1. 826.
    0
    @678 eyvallah panpa. hadi gibtir git.
    ···
  2. 827.
    0
    @679 baya aşağıda panpa, liste baya uzun çünkü. iniyon iniyon listenin sonu gözükmüyor doğaldır.
    ···
  3. 828.
    0
    din toplumların afyonudur.ama müslümanım, dinini güzel yaşamayı bilen adam uyutulmaz. şuan yaşadığımız müslümanlık değil beylers, dinden 2 3 münafık için dönmeyin.
    ···
  4. 829.
    0
    upupupuppu
    ···
  5. 830.
    0
    http://inci.ca/umzfrzezk9

    gundi adlı sayfada, türklere ve bayrağımıza büyük hakaretler ediliyor..
    gibertiyoruz beyler..

    ccc türklergiber ccc yazıyor herkes..

    yardırın beyler hadi !
    ···
  6. 831.
    -1
    @684 hate speech kategorisinde şikayet ettim panpa
    ···
  7. 832.
    0
    ateistim panpa yaz beni de
    ···
  8. 833.
    0
    Soru sahibi: Newton ve Kepler gibi bilim adamlarının başarılarını göz önünde tutarak bilimin, günün birinde, Tanrı’nın varlığını gösterim aşamasına ulaşması olası mıdır?

    Carl Sagan: Cevap, Tanrı’dan neyi kastettiğimize iyiden iyiye bağlıdır. Tanrı sözcüğü, kendine özel geniş yelpazeli fikirleri kapsayacak şekilde kullanılmaktadır, kişiler arasında karşılıklı olarak. Aralarındaki farklar, kanaatimce, insanların kendi tanrılarından söz ediyor olmaktan ötürü karşı tarafın rencide olmaması için, kasten bulanıklaştırılıyor.
    Fakat, size Tanrı tanımlamasının iki kutbu hakkında bir fikir vereyim. Bu görüşlerden biri, diyelim Spinoza ya da Einstein’ınki; bunlar için Tanrı, fizik kanunlarının tümünün toplamıdır. Şöyle bir durum var ki fizik kanunlarının varlığını inkar etmek saflık olur. Şayet Tanrı’dan kastettiğimiz buysa, o takdirde, muhakkak Tanrı vardır. Bütün yapacağımız, elmaların yere düşmelerini izlemektir.
    Gelin, şimdi karşı kutbun fikrini ele alalım: kocaman yapılı, uzun beyaz sakallı, gökyüzünde bir tahtta oturan ve her bir serçenin düşüşünü hesaplayan bir Tanrı kavramı. Şimdi, bu çeşit Tanrı için kanıt olmadığı fikrindeyim.

    Carl Sagan: Soruyu yönelten acaba teleskopun yanlış ucundan bakmış olmayayım diye soruyor; şöyle ki dinin asıl bölgesi insan kalbi ve zihni ve etik sorunlar değil mi? Evren değildir, diyor.
    Doğrusu ya, seninle mutabık olmamın bundan fazlası mümkün değil ama birçok din astronomiyi kendi alanları saymışlar ve astronomi konusunda kendilerinden emin nice beyanlarda bulunmuşlardır. Kanıtın red ve inkarını mümkün kılmayan dinler dizayn edebilirsiniz. Yapacakları şey, tashih edilemeyecek ya da tahrif edilemeyecek beyanlarda bulunmaktır. Ve, bu açıdan, kendilerine çok net tavır seçmiş olan bâzı dinler var. Bunun anlamı, dünyanın yaşı hakkında herhangi bir beyanda bulunamayacağınızdır; evrim hakkında herhangi bir beyanda bulunamayacağınızdır; Yerküre’nin şekli hakkında herhangi bir beyanda (incil Yerküre’nin dümdüz olduğunu açıkça söylüyor, örneğin) bulunamayacağındır, vb.

    Carl Sagan: Soru yönelten kişi şöyle diyor: Dinlerin temel bir hedefi kişisel bir Tanrı fikrî değil midir, bireyler için bir amaç fikrî ve toptan insan türü için bir amaç fikrî değil midir ve birçok dinlerin başarısının nedenlerinden biri duyguları harekete geçirmek (soru sahibinin birkaç cümlesini özetliyorum) değil midir. Soru sahibi, devamla, evren astronomisinde, kendisinin, bir amaç için fazla belirti bulmadığını söylüyor.
    Seninle çok mutabık olma eğilimim var ama derim ki amaç, insana, dışarıdan dayatılamaz, empoze edilemez; içten gelen bir şeydir amaç. Amacımızı biz yaratırız. Ve amaç dıştan empoze edilmelidir ya da binlerce yıl önce yazılmış bir kitapta aranmalıdır dediğimiz zaman biz insanlar bir çeşit görev harabesi altında kalmış oluruz. Binlerce yıl önce yaşadığımızdan çok değişik bir dünyada yaşıyoruz. Amacımızı garanti altına almak için birçok yükümlülüklerimiz vardır ve bunlardan biri hayatta kalmaktır. Ve bunu sağlamak için kendi başımıza çabalamalıyız.

