1. 1.
    0
    size bir hikaye daha anlatacağım. daha önce kendi gibko hayatımı anlatmıştım;

    (bkz: hikaye diye yırtınıyorsunuz ama)

    şimdi söz verdiğim gibi hikayeye başlıyorum yine özet yok yine uzun uzun. tek boynuzlanan ben değilim. ve size aldatılmamanın kuralını söyleyeceğim. daha doğrusu ben yazcam siz yazdıklarımın hiçbirini yapmazsanız aldatılmazsınız.
    ···
  2. 2.
    0
    http://inciswf.com/1293740912.swf
    ···
  3. 3.
    0
    bu sefer de birsen çok fena aşık olmuştu hakan'a aralarında 8 yaş vardı. ben askerlikte başka bir şehre gönderildim istanbul'dan sonra. ondan sonra onlardan haber alamadım. 6 ay sonra izne geldim, dinlediklerim beni derinden sarstı;

    birsen, hakan'la ortaköy'de yemek yerken oğuz'un abisine yakalanmıştı. ama haberi yoktu. oğuz^un abisi sessizce telefondan videoya çekmiş ikisini. sonra da abisine göstermiş. o gece birsen ile hakan kavga etmiş ve ayrılmaya karar vermişler. birsen ne büyük hata yaptığını anlamış ve hala kocasını sevdiğini farketmiş. ama kocası geri dönünce bunu bir güzel dövmüş, sonra hakan'ı hastanelik etmiş. sonra da boşamış birsen'i. birsen bir oraya bir oraya zıplarken gib gibi kalmış ortada. boşanma davası açıldıktan sonra 3 ay içince boşanmışlar. resmi olarak boşandıktan 1 hafta sonra birsen'in annesi ölmüş. birsen'in hayatı altüst olmuş.

    lara her şeyini toplayıp istanbul'a dönmüş. sinan'ı orada karılarla basmış. hakan'la küsmüş, hiç barışmamış. hakan'ın, sinan'ın yaptıklarını anlatmaması çok koymuş lara'ya...
    ···
  4. 4.
    0
    hakan burada kaza geçirmiş ama bir kırıkla atlatmış. daha sonra annesinin yanına slovenya'ya gitmiş. tekrar başlamaya çalışmışlar birsen'le. birsen slovenya'ya gitmiş. yapamamışlar geri dönmüş. birsen iyice ortalık malı olmuş. aykut dahil ne kadar arkadaşı varsa hakan'ın hepsine dert yancam ayağına vermiş... parası bitmiş sıfırı tüketmiş... birsen hakkında duyduğum en son şey perişanlığıydı.

    hakan desen paramparça en son 1.5 sene önce haber aldım envayi çeşit uyuşturucu kullanıyormuş, annesi hastanede kendisi sabahtan akşama kadar barında oturuyormuş. yaptığı yanlış seçimler onun da sonunu getirmiş.

    lara, sinan'dan ayrılınca barların işletme hakkını sinan'ın elinden almış. içgüveysliği bitmiş artık sinan için ama o zaten çalacağını çalmış. oğuz'u şirketinde çalışmaya başlamış. oğuzla beraber aynı evde yaşayacak kadar takılmaya başlamışlar.

    bu olayda en iyi şeyler yine en kötü olan huur çocuğu aykut'un başına geldi. ortağının kızıyla evlendiler. işlerin başına geçti babasıyla, kayınpederiyle, köpek gibi zengin oldular, dergilerde babası, kayınpederi ve kendisi çekildiği resimler falan var başlığı da aile şirketi idi sanırım. bizden 2 yaş büyüktü aykut. ortalığın dıbına koydu.
    ···
  5. 5.
    0
    bir anlık heyeecanla yapılmış yüzlerce hata... ilk başlarda hoş gelir başka birisini cezbetmek. başka birisini elde etmeye çalışmak da güzeldir hele ki sahibi varsa daha çekici-heyecanlıdır...

    aklınız mantığınız varsa tabağınızdaki yemeği yiyin. başkasının yemeğine salça olmayın.

    bu hikaye de böyle biter.
    ···
  6. 6.
    0
    hayt bir anlık hırs tutku için olay nerelere gelmiş
    aykutda ne ballı pekekentmiş a.q
    ···
  7. 7.
    0
    up up up güzel hikaye okuyun lan
    ···
  8. 8.
    0
    up up up up up up
    ···
  9. 9.
    0
    ibretlik bir hikaye daha beyler okuyun
    bi sorum var hakanın babasından haber var mı peki?
    ···
  10. 10.
    0
    reserved amk
    ···
  11. 11.
    0
    diğer hikayen çok güzeldi panpa, şimdi buna yamulacam bakalım
    ···
  12. 12.
    0
    @23 yok pampa ama yaşıyor muhtemelen bunları uzaktan koruyor
    ···
  13. 13.
    0
    1 ay acemilikten sonra 3 aylığına istanbul'da kurs görerek yaptım askerliğimi. haftasonları evime geliyordum, çoğunlukla hakan ile görüşüyordum. birsen kocası gider gitmez hakan'a yerleşiyordu. kocası geri dönünce de evine gidiyordu. ama haka için durum aşk değildi artık. gibmekten bıkmış, keyfini-hevesini alınca, imkansızı elde edince sıkılmıştı canı...
    ···
  14. 14.
    0
    bu durumu gidip lara'ya anlattım, o da aynısnın onun başına da geldiğini söyledi. annesinin doğumgününde kapıya en sevdiği çiçeklerin bırakıldığından falan da bahsetti. çok ilginç bir durumdu. hakan'ın ne kadar acı çektiğini söyledim lara'ya.

