beyler bana müsaade malum benim de işim gücüm var akşam devam ederiz rez alın şuku falan girin millet de görsün hadi kib. devamı gelcek

bigün yine çarşıya çıktıgımda kendime bi lokantada garsonluk işi buldum. hatta garson yardımcısıydım amk sıfata bak garsonun yardımcısı mı olur amk ne iş yapacam bilmiyorum daha. cüzi bi paraya anlaştık zaten suriyeliler Hatay ekonomisini çökertmişti herkes ucuz eleman arıyodu kimse para vermiyodu dogru düzgün. başladım çalışmaya cebim biraz para görmeye başladı gittim bi hesap actım ne kazansam oraya atıyorum malum kamp dediğin yer yokluk yeri öyle bi çalarlar ruhun duymaz... aklımın bir köşesinde de hep o esmer güzeli var içimi yakıyor hafiften .hele bi ben her gol attıktan sonra bi gülüşü var offf bitiyorum maça ronaldo gibi bi enerjiyle başlıyorum resmen.. onla konuşmalıydım ama nasıl daha dilini bile dogru düzgün bilmiyodum..

sarışın bi karı vard 27 -28 yaşlarında .türkçesi tak gibiydi zor konusuyordu belli ki yabancıydı ama vücudu on numaraydı. hemen bi odaya geçtik başladı yalamaya ağzına aldıgı gibi boşaldım ama durmadı ben de umursamıyordum ferrelardaki gibi daha da derne sokmaya çalışıyodum ama girmiyodu bi türlü

beyler kimse var mı kendi kendime mi anlatıyorum yoksa

arapçayı mutlaka öğrenmiştim amk konuşmak bikaç kelime cümle falan öğrenmekle olmuyodu .kızın karşısında kitlendim zaten onun ne dediğini de anlayamıyordum derhal bu sorunu çözmeliydim. suriyeli arkadaşlarımdan hardcore gramer dersi almaya başlamıştım .defter kalemim bile vardı. arapça sözlük falan bi kız için koskoca bi dili tamamem kavramaya çalışıyordum .ama bu kız sıradan bi kız değildi benimdi o.para falan biriktirdim baya artık canım isteyince rahatlıkla kebap falan yiyebilirdum dışarda ama gerek yoktu zaten kampın yemekleri güzeldi.bu arada biraz it kopuk çevre de edinnmiştim. umut tacirleri diyolar ya haberlerde işte onlar geliyodu kampın çevresinde suriyelilere yurtdışına çıkış falan vaad ediyolardı. insan güvenemiyodu bu zütlere ya parayı alıp kaçarsa diye. çünkü baya kişi bu yolla dolandırmıştı suriyelileri. güvenilir birini bulana kadar bekleyecektim sonra da belki de güzel günler benim olacaktı. böylece aylar geçti gitti bu arada yine işe ,Şirini kesmeye, artık selamlaşıyoduk hep ama konuşma ilerlemiyodu çünkü konuşamıyordum, suriyeli it köpek tayfada çevre edinmeye falan devam ediyordum.. bikaç kez ot falan çekiyolardı ama ben bulaşmadım gibtir çektim.bi otum ekgibti amk zaten kafayı bulmuşum

yanına gidince dönüp bana baktı kendimi uzun süre platonik sevdiği kıza cesaretini toplayıp açılmaya karar veren bir liseli gibi hissediyordum resmen ..bi süre bakıştık bişey diyemedim. sonra o da biliyodu zaten durumu az çok gülümsedi.o gülemseyince beyler bi rahatladım varya cok mutlu oldum. arapça merhaben falan dedim elinden suyu alıp yardım etmek istedim. onun yaşıtları starbuckslarda gezip para ezerken ona litrelerce su yüklemişlerdi içim elvermedi. aldık suyu beraber yürüyoruz. benim adım şu falan dedim seninki ne .Şirin miş adı beyler harbiden çok şirindi lan.ne güzel bi ismin var dedim sağol falan dedi sonra heyecandan arapça marapça kalmadı bende tıkanıyorum amk. kız bişeyler dedi arapça anlamadım, ne? dedim o da türkçe güzel top oyun falan diyodu. belli ki seviyodu futbolu ve benim oyunum da onu etkilemişti. sağol dedim hep beni izle sen bana moral veriyosun dedim türkçe ama pek anlamadı galiba o da .neyse çadıra varmıştık annesi görmeden suyu eline verdim ve gittim.ona o an sarılıp yanağından öpmeyi öyle istedimki ama henüz çok erkendi .zaten yanağından fazlasını öpecektim ilerde...

