-
1.
+35 -13sscbnin almanyada yükselen faşizme karşı kaç kez çağrı yaptığının farkında mıydı? hayır yok, cok beğendiğiniz "demokratik insan haklarına saygılı devletler"in umurunda olmadı sanırım yükselen faşizm. ama ne oldu, kendi ülkelerine bomba yağınca staline dilenip ağlamaya başladı bu kapitalistler. ciddi ciddi hitler ile çay partisi veriyordu stalin sanıyor bu beyinsizler.
bakın mesela:
http://www.telegraph.co.u...d-France-agreed-pact.html
sscb ingiltere fransaya çağrı yapıyor savaşın davulları duyulmaya başlarken gelin hepimiz tek seferde saldırıp bitirelim nazileri ben milyonlarca asker gönderirim siz de gönderin diye. ingiltere ve fransa ise kabul etmiyor. etseler ikinci dünya savaşı hiç yaşanmadan bitebilirdi. ki bu öneri daha önce de dile getirilmiş bir durumdu sscbnin yıllar boyu anti almanya propagandaları.
ingiltere fransa kabul etmeyince stalin de almanya ile saldırmazlık imzalıyor madem öyle diye. hem böylece savaşa hazırlanmak için vakit kazanmış oluyor. anlatabildim mi.
tesekkürler.
(bkz: inci sözlük aktif kızıl ordusunu kuruyorum)
(bkz: kızıl ordu kimdir)
edit: çaylak yemişim hayırlı olsun. şerefsiz modlar
-
2.
+2 -7Stalin gibsin seni
-
-
1.
+2yeter gibiş sokuşunuz amk yeter ya. bir kere de bir düzgün konuşun
-
1.
-
3.
+2 -3Stalin gibsin seni
-
-
1.
+1 -1dıbına kodumun beyinsizleri küfretmeyeyim diyorum bundan anlyırosunuz aq bişey yazıyorum bilgi cevap yok anca