    lara, kocasıyla tartışmış evliliği çatırdıyordu.
    sinan, lara'dan habersiz gibtiği karıların hesabını vermek zorundaydı.
    oğuz, her şeyden habersiz boynuzlanıyordu.
    birsen, gibinin keyfindeydi.
    hakan, çok yanlış zamanda çok yanlış kişiye aşık olmuştu.

    hepsini arkamda bırakıp askere gittim...
    ···
  15. 15.
    0
    biraz daha hakan'ın yanında kaldım. birsen'le konuşmadı ama sinir krizine girdi defalarca. onda kalıyordum. bir gece 2 arkadaşımızı daha çağırdık konuşuyoruz hakan efsanevi olayı gerçekleştirdi. ben hayatımda bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum...

    bence babam ölmedi .. dedi hakan. hepimiz gülüyorduk ama öyle diyince sustuk.
    ''ben ne zaman yeni bir hat alsam kendi üzerime, slovenya numarası ya da türk numarası 1 gün geçmeden bana telefon gelir avustralya'dandedi. hassastı bu konuda ben bir şey demedim. diğer 2 arkadaş -gibtir lan ehuehe- dediler. güldük geçtik. ertesi sabah kalktık.gelin size ispatlıcam'' dedi. telefon bayisine gittik. bir numara seçin ama bana göstermeyin dedi. ben ve ilkay bi numara seçtik buna göstermedik. satın aldı hattı imzayı da attı ama formda da numarayı göstermedik. 2 gün sonra hat açıldı ama buna hiç vermedik hattı. hat açıldıktan sonraki akşam oturuyoruz, o hattı taktığımız telefon çalıyor, avustralya'dan bir numara.

    hakan telefonu açtı baba sen misin, baba sana çok ihtiyacım var baba eğer yaşıyorsan nolur bir şey söyle dedi. lafını bitirmeden telefon kapandı. hakan ağlamaya başladı. diğer iki çocuğu gönderdim, hakanla konuşmaya çalışıyordum...
    ···
  16. 16.
    0
    daha önceki hikayemde anlatmıştım. erkan ile serra'yı yatakta bastıktan sonra askere gitmeden evvel 4 aylık bir süreç geçirdim. o süreç içinde evde hiç istemediğim şeyler olmuştu. ailem parçalanmıştı. ablam hırvatistanda okuyordu, aileni geri kalan bireyleri de paramparçaydı. bizim etilerdeki mağazanın civarında evi olan bi çocuk vardı benle yaşıt, adı hakandı. iki tane evleri vardı biri iş yerimin orada diğeri de oturduğum semtte bir sokak ötede.

    tesadüfle başladı her şey ama hala daha inanıyorum ki bu çocukta metafiziksel bir şey vardı. hayatımda en çok hayret ettiğim olayı o bana yaşattı...

    onunla beraber hayatımın en karmaşık 2,5 ayını geçirdim. birazcık pasımızı attık birazdan başlıyoruz...
    ···
  17. 17.
    0
    hakan'ın babasının burada 4-5 tane gayrimenkulu ve slovenya'da bir barı vardı. hakan'ın annesi slovendi. sapsarı saçlar ve bembeyaz bir ten. hakan da tüm fiziksel özelliklerini annesinden almıştı. o da sapsarı saçlı, mavi gözlü ve bembeyaz tenli bir çocuktu. hakan'ın babası 2 yıldır kayıptı. slovenya^dan dönmemişti. biz hakan ile tanışmadan 3 ay evvel slovenya'da şehirler arası yolda bir sanayi tesisinde zırhlı aracını paramparça bulmuşlardı. içinde bir ceset vardı ama tanınmaz haldeydi. kimlik tespiti yapılamadı. 2 yıl boyunca babası ortaya çıkmamıştı zaten. o arabayı bulduktan 1 hafta sonra da o cesedin babasına ait olduğunu kabul ettiler. hakan barın başına geçti. buradaki üniversitesini bıraktı.

    aradan uzun bir zaman geçti. türkiye'ye geri döndü ama çok sıkkındı canı. bir gün uğradı mağazaya. ben de çok sıkıntılıydım. bir yandan hoş-beş bir yandan çay ve muhabbet derken maskelerimizi bir kenara bıraktık. ikimizin de hayatı çok gibkoydu. ben ona anlattım sonra da o bana anlattı...
    ···
  18. 18.
    0
    türkiye'ye döneli tam 3 ay olmuştu. döndüğü geceden 2 gün sonra eski arkadaşlarıyla, akrabalarıyla 30-40 kişilik bir yemek yemişler ortaköy'de. saat 02.30 a kadar kaldık mekanda dedi. gece ilerlemiş gidenler-gelenler derken 8 kişi kalmışlar. 30 larında bir hatun varmış masada. bir arkadaşının ablası. önceden merhaba-merhaba olduğu birisiymiş.

