+73
-103
az önce bi başlık açtım girilen entrylere baktım da kimse bi gib bilmiyor aq Starbucks’a kaç kere gittin diye soracak olursanız çok gittim aq neyse panpalar bilin diye anlatıyorum başka bi niyetim yok. Starbucks’a ilk gittiğinde menüye bakıp içinden bunlar ne dıbınakoyim diyen ne içmesi gerektiği hakkında hiçbir fikri olmayan kardeşlerim için anlatıyorum Şimdi Starbucks’a gitmişsiniz. Eğer erkekseniz muhtemelen yanınızda kız da vardır. Yani şemsiye yerine oturmuş güzel kardeşim, kaçarı yok .
Macchiato:
italyanca’da “lekeli” anldıbına geliyor. iki çeşidi var. Birincisi espressonun üzerine süt köpüğü eklenerek yapılan. Orijinali buymuş. Adı Espresso Macchiato. Yani siyah üzerine beyaz gibi düşünün. Diğeri de tam tersi. Süt üzerine espresso dökülerek hazırlanıyor. Onun adı da Latte Macchiato. Birazdan latte konusuna da gelicem. Bir yerde latte geçiyorsa o işe süt bulaşmıştır arkadaş. Neyse macchiato’ya dönelim. Söylemesi bayağı bir zevkli mesela; “makiyato” şeklinde okunuyor. En popüler olanı Caramel Macchiato ki karamel aromalı olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Espresso gibi zehirimsi olmayan içecek işte. Gideri var. Geçiyorum.
Cafe Latte:
Kafe late diye okunur. Latte italyanca’da süt anldıbına geliyormuş. Buna birçoğu sütlü kahve der ama öyle değil a dostlar. Sütlü kahve dediğin şey, kahveye az miktarda süt eklenerek yapılır. Bunun olayı bambaşka. 2 ölçek süte 1 ölçek espresso ekleniyor üstüne de süt köpüğü konuluyor. Bu kahve değil abi, kahveli süt anladın mı? Ama ben severim mesela.
Espresso:
içki nasıl tüm kötülüklerin anasıysa, espresso da bu tür kahvelerin tümünün babasıdır dostlar. Türk kahvesinin çakması da derler buna ama aslında ilgisi yok. Türk kahvesi herhangi bir cezvede yapılır, espresso ise kendine has pahalı makinesinde. Fakir işi değil yani. Siz de benim gibi bunun adını yıllar yılı “Expresso” olarak biliyorsanız, oradaki x’i hemen kafanızdan silin, sağda solda telaffuz etmeyin, madara olmayın canlar.
Cappucino:
Bunu bilirsiniz, bakkalda bile satılıyor. Bakın buna sütlü kahve diyebilirsiniz işte. Ama çok köpüklü oluyor. Hatta köpüğüne desen falan çiziyorlar. Capuchin olarak bilinen Fransisken rahiplerinin giydiği cübbe rengi ile bağlantılı olarak bu ismi almış ekşici bir kardeşimizin beyanına göre. işin özü şu ki kapuçino dediğin şey bizim “kapşon”dan geliyor hacı. Hiç öyle artistlik yapmaya gerek yok. Açık kahverengi içecek üzerinde beyaz köpük var. Bu iyidir. için bunu.
Americano:
Buna filtre kahve diyenler var. Yok hacı öyle bir şey. En basit tabirle üzerine fazladan su eklenmiş espresso bu. Asıl adı cafe americano. Acı kahvenin üstüne bol su ekle. Ne olur? Bulaşık suyu olur. Aman diyim. içilmez bu bence.
Filtre Kahve:
Bunu yıllardır merak ediyordum. Bir kere internette araştırıp da neymiş diye öğrenmek aklıma gelmedi. Belki sizin de gelmemiştir. Eğer öyleyse şimdi öğreneceksiniz. Filtre kahve, demleme çay gibi bir şey. Kahve çekirdekleri çekilip taze taze süzme ya da damlatma yöntemiyle fincana boşaltılır. Asıl kahve kokusunu filtre kahveyle alırsınız diyor içenler. Süzüldüğü için kafein oranı düşüyormuş. Tek dezavantajı süzülünce bazı aromaların bardağa gelmeyen posasında kalması.
Frappucino:
Frappe ve cappucino kelimelerini birleştirince ortaya çıkan şey. Okuyunca sanki kahvenin içinden bir şey fırlayacakmış gibi de geliyor. Buzlu kahve bu. Starbucks’ta bunun çileklisi var geçenlerde haber olmuştu hani yapımında böcek kullanılıyormuş falan diye. Gerçekten de kullanılıyormuş. iyi ki içmemişim. Fakat koka kolada böcek varsa gene içerim bak o konuya hiç girmeyelim
Mocha:
işte benim en sevdiğim. Nescafe 3’ü bir arada içen adama vericen moka‘yı arkana bakmıycan hacı. içinde ne ararsan var. Espresso, krema, süt, çikolata şurubu. Bildiğin tatlı karışım bu. Benim gibi acı kahve sevmeyenler için mevcut üç seçenekten biri. Diğerleri de cappucino ve latte işte. Bu zaten latte’nin krema ve çikolata şurubu eklenmiş hali. White chocolate mocha diye duyarsanız anlayın ki onun çikolatası beyaz çikolata. Duymazsanız beyaz değildir zaten.