+2
-1
Bazen yorgun düşüyor bedenim. Ağzımdan dökülmese de kelimeler içimdeki çığlıklar susmuyor. Aslında olan biteni içimde yaşamaktansa bende anlatmak, birileriyle paylaşmak rahatlamak istesemde buna engel olan şeyi durduramıyorum. Bu sefer gerçekten yapacağım dediğim anlarda bile kendime en guvendigim anda dahi basaramiyorum. Hep susuyorum evet haklı olsam da karşımda duran insanın kendini savunacak bir kelimesi olmadığı anlarda bile evet ben susuyorum. Evet yoruluyor bedenim yeri geliyor bir adım atamayacak taakatim olmasa bile tekrar doğruluyorum. buna yaşamak dermisiniz bilmem ama yaşıyorsunuz. Yaşamaya çalışıyorsunuz. kiminiz başarıyor bunu kiminiz bu hayat denilen senaryoyu yazmaktan usanip kalemi kiriyorsunuz. Hikâyeniz orada bitiyor. Geriye sizi gerçekten seven insanlarla sizi sevmiş gibi yapan insanların göz Yaşları kaliyor. Ikiside hickira hickira agliyor evet ikiside adinizi sayikliyor ikiside resminize bakip ic cekiyor ama geri donmeyeceginizinde farkindalar. Keske diyorlar keske olmasaydi bunlar yasanmasaydi kötü anilar da, gitmeseydi diyorlar. Ama insan oğlu hep ayni degil mi? Son gelmeden aci yasanmadan farkına varabilir mi gerçeklerin? Zor, zor çünkü öyle alismisiz. Hep kendimizi düşünmekten başkalarını goremez olmusuz. Bizim gibi insanlarda hep susmusuz. Kendimizden çok baskalarini düşünmekten yorulmuşuz. Buna rağmen hep kötü görülen
ama kaybetmekten korkan sadece biz olmuşuz. Şimdi söyleyin bana adalet bunun neresinde. Veya şöyle bir soru sorayım. Daha ne kadar yürür bu ruhsuz beden? Kac kişiyi mutlu etmek uğruna yutar bu kelimeleri. Veya daha kac kisi lazim bizimde mutlu olabilmemiz için?