    ''o gece çok da içmemiştim. kafam yerimdeydi. kadına baktıkça bakasım geliyor, konuştukça pür dikkat kesiliyordum. arada bir göz göze geliyorduk ve ben kıpkırmızı oluyordum onun karşısında. abi anlam veremiyorum ben çeşit çeşit kadınla beraber oldum. bebek gibi, manken gibi hatunlarla çıktım ama bu başkaydı. kadın bir de evli yani bırak açılmayı bırak heyecanlandığımı söylemeyi merhaba'dan öte bir kelam etsem hem kendi karakterimi ezerim hem kocası giber belamı'' dedi. onun derdiyle uğraşıyorum dedi. canım sıkkındı zaten serra'ya. hakan ile takılırsam kafam dağılır dedim...
    onunla beraber çözüm bulacağımızı söyledim...
    hakan'ın ablası evliydi. istinye'ye taşınıyordu. hakan'ın hoşlandığı kadın (birsen) ablasına yardıma gelmişti. birsen bir de mimar arkadaışını getirmiş onlar ev hakkında konuşurlarken hakan da diğer işleri ayarlıyordu. ben de boşta olduğum için vaktimin çoğunu hakan ile geçiriyordum.

    yapılacak işleri ustalara anlattık hakan'la beraber. birsen ve hakan'ın ablası (lara) da mimar ile son düzenlemeleri yaptılar. sonra çıkıp yemeğe gittik. ben hakan birsen ve lara. istinye'de balık yedik. yemekten sonra 1 saat kadar oturduk. bir ara lavaboya kalktım. hakan da peşimden geldi. ellerimi yıkadım arkamı döndüm hakan arkamda. yüzü bembeyaz. elimi aldı kalbine koydu.

    abi sence ölcek miyim dedi. yok be sadece aşık olmuşsun dedim. ne yapcam abi allaşkına söyle nasıl yapcam dedi. ondan bir hamle gelmeden bir şey söyleyemezsin hem ablanın arkadaşlığı bozulur hem rezil olursun hem de acı çekersin dedim.
    tamam ben seni dinleyeceğim ne söylersen harfiyen yapacağım yeter ki incitmeden, kırmadan bana evet diyebileceği bir şekilde işleri ayarla dedi.

    tamam dedim ve masaya geçtik. lara; daha kumaş ve duvar kağıdı bakacağız dedi. hemen atladım; tamam gel imç'ye gidelim orada birkaç ithalatçı var kaliteli duvar kağıdı satan onlara bir bakalım sonra da kumaşçılara bakarız ben de oradan eve geçerim dedim. tamam o zaman dedi biz lara ile kalktık.

    birsen ''benim bebek'te işim var oradan da fulya'ya eve geççemdedi. hakan hemen atladıben de beşiktaş'a geççem seni bebeğe bırakayımdedi. tamam dedi ve birsen ile gittiler.

    arabada lara bana sordu
    hakan'ın nesi var?ben de bir şeyi yok sadece canı sıkkın biraz sanırım barda geçen gün işler ters gitmiş dedim. laraonu sormadım 2 senedir ruhsuz-mutsuz gezen çocuğa bir şeyler olmuş, iyi görünüyordedi. ben deeee çocuk 2 yıldır sizden uzak sizi gördü seviniyor'' diye geçiştirdim.

    akşam'a hakan'ı aradım dışarı çıktık. etiler fridays de oturup konuşmaya başladık...
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    0
    birsen ile bebeğe giderlerken birsen ona sormuş hep panik gibi bir haldesin sanki hep bir işin varmış gibi, neyin var o da bir şeyim yok sizlerle vakit geçirmek iyi geliyor bana demiş. son zamanlarda çok sıkıntı yaşadım sizin sayenizde hayata yeniden adapte oldum falan demiş. daha çok vakit geçirmek istediğini söylemiş.

    heh iyi yaptın dedim. şimdi ondan gelecek buluşma tekliflerini ona iyilik yapacağı düşüncesiyle reddetmeyecekti belki. zira birsen için önemli olan kendisini iyi hissetmesi için hakan'a yardım etmekti. zaten lara ile görüşüp ona yardım ediyor ve vaktini lara ile geçiriyordu. hakan ile de görüşmesi ona zarar getirmezdi. birsen gittikçe hakan'ların ailesine yakınlaşıyordu. ama bu yakınlaşma 2 yuvaya birden mal olacaktı...
    ···
  20. 20.
    0
    reserved
    ···