1. 1.
    0
    size bir hikaye daha anlatacağım. daha önce kendi gibko hayatımı anlatmıştım;

    (bkz: hikaye diye yırtınıyorsunuz ama)

    şimdi söz verdiğim gibi hikayeye başlıyorum yine özet yok yine uzun uzun. tek boynuzlanan ben değilim. ve size aldatılmamanın kuralını söyleyeceğim. daha doğrusu ben yazcam siz yazdıklarımın hiçbirini yapmazsanız aldatılmazsınız.
    ···
  1. 2.
    0
    daha önceki hikayemde anlatmıştım. erkan ile serra'yı yatakta bastıktan sonra askere gitmeden evvel 4 aylık bir süreç geçirdim. o süreç içinde evde hiç istemediğim şeyler olmuştu. ailem parçalanmıştı. ablam hırvatistanda okuyordu, aileni geri kalan bireyleri de paramparçaydı. bizim etilerdeki mağazanın civarında evi olan bi çocuk vardı benle yaşıt, adı hakandı. iki tane evleri vardı biri iş yerimin orada diğeri de oturduğum semtte bir sokak ötede.

    tesadüfle başladı her şey ama hala daha inanıyorum ki bu çocukta metafiziksel bir şey vardı. hayatımda en çok hayret ettiğim olayı o bana yaşattı...

    onunla beraber hayatımın en karmaşık 2,5 ayını geçirdim. birazcık pasımızı attık birazdan başlıyoruz...
    ···
  2. 3.
    0
    hakan'ın babasının burada 4-5 tane gayrimenkulu ve slovenya'da bir barı vardı. hakan'ın annesi slovendi. sapsarı saçlar ve bembeyaz bir ten. hakan da tüm fiziksel özelliklerini annesinden almıştı. o da sapsarı saçlı, mavi gözlü ve bembeyaz tenli bir çocuktu. hakan'ın babası 2 yıldır kayıptı. slovenya^dan dönmemişti. biz hakan ile tanışmadan 3 ay evvel slovenya'da şehirler arası yolda bir sanayi tesisinde zırhlı aracını paramparça bulmuşlardı. içinde bir ceset vardı ama tanınmaz haldeydi. kimlik tespiti yapılamadı. 2 yıl boyunca babası ortaya çıkmamıştı zaten. o arabayı bulduktan 1 hafta sonra da o cesedin babasına ait olduğunu kabul ettiler. hakan barın başına geçti. buradaki üniversitesini bıraktı.

    aradan uzun bir zaman geçti. türkiye'ye geri döndü ama çok sıkkındı canı. bir gün uğradı mağazaya. ben de çok sıkıntılıydım. bir yandan hoş-beş bir yandan çay ve muhabbet derken maskelerimizi bir kenara bıraktık. ikimizin de hayatı çok gibkoydu. ben ona anlattım sonra da o bana anlattı...
    ···
  3. 4.
    0
    türkiye'ye döneli tam 3 ay olmuştu. döndüğü geceden 2 gün sonra eski arkadaşlarıyla, akrabalarıyla 30-40 kişilik bir yemek yemişler ortaköy'de. saat 02.30 a kadar kaldık mekanda dedi. gece ilerlemiş gidenler-gelenler derken 8 kişi kalmışlar. 30 larında bir hatun varmış masada. bir arkadaşının ablası. önceden merhaba-merhaba olduğu birisiymiş.

