/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    -2
    Yagmurlu bir sonbahar aksamiydi. Suleyman abiyle birlikte bize tahsis edilen tofas marka arabayla memleketimizden yola cikmistik. Yagmur o kadar siddetliydi ki en ufak bir ani frende ikimiz de perte cikacak arabanin icindeki sehit olacak sansli kisiler olacaktik. Gorev verilmisti cunku bize. "Gorev basindayken olen sehit oluyor degil mi suleyman abi?" diye sordum. Gencligimin verdigi cahillikle olumden korkuyordum. Herkes olecekti halbuki. Muhim olan serefli bir olumdu. Biz de bu yuzden kabul etmistik bu gorevi. Suriye sinirina yaklasinca yagmur aniden kesti. Gece 03-04 civarlarinda suleyman abi arabayi kenara cekip "uyu biraz, yarin cok ihtiyacin olacak." demisti. Cok gizemli bir adamdi. O kadar yildir taniyorum haala hakkinda bildigim seyler herkesin bildigi seylerdi. Hayranligimi gizleyemedigim, yaninda olmaktan, iki dudaginin arasindan cikan sozcukleri can kulagiyla dinledigim cok ender insanlardan biriydi suleyman abi. Cok buyuk adamdi vesselam.

    Arka koltuktan aldigimiz battaniyeyi ustumuze ortup 2-3 saatligine kestirdik. Sonra aniden telefonun alarmıyla irkildik. Suleyman abi sanki gozlerini dinlendiriyormus da alarmla gozlerini acmis gibi tum bilinciyle selamun aleykum dedikten sonra kontagi cevirdi ve arabayi surmeye devam etti. Ben ne oldugunu dahi anlayamadan suleyman abi radyoyu acmis haberleri dinliyordu bile. 20-30 dk sonra bir cesme bulduk. Cesmenin kenarina arabayi park edip elimizi yuzumuzu yikayip ve mataralarimizi doldurduk.

    Sonra cesmenin yanindaki banka oturdugumuzda aciktigimizi farkedip arabadan anamin yaptigi borekleri getirdim. Nefessiz yedik. Suleyman abiyle konusmaya cabaliyordum. Sorular soruyordum ama kisa cevaplarla o hevesimi de kiriyordu. Ama yine de onun yaninda bulunmam kendini iyi hissetmem icin yetiyordu. Sebebini bilmedigim bir guven duygusu tum bedenimi sariyordu. Cok derin bir tarih bilgisi vardi. Ama karsisinda en az 5-6 kisi olmadan konusturmazdi tarihini. Ama konustummu da gunlerce dinleyebilirdik.

    Sinira yakin bir yerde bir yerlesim yerine saptik. Bir adam bizi karsiladi ve suleyman abiyle tokalasip sarildilar. Belli ki tanisiyorlardi onceden. Arabayi normal degerinin ustunde bir fiyata sattik. Ve suleyman abinin dedigi "burdan sonra yayayiz" demesiyle basimdan assagi kaynar sular dokuldu. Nasil yuruyecektik o kadar yolu ? Aklini kacirmis olmalıydı. Akilli adam isi degildi bu. Ama hurmetten ses etmedim tamam dedim. Ve sirt cantalarimizdan arazi ayakkabilarimizi cikarttik. Bu ayakkabilar bizler icin ozel tasarlanmisti. Arazinin tum olumsuzluklarini en aza indiriyordu. Seviyordum bu ayakkabiyi. Galiba da ayakkabiyla duygusal bir bag kurmustum.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +1
    Okuyanı gibsinler
    ···
  3. 3.
    +1
    uyduruk şeylere ayıracak vakit yok
    ···
  4. 4.
    0
    Cantalari sirtlayip yurudugumuz onca yoldan sonra nihayet varmistik sinira. Sinir upuzun bir telle cevriliydi. Kacakcilar icin guvenlik onlemiydi bu. Normalde de bizim gececegimiz yer guvenlik guclerinin ust seviyede olmasi gereken bir yerdi. Ama o gun oralar cok issizdi.
    Once cantalari attik telin obur tarafina. Suleyman abi tum cevikligiyle teli tirmandi karsi tarafa atladi. Sira bendeydi ama telin ustunde dikenli teller vardi. Korku ve aceleyle teli tirmanmaya basladim. Ust taraftaki dikenli telleri asamiyordum. Cunku benim oldugum tarafa egimliydi teller. Suleyman abi nasil asmisti burayi ? Derken bir de baktim suleyman abi gidiyor. Ulan ben daha teli tirmanamadim adam basti gidiyor. Derken o telasla nolacaksa olsun dedim ve tum gucumle kendimi yukari ittim
    Belime kadar telleri gecmistim. Diger tarafa agirligimi vererek suriye tarafina yuvarlandim. Bu sirada ellerim ve sirtim kan icindeydi. Acemiligin gozu kor olsun.

    O an umursamadim kesilen yerlerin acisini. Belki de adrenalinden dolayi hissetmedim. Kosarak gittim suleyman abinin yanina. Adam beni umursamiyordu. Allahtan kegibler derin degil diyerek kendimi teselli ediyordum. En zoru da buydu ya. Kendi kendini teselli etmek. Cogu zaman basarisizlikla sonuclanan eylemdi bu benim icin.

