suanda bu yazıyı okuman tesadüf değil

nah kurgu! hepsi birer sınav..

ha oyun diyebilirsin çok oyunculu; ama bu oyuncuların her biri, oyunun gidişatını etkilemekle kalmıyor, senin benim birbirinin geleceğini de hayatını da etkiliyor..

zaten sadece dünyadaki canlılar değil, gezegenler arasında, yıldızlar arasında, galaksiler arasında, bunların hepsini çekim kuvvetine alan hatta birbirleri arasında da çekişen kara delikler, karanlık maddeler..

bunların hepsi doğal seleksiyon.. kurgu değil, bilinçli şekilde gerçekleşen şeyler..

ha sen uyandığında yeni bir boyuta geçtiğinde, belki bu dünyada çektiğin acıları sanki hiç çekmemiş olacaksın..

mesela masumca katledilen insanlar; ama onları katleden katiller o insanları hatırlamayacak, ama milyonlarca masum insanı katlettiğinin bilincinde saniyesi saniyesine o insanların yaşadıkları acıları da hissederek, cehennem ateşinde cayır cayır yana yana sonsuza kadar giden, bir hayata sürüklenecek..

ve daha önce de bunu bile bile insanların hayatlarını mahvederek devam etmişse kat ve kat daha fazla acı çekecek..

ama o canlarını hiç ettiğni sandıkları insanlar, hiçbir şey yaşamamış gibi yeni, saf temiz bir hayata geçiş yapacak.

bir rüya olarak görebilirsin bu hayatı, belki bir oyun ama yaptığın her şeyden yaratıcını sorumlu tutamazsın, bu hayatta gerçekleşen her şey kişiyi bağlar, senin nefsin senin zihniyetin; allah buna karışmaz. kılavuzunu sunmuştur sana hayatın; meşru kıldığı ve de yasakladığı şeyler bellidir.. sevaplar ve günah listesi bellidir, gerisi senin seçimine kalmıştır.
aklın var.. dikkat etmen gereken sadece nefsin.

ayrıca doğruyu anlayabilmen için, önce kendini anlamalısın..

bide sen aşırı dolmuşsun abla, dök bana içini, rahatla..

ha bide bu yazıyı okumam tabiki tesadüf değil, senin etkin olduğu kadar, benim de seçimim!

mesela, bu konuda az çok fikri sahibi olmana neden olmuşumdur bu cevabımla.
ama bir kulağından girip, diğerinden çıkması da sana bağlıdır.

edit: allah yoktur demiyorum. allah vardır, duamızı yakarışımızı, ibadetimizi ve inançlarımızı asla ekgib etmeyelim.. ama insan kendi kaderini kendi belirler çoğunlukla, doğası gereği elbet hatalar yaparız, kusursuz değiliz ama bunu bahane edipte ne kendimizin ne de abartıp başkalarının hayatlarını mahfetmeye hakkımız yok.. ne olursa olsun dünyanın en kötü şeyini de yaşasan allah'a olan ya da hangi inançtaysan yaratıcına, kutsal saydığın şeylere olan bağlılığını asla yitirmemelisin.

böyle düşünmen, kendini kandırmaktan daha sağlıklı.
bilinç önemli tabiki, sarhoşluk kötü bişey.

ha içki içerek sarhoş olmuşsun ha birinden hoşlanarak; daha doğrusu o hoşlantıyı, saplantılaştırarak bir sarhoş gibi kendine ve o kişiye zarar verirsin..

içkiyi de bilinçli kalacak kadar içmelisin mesela 2 bira,
bir kızı da ya da erkeği beğendiğin zaman da sevgili olacağın zaman da bilinçli davranacak şekilde, aradaki mesafeye dikkat etmelisin.

sınır önemli. sınırını bilmek..
işte o zaman herkes özgürlüğün ne olduğunu da anlar.
dengimizi bilsek, kimse kimseyi üzmeyecek..

akar gider böyle yaa kısacası ağaçın kökleri ya da dalları gibi birbirine bağlı her şey.. merak etme giren çıkan herkese!...

azıcık uykum var bide.