/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 38.
    0
    kanka acıklı falan saglam hıkaye bu hıkaye sayesınde tanıstım sozlukle ama cok daha ıyılerı var ayrıca boyle yazıcagına dırek lınk atsana amk bılmeyenler ıcın
    ···
  2. 37.
    0
    reserved
    ···
  3. 36.
    0
    La sokuk en hecanli yerde biraktin bin devam Rez
    ···
  4. 35.
    0
    Aglattin pic
    ···
  5. 34.
    0
    özet geç amk insan okucak bunu
    ···
  6. 33.
    0
    Helal kardes
    ···
  7. 32.
    0
    Rezervation
    ···
  8. 31.
    0
    Okurum sonra
    ···
  9. 30.
    0
    Rez okurum
    ···
  10. 29.
    0
    Sonra okurum ak kalsij burda
    ···
  11. 28.
    0
    Rezervasyon
    ···
  12. 27.
    0
    okudum ağladım
    ···
  13. 26.
    +1
    *
    Dolandırıldığını henüz söylememiştim.
    Şüpheleniyordu ama hala "acaba çocuk adresi mi bulamadı diyordu"
    Planımı uygulamaya koymuştum bile.
    -Büyük ihtimalle çocuk adresi bulamadı. diyerek onayladım.
    -Bak şöyle yapalım, siz boşuna burda beklemeyin, eve çıkın, ben zaten şu karşı duraktayım daha benim sırama da çok var. dedim.
    (Yine yalan söylemiştim beyler, sıra belki 2. kez yine bendeydi)
    Boş gözlerle mal mal bana bakıyordu, ne yapacağını bilemiyordu.Ben sessizlikten istifade ekledim;
    -Eşyalarınıza göz kulak olurum, muhtemelen şu 2. kattaki perdesiz eve taşındınız, camı açık bırakın çocuk gelirse ben aşağıdan sesleneyim size, gelmezse başka bir çaresine bakarız. dedim
    -Haklısın galiba, boşuna beklemenin gereği yok. dedi
    Ve çantasındaki anahtarla binanın giriş kapısını açtı, içeri girdi.
    Tam kapanacaktı ki kapıyı tuttum ve...
    ···
    1. 1.
      0
      Yazsana be muallak
      ···
  14. 25.
    +1
    *
    -Ya galiba dolandırıldım. dedi
    Aslında kız anlatırken bu benim de aklıma gelmişti, çünkü çocukluğum Şirintepe'de geçtiği için her sokakta kaç tane sokak lambası var ona kadar biliyordum ama bu civarda 1 tane ikinci elci vardı. O da muhtemelen hatunun bunları aldığı yerdi zaten. Buralarda "evim" diye bi yer hiç yoktu, olmamıştı ve yıllar sonra da olmayacaktı beyler.
    -Nasıl yani. dedim
    -Ya nakliyeci eşyaları taşırım ama eve çıkartamam belim sakat, diğer arkadaşın da başka yere yetişmesi lazım, iş aldık. Kabul ediyorsan evin önüne kadar zütürürüz dedi. dedi
    -Eeee? dedim.
    -Ben de mecbur kabul ettim, sonra bu anlaştığım çocuk bizi duyup ben şu kadar paraya taşırım abla dedi, ben de kabul ettim, sonra çocuk "ama bana parayı şimdi vermen lazım", çünkü ben burda dükkandan alınan malzemeleri arabalara yükleyip bahşiş alıyorum, ekmeğimizin peşindeyiz abla, yanlış anlama ama işimiz garanti olsun" dedi.
    Giderek "vay mal" dercesine yüzümde bi gülümseme beliriyordu ki tuttum kendimi beyler.
    Hayatımın aşkını incitmek istememiştim.
    -Eeee.? dedim tekrar, iyice meraklanmıştım.
    -Sonra ben parayı verdikten sonra çocuğun numarasını aldım, tamam "abla siz eşyaları zütürün, ben de bizim dükkandan sırtlığımı alayım geleyim, buzdolabı falan var çünkü, lazım olacak" dedi. Tamam dedim, adresi istedi, tam adresi bilmediğim için tarif ettim, biliyor musun orayı dedim "tamam abla bilirim bilmez olur muyum?" dedi. Nakliyeci ile 1 saat sonrasına anlaştığımız için ben de çocuğa 1 saat sonra gelmesini söyledim, tamam dedi. Sonra ben arkadaşımı çağırdım, buraya geldik. Nakliyeci geldi ama çocuk gelmedi işte, acaba adresi mi bulamadı. dedi hala mal mal.
