok riskli..
fakat kızın bir planı vardı.. çılgınca geliyordu. ama işe yarayabilir.. benzinlikteki kamyonet.. üzerlerinden geçmek.. ben araç kullanamıyordum.. doktorun kolu kırık. kız kullanacaktı. biz de yanında ölmemek için dua edecektik.. üzerindeki yazılardan kamyonetin benzinliğe ait olduğunu anladım.. içerideyim.. anahtarları arıyorum. çekmecede.. daha zor bulmayı bekliyordum. -
29.
+10PART 41
araca döndüm. çanta. evet görüyorum. uzandım. hızlıca doktorun yanına gidiyorum. doğrulmaya çalışıyor. kolu kırılmış.. "çantayı aç".. defalarca yankılandı kafamın içinde. "inşallah sağlam bir tüp kalmıştır"..
çantayı açtım.. lanet olsun. kırılmışlar.. dur bi saniye. birisi hala sağlam.. "bi tane, birisi sağlam kalmış.". doktorun parlayan gözlerini aracın yanında görebiliyordum. "al onu.. benim vaktim yok. al toplanma yerine yakınız. zütürmelisin. oraya zütür tüpü".
onu burada bırakamam. gelirlerse ? canlı canlı parçalanmasını göze alamam. araca geri dönmeliyim. canlı birisi var mı ?
geri döndüm. askerler.. canlı yoktu aralarında. şehirde benimle saklananlar da ölmüş. fakat kız. hala hayatta.. hemen çıkardım onu. ayılması lazım.. fazla kalamayız.. doktor.. o ne yapılacağını biliyordur.. kızı kucağıma alacaktım.. fakat ayağım.. üzerine basmakta zorlanıyorum. sekerek yürüyorum. sürüklemeliyim. doktorun yanına.. sürükledim.. doktor çantasındaki bir gözden sargı bezleri çıkardı.. kızın kanayan kolunu sardı..
dinlendik.. kafamın içine dolmaya çalışan, adeta beynimin içini oyan düşünceler var.. nasıl kaza yaptık.. şehrin dışındaki güvenli bölgeye gidiyoruz sanıyordum.. -
30.
+10PART 33
bir an önce gitmemiz gerekiyordu. binadan inmeden önce etrafa baktık. ortalık sakin.. stadyumu buradan görebiliyordum. uzak sayılırdı.. ama gitmeliydik..
yola çıktık binanın önündeki araçlardan birine düzkontak yapmaya çalışıyorduk. çok ses çıkıyor.. bi an önce çalışsın.. toplanmasınlar. araba çalıştı.. derin bir oh çektik 2 asker öne ben ve kız arkaya oturduk. köşeden yavaş yavaş geliyorlardı. gaza bastı..
kız korku içinde ellerimi tutuyor.. nolur bitsin artık bunlar.. ağlıyordu.. sevgilim.. gözümün önüne geliyor.. tetiği çekişim.. kendimi öldürüşüm..
sokaklarda ilerledik. hızla.. yanımızda tek tük beliren zombilere aldırmadan.. ilerledik.. ta ki araba sert bir fren yapana kadar ilerlemeye devam ettik. karşımızda otoyoldaki olduğunu düşündüğümüz grup.. arabayla ortalarından geçemeyiz.. kalabalıklar.. geri vites.. geri gidiyoruz.. arabanın arkasına zombiler çarpıyorlar. araba üstlerinde sekiyor.. "anayola girmeliyiz" dedi diğer asker. tek çare buydu. ilerledik. boş arabaların arasından geçmeye çalışıyoruz. bzen yol kenarına çıkıyoruz.. ama ilerliyoruz. -
31.
+9PART 44
kamyonetteyiz.. motorun çalışması korkudan titreyen vücudumu daha da sarstı.. delilik. yüzlercesinin üzerine tam gaz sürmek.. ama son günlerde gördüklerim.. 1 hafta öncesinde delilik gibi gelirdi.. belki de biraz delilik yapma vaktidir.. kızın gaza basışıyla araç hızlanmaya başladı. yola çıktık. bir müddet düz bir şekilde ilerledik. yol boş gibi. zombilerin öncü kuvvetleri tek tük geçiyorlar yanımızdan. onlara çarpamayız.. gereksiz. işte. yürüüyen bir et yığını karşımızda. kenarlardan gidemiyoruz bariyerler yüzünden. tam ortalarından geçmeliyiz. gaza bastı. bastı, bastı. gerçekten hızlanıncaya kadar bastı. başımı kollarımın arasına aldım ve eğildim.. ilk çarpma sesi.. ön cama yapışan kırmızı bir perde...