    Soru sahibi: Gerçeği nasıl fark edersiniz, üstümüzde dolandığı sırada?

    Carl Sagan: Yalın bir soru: Gerçeği neresinden tanırız? Doğrusu ya, zordur. Fakat yalın birkaç kural var. Gerçek, mantık yolundan şaşmaz olmalı. Kendisiyle çelişkiye düşmemeli; yâni bâzı mantıksal kriterler var. Bildiğimiz başka ne varsa onlara ters düşmemeli. Bu, mucizelerin zor ayakta durduğu bir tek yoldur. Epey çok şeyler biliyoruz-evet, doğrusu ya, evrenin küçücük bir parçasıdır bildiğimiz, acınacak kadar küçük bir parçası. Ama, buna rağmen, bâzı şeyleri tamamen güvenilir olarak biliyoruz. Böylece, nerede gerçeği bilmek istiyorsak emin olmalıyız ki bildiğimiz başka ne varsa gerçek onunla bağdaşmaz olmasın. Aynı zamanda ileri sürdüğümüz belirli bir fikre inanmaya ne derece muhtaç olduğumuzu da göz önünde bulundurmalıyız. Ona inanmaya ihtiyacımız ne kadar büyükse o kadar kuşkucu davranmalıyız. insanın kendi kendini cesurca disipline etmesini gerektiriyor.

    Soru sahibi: Dinciler hayalet ve mucizeler sunuyorlar. Fizikçiler denklemler sunuyorlar. Bunlar arasındaki temel fark nedir?

    Carl Sagan: Neyin ne olduğunu nasıl söyleyebiliriz? Yapabileceğimiz bir şey, onun tekrarlanabilir, tahkik edilebilir olması üzerinden açıklama yapmaktır.

    Örneğin, şöyle ki, Newton’dan sonraki fizikçiler, düşmeye bırakılan bir cismin t süresinde katettiği mesâfe, hep istikrarlı olarak t süresinin karesine eşittir derlerse ve sen böyle olduğundan şüphe edersen deneyi yapabilirsin ve göreceksin ki düşmesi için geçen süre iki misliyse, cisim, dört misli mesâfe kat eder vb. hızın süreye orantılı olarak arttığını da ifâde ederler. Bunu da kontrol edebilirsin. Bir köprüden bir taşı serbest düşüşe bırakabilirsin ve bu alandaki iddiaları kontrol edebilirsin. Ve, bir süre sonra, hiç olmazsa, bu sorunla ilgili olarak, fizikçilerin ne dediklerinin farkında oldukları kanaatine varırsın. işin tuhafı Budist fizikçiler de aynı düzen istikrarıyla karşılaşırlar. Ve Hindu fizikçiler, Tanrı’ya inanmayan ateist fizikçiler ve Hıristiyan fizikçiler hep
    aynı düzenli istikrarla karşı karşıya kalırlar. Hepsi de doğanın kanununun hep aynı olduğunu görürler.
    Bu demek değildir ki her fizikçinin her öne sürdüğü fikir böyle bir düzen istikrarı derecesine sahiptir. Fizikçiler de herkes gibi yanlışlar yapar. Fakat fizikçilerin sâhip olduğu avantaj aralarında bir kuşku geleneğinin yerleşmiş olmasıdır ve bu gelenek öne sürdükleri fikirleri birbirlerinin kontrol etmesinde de söz konusudur. Oysa dinde profesyonel sınıftan birinin dediğine, karşı çıkma durumundan hoşlanmama uygulaması var. Fizik alanında bu böyle değildir. Bir fizikçi başka bir fizikçinin öne sürdüğü fikrin doğru olmadığını öne sürmekten, yeni bir fizik ilkesi kanıtlar gibi, memnuniyet duyar. Ve Newton’un ünlü sözünü biliyorsunuz, “Eğer çok ilerisini görebildimse, bu devlerin omuzları üstünden bakabilmem sayesinde olmuştur,” diyor. Bundan kastettiği, bilimde sürekli ilerleme olduğunu söylemektir.

    Soru sahibi: Gerçekte O orada. Tanrı sevgidir.