kampta dil sorunum da çözülüyordu yavaş yavaş. arapça cümle falan kurmaya başlamıştım. arapça en pis küfürleri ediyor bundan zevk alıyordum resmen .maçta ana avrat saydırıyordum bazen .kampta bi havam oluşmuştu artık ..suriyede futbolun gelişmemesine şaşmamalı amk adamlar sanki içip gelmişlerdi maça hangi takıma geçsem fark atıyoduk bu yüzden de herkes beni daha bi sevmeye başlamıştı .benimle suriyenin durumunu konuşuyolardı sorular soruyolardı. bazen de kendi aralarında hararetli tartışmaları oluyordu. kimisi işidi kimisi nusrayı vs. savunuyolardı ama fazla fanatik değillerdi. zaten öyle olsalar gidip savaşırlardı yani türkiyeye gelmezlerdi.. maçta hep dikkatimi çeken esmer güzel bi suriyeli de vardı ..hep o çamaşır asarken onu keserdim ve bunu fark ederdi.o da maçlara gelirdi. hafiften kıpırdanmalar olmuştu içimde artık çarşıdaki mini etekliler eskisi kadar etkilemiyodu beni çünkü aklımda o esmer kız vardı..

günlerce şirini nasıkurtarırım dye düşünürek öylece boş boş dolandım ne yapacağımı bilmiyordum .istediğiniz para neyse vereyim sevdiceğimi bana verin diyecektim ama diyemiyordum cünkü onların isteyebileceği parayı hayatta karşılayamazdım... bu konuyu şirinle konuşmaya karar verdim ancak ortak bi fikir bulursak bu işten kurtulabilirdik ve birbirimize ait olabilirdik. çadırının önünde pusuya yattım bikaç gün gizlice ve şirinin yalnız kalmasını beklemeye aşladım. annesi ve kardeşi hiç çıkmıyodu dogru düzgün .annesi zaten malak gibi hasta ayagına cadırda yatmıs tüm işleri de kıza yaptırıyodu .arada bir dışarda iş çıkarsa onu da oğluna yaptırıyodu ..böyle ben paket paket sigaraları tüketirken beklediğim an geldi ve annesiye kardeşinin çıktığını gördüm. onları ana kapıya kadar takip ettim ve çarşıya doğru gittiklerini gördüm en az 1 saatim var demekti bu ve heyecandan ayaklarım zütüme çarpa çarpa koşup sevdiceğimin kapısına dayandım.. kapıya vurdum kim o dedi benim deyince sevincinden anahtarı deliğe sokamadı bi süre habire düşüyodu anahtar ..en sonunda sakinleşip açtı kapıyı. bensizlikten harap olmuştu .yüzünden belliydi gizli gizli ağlıyodu demekki gözleri şişmişti...

Rezerved tırcı dayı seni gibecek diye korkuyorken sen dayıyı gibmişsin pezevek.

neyse ben bitkinlikten yatakta bi süre daha uzandım karı da bana sarılmış amk içim gidiyor aldım bunun boynundan tuttum yapıştım dudaklarına. normalde oruspuyla öpüşülmez derler ama karı bulmuşum etinden sütünden her şeyinden faydalanmaya çalışıyorum ..öpüşürken dilimi ağzına sokup resmen tükürük transferi yapıyodum vücudunu komple elliyodum falan baktım kapı çaldı birden süre bitti çık hadi diye.son defa sevdiceğimin ,ilk göz ağrımın gözlerinin içine baktım ve onu o an hiç bırakmak istemedim.ama mecburdum o bir oruspuydu ve ben de beş parasızdım ona bakamazdım. ancak kerhanede yollarımız kesişebilirdi ve zaten öyle olmuştu da.dışarda bizim için beraber yaşayabileceğimiz bir hayatımız yoktu.. istemeye istemeye kalktım üstümü giydim ve çıktım. yumuşak ve sıcak bir kadın teninden sonra yine hayatın sert ve çetin gerçekliğine dönmüştüm..
odadan cıktıktan sonra tırcı dayıyı gördüm .çoktan işini tamamlamış koridorda bana bin gülüşü atıyodu. nooldu lan yapabildin mi bişey sokabildin mi ahaha gibisinden takılmaya başladı.ben de karının sesi binayı aldı bunun sordugu soruya bak diye düşünürken ehehe dayı yaptık bişeler sağol sayende milli olduk dedim. neyse hadi gidelim diyip parayı yanındaki pekekente ödedi ve çıktık.