çarptıkça yavaşlıyor.. fakat hala devam ediyor.. sesleri duyuyorum hırıltılar var onlarca hırıltı kulaklarıma hücum ediyor.. çarpma sesleri artıyor. ve bir zombi ön camdan içeri girdi.. hala yaşıyor. cam paramparça oldu. refleks olarak ayaklarımla ön camdaki zombiyi itmeye çalışıyorum. o ise pantolonumu tırmalamaya ve bulacağı ilk fırsatta beni ısırmaya çalışıyor.. itliyorum.. hızımız itlememi geçersiz sayıyor. son bir güç.. işte oldu. aracın sağ tarafından kardeşlerinin yanına yuvarlandı hızla.. sonra bir şey oldu.. kuvvetli bir sarsıntı.. aracın kaymaya başladığını hissettim. hem de elimizde olmayan bir sebepten..
yoldaki diğer araçların kırılan camları.. yollara saçılmış bir şekildeler.. lastiğimiz patladı.. grubun sonuna geldiğimizde artık aracı kontrol eden kız değildi. son bir hamle ile direksiyonu kırdı sağa. araç sola döndü.. biraz daha ilerlese takla atabilirdi. ama duran bir araca çarptı.. durmuştuk. 100 metre ilerimizde ortası boş bir halde bir sürü üzerimize geliyordu. araçtan çıkmak için saniyelerimiz var.
devrilen araçlarımızın yanına koştuk. ayağım.. her adımımda daha da artan bir sancı. bir uyuşma sarıyordu ayağımı. sardığım bez kan içindeydi.. araçtan bir telsiz almalıyım. -
-
1.
0Radyatör kan ve et dolar öyle kolay geçemezsiniz
-
1.
-
32.
+9PART 34
fazla uzun sürmedi.. tamamen tıkanan yolda inmek zorunda kaldık.. yürüyerek devam ediyorduk yolumuza.. fakat içimde her dakika kötüleşen bir his vardı.. biz ilerledikçe sanki etrafımız çevriliyor gibiydi.. bir ilerledikçe çember daralıyor..
çok vakit geçmemişti ki arabaların arasından ilerleyen onlarca süliet gördük. yaklaşıyorlar. sesimizi duyuyorlar. kokumuz alıyorlar.. peşimizi bırakmıyorlar.. tekrar ara sokaklara girmek zorunda kaldık. zaman daralıyor. stadyuma gitmek için dakikalarımız kalmıştı. ama hala uzaktık.. telsizde duyulan ses yine heyecanlanmamıza sebep oldu. "ben 3. harekat timi komutani. stadyuma gelebildiniz mi"...
ilerleyemiyorduk.
"hayır komutanım. etramızı sardılar ilerleyemiyoruz."
belli belirsiz cızırtıların ardından şu sesi duyduk. "hastaneye yakın olmalısınız oraya intikal edeceğiz protokol değişti. doktoru bulmalıyız"..
doktor.. kimdi bu adam. sordum. başkanla beraber kurtarılması gereken kişi.. bir çözümü olduğunu iddia ediyormuş. -
33.
+9PART 29
geceyi evde geçirdik. bana bir silah verdiler. adı uziymiş. ağırdı. istemedim. ama almanın en mantıklısı olacağını düşündüm. sabah olunca ne yapmamız gerektiğini düşündük. nereye gitmeli.. ne yapmalı.. sonsuza kadar burada bekleyemezdik. zaten burada kalırsak sonsuzluk çok yakında başlayabilirdi. çünkü pencereden bakınca evin önünden geçen yaratıklar sanki her geçen sakika daha da artıyordu. sanki bizi bekliyorlardı. bizimle oynuyorlardı.
