sözlükcekk kitapp okuyoruuuuz panpalarrrrrrrrrrr

ben de kitap önereyim bari. kişisel garanti veriyorum her biri şahane kitaplardır.

(bkz: sıradan delilik öyküleri) - charles bukowski
(bkz: bir pgibiyatristin gizli defteri) - gary small

(bkz: dijital kale)
(bkz: ihanet noktası)
(bkz: da vinci şifresi)
(bkz: melekler ve şeytanlar) - dan brown

grinin elli tonu serisi - e. l. james, kızlar pek okuyor bunu.
uzay efsanesi serisi - arthur c. clark
açlık oyunları serisi - susanne collins
agatha cristie eserleri
sherlock holmes bütün hikayeleri - arthur conan doyle
karakule serisi - stephen king
metal fırtına serisi - burak t. soyadı gelmedi ya la aklıma.
dostoyevski, tolstoy, balzac vs. vs. saymıyorum bile.

(bkz: empati) - adam fawer
(bkz: beraber yürüdük biz bu yıllarda) - yılmaz özdil
(bkz: savaşta ne yaptın baba) - can dündar
(bkz: aşk ve gurur) - jane austen, austen eserlerini okuyun ingiliz ve dünya edebiyatının temellerindendir.
(bkz: benim hüzünlü huurlarım) - gabriel marquez'di sanırım. 90'lık dedenin 14-15 yaşındaki bakire kızı istemesi falan anlatılıyor.
(bkz: kadınlara göre değil) p. d. james, bunu ben de okumadım.
(bkz: aldatmak) - ahmet altan

sıkıcı kitaplar tercih etmeyin festival filmi tadında.

--spoiler--
Votka bardağını bir dikişte boşaltıp bir sigara yaktım. Sonra battaniyeyi son kez elime alıp kestim! Kestim, kestim ve kestim, ne olduğu anlaşılamayacak kadar küçük parçalara kestim onu… parçaları bulaşık kabına koydum, kabı pencerenin yanına yerleştirdim dumanı üflemesi için vantilatörü çalıştırdım. Kap alev aldığında ben mutfağa gidip bir votka daha koydum. Döndüğümde kırmızı ve güzel yanıyordu, eski Bostan cadıları gibi, Hiroşima gibi, aşk gibi, bütün aşkların içinde bir aşk gibi, ve çok kötü hissettim kendimi. ikinci bardağı da içtim, hiçbir şey hissetmedim desem yalan olmaz. Bir tane daha koymak için mutfağa gittim, bıçağı da yanımda zütürmüştüm. Bıçağı lavaboya fırlatıp şişenin kapağını açtım. Lavabodaki bıçağa baktım yine. Yan tarafında kan izi vardı. Ellerime baktım. Ellerimde kegib olup olmadığını kontrol ettim. isa’nın elleri harikulade ellerdi. Ellerime baktım. Kegib filan yoktu. Çentik bile. Yanaklarımdan aşağı gözyaşlarının süzüldüğünü hissettim, bacakları olmayan ağır ve anlamsız şeyler gibi sürünerek. Deliydim. Gerçekten delirmiş olmalıydım.

charles bukowski - sıradan delilik öyküleri - battaniye.
--spoiler--