    ''o gece çok da içmemiştim. kafam yerimdeydi. kadına baktıkça bakasım geliyor, konuştukça pür dikkat kesiliyordum. arada bir göz göze geliyorduk ve ben kıpkırmızı oluyordum onun karşısında. abi anlam veremiyorum ben çeşit çeşit kadınla beraber oldum. bebek gibi, manken gibi hatunlarla çıktım ama bu başkaydı. kadın bir de evli yani bırak açılmayı bırak heyecanlandığımı söylemeyi merhaba'dan öte bir kelam etsem hem kendi karakterimi ezerim hem kocası giber belamı'' dedi. onun derdiyle uğraşıyorum dedi. canım sıkkındı zaten serra'ya. hakan ile takılırsam kafam dağılır dedim...
    onunla beraber çözüm bulacağımızı söyledim...
    hakan'ın ablası evliydi. istinye'ye taşınıyordu. hakan'ın hoşlandığı kadın (birsen) ablasına yardıma gelmişti. birsen bir de mimar arkadaışını getirmiş onlar ev hakkında konuşurlarken hakan da diğer işleri ayarlıyordu. ben de boşta olduğum için vaktimin çoğunu hakan ile geçiriyordum.

    yapılacak işleri ustalara anlattık hakan'la beraber. birsen ve hakan'ın ablası (lara) da mimar ile son düzenlemeleri yaptılar. sonra çıkıp yemeğe gittik. ben hakan birsen ve lara. istinye'de balık yedik. yemekten sonra 1 saat kadar oturduk. bir ara lavaboya kalktım. hakan da peşimden geldi. ellerimi yıkadım arkamı döndüm hakan arkamda. yüzü bembeyaz. elimi aldı kalbine koydu.

    abi sence ölcek miyim dedi. yok be sadece aşık olmuşsun dedim. ne yapcam abi allaşkına söyle nasıl yapcam dedi. ondan bir hamle gelmeden bir şey söyleyemezsin hem ablanın arkadaşlığı bozulur hem rezil olursun hem de acı çekersin dedim.
    tamam ben seni dinleyeceğim ne söylersen harfiyen yapacağım yeter ki incitmeden, kırmadan bana evet diyebileceği bir şekilde işleri ayarla dedi.

    tamam dedim ve masaya geçtik. lara; daha kumaş ve duvar kağıdı bakacağız dedi. hemen atladım; tamam gel imç'ye gidelim orada birkaç ithalatçı var kaliteli duvar kağıdı satan onlara bir bakalım sonra da kumaşçılara bakarız ben de oradan eve geçerim dedim. tamam o zaman dedi biz lara ile kalktık.

    birsen ''benim bebek'te işim var oradan da fulya'ya eve geççemdedi. hakan hemen atladıben de beşiktaş'a geççem seni bebeğe bırakayımdedi. tamam dedi ve birsen ile gittiler.

    arabada lara bana sordu
    hakan'ın nesi var?ben de bir şeyi yok sadece canı sıkkın biraz sanırım barda geçen gün işler ters gitmiş dedim. laraonu sormadım 2 senedir ruhsuz-mutsuz gezen çocuğa bir şeyler olmuş, iyi görünüyordedi. ben deeee çocuk 2 yıldır sizden uzak sizi gördü seviniyor'' diye geçiştirdim.

    akşam'a hakan'ı aradım dışarı çıktık. etiler fridays de oturup konuşmaya başladık...
    Tümünü Göster
    ···
  4. 5.
    0
    birsen ile bebeğe giderlerken birsen ona sormuş hep panik gibi bir haldesin sanki hep bir işin varmış gibi, neyin var o da bir şeyim yok sizlerle vakit geçirmek iyi geliyor bana demiş. son zamanlarda çok sıkıntı yaşadım sizin sayenizde hayata yeniden adapte oldum falan demiş. daha çok vakit geçirmek istediğini söylemiş.