bikaç gün geçti baktım şirinim ortalarda yok çamaşırı, suyu bırak kız çadırından dışarı çıkmıyor .dedim bu işte bi iş var .gittim çadıra aldım şirini karşıma kız da göz ucuyla annesine bakıyor izin istercesine. annesi tamam dedi .aldım şirini dışarı çıkardım dedim konuşucaz noluyo dedim. annem senle görüşmemi istemiyor artık dedi.kan beynime sıçradı.kim oluyor o karı diye bağırıyorum amk kafayı yedim. o kim oluyo da sevdiceğimi benden ayırıyor? zaten sabah akşam köle gibi çalıştırıyor gül gibi kızı daha ne istiyor bizden..ama yok istediği bişey vardı ve bunu öğrenmem pek vakit almamıştı..

konuştuk biraz laf savaşa geldi babasını anlatırken gözleri doluyordu .düşünsenize bir gece babanızın ve 2 amcanızın kafasını kesiyolar tavuk gibi gerçekten katlanılacak gibi değil .ben şimdi bu cocuga ne desem fayda etmez amk bomba versem üstüne bağlar işide saldırır resmen öyle dolmuş. barbarlar kadınlarımızı kaçırdı tecavüz etti insanlarımızı öldürdü arkadaşlarım hep savaşıyor şimdi suriyede .bazıları işide katıldı bazıları oraya buraya bin tane grup var hepsi savaşıyor birbirini öldürüyor dedi.sen niye gitmedin dedim. annem ve kızkardeşime bakmak zorundaydım babam ölünce onları yalnız bırakamazdım. birçok sahipsiz kadını çocuğu başka ülkelerden gelip kaçırdılar organ ve fuhuş mafyaları sahipsiz kedi bile görse kaçırıyor o yüzden yanlarında durdum buraya kaçtık. orda durumumuz iyiydi dükkanımız vardı ama şimdi 50 tane roket atmışlardı evimize dükkanımıza artık beş parasızız ..dedim sıkma canını olan olmuş artık önüne bak..

kampta fakirliğin insana yaptırabileceği her türlü binlikle karşılaştım. namusluca çalışmak yerine oruspuluk yapan karıları, gece hırsızlığa çıkan gençleri, ayağını kıvırıp zütüne bağlayıp sakat rolü yaparak dilencilik yapan yaşlı adamları gördüm.bu arada sevdiceğimle ilgili istihbarata devam ediyordum. Rakkanın güneyinde bi köyden kaçmışlar annesiyle .babası siz gidin ben evi satacam eşyaları toparlayacam falan demiş ama bunlar bir daha görüşememişer çünkü işidliler gece yarısı bunların köyünü basıp köydeki tüm erkeklerin kafasını kesmiş kadınları da sex kölesi olarak yanlarına almışlar.bu kızın da babası ve 2 amcası köydeymiş o gece onların kafası da gitmiş maalesef.bu içimi çok yakmıştı. bitaneme bunu nasıl yapabilirdi bu barbarlar? belki ben o babasının elini öpecektim kızını isteyecektim .ama olmadı çünkü adamın kafasıyla bedeni farklı yerlerdeydi artık. sevdiceğim annesi ve küçük bi kardeşiyle yaşıyordu.tek yakın akrabaları bunlardı. artık bişey lerin vakti gelmişti. içimden yükselen ateş her gece kalbimi yakıyordu daha fazla bekleyemedim. birgün bu yine dışarda su falan taşırken dayanamayıp elimdeki sigarayı attım ve yanına gittim...

amk hava buz gibi ben daha 20 dk önce sıcacık bi yatakta mis gibi bi karıylaydım şimdi buz gibi soğukta zütüm donuyor adalete bak dedim. içime birden bi his düştü. keşke benim de güzel bi hayatım olsaydı. fakir ve cahil kaba saba ailem yerine beni anlayan bana değer veren bi ailem olsaydı. güzel bi karım bi evim düzenim falan olsaydı.o zaman hep mutlu huzurlu olurdum..ama bunları yapabilmem evde kalırsam imkansızdı. çünkü ailemin bana destek olacak parası yoktu. benim bi işim yoktu.hep yokluk yokluk.en nefret ettiğim kelimelerden biridir hala yokluk.ne demek yok lan ?ne kötü bi laf. tüm bunları düşünürken amacıma daha sıkı sarılmaya karar verdim .bu işi başarmalıydım ve mutlu hayallerin gerçekleşeceği günleri görmeliydim. zaten kaybedeceğim ardımda bıraktığım bişey kalmamıştı...
tıra varmıştık ben hemen içeri atladım soğuktan battaniyeye sarıldım küçücük battaniyeye kafamla birlikte sığmaya çalışıyorum resmen. tırcı dayı da atladı klimayı falan actı biraz rahatladık ve yola koyulduk.ben karıyı özlemeye başlamıştım bile .onla tekrar buluşmamızı ,onu alıp gidişimi, düğünümüzü,her şeyi ardımızda bırakışımızı falan heyecanla hayal ediyordum.ama ona tekrar dönsem bile en az 100 kişi üstünden geçmiş olacak olması aklıma gelince tüm keyfim kaçtı ..tırcı dayı da anlamıştı zaten yegen noldu cok durgunlaştın birden dedi. dedim yok dayı biz alışığız .bize hayal etmek yasaktır istemek umutlanmak yasak.her zaman bi takluk bi engel çıkar .ama yılmak yok dayı yılmak yok ben yapacam. dedi ne yapacan yegen ahahaha bi karıya çaktın filozof kesildin amk. dedim mutlu olacam dayı ben de mutlu olacam ve mutlu ölecem.