" gitmemiz gerek. ". en çok duyduğum söz buydu. çıktık. 4 kişi elimizden geldiğince sessiz bir şekilde ilerliyorduk. alt geçitte gördüğüm telsiz numarasını askerin telsizinden deniyorduk. ama boş bir hışırtıdan başka bir şey bulamıyorduk. sanki bize pes etmemizi söyleyen boş bir hışırtı. -
34.
+10 -1PART 35
çözüm, tedavi.. adına her ne dersek diyelim diğer adı umut'tu.. umut herşeydi bizim için. yaşamak demekti. yolumuzu değiştirdik. hastaneye çok yakınız.. ilerledik. yüzlerce zombi olmalı.. burası bir hastahane..
kocaman binalara bakıyoruz.. hastane karşımızda. harekat timi intikal etmek üzere. fakat bizim girip doktoru laboratuvarından çıkarmamız gerek. girdik. ön bahçedeyiz. birkaç zombi aylak aylak geziyor. saklandık.. ambulansın arkasına geçtik teker teker. acil girişinin önüne geldik.. tam karşımızda 2 tane var.. gördüler bizi.. geliyorlar.. bu aralar bunu çok sık yaşadım.. üzerime yürüyen ölüler.. bıçağımı çektim.. silah çok ses çıkarırdı. ölmeye pek niyetim yoktu..
4 kişi bıçaklarla saldırdık üzerlerine.. onlardan daha saldırgandık.. artık bunu anlamalı mıydılar ? yaşamak için onlardan daha saldırgan olabileceğimizi.. fazla zorlanmadık.. yerde ölü yatıyorlardı. acilden içeri girdik. hastaneye girmek için sol koridoru geçmeliyiz.. 4 zombi geliyor.. fazla zorlanmamalıyız.. zaman kaybetmeden icaplarına bakmalıyız.. ikisini rahatça hakladık fakat askerlerden birine 2 zombi saldırdı.. kız korkuyordu. müdahale edemedi. koluyla kendini korumak istiyordu.. ısırılmak üzereydi. yapabileceğim tek şey vardı.. yaptım.. ateş ettim. ses vücuduma yayılan korku dalgası gibi hızlı yayıldı hastanede.
dikkatleri üzerime çekmekte benim gibisi yok sanırım.. -
35.
+10 -1PART 23
hızlıca boş araçlarla dolu yola girdim. saklanıyorum. etrafımda yanan araçlar zaman zaman patlıyorlar. uzak durmalıyım onlardan. hiç bir hareket yok. buradan bakınca evin önündeki zombileri hala görebiliyorum. beni bekliyorlar. ordan çıkmamı. ilerledim. anayoldaki araçları kendime siper yaparak ilerledim. alt geçide geldim. karşıya geçmem lazım. ortada hızlı tren yolu var. kenarında dikenli teller. alt geçit tek şansım. yavaşça merdivenlerden aşağı indim. karanlıktı. ancak görebiliyordum. duvarda bir yazı var. spreyle yazmışlar. "kaçabilenler askeri üsse gelin". yanında bir radyo yayın frekansı ve bir telsiz numarası var. ama bende hiç biri yok. üs. tek çarem orası. arkadaşıma ulaşıp gitmeliyim.
arkadaşımın evinin önündeyim. bahçeli bir evde. bahçedeyim. köpek klübesinde kan var. kopmuş zincir var, fakat köpek yok.. evin kapısı kanlı el izleriyle dolu. ancak sürgülenmiş. yani birisi bişeyleri dışarıda tutmak istemiş. içimde yeşeren bir umut var. ya hayattaysa. o zaman , işte o zaman çok iyi olur. yalnız olmak büyük dezavantaj. nasıl ve nerede uyuyacağımı bile bilmiyorum..
evin arkasına dolaştım. arka kapı açık. olamaz ! kapı açık.. içeri girdim. tek katlı evi dolaşmaya başladım. ses yok. kalbimin çarpmasından başka nefes alışımı bile duymuyorum. ev boş. hayallerim gibi bomboş ! arka kapıyı kapattım. burada kalmalıyım bu gece. çok yorgunum.. kilerde bulduklarımı bir çantaya doldurdum. içeride değil kilerde kendime yatacak bir yer hazırladım. bu gece buraa geçecek.. -
36.