    heh iyi yaptın dedim. şimdi ondan gelecek buluşma tekliflerini ona iyilik yapacağı düşüncesiyle reddetmeyecekti belki. zira birsen için önemli olan kendisini iyi hissetmesi için hakan'a yardım etmekti. zaten lara ile görüşüp ona yardım ediyor ve vaktini lara ile geçiriyordu. hakan ile de görüşmesi ona zarar getirmezdi. birsen gittikçe hakan'ların ailesine yakınlaşıyordu. ama bu yakınlaşma 2 yuvaya birden mal olacaktı...
    ···
  5. 6.
    0
    reserved
    ···
  6. 7.
    0
    ilerleyen günlerde hakan'la 1 hafta kadar görüşemedik. 2 kere mağazaya gelip beni sormuş cepten aradığında açmıyordum. ihsan diye birisiyle 4-5 günlük bir alemdeydik. kafam çok bozuktu ve sünger gibi çekiyordum çiftlileri. o zamanlar hayatımın en büyük hatasını yapıyormuşum ot içmekle. üstüne başka maddeler de eklendi. şükürler olsun 3 senedir bir şey kullanmadım daha da kullanmam. eve döndükten sonra hakan'ın telefonlarına cevap verdim. küfür kıyamet yanına çağırdı. hatta bekle ben geliyorum dedi. geldi...

    birsen'in kocası şirkette terfi almış ve yurtdışı seyahatlerine giden ekibin başına geçmiş. zaten köpek gibi zengindi amk çocuğu daha da coşmuş ama vakti de daha sınırlı tabi. birsen de kocası (oğuz) seyahattayken sürekli lara ile ilgilenmiş. lara'nın kocası da slovenya'da hakanların barında idi. orayı o işletiyordu. hakan ile dönüşümlü gidiyorlardı ama başka bir tane daha bar açtılar ve lara'nın kocası yılda 6 ay oradaydı. ev işlerini birsen ile beraber halletmişlerdi. lara kocasının yanına gitti. lara gidince hakan da 1 gün boşta kalmış ertesi gün bana ulaşınca sevinçten delirmişti. hakan'da kalmaya başladım.

    içten içe hakan'ın yaptıklarını doğru bulmuyor ve birsen'den uzaklaşması için onu telkin ediyordum. ama gib bu amk. kalktı mı ne din ne iman. gerçi o gibinin keyfine aşk demeyi tercih etmişti de neyse... sonra gördük neyin ne olduğunu...

    birsen'den uzaklaşması gerekti hakan'ın ona öyle söylemiştim. ama ben aşığım diyordu ama yanlış diyordum her seferinde. bir arkadaşı askerden yeni gelmişti. rus kiralayacaktık. ben hayatımda paralı ciks yapmadım. yapmazdım da. 3 kişiydik 2 kişi kiralayın dedim eve geçecektim. hakan slovenya'dan geldi yol yordam bilmiyordu. arkadaşı da askerden geldi zaten zengin bini olduğ için o da öyle bir aktivitede bulunmamış. sanki normal karı yok, bara gitseler 30 dk da düşürecekler ama tuttutrdular rus diye. ''olm slovenya'dan geliyorsun gibtirme rusunu'' dedim ama dinletemedim.

    benim bir arkadaşım ataköy'de birkaç tane olduğunu söylemişti. onlar aksaray'dan istediler. olum gidin ama dikkatli olun giberler sizi orada dedim. sen de gel biz bilmiyoruz cahiliz dediler. sanki ben aksaray'ın sahibiyim amk neyse uyduk bunlara gittik 3ümüz. bir de mal gibi hakan'ın yeni aldığı bmw ile gittik. içinden 3 tane bin iniyor milletin gözü bizde. etraf izbe, etraf bitik. girdik bir bara amk sanki türkü bar. içerde ruslar var oturduk içeri. masaya bir karı geldi. bir tane votka söyledi. bir bardak vişne suyu yanında da bir bardak votka geldi.

    hakan cin ya atladı hemen. benim slovenya'da barım var o içtiğin votka değil su o dedi. kadın al bak dedi hakan aldı içti züt oldu. sonra kaın garson'a seslendi ve kafasıyla bunlardan cacık çıkmaz hareketi yaptı. mutlu sona yaklaşıyorduk offf anasını gibiyim ya ne mal heriflerle takılmışım.

