bunların ardından ceyhunların eve gittim tabi ve leyla ile aşk yapmaya devam ettik.. akşam saatiydi.. ikimizde de tatlı bir yorgunluk vardı.. yataktan kalkıp mutfağa gittim ve tezgahın üzerindeki sepette birkaç tane bisküvi vardı.. onları tabaklara koyup tekrardan yatağa döndüm.. leyla elimdekileri görünce;
L: bunlar ne ? napıyosun ? *
ben: yatak pikniği :D
tıpkı ufak bir cocuk gibi kahkaha attı.. bu gülüşüne ölebilirdim..
leyla : en son ne zaman bu kadar mutlu oldum hatırlayamıyorum bile.. bunu söylerken yüzü yine gerildi ve tedirginleşti..
ben: o zaman niye bu kadar üzgün görünüyorsun ?
leyla : bilmiyorum.. gençliğini çalıyormuşum gibi hissediyorum hep.. (BU CÜMLEYi UNUTMAYIN ! )
ben: çalmak mı !!! şaka mı yapıyorsun ?? bunlar yaşayabileceğim en güzel şey *
ardından bir tane bisküviyi elime aldım ve bana doğru paralel yatan leylanın omzundan başlayarak ayak bileğine kadar sanki bir tekerlek gibi sürdüm bisküviyi ardından da yemesi için ona verdim..

tam bu sırada sağ ayak bileğinin arkasında bir yarım kalp dövmesi olduğunu farkettim.. oldukça soluk ve silinmeye başlamıştı sanki..

ben: ne anlama geliyor bu ?
leyla : gençken verdiğin kararların kalıcılığını önceden kestiremiyor insan.. ilk aşk.. çok büyük hissettiriyor..
ben: bunun eşi de olmalı o halde dimi ya ?
leyla : evet, vardı.. ama çok aptalca.. en sonunda bunun gibi yarım bir kalp değil de tamamen paramparça olmuş bir kalbin oluyor...
yine yüzü asılmıştı.. onu böyle görmeye dayanamıyordum.. hemen ceketimin cebinden tükenmez kalemi alıp kalbin yarım kalan kısmını doldurup içine de adımın baş harfini yazdım..

ben: işte oldu, belki yeni bir şansımız olur *
leyla : belki de * :)

ardından yataktan bir yastık kapıp hafifçe leyla ya fırlattım ve mutfağa doğru kaçtım.. karnım çok acıkmıştı ve direkt olarak buzdolabına yöneldim.. kapısını açtım..

leyla da kolumun altından girerek buzdolabı ve benim arama girdi ve beraber meyveleri dışarı çıkarmaya başladık.. biryandan da ona sarılıyor, omzunu öpüyor, saçlarını okşuyordum.. ikimiz de cırılcıplaktık..

tam o sırada hiç olmaması gereken birşey oldu.. mutfak camından içeriye bakan biri vardı.. leyla gördü ve ;
L : kahretsinn !! bahçivan gördüü gördüü !!
ben: şşştt sakinleş, onu gördüğümüzü anlamadı.. içeri geç dedim..

en çok korktuğum başıma gelmişti.. belki de ceyhun bazı şeylerden şüphelenip bahçivana leylaya göz kulak olması için talimat vermişti...

sonun başlangıcı burdan itibaren patlak vermişti.. geri dönüşü olmayan bu yolda artık beraberdik leyla ile..

14 günün sonunda ceyhun eve dönmüştü.. bu bahçivan olayı yüzünden leyla ile 2 haftalık kaçamağımız zehir olmuştu.. ceyhun derhal benimle görüşmek istediğini söylemiş hamzaya.. bunu duyunca başımdan aşağı kaynar sular indi.. ben de şans olsa zaten anasını satayım.. gerçi ben de şans vardı hatta şanstan da fazlasıydı.. sadece ben fazla zorladım..

ceyhun bana tamir ettiğim teknelerden biri ile denize açılmayı teklif etti.. ee hadi bakalım senin elinden çıkan bu tekneyi deneyemeye varmısın ?? her zamanki olağan davranışlarımı sergilemeye özen gösteriyordum.. 1-2 saat içerisinde tekneyi hazır hale getirmiştim.. açıkçası içimde büyük bir korku vardı..

tekne ile karadan ayrıldıktan sonra kıyı şeridi bayağı uzakta kalmıştı.. işte bu sırada ceyhun;
c: leylaa buraya gelip manzarayı görmelisin !

şok olmuştum.. leyla da bizimle mi gelmişti ?? evet ki biraz sonra kamaranın merdivenlerinde belirdi.. beni gördü fakat hiç bozuntuya vermeden sanki beni tanımıyormuşcasına

leyla: sen sectumsemprahollow un dimi, hani yemekte tanışmıştık ?
ben: evet efendim benim..
leyla: kamarayı cok beğendim. oldukça güzel hazırlamışsın..

ben de hiç konuşmadan sadece gülerek onayladım..

ceyhun : senin sevgilin var mı sectumsemprahollow ?
ben: evet, yani sanırım..
ceyhun : sanıyorsan yoktur.
ben: şehirde bir sevgilisi var kızın.. muallaknin tekiymiş fakat henüz ayrılma fırsatı bulamamış..

bunu söylerken ceyhunun arkasında duran leyla bana baktı ve sessizce güldü..

ceyhun : seni oyalamadığını nerden biliyorsun ?
ben: bilmiyorm ama ona aşığım.. özel biri..
ceyhun : ohoho dikkatli ol, aşk düşündüğünden fazlasına patlar sana..

ne demeye çalışıyor ya da birşey mi ima etmeye çalışıyor anlamak güçdü..

tam ben bunları düşünürken, tekne motoru hararet yaptı ve etraf duman altı oldu..