+8PART 53
askerdeki haritayı açıp kaldırıma oturduk.. hem dinlenip hem kültürparkın yerine bakmamız gerekiyordu.. lanet harita şehrin içini ayrıntılı göstermiyor.. fakat parkın yerini görüyoruz.. şehrin batısında yer alıyor.. yanılmıyorsam askeri birlikler tarafından temizlenmiş bir bölge olmalı.. bizim olduğumuz yer ise... evet.. burası olmalı.. çünkü o caddeden az önce geçtik.. evet. aramızda mesafe var.. ama gidebiliriz.. tekrar araç bulmamız lazım... yaya gitmek intihar olur..
ilerdeki caddede zombiler var.. oraya gidemiyoruz.. hepsi bir yere ilerliyor gibi.. normalden hızlılar.. arkalarında mı gitmeli ? bir seferinde işe yaramıştı.. canlı birileri varsa bizden daha iyi buldukları kesin.. oldukça uzaktan da olsa arkalarından gitmeye ikna ettim. yavaşça, sessizce ilerliyoruz.. görünmeden.. zobiler çoğalıyorlar.. geride kalmak zorundayız.. bi yere doğru ilerliyorlar..
peşlerindeyiz.. yanılmadık.. yaklaştıkça silah sesleri duyuyoruz.. fakat azalıyor.. çığlıklar.. insan çığlıkları.. hızlanmalıyız. neler oluyor orada..
zombilerin tam paralelindeki yan sokakta ilerliyoruz.. ilerdeki köşeden çığlıklar duyuluyor.. sessizce bakmamız gerek.. askerle ben öndeyiz.. doktor ve kız saklandı.. bakmaya gidiyoruz.. ilerledik.. park halindeki arabaların arkasından ilerleyerek köşeyi dönüyoruz.. manzara korkunç.. askeri bir araç var.. yerde yatan askerler.. 10 kadar asker. bir barikat kurmuşlar.. fakat dayanmamış. her birinin üzerinde en az 5 zombi.. diğerleri tam köşedeki demir sürgülü dükkanın kapısına vuruyorlar. camdan görünüyorlar.. çığlıkların kaynağı.. içeride insanlar var. ordan çıkmaları imkansız. -
-
1.
0Üstünüzü onlarin etlerine falan bulayin kokunuzu alamazlar rick reise selamlar
-
2.
0Üstünüzü onlarin etlerine falan bulayin kokunuzu alamazlar rick reise selamlar
-
1.
-
37.
+8PART 31
ama kaçamıyorduk. hala çok fazlalar. durduk. askerlerden birisi bana döndü.. dikkatlerini dağıtmamız lazım o zaman kaçabiliriz dedi. beynime hücum eden kan yüzünden başım ağrıdı.. benden onların dikkatlerini dağıtmamı mı istiyordu ? yanılmıştım.. kendisi bunu yapacaktı. yanımızdaki duvardan atladı. silahıyla kapıdaki 2 zombiyi vurdu. yere düştüler. ancak hala sürünüyorlardı. bir anda onlarcası üstüne gelmeye başladı. o bağırdı. "kaçsanıza".. ben donmuş onu izliyordum. kız elimden tutarak kaldırdı beni ve arka kapıdan hızla koşmaya başladık. onun kaçtığı yön tam ters istikametimizdeydi. aklımda tutmaya çalışıyordum. onu öylece geride bırakamazdık.
sokaktayız.. koşmaktan ayaklarım kanıyor.. artık yürümeye dermanım yok. nolursa olsun şuraya oturup ölmek istiyorum.. bu düşüncelerimi bozan bir şey var.. bir yer bulmalıyız. sığınak, bodrum ve ya bir çatı.. ne olursa..
açık bir kapı var.. koşarken gördüm. içeri girdk. evlere girmiyoruz. tehlikeli. direk çatıya çıktık. yapabileceğimiz tek şey beklemek.. yüksek bir bina olduğu için bazı yerler görünüyor. asker ! orada hala koşuyor. onu görüyorum. arkasında onlarca zombi. bir işaret fişeği yükseldi havaya. yardım etmemizi bekliyor. duramadım. ayaklarım beni aşağı indirdi. onlara beklemelerini söyledim ve koştum o istikamete doğru.. -
38.