    garson geldi eğlence mi lazım gençler dedi. bizimkiler atladı tabi. bir tane adam geldi masaya 200 lira gecelik dedi. bizim kayseri esnafı pazarlık yapcak ya. 150 olsun abi dedi. lan giberim abini nalburdan talaş mı alıyosun deyince bu hakan dilini zütüne soktu tabi...

    arabaya bindik adamı da aldık heh dedim amk ölüme gidiyoruz hadi hayırlı işler adam bitik bir mahallede karanlık bir yerde durdurdu. siz bekleyin ben getiriyorum dedi. getirir mi nah getirir amk. hakan yemedi tabi ben de geliyim abi seçerim dedi. sanki domates seçiyor amk çocuğu. bunlar yürümeye başladılar arkadan da ben gidicem çünkü biliyorum bir muallaklik olacak. hakan'ın arkadaşı abi beni bırakma nolur dedi. olum araba altında çalıştırır uçarsın dedim. abi yok ben kullanmasını bilmiyorum dedi. ulan otomatik vites araba start düğmesine bas d ye tak gaza bas mal herif... yok dedi abi korkuyorum. iyi dedim. 10 dakka beklersin hakan yok, 20 dakka yok, 30 dakka yok... dedim bunu gibip bir köşeye attılar.

    uzaktan uzaktan geliyor burnu kanamış gözünün kenarı şişmiş bunu dövüp elinden parayı almışlar... gülmemek için zor tutuyorum kendimi...
    Tümünü Göster
    ···
  7. 8.
    0
    arabaya bindi, askerden yeni gelen arkadaşı (aykut) a baktı giberim seni de rusunu da adamlar siah çektiler dedi. hakan dedim babacım gidelim bir bara oradan düşürelim akşam giberiz ya da eski gibtiklerimizden arayalım ya dur be abi dedi. güldüm devam ettik eve gittik açtılar viskiyi içmeye başladılar ben de aldım elime bi viski geçtim kenarda izliyorum bunları bir yandan da tv ye bakıyorum. aykut içtikçe sapıtmaya başladı. -siz organize oldunuz o adamlarla paramı çaldınız- falan dedi. lan salak adam etiler'de oturuyor altında son model bmw var, ben desen almış yükümü gitmişim senin 200 lirana mı kaldık amk. yok ama baba coştu bir kere devam etti kavgaya hakan'la. hakan da çakırkeyif bir baktım şişenin dibi gelmiş ben daha yeni bitirmişin ikinciyi koycam ama o da ne şişe boş amk. hızlı hızlı içmiş aykut lavuğu.

    hakan çekti başka odaya beni ne yapcaz lan dedi. bırak sızar 5 dakkaya dedim. sızmıyo amk çocuğu dedi. sızar bekle biraz dedim, kapıda aykut bitti. elinde boş viski şişesi. ne fısıldaşıyosunuz lan huur çocukları siz çaldınız paramı dedi.

    dedim sen şunu az bişi daha içir ben gelcem 15 dakkaya... gittim fındıkzade'den travesti aldım bir tane. sakso ne kadar dedim 40 dedi. eve gelcen ama dedim arkadaşıma ısmarlıyorum o zaman 70 dedi. iyi amk nasılsa o gece tek parası yanmayan benim benimki de yansın bari. aldım travestiyi hakan'a haber verdim ışığı kapa, onu da ikna et travesti bi sakso çekip gidicek sabah da biz anlatırız dedim. sen rus geliyo de o anlamaz aradaki farkı dedim. tamam dedi. travesti geldi bizim aykut'un gözler bir açılıyo bir kapanıyo. tro aykut'a saksoya başladı bizimki de rus sanıyo arada bikaç kelime rusça konuşuyo, rus gibtiğini zannedip. biz kapı arkasında gülmekten geberiyoruz. hişş hişş dedim hakan'a o sırada aykut öldürdü bizi güülmekten;