parmaklarım ağrıdı desem inanır mısınız beyler .kimse yoksa sonra devam edelim. burdaysanız yazıcam ama sizin için

beyler kimse yok mu ses verin biraz
kimse yoksa akşam devam edelim

burda mısınız beyler.ilk entryi şukulayalım başkaları da görsün

beyler ses verin kendi kendime anlatıyorum gibi oluyor

Şirinin varlığı bana güç veriyordur resmen hayata tutunmam için bir bağ olmuştu o. hayatım boyunca insanlara karşı pek fazla sevgi beslememiştim .ailemin durumu belliydi zaten akrabalarım da fakir oldugumuz için bizi pek giblemezdi hatta misafirliğe falan da gelmezlerdi babam borç para istemesin diye. okulda da arkadaşlarım için normal olan şeyler benim için lükstü bu yüzden kimseye yakınlaşamıyordum içten içe nefret ediyordum yaşadığım hayattan kendimden falan.bi insan kendinden nefret ettikten sonra diğer insanlar ınasıl sevebilirdi. işte bu yüzden kimseyi sevmiyordum.ama tıpkı şirine de dediğim gibi güneş gibi doğmustu hayatıma insanlara karşı olan algımı, önyargımı yıkmıştı.
aylar böyle geçip gittikçe biz Şirin le daha samimi olduk artık resmen sevgiliydik. şirin de benle sevgili olmanın hevesiyle kendine daha çok bakıyordu .eski toz toprak halinden eser kalmamıştı zaten güzeldi ama daha da güzelleşmişti .yüzünde güller açıyordu..bu da beni ona daha cok bağlıyordu onun bana duydugu tutku benim tutkumu körüklüyor adeta bizi mükemmel bi ikili haline getiriyordu.. tabi bizim ilişkimiz annesinin ve kardeşinin kulağına da gitti.
birgün baktım kardeşi gelmiş ablamla ne konusuyosunuz falan diyor dedim sanane ablanın bekçisi misin? diyor yok sen kimsin seni tanımıyoruz dedim tanışalım birader adam gibi konuşsan tanırsın.ben zaten stresliyim bi de bana bulaşacak onu kampta çarmıha gererim amk ibret olsun diye ama sorun cıkarırsam atarlardı ve de o şirinimin kardeşiydi şirin üzülebilir diye ellemedim ve alttan aldım biraz

tekrar yola revan olduk gidiyoruz gecenin karanlığında jandarmayı da atlattık ya içim cok ferahlamıştı. şirinimi öpüp koklamak istiyodum ama millet tavuk gibiydi en ufak gürültüye uyanırlardı o yüzden sadece elimi dıbına zütürüp okşadım hafifçe o da beni istiyordu ıpıslak olmuştu daha fazla devam edemedim çünkü cok arzuluyordum onu oracıkta otobüsün işinde gibemezdim .bi süre sonra mola verdik ve ben dinlenme tesisinde şirinime kebap ısmarladım çok acıkmıştı sevdiceğim büyük bi iştahla yedi.. kebapı görünce bana zamanında babalık yapan tırcı dayıyı hatırladım gizlice 50 kuruşluk bisküvilere saldırdıgım gün beni lokantaya zütürüp kebap ısmarlamıştı ,karıya zütürüp milli yapmıştı, hataya getirmişti kısacası kurtarıcı meleğim olmuştu gerçekten.ama ben adamı aylardır aramamıştım bile.. kebap içimi burktu bi teşekkür borçluydum ona kalktım hemen şirin işim var deyip taktım bataryayı numarayı bi kağıda yazııp ankesörlü telefona koştum .telefon çalıyordu ama açmıyordu heralde yoldadır dedim ve sonunda açtı.alo dayı dedim sesimden tanımıştı oo yegen dedi unuttun bizi