+8PART 46
ilk bulduğumuz fırsatta oturduk.. doktor pantolonumu sıyırdı.. "dikiş atmamız lazım. yoksa kanama durmaz".. iyi de malzemeleri nereden bulacağız ? benzinliğe ya da araçlara dönmek intihar demek.. haritaya bakan asker "şanslısın. ilerde bir köy var. yarım saatlik yürüyüş mesafesinde.. sık dişimi..".. sık dişini.. demesi ne kadar kolay.. oysa içime işleyen acılar.. sadece fiziksel değil.. ruhsal.. gözlerime dolan resimler var.. en belirgini o.. her gözümü kapadığımda önüme gelen o.. asla unutamadığım..
bana bakan gözleri bir ölünün gözleriydi.. fakat hala önümdeler.. terler içinde uyandım.. bir evin içindeyiz.. kız ve asker kapılara destek koyuyorlar.. neler oldu. inanılmaz rüyalarımın arasından gerçek olduğunu anladığım bir kaç saniyeyi çıkardım.. yere düşüşümü hatırlıyorum. sonra iki kişinin beni sürükleyerek taşıdığını.. peşimizdeki zombileri.. bir kaç el silah sesi.. şu an burdayız.. neler oldu ?
doktor kendime gelmem için tokat atıyordu.. "bayıldın.. köyün girişinde. başlarda taşıdık seni ama köyde zombiler vardı. şu an bu bodrum kattayız. bulunduğumuz evin içindeler." ne zamandır baygın yatıyorum. buradan nasıl çıkacağız ? resimler ve anılarla beraber sorular da hücum ediyordu iyice dolmaya başlayan beynime.. odaklan.. hatırla.. nefes al ve sakin ol.. içimden geçirdiklerim pek bir işe yaramasa da en azından düşünebiliyordum.. kaç taneler ? -
39.
+8PART 37
işte.. çözümü bulduğunu iddia eden adam.. doktor.. elinde bir kan tüpü tutuyor ve şaşkın şaşkın bize bakıyordu. askerleri görünce "sizin öldüğünüzü sanıyordum". bu aralar bunu sık duyuyorum.. konuştular.. telsizden gelen seslere göre harekat timi hastanenin önündeydi.. şimdi bi sorunumuz vardı. dışarı nasıl çıkacağız ?
girdiğimiz kapının önünde gölgeler görünmeye başlamışlardı bile.. silahlarımızda az mermi var.. bıçaklarımız ellerimizde. 7 kişi bu cehennemden çıkmak zorundayız.. doktor çalışmalarını topladı.. aşağıdan silah sesleri geliyor.. harekat timi hastaneyi temizleyerek ilerliyor.. fakat bekleyemeyiz.. daha fazlası gelebilir. kapıdan çıktık.. kulakları sağır edici şekilde sağımdaki ve solumdaki askerler silahlarını ateşliyorlardı. her ateş sesinde saplanan bir kurşun ve yere düşen bire silüet görüyordum.. berbat bir manzara !
elimdeki yarı otomatik silahı her ateşlediğimde kolumun kaslarında bir uyuşma oluyor, silah geri tepiyordu. yorgunluk ve korku.. birbirinin tam zitti bu iki öge benim asla güçsüz kalmamamı sağlıyordu. adrenalin... askerin silahında mermi kalmadı.. çektiği kasaturasıyla gelen zombileri öldürmeye çalışıyordu. diğeri de ona yardım etmek için sola geçti. ben silahımla sağ taraftan önümüze çıkanları vurmaya çalışıyordum. fakat bazen silahımdan çıkan kurşunlar ateş böceklerinden daha etkisiz olabiliyorlardı.
koşarak uzaklaşmaya devam ettik. döndüğümüz her köşede gölgeler büyüyor sanki her an arkamızdaki köşeyi dönecekler gibi hissediyorduk.. -
40.