    dur dur geliyorum dur stop vrmzcknzki gibi bir şeyler diyo biz yerlerdeyiz. neyse travestiyi geri bıraktım aldığım yere dönüşte de bmw yi biraz test ediyim dedim harbi canavarmış dıbına kodumun arabası. eve geldik yattık uyuduk. ertesi sabah kalktık bizim aşk çocuğu aykut nasıl mutlu nasıl neşeli, bize kahvaltı hazırlamış, şarkı söylüyor, perdeleri açmış güneş girsin diye garibim evvelsi gece rus gibti ya:)

    çaktırmadık ama kahvaltıda da gülmekten ölüyoruz...

    devdıbını akşama yazcam.
    ···
  8. 9.
    0
    reserved panpa
    ···
  9. 10.
    0
    bu aykut dediğim huur çocuğu yüzünden çok sinirlendim. ben iyi melektim, o kötü melek. ben sağ omzundan gibtir et birsen'i diyordum o yavşak huur çocuğu da olm hakan bu karının sende gözü var diyordu. bir gün aykut'u çektim kenara ve dedim ki; bir aile yıkılabilir, lara ile birsen bir daha görüşemeyebilir bu çocuk acı çekebilir yapma amk gaz verme şuna.. huur çocuğu gibilcek am donda durmaz kanka rahat ol diyo. olm dedim çocuğun parası var, bebek gibi suratı var yakışıklı, fiziği var neden gidip evli kadınla beraber olsun istese modellerle takılır yapma toparlayamazsın sonra dedim.

    ama dinlemedi aykut olacak huur çocuğu...

    ben evin işleriyle ilgilenirken bu hakan denilen mal aykut'un da gazıyla birsen'e buluşma teklif etmiş. birsen hayırdır demiş bu da hiç öylesine görüşelim hiç arkadaşım yok demiş. birsen ancak yarın müsait olabilirim demiş. buluşacakları gün ben aradım hakan'ı. sakın yanlış bir şey yapma dedim. gitmişler buluşmuşlar normal arkadaş gibi takılıp gelmişler. akşam hakan eve dönerken ben de aykut'un işini bitirdim. onun en yakın arkadaşına olanları anlattım. kesmedi aykut'un deli gibi sevdiği sevgilisine de anlattım. aykut'u refüze etmiştim. yaptığı muallaklikleri anlatmıştım. artık gib gibi atlayamazdı her şeye.

    hakan geldiği zaman daha aşık gelmişti. hiç olmazsa lara gelene dek kontrol altında tutabilirdim belki. ama tutmak ne mümkün. ne güzel bir gündü bugün birsen, güneş başka yerden mi doğdu diye bir mesaj atmış. insan kro olunca oluyor işte engelleyemiyorsun. mesajlaşmalar masumiyetten çıktı ertesi gün bir daha buluştular.

    kadın temkinli duruyordu ama hakan sonunda aşkını itiraf etti. birsen duyunca tepki vermemiş ne evet ne de hayır... gülmüş sadece. hakan bunları söyleyince ah amk şenlik var birkaç güne diye geçirdim içimden.

    bunu takip eden 1 hafta çifte kumrular her yere gidiyorlar, her şeyi yapıyorlar. ama kadın kendisini gibtirecek kadar aldatamıyor. sadece aşk, gez-toz falan. iyi vakit geçiriyorlar. bir gün hakan'ı etiler'deki evlerinde beklerken, telefon açtı kanka bu akşam vuruş var dedi. he dedim kapadım. akşam eve birsen'le geldi. odasına geçtiler. bir daha da çıkmadılar o gece. sadece geceyarısı 3 gibi birsen'in çarşafa dolanmış şekilde tualete gittiğini gördüm.