    Ne adresi, ne bulamaması "this is Şirintepe"ydi amk bildiğin dolandırmışlardı.
    Demin benle yaptığı makaradan ötürü çok pis dalga geçesim geldiyse de tuttum kendimi beyler.
    Çok zor oldu ama tuttum.
    Aklıma bi fikir gelmişti...
    ···
  15. 24.
    +1
    *
    Öyle hazır cevap biri değilimdir ama hiç bi lafın altında da kalmazdım.
    Aklıma hiç mi bişey gelmedi mi en azından küfür eder kaçardım. (çocukken çok yaptım)
    O an hiç bişey diyemedim beyler.
    Eşyaları taşımaya gelen elemanın benden iri olmaması için dua ediyordum sadece.
    Ben kafamda bunları kurarken hatun telefonuyla uğraşıyor, arada kulağına zütürüp bi süre sonra offlayarak geri indiriyordu.
    Aradan yaklaşık yarım saat geçmişti.
    Bu süre içinde Rüstem Amca 2-3 defa bizim duraktan bana "gel" dercesine el kol yapsa da anında görmezden geliyordum.
    Müşteri falan düşünecek durumda değildim o an.
    Ben öyle hiç bir şey yapmadan bir ömür boyu durabilirdim ama kız sıkılmışa benziyordu.
    Bunu fırsat bilerek;
    -Arkadaş gelmeyecek herhalde. dedim
    -Bilmiyorum ki telefonuna da bakmıyor. dedi
    -Yerini biliyor musunuz peki. dedim
    -Yok, eşyaları aldığımız yerde karşılaştık, "evim" diye bi dükkan varmış burda, ev eşyaları satan, orda çalıştığını, eğer istersem eşyalarımı taşıyabileceğini söyledi. dedi
    Eeee dercesine bi kafa işareti yaptım mal gibi tepkisiz durmamak için ve kız devam etti.
    -Uff ya galiba... dedi
    -Galiba ne? dedim
    ···
  16. 23.
    +1
    *
    -Aslında 1 dk ya, yardımcı olmak istiyor musun cidden. dedi
    dıbını yolunu gibeyim, istemez olur muyum hiç demek istesem de içimdeki beyefendiye engel olamadım.
    -Tabi ki de. dedim en kibar ses tonumla.
    -Hadi o zaman delikanlı başla bakalım, bunlar 2. kata taşınacak, 5 dakikan var. dedi
    Allah belamı versin, çüküm içine kaçsın ki 1 sn bile düşünmedim beyler.
    Gözüme en hafif olduğunu düşündüğüm 57 ekran tüplü televizyonu kestirdim.
    Şöyle bi ufaktan yokladıktan sonra tam "yallah" diyerek kaldıracaktım ki.
    -Dur be sersem napıyorsun. dedi gülerek.
    O "sersem" lafı bana o kadar iyi gelmişti ki anlayamazsınız binler.
    Ben televizyonu kucaklamış ama henüz yerden kaldırmamış domalık pozisyonda beklerken kıza baktım "ne gülüyon lan aşkım" dercesine.
    Bozulduğumu anlamıştı ve hemen ciddileşti.
    -Ya tamam bırak bırak. dedi.
    Bırakır mıyım amk hiç, canım aşkım ilk defa benden bi şey istemişti.
    Televizyona ölümüne sarılmıştım.
    -Birazdan gelicek biri zaten, anlaştım bi çocukla uğraşma boşuna. dedi
    Hatun besbelli ayak üstü benle taşak geçmişti.
    Bozulmuştum ama üzülmemiştim lan beyler.
    Garip bi şekilde hoşuma bile gitmişti.
    Ve o sersem lafını hiç unutmayacaktım.
    Daha fazla uzatmayıp televizyonu bırakıp doğruldum.
    -Neyse gelsin de en azından ona yardım edeyim, tek başına taşıyamaz çünkü. dedim
    -Herkes sen mi.dedi
    Bu sefer gülmemişti beyler.
    ikinci gol de gelmişti, hatun beni oracığa acımadan gömüyordu.