+8PART 21
durdum. binanın sağında 3 metre ara var. sol bina bitişik ama çok yüksekte kalıyor çatısı. tırmanamam. yapabileceğim tel şey balkondan yan binanın balkonuna geçmek.. 2. kata indim. öldürdüğüm sarışın kız yerde.. saçları kana bulanmış bir şekilde yatıyor.. gözlerim dolu dolu. balkona çıkınca hırıltılar artıyor. sayıları nerdeyse 2 katı olmuş. toplanıyolar. yan balkona geçmem lazım. korkuluktayım..
ellerim terli.. demiri zor tutuyorum. ayağımı yan balkonun demirine attım, sonra da kolumla tutundum... diğer elimle de yakaladım demiri.. ama ayağımı atamıyorum. çünkü kaymaktan korkuyorum.. cesaretimi topladım.. aşağıdaki grup beni izliyor. aşağıya düşmemi bekliyorlar.. yan balkona geçerken çantanın diğer kolu koptu. çanta aşağı düştü.. suyum yiyeceğim herşeyim aşağı düştü.. az daha beni de zütürüyordu yanına..
yan binadayım.. balkon kapısı açık. içeride kan yok. şanslı mıyım. ses de yok. sessizce girdim eve.. dolaşıyorum odaları. her yer boş. önce bir çanta bulmalıyım. sonra evdeki eşyaları doldurmalıyım içine. özellikle su. hava çok sıcak.. çeşmelerde su akmıyor.. marketlere gidemiyorum. hala korkuyorum. henüz o kadın haricinde bir insan göremedim. insanlar.. korkuyla çarpan kalpler hala var mı.. acaba bu şey başka yerlere yayıldı mı ? -
41.
+8PART 19
çocuk odasındayım. duvarda tatlı sarışın bir kız çocuğunun resimleri var. kendi çizdiği resimler de var. ne kadar mutlu bir dünya çizmiş. ama o mutluluğun hemen altında duvarda kan var. kan artık bir vazgeçilmez gibi. her yerde. ama bu kan taze. hala akıyor. evde yalnız değil miyim ? bu soru duyduğum seslerle cevap buluyor. kapı açık. karşımda duvarda resmini gördüğüm kız çocuğu. bana bakıyor. ama ölü gözlerle..
daha önce düşünmediğim birşey bu. küçücük bir çocuk. belki 10 yaşında. ama ölü. yürüyor, yiyor, parçalıyor.. ama ölü.. üzerime geliyor. ne yapmam gerek. küçücük bir kızı vuramam ya. annesi ne kadar sevmiştir bu kızı. saçı bile yeni örülü. ama yapmam gereken şey belli. yaşamam gerek. bu küçük kızın ise ölmesi. -
42.
+9 -1PART 40
doktor.. onunla çalışması hakkında konuşuyorduk. sonra.. evet işte o anda karardı herşey. sadece beliren resimler var gözümde.. çevremdekiler hareketsiz.. askerlerden birinin parçalanmış kafasından çıkanlar elbisemde.. uzanmalıyım. var gücümle uzanıyorum askerin bileğindeki bıçağa.. kendimi çözmem lazım. evet.. sonunda aldım. emniyet kemerini kestim. aracın tavanına düşmemle gözlerime dolan ölü insanlar.. kıpırdayan yok. araçtan çıkmalıyım..
kırılmış arka camdan çıktım.. ama ayağa kalkamıyorum. aman tanrım sol bacağımda inanılmaz bir acı.. pantolonumu sıyırdım. kan içinde kalmış. derin bir kegib. bu beni öldürmez.. ama yavaşlatabilir.. etrafa saçılmış askerler var.. doktorun yanındaki hemşirelerden biri... olamaz neredeyse ikiye ayrılmış..
canlı birisi yok mu ? öndeki araç alevler içinde. yaklaşamam.. ya patlarsa. doktor.. onu çıkarmalıyım. ters dönmüş aracın kapısını zorlayarak açtım. doktor. bıçakla kestim kemerini.. dışarı çıkardım.. nabız.. çok zayıf geliyor. kegib kegib nefes alıyor. gözlerini açtı..ilk söylediği şey "tüpleerr".. ilacı bulduğunu söylemişti. yanındaki çantada 8 tüp vardı. çanta nerede.. -
43.