    artık sevişiyorlardı da. birsen tam randımanlı boynuzu takmıştı kocası oğuz'a. hakan da hayatını ateşe atıyordu... 2 gün sonra oğuz seyahatten geldi. lara ile konuştuk o da kocasıyla beraber 2 gün sonra gelecekti. hakan'a birsen'i unutturmak için zütümü yırttım. derken o 2 günlük arada aykut huur çocuğu tekrar piyasaya çıkmıştı. deli oldum muallakye. bi akşam geldi kanka içelim, revü'ye gidelim silivri tarafına falan dedi. olm sein sevgili yok mu gitsene lan yanına ne işi var burada amk kodumun oğlu dedim. kaçınılmaz son birbirimize girdik, hakan bizi ayırmaya çalışırken bir tane vazo gibi bir şeyle aykut'un kafaya vurdum. yarıldı. hastanede dikiş attılar. beni polise şikayet edeceğini söyledi. ben de elimde koz olduğunu zütü yiyosa şikayet etmesini söyledim ama yemedi tabi. çıktığı kızın babasıyla kendi babası ortaktı. biliyorlardı ilişkiyi. biraz zor aldatırdı aykut önce babası giberdi onu.

    birsen'in kocası gelince hiç görüşmediler. arada ben aykut'un kafayı yardım, 2 gün sonra da lara geldi kocasıyla. iyi ki de geldi. zira benim askere gitmeme 1.5 ay kalmıştı ve daha tatile bile gidememiştim.

    lara'nın kocası buradaki arkadaşlarıyla görüşmeye gitmişti. hakan, ben ve lara evde otururken bir ara hakan kalktı, lara sana bir şey söyleyeceğim dedim. tam o arada kapı çaldı. birsen girdi içeri. ağlıyordu, hakan'a sarıldı. beni hiç bırakma dedi. içeri odasına geçtiler...
    Tümünü Göster
    ···
  10. 11.
    0
    lara şaşkın gözlerle bana bakıyordu. böyle bir şeye tahammül edemeyeceğini az çok kestirmiştim. birsen'i çok severdi ama oğuz'a böyle bir şey yapmasına müsade edemezdi, hem de kendi kardeşiyle.

    lara hışımla koltuktan kalktı. tutmaya çalıştım, dur lara onlar birbirlerine aşık oldular ben çok denedim ama vazgeçiremedim dedim. lara dinlemedi odaya girdi. sen nasıl bir insansın birsen dedi. hakan'ın suratına baktı; babam olsaydı yüzüne tükürürdü senin dedi ve çıktı evden. lara'yı sakinleştirmek için peşinden gittim. hırsla telefona sarıldı ne tak yerseniz yiyin allah belanızı versin dedi hakan'a.

    biz gittikten sonra bunlar bir süre sarılmış sonra da sevişmeye başlamışlar. tam o sırada eve lara'nın kocası geldi. lara'nın kocasıyla oğuz çok iyi arkadaştı. biz eve döndük lara'nın kocası resmen yıkılmıştı. hiçkmseden çıt çıkmıyordu kimse oğuz'a bir şey demek istemiyordu. bir adama karın seni aldatıyor demek hem züt ister hem de taş kalplilik. lara, kocası ve ben iyi insanlardık ve oğuz'a bunu söyleyemezdik. ertesi akşam oğuz, birsen, hakan, lara ve kocası ve ben yemeğe çıktık. birsen çok mutlu görünüyordu. canım kocacım ne yicek gibi cilveler yapıyordu ama bir gözü de hakan'daydı. yemek bitti eve dönerken arabada ölüm sessizliği vardı ve o sessizliği lara'nın kocası bozdu ne huur ama