    Carl Sagan: peki, eğer Tanrı tanımı gerekten başka bir şey değildir ya da sevgiden başka bir şey değildir dersek gerçeğin mevcudiyeti ya da sevginin mevcudiyetiyle bir kavgam yok. Nitekim, her ikisinin de taraftarıyım. Bununla beraber, Tanrı’nın o şekilde tanımlanmasının, dünyanın yaratılışıyla ya da insanlık tarihindeki herhangi bir olayla bağlantısı olduğu anlaşılmamalıdır. Tanrı’nın bu şekilde tanımlanışının, mutlak güç ya da mutlak bilgi ya da benzeri biçimde Tanrı’nın anlaşılmasıyla bir ilgisi yok. Eğer Tanrı sevgidir derseniz, sevgi muhakkak ki vardır dünyada. Fakat dünyada var olan yalnız sevgi değil, tek şey değil sevgi. Sevginin diğer her şeye egemen olduğu fikrinin doğru olmasını derinden umut ediyorum, fakat çağımızın politika ilişkilerine ait gazetelere sâdece şöyle bir göz gezdirmek bile sevginin tırmanışta olduğu görüşüne karşı durumların mevcudiyeti pekala sunulabilir. Ve Tanrı sevgidir demenin, beni affedin, ama bir yararı olduğunu görmüyorum, çünkü Tanrı’nın tüm diğer tanımlamaları var ki bunlar tamamen farklı anlamlara geliyor. Tanrı’ya ait tüm tanımlamaları karıştırırsak o zaman da ne hakkında konuştuğumuzdan karmakarışık şeyler çıkar. O takdirde de hata yapmak için büyük fırsat çıkmış olur. Bu durum karşısında benim teklifim “gerçek” diyelim gerçek olana ve “sevgi” diyelim sevgi olana ve bu ikisinden hiçbirine Tanrı demeyelim; Tanrı, müthiş sayıda başka anlamlara sâhip olduğu halde tam olarak o iki anlama gelmiyor.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 834.
    0
    up up up up
    ···
  10. 835.
    0
    “Din akla boyun eğmelidir.”
    Herbert of Cherbury
    ···
  11. 836.
    0
    “Çoktanrıcı ya da tek tanrıcı bütün dinler gereksizdir, insanların mutluluğu için
    doğanın ve aklın yasaları yeter.”
    Jean Bodin
    ···
  12. 837.
    0
    “Sonsuz bir varlık kendisini sınırlayacak mekanda ve zamanda bulunamaz. Öyleyse
    hiç bir yerde değildir, hiç bir yerde olmayan şey de yok demektir.,”
    Gorgias
    ···
  13. 838.
    0
    deistlere salla beni
    ···
  14. 839.
    0
    “Din hakkında düşünceler doğada tasarlanarak değil, yaşamdaki olaylar sonucunda
    ortaya çıkan endişeden, insan aklındaki sürekli ümitten ve korkudan doğdu.”
    David Hume
    ···
  15. 840.
    0
    “Epikuros’ un sorduğu sorular hala cevaplanmamıştır: Tanrılık kötülüğü ortadan
    kaldırmayı istiyor mu, yoksa buna gücü mü yok? Gücü var da niyeti mi yok? O zaman
    kötü niyetli (bedhah) midir? Tanrı kötülüğü kaldırmak için hem güce sahiptir ve hem
    de istekli midir.? O zaman kötülük niye vardır?”
    David Hume
    ···
  16. 841.
    0
    materyalist aç yaz beni oraya tek başıma olacam
    ···
  17. 842.
    0
    http://www.facebook.com/t...lution?sk=app_10442206389

    evrim teorisi hakkında internet üzerinde en kapsamlı kaynaklardan biri.

    (bkz: evrim ağacı)
    ···
  18. 843.
    0
    panpa var kafamda bişeyler kendimce agnostikteki tanıma giriyomuş yaz klavyen eskimediyse
    ···
  19. 844.
    0
    ilme Hizmet Edip, Uykudan Kalktım
    Sarık Seccadeyi Elden Bıraktım
    Vaizin Her Gün Ki Vaazından Bıktım
    Ramazanı Sele Verdim De Geldim

    Karnım Acıktıkca Kederim Arttı
    Hele Hac Kaygısı Ayrı Bir Dertti
    Paralılar Hemen Hac'oldu Gitti
    Seytanı Taşlarken Gördüm De Geldim

    Dört Kitabı Koyup Torbaya Astım
    Cennet Hurisinden ilgimi Kestim
    Muskacı Hocaya Sanmayın Sustum
    Agzının Payını Verdim De Geldim

    Aklım Ermez Ahret Eğlencesine.
    Saygım Var insanın Düşüncesine
    Hayal Cennetinin Has Bahçesine
    Yobaz Sürüsünü Sürdüm De Geldim

    ibreti Emelim insana Hizmet
    Eşim Bana Huri, Evim De Cennet
    Hacıya, Hocaya Kalmadı Minnet
    irbiği, Tesbihi Kırdım Da Geldim
    ···
  20. 845.
    0
    Minareye Çıkıp Bize Bağırma
    Haberimiz Vardır, Sağır Değiliz
    Sen Kendini Düşün Bizi Kayırma
    Sizlerle Kavgaya Uğur Değiliz

    Her Yerde Biz Hakk'ı Hazır Biliriz
    Olgun insanları Hızır Biliriz
    Bundan Başkasını Sıfır Biliriz
    Tahmininiz Yanlış, Biz Kör Değiliz

    Eğer insanlıksa Doğru Niyetin
    Nefsini Islah Et Varsa Kudretin
    Bize Lazım Değil Senin Cennetin
    Huriye Gılmana Esir Değiliz

    Arapça Duaya Değiliz Mecbur
    ister Müslüman Bil istersen Gavur
    insanı Hor Görmek En Büyük Küfür
    Buna inanmışız, Münkir Değiliz

    ibreti, Bu Hale insan Acınır
    Ham Sofular Bu Sözlerden Gücenir
    Aslına Ermeyen Elbet Gocunur
    Onu Avutmaya Mecbur Değiliz
    ···