    Yine yurudugumuz kilometrelerce yoldan sonra bir bakkal gördük. Yolun kenarina bakkal acmis adam. Suleyman abi selam vererek girdi bakkala. Adamla yerlisiymis gibi konusuyordu suleyman abi. Zaten 5 dil bildigini bildigim icin sasirtmamisti bu beni. Ama taniklik etmek yine de heyecan vericiydi. Arabanin parasinin bir kismiyla cantalarimizin yiyecek bolumlerini doldurduk. Cok sakin topraklardi buralar. Zamaninda bizim topraklarimiz oldugunu bilmek icimi isitiyordu. Biraz daha ilerleyince turkmen koylerine geldik. Bu adamlar bizden daha iyi turkce konusuyorlardi. Ne de olsa kardeslerimizdi.

    Suleyman abi nereye gidecegini biliyor gibi hizli ve keskin adimlarini atarken ben de kardeslerimizin topraklarinda olmanin verdigi huzur ve birlik duygusuyla etrafi seyrediyordum. Suleyman abi yine tek kelime etmiyordu. Ama alismistim zaten. Aramiyordum suleyman abinin sohbetini. Derken tek katli bir eve yoneldi suleyman abi. Kerpocten ve catisi olmayan bir evdi. Cok bakimli bir de bahcesi vardi. Bahce kapsini acip, o ozenle ve sevgiyle duzenlendigi her halinden belli olan bahceden gecerek evin kapisina geldik. Sert sert kapiya vurdu suleyman abi. Duygusuz gibi gorunmeye calisiyordu ama suratindaki o heyecani gormemek icin daha once heyecanlanmamis olmak, dolayisiyla empati yapamamak gerekiyordu. Bu ise bize ogretilen ilk dersti. Insanligin gereklerindendi empati yapmak. Hem dostun icin hem dusmanin icin.

    Gerekliydi vesselam.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    0
    Kapi acildi. Genc bir kadin duruyordu kapinin arkasinda. Kisa bir sessizlik oldu. Ardindan icerden, benden az buyuk suleyman abiden az kucuk bi adam geldi cayini yudumlayarak. Bizi gorunce bir duraksadi. Icimden bir "noluyor lan burda ?" dedim. Adamin yuzu birden bire gulumsemeye basladi. Suleyman abinin tok ve gur sesiyle kollarini iki yana acip "gardasim" demesiyle irkildim. Adam cayini oldugu yere birakip kosar adin geldi ve suleyman abiyle kucaklastilar. Suleyman abinin gozu yasarmis, sesi boguklasmisti. Ama yine de sakinligini koruyordu. Sonra iceri davet etti bizi adam. Gectik oturduk. Ogrendim ki suleyman abinin kucuk kardesiymis bu adam. Megersem suleyman abi buraliymis. Lan ben bu adami hemsehrim saniyordum.

    Kisa bir duygusal akimdan sonra ikisi de kendisine geldiler. Suleyman abinin kardesiyle tanistik. Selimmis adi. Suleyman abinin babasi 5 erkek cocuk sahibiymis. 3 u sehit olmus. Onlarin adi da sirayla Abdulhamid, Fatih ve Vahdettin mis. Anlayacagimiz baba tam bir osmanli hayraniymis. Suleyman abi de babasina yakisir bir evlat olmus.

    Sohbetten anladigim kadariyla 20 yildir gorusmuyorlarmis. Bu sure zarfinda suleyman abiyi selim abi haric herkes sehit oldu biliyormus. Uzun yillar turkiye adina calisan suleyman abinin de bu surum isine gelmis olacak ki 20 yildir 1 kere bile arayip sormamis.

    iste. Suleyman abi hakkindaki bilgilerimi boyle ediniyordum. Icimde bitmek tukenmek bilmeyen bir merak duygusu vardi. Suleyman abinin gunlugunu falan bulsam ucmaga varirdim heralde.

    Bolgede yaklagib 20 tane turkmen koyu varmis. Bizim gorevimiz de bu bolgeleri orgutleyip birlik yapmak ve gelecek olan buyuk savasta bolge halkinin zaiyatini en aza indirmek olacakti. Analizleri ve stratejileriyle nokta atisi yapmakda ustalasmis ustlerimizin merkezden gonderdigi emirlere uymak bizim icin farzdi. Nedenlerini aciklamazlardi. Sadece hamle yaparlardi. Biz de satranc tasi gibi plandan habersiz sadece hareket ederdik. Ama bu is oyle kolay degildi. O tasi oraya oynatmamak icin binbir turlu hinlik oluyordu. Dogrusu buraya kadar sag salim gelmemize de sasiyorum. Zira daha gorev yerine varmadan sehit edilen gorevdaslarimin hikayelerini cok gib duyuyordum. Ben en azindan bir engel bekliyordum. Ama cok sukur guc olmadan geldik.
    ···
  6. 6.
    0
    Oha amk ozettt
    ···
  7. 7.
    0
    sus yalanını giberim
    ···