    eve girdik hakan odasına geçti. sonra da mutfağa elinde bir bıçakla salona geldi o sırada lara'nın kocası bana - sen neden bir şey yapmadın- diyordu. salonun girişinde hakan vardı elinde bir bıçak gözleri de kanlıydı...
    ···
  11. 12.
    0
    lara - hakan bırak ablacım o bıçağı
    ben - hakan salak salak hareket etme
    lara nın kocası - beni mi bıçaklıcan lan? gel bıçakla gel sok bakıyım
    lara - sinan lütfen sus sinan
    ben - sinan abi çekil nolur çekil, hakan abi bırak onu saçma sapan iş yapma
    hakan - ben aşığım lan ona aşığım senin slovenya'da gibtiiğin hatunları ablama söyledim mi lan
    sinan - yalan söyleme şerefsizlik yapma
    lara - allah belanızı versin ben gidiyorum ne yaparsanız yapın

    sonra lara abla düştü fenalık geçirdi diğer yandan hakan hala bıçakla sinan'ın üstüne atlamayı bekliyordu gittim elinden bıçağı alıp fırlattım bir kenara bu sefer de birbirlerini itmeye başladılar diğer yandan lara ablayı ayıltmaya çalışıyordum. ortalık bir süre sonra sakinleşti. hakan diğer evin anahtarını aldı oraya geçti.

    larayı dışarı parka çıkardım hava alması için. bu kadar heyecan yeterdi bana askere gidicektim amk yazlığa gidip tatil yapmalıydım...
    ···
  12. 13.
    0
    biraz daha hakan'ın yanında kaldım. birsen'le konuşmadı ama sinir krizine girdi defalarca. onda kalıyordum. bir gece 2 arkadaşımızı daha çağırdık konuşuyoruz hakan efsanevi olayı gerçekleştirdi. ben hayatımda bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum...

    bence babam ölmedi .. dedi hakan. hepimiz gülüyorduk ama öyle diyince sustuk.
    ''ben ne zaman yeni bir hat alsam kendi üzerime, slovenya numarası ya da türk numarası 1 gün geçmeden bana telefon gelir avustralya'dandedi. hassastı bu konuda ben bir şey demedim. diğer 2 arkadaş -gibtir lan ehuehe- dediler. güldük geçtik. ertesi sabah kalktık.gelin size ispatlıcam'' dedi. telefon bayisine gittik. bir numara seçin ama bana göstermeyin dedi. ben ve ilkay bi numara seçtik buna göstermedik. satın aldı hattı imzayı da attı ama formda da numarayı göstermedik. 2 gün sonra hat açıldı ama buna hiç vermedik hattı. hat açıldıktan sonraki akşam oturuyoruz, o hattı taktığımız telefon çalıyor, avustralya'dan bir numara.

    hakan telefonu açtı baba sen misin, baba sana çok ihtiyacım var baba eğer yaşıyorsan nolur bir şey söyle dedi. lafını bitirmeden telefon kapandı. hakan ağlamaya başladı. diğer iki çocuğu gönderdim, hakanla konuşmaya çalışıyordum...
    ···
  13. 14.
    0
    bu durumu gidip lara'ya anlattım, o da aynısnın onun başına da geldiğini söyledi. annesinin doğumgününde kapıya en sevdiği çiçeklerin bırakıldığından falan da bahsetti. çok ilginç bir durumdu. hakan'ın ne kadar acı çektiğini söyledim lara'ya.

    lara, kocasıyla tartışmış evliliği çatırdıyordu.
    sinan, lara'dan habersiz gibtiği karıların hesabını vermek zorundaydı.
    oğuz, her şeyden habersiz boynuzlanıyordu.
    birsen, gibinin keyfindeydi.
    hakan, çok yanlış zamanda çok yanlış kişiye aşık olmuştu.