+8PART 36
sağ koridordan hırıltılar duyulmaya başladı bile.. dakika öncesine kadar emekleyerek ilerleyen biz artık koşuyorduk koridorlarda.. kat planının olduğu yerde durdum. "laboratuvarlar : 3. kat". merdivenler. 2 şer 3 er atlayarak tırmandık merdivenleri. koşarak koridorları geçiyorduk, laboratuvarların isimlerine bakıyorduk koşarken. bir anda durdum.. ayaklarım kaydı, dengede durmakta zorlandım.. hızla doktorun adının yazılı olduğu kapıyı açıp gideri girmeye çalıştıysam da yapamadım.. kilitliydi..
kilide ateş ettim.. kapıyı açtım. içeride 3 kişi vardı. 2 kadın ve doktor.. geçilmez bir camın arkasındaydılar.. silah seslerini duyunca kapıyı açtılar.. bir nebze güvendeydik.. -
44.
+8PART 42
yanan aracın yanına gittim.. aman tanrım.. bu yüzden olmalı.. hala hayatta mı ? aracın önünde.. bu o kadın.. şehirde gördüğüm kadın.. sevgilimi öldürmeden önce kucağında çocuğuyla kaçan kadın.. arabanın önüne atlamış olmalı.. duramamış.. yerde yatıyor.. lütfen ölme.. olamaz.. nabız yok. kolunda bir ısırık izi.. gözlerinin altı mor. ağzında belli belirsiz bir salya.. dönüşecek.. izin veremem. bıçağımı çektim. dönüşmemesi gerekiyordu..
doktorun yanındayım.. kız uyanmış.. doktoru kaldırmalıyız. etrafımı kontrol etmek için ters dönmüş aracın tepesine çıktım. uzakta hareketler var. sesleri duymuş olmalılar. çok kalabalıklar. geliyorlar..
bağırdım "eğer gitmezsek ölürüz. geliyorlar." doktorun koluna girdim. kız da diğer kolunda.. çok yavaşız. ama ilerliyoruz. tüp emniyette. nerde olduğumuzu kestirmemiz lazım. askeri bölge nerede kalıyor. ?
ilerledik. yanımızdaki yüksek yola çıktığımızda zombiler araçlara ulaşmışlardı. ölüleri yemekle meşguldü bazıları. ama hepsi değil. durmayanlar var. bize doğru ilerliyorlar.. ilerliyoruz.. ayağım.. sekerek yürümek zorunda kalıyorum. doktor önlüğünü yırtarak koluna bir destek yapmış. bana yardım etmeye çalışıyorlar.. çok yavaşladık..
gözlerim ilerde belli belirsiz bir mekan seçiyor.. burası da ne böyle.. ? -
45.
+8PART 51
yatağımda sessiz sedasız kendiliğimden uyanmayı özledim.. ama kalkmalıyız.. etrafa baktım. mısır koçanlarından pek bir yeri görebildiğim söylenemezdi.. ama gerçekten sesler vardı. duyabildiğimiz sesler.. hızlıca tarladan çıktık. ilerideki patika yola ulaşmalıyız.. oradan da askerin dediğine göre şehre varıyoruz..
yine şehir.. içinden geçmek zorundayız.. aksi halde günlerce yolumuzu uzatacağız.. herhangi bir araç bulmamız lazım.. patika yoldan ilerliyoruz. o anda telsizden belli belirsiz hışırtılar duyulmaya başlandı.. bir frekans yakalanmıştı.. anlaşılamayan kelimeler arasından bir kaçını çekip çıkardık.. "şehirde siviller kapana... 3. tümen şehirin dış mahallelerinde merkeze doğru ilerlemeye ça... şıyor.. ama çok kalaba.. fazla hareket var.. ilerlemede güçlük çekil... buluşma yeri kültür park.. tüm siviller ve askerler 12 saat sonra ... askeri üsse harekat için ora.. olmalı... "
buluşma yeri.. kültür park.. 3. tümen.. her dakika daha da yaklaştığımız şehirde hala kaçan insanlar ve askerler var.. onlara katılmalıyız.. adımlarımızla beraber ürkekçe çarpan yüreklerimiz de hızlandı.. yol ileride.. ve araçlar var.. boşlar.. birini almalıyız..
başlık yok! burası bom boş!