ceyhun senin yapacağın iş de bu kadar olur dercesine bir bakış attı.. daha sonra

ceyhun : senin sayende boğulacağız burada, ama sudan değil dumandan..

bu lafı oldukça sinirlendirmişti beni.. mesleğime laf söylemesi hiç hoşuma gitmedi..

sert bir tavırla
ben: belki dikkatli olmalısınız ceyhun bey..
ceyhun: ne dedin sen bana ???
ben: puro için diyorum dikkatli olun yakıt tankı falan altımızda..

artist bir hareketle purosunu denize fırlattı ve kamaraya indi..

bu sırada teknenin kıç kısmında oturan leylanın sağ kalcasında bir morluk gördüm.. belli ki bu bir darbe sonucu oluşmuştu.. hemen yanına sokulup;
ben: bu adam sana şiddet uyguluyor mu ?
leyla : ondan nefret ediyorum.. iş gezilerinde başka kadınlarla birlikte oluyor ve sonra buraya tekrar dönüp bana sahipmiş gibi davranıyor.. beni bu akşam şehre geri gönderecek.. fakat ben boşanmak istediğimi söyleyeceğim ona.
ben : tamam, herşey düzelecek.. güven bana..

bu sırada ceyhun kamaradan geri döndü ve bana dönerek;
- tamir et artık şu motoru da geri dönelim dedi..

yarım saatlik bir uğraştan sonra motoru eski haline getirip geri döndük kıyıya..

leyla ve ben.. ikimiz de son derece çaresiz yerde yatan cesede bakıyorduk.. ceyhun çok zengindi.. 4-5 tane avukatı vardı.. leyla da karısı sıfatında olduğu için ona da illa ki miras kalacaktı.. fakat ortada bir cinayet, ondan da öte cinayeti işleyenin leyla olması herşeyi berbat etmişti..

leylam: napacağız sectumsemprahollow ?? nolur bir çözüm bul..

deli gibi seviyordum.. hayatımda görebileceğim en güzel kadındı leyla yine söylüyorum... aşk adamın gözünü öyle bir kör ediyormuş ki, yeri gelir en yakın dostunu satarsın, yeri gelir en kalleş hataları o sevdiğin kadın için de yaparsın.. buna emin ol.. aşk aslında sanıldığı gibi değil..

o an aklıma çılgınca birşey geldi.. ceyhunun cesedini apartopar halıya sardım ve sırtlayıp leylanın jipe attım..

ben: leyla burada kal ve ben arayana kadar hiçbir yere ayrılma..
leylam: ne yapacaksın bilmiyorum ama nolur kendini tehlikeye sokacak birşey yapma !
ben: artık umursamıyorum..

diyerek atladım jipe ve doğruca kayıkhaneye gittim.. badem adında bir yatı vardı ceyhunun.. gerçekten de süt beyazı gövdesi ve bej rengi yelkenleriyle çok güzel bir tekneydi..

ceyhunun cesedini tekneye zütürdüm ve geçtim dümene..

tam açıldım, kıyıdan uzaklaştım.. megafon ile biri bağırdı.. kayıkhane bekçisiydi bu.. geceleri nöbette olurdu. ismi de biroldu sanırım.. megafondan ceyhun bey siz misiniz ? diyordu.. duymamış gibi yaparak tekneyi ilerlettim.. gölün ortalarına geldiğimde önce direk olarak cesedi suya atacaktım sonra kıyıya vurup cesedin tanınma ihtimalini düşününce önce yakıp sonra atmanın daha mantıklı olabileceğini düşündüm.. fakat şöyle birşey de vardı.. ceset bulunup otopsi yapılacağı zaman kafasına bir darbe aldığı ortaya çıkacaktı.. yani ceyhun un teknede değil de daha önceden ölmüş olabileceği sanısı ortaya çıkacaktı..

o korku ile aklıma şeytani bir fikir daha geldi.. ceyhunun cesedini kucakladım ve yelken direğinin yanına getirdim.. bir yandan da etrafı kolaçan ediyorum.. sonra yelken direğini önüme gelecek şekilde çevirip ceyhunun kafasına doğru gerdirdim.. vee bıraktım.. direk gerilmenin verdiği güç ile ceyhunun kafasına o dümdüz olan şakağına sert bir şekilde çarptı ve daha önceden düzleşen şakak kırıldı ve içeri göçtü..

bir yandan kusmamak için kendimi zor tutuyordum, öte yandan da cesedi yakmak için gerekli eşyaları aramaya çalışıyordum.. daha sonra kamarada bulunan minibar aklıma geldi.. gittim kamaraya açtım minibarı ve içinden kucaklayabildiğim kadar içkiyi kucakladım ve güverteye geri çıktım..

tüm şişeleri boşalttım cesedin üstüne.. ardından kibriti aldım, çaktım ve bummm !!
ceset alev almıştı.. bir yandan da et yanığı kokusu... aman allahımm.. o nasıl bir kokudur.. halen burnumun ucundadır o koku.. o zamandan beri mangal yapamam, yaptırmam.. insanın pgibolojisini bozan birşey.. allah korusun sizleri.. bu durumda kalmaktan...

2-3 dakika sonra dayanamadım.. yangın söndürücüyü aldım ve bastım cesedin üzerine.. cossss, fııssss...

bembeyaz olmuştu ceset.. kısmen külleşmişti.. saçları erimişti.. kamaradan bir battaniye aldım.. yanık cesedi sardım ve gölün derinliklerine gitmek üzere suya attım..

daha sonra kayıkhaneye uzak kalacak şekilde kıyıya yaklaştım.. kıyaya fazla yanaşmadan demir attım ve tekneyi terk ettim..