    hepsini arkamda bırakıp askere gittim...
    ···
  14. 15.
    0
    1 ay acemilikten sonra 3 aylığına istanbul'da kurs görerek yaptım askerliğimi. haftasonları evime geliyordum, çoğunlukla hakan ile görüşüyordum. birsen kocası gider gitmez hakan'a yerleşiyordu. kocası geri dönünce de evine gidiyordu. ama haka için durum aşk değildi artık. gibmekten bıkmış, keyfini-hevesini alınca, imkansızı elde edince sıkılmıştı canı...
    ···
  15. 16.
    0
    http://inciswf.com/1293740912.swf
    ···
  16. 17.
    0
    bu sefer de birsen çok fena aşık olmuştu hakan'a aralarında 8 yaş vardı. ben askerlikte başka bir şehre gönderildim istanbul'dan sonra. ondan sonra onlardan haber alamadım. 6 ay sonra izne geldim, dinlediklerim beni derinden sarstı;

    birsen, hakan'la ortaköy'de yemek yerken oğuz'un abisine yakalanmıştı. ama haberi yoktu. oğuz^un abisi sessizce telefondan videoya çekmiş ikisini. sonra da abisine göstermiş. o gece birsen ile hakan kavga etmiş ve ayrılmaya karar vermişler. birsen ne büyük hata yaptığını anlamış ve hala kocasını sevdiğini farketmiş. ama kocası geri dönünce bunu bir güzel dövmüş, sonra hakan'ı hastanelik etmiş. sonra da boşamış birsen'i. birsen bir oraya bir oraya zıplarken gib gibi kalmış ortada. boşanma davası açıldıktan sonra 3 ay içince boşanmışlar. resmi olarak boşandıktan 1 hafta sonra birsen'in annesi ölmüş. birsen'in hayatı altüst olmuş.

    lara her şeyini toplayıp istanbul'a dönmüş. sinan'ı orada karılarla basmış. hakan'la küsmüş, hiç barışmamış. hakan'ın, sinan'ın yaptıklarını anlatmaması çok koymuş lara'ya...
    ···
  17. 18.
    0
    hakan burada kaza geçirmiş ama bir kırıkla atlatmış. daha sonra annesinin yanına slovenya'ya gitmiş. tekrar başlamaya çalışmışlar birsen'le. birsen slovenya'ya gitmiş. yapamamışlar geri dönmüş. birsen iyice ortalık malı olmuş. aykut dahil ne kadar arkadaşı varsa hakan'ın hepsine dert yancam ayağına vermiş... parası bitmiş sıfırı tüketmiş... birsen hakkında duyduğum en son şey perişanlığıydı.

    hakan desen paramparça en son 1.5 sene önce haber aldım envayi çeşit uyuşturucu kullanıyormuş, annesi hastanede kendisi sabahtan akşama kadar barında oturuyormuş. yaptığı yanlış seçimler onun da sonunu getirmiş.

    lara, sinan'dan ayrılınca barların işletme hakkını sinan'ın elinden almış. içgüveysliği bitmiş artık sinan için ama o zaten çalacağını çalmış. oğuz'u şirketinde çalışmaya başlamış. oğuzla beraber aynı evde yaşayacak kadar takılmaya başlamışlar.

    bu olayda en iyi şeyler yine en kötü olan huur çocuğu aykut'un başına geldi. ortağının kızıyla evlendiler. işlerin başına geçti babasıyla, kayınpederiyle, köpek gibi zengin oldular, dergilerde babası, kayınpederi ve kendisi çekildiği resimler falan var başlığı da aile şirketi idi sanırım. bizden 2 yaş büyüktü aykut. ortalığın dıbına koydu.
    ···
  18. 19.
    0
    bir anlık heyeecanla yapılmış yüzlerce hata... ilk başlarda hoş gelir başka birisini cezbetmek. başka birisini elde etmeye çalışmak da güzeldir hele ki sahibi varsa daha çekici-heyecanlıdır...

    aklınız mantığınız varsa tabağınızdaki yemeği yiyin. başkasının yemeğine salça olmayın.

    bu hikaye de böyle biter.
    ···
  19. 20.
    0
    hayt bir anlık hırs tutku için olay nerelere gelmiş
    aykutda ne ballı pekekentmiş a.q
    ···