    ···
  17. 22.
    0
    *
    giderken ne yapacağım hakkında en ufak bi fikrim bile yoktu.
    karşıdan karşıya geçerken ya kızın güzelliğinden etkilenip, saçmalarsam diye düşünüyordum.
    kendimi sapık gibi tanıtmak, istediğim son şeydi.
    kendimden beklenmeyecek bir özgüvenle
    -mrb. dedim
    hatun beni farkedip yaklaşık 2 sn kadar suratıma ifadesizce baktı ve kafasını geri çevirdi.
    o 2 sn bile o okyanus mavisi gözlerde kaybolmama yetmişti beyler.
    bi göz ancak bu kadar mavi olabilirdi.
    onlar maviyse benimkiler neydi,
    sevgi neydi, sevgi emekti.
    kafayı yemek üzereydim. kalbim deli gibi çarpıyordu.
    babamın beni cemil oto'nun önüne bırakıp gittiği ilk günkü gibi çaresiz hissettim o gözler karşısında kendimi.
    hatun sağa sola bakıyor, birini bekliyor gibi gözüküyordu.
    tekrar cesaretimi toplayıp;
    -beni yanlış anlamayın ama yardıma ihtiyacınız var gibi gördüm sizi, şu karşı durakta taksiciyim ben. diyerek elimle bizim durağı gösterdiğimde o an o durağı gösteren elimin, parmaklarımın, ona o komutu veren beynimin her bir hücresini tek tek gibesim geldi.
    durağı gösterdiğimde en yaşlımız rüstem amca dahil herkes bize bakıyordu.
    utancımdan kıpkırmızı olmuştum beyler.
    allahtan hatun lafa girdi ve;
    -sağolun taksi istemiyordum, iyi günler. diyip kafasını geri çevirdi.
    -peki, size de. diyip geri dönmüştüm ki...
    ···
  18. 21.
    0
    *
    Aynı apartmanın önüne arkası bozdolabı, televizyon, çamaşır makinesi tarzı bi kaç eşya yüklü bir kamyonet yanaştı.
    iki defa kornaya bastı ve bi kaç dk sonra binanın kapısı açıldı.
    Evet beyler çok basit amk, bildiniz.
    Binadan çıkan bizim hatundu.
    Bu sefer yüzünü tam karşıdan ve çok net görebiliyordum.
    Hatun sandığımdan daha güzeldi ki bu durum benim haricimde duraktaki diğer gencoların ve hatta amk amcaların da dikkatini çekmişti.
    Duruma ayar olsam da yapacak bir şey yoktu.
    Kendi kendine gelin güvey olmanın bir alemi yoktu.
    Hatunun gözünden bakacak olursak muhtemelen mahalleye yeni taşınmış genç ve güzel hatunu kesen bir avuç abazaydık.
    Kamyonetin şöförü yanındaki elemanla beraber arkadaki eşyaları kamyonetten indirip kaldırıma bırakıyordu.
    Çok fazla eşya olmadığı için bu işlem kısa sürdü.
    Ardından, şöför kadının yanına gelip bişeyler söyledikten sonra kamyonetine bindi ve gitti.
    Kadın eşyalarla öylece kalakaldı.
    Boynuna çapraz astığı kırmızı küçük çantasından telefonunu çıkarttı, bir süre telefon elinde bi şeyler yaptıktan sonra telefonu kulağına zütürdü.
    Muhtemelen aradığı kişi cevap vermedi ve telefonu eline alıp bi kaç bi şey daha yaptıktan sonra tekrar kulağına zütürdü.
    Aradığı kişi yine cevap vermedi.
    Telefonu çantasına attı.
    Narin bilekleriyle çamaşır makinesini sanki yerinden oynatmaya çalışırmışcasına ufaktan itti ve sonrasında bir eliyle saçlarını karıştırmaya başladı.
    Çaresiz ve düşünceli olduğu her halinden belliydi.
    Bizim duraktaki binler hala soluksuz kızı kesiyorlardı.
    Bu mallar bi tak yemeden ben bi şey yapmalıyım diye düşünerekten kaltım ayağa ve yavaş adımlarla karşı kaldırımdaki hatunun yanına gittim.
    ···
  19. 20.
    0
    *
    Ve o gün hayatımda gördüğüm en güzel hatunu gördüm beyler.
    Durağın karşısındaki kaldırımda mavi renk çakal kasa bi BMW'den iniyordu.
    Arka koltuğun üzerinde duran iki el çantasını aldı, çocuğa fazla samimi olmayan bir sarılışla teşekkür etti.
    Çocuk arabaya bindi ve gitti.
    Hatun, durağın karşı kaldırımında olduğu ve hafif yan durduğu için yüzünü tam göremiyordum.
    Üzerinde dizlerine kadar gelen lacivert bir elbise vardı.
    1,70 boylarındaydı, melek beyazı bir teni ve uzun dümdüz simsiyah saçları vardı.
    Ama böyle güzel saçları olan bir hatunun yüzünün çirkin olma ihtimali yok gibi bi şeydi bana göre.
    Hatun, bir süre karıştırdıktan sonra çantasından anahtarları çıkarttı, hafifçe eğilip durağın tam karşısındaki köşe başındaki binanın kapısını açtı ve içeriye girdi.
    Aşkın ne demek olduğunu bilsem belki de o an aşık oldum diyebilirdim.
    Çok garip hissettim lan binler
    Harbiden tarifi yoktu o an hissettiklerimin, kitlendim kaldım.
    Büyülenmiştim.
    Daha önce taksime de çok güzel hatunların binmişliği, hatta bazılarının telefon numaralarını bırakmışlıkları, takside benle muhabbet etmeye çalışmışlıkları hatta bazen yolu, bile bile uzatmışlıkları olmuştu ama hiç birine karşı böyle garip şeyler hissetmemiştim.
    Çok belliydi işte amk, bu seferki başkaydı işte.
    Acaba kim lan bu hatun diye düşünürken biri içerden 2. katın camında yazılı olan "kiralık" ilanını söküyordu.
    Güneş tam olarak o katın cdıbına yansıdığı için yazıyı kaldıranın kim olduğunu görememiştim.
    Vay amk dedim içimden.
    Derken...
    ···
  20. 19.
    0
    *
    19 yaşıma gelmiştim.
    bu yaşımdan itibaren taksici Ömerdim artık.
    Para beni bozmamıştı ama değişmiştim be beyler.
    Kendime güvenim gelmişti.
    Konuşurken kızların gözlerine bakabiliyordum artık.
    Onların da bana ilgi ile baktıklarını anladıktan sonra muhabbet bile ediyordum.
    Cemil ustanın dükkandan ayrılmıştım ayrılmasına ama her cumartesi pazar mutlaka gittim.
    Emrah'ın çok işi olduğunda işlere el attım.
    Elimden o yağ lekesi ömür boyu geçmedi beyler.
    Cemil Usta'nın yanından ayrıldığım ve gündüzleri işim olmadığı için taksiyi gündüze çevirdik. Ara sıra gece nöbetci kalıyor ya da gece gelmıcek olan varsa onun yerine nöbetci oluyordum.
    Aylık kazancım 2 bini geçmeye başlamıştı.
    Ben her ne kadar istemese de her hafta ablama gittiğimde kapının girişinde duran hırkasının cebine 100-200 para koyuyor ayda 1000 lira kadar da anneme gönderiyordum.
    Ablam da annem de her seferinde bi daha verme para deseler de gönlüm razı olmuyordu be binler.
    Hayatımdaki en değerli 2 kadındı neticede.
    Geçen süre zarfında abime çok kızgın olduğum için 1 defa bile gitmedim görüşe. Ne zaman çıkacağını bile bilmiyordum, gün saymıyordum.
    Derken 1 gün eve askerlik kağıdı geldi beyler.
    Askere gitme düşüncesi ara sıra beni gıdıklıyor ama anneme ve ablama bakmam gerektiğini düşündüğüm için üstüne düşmüyordum.
    Üniye yazılıp askerliği ertelemeyi düşünsem de o an için hiç bir şey yapmamıştım.
    irem-Hayalet Sevgilim şarkısı yeni çıkmış her yerde o çalıyordu.
    Ben de kendimi şarkıya kaptırmış durakta mal mal oturuyordum.
    Ebemin dıbını tersten gibecek olayların başlayacağından habersiz kuzu kuzu bekliyordum.
    Ve o gün ( 9 Aralık - Cuma,o günü hiç unutmadım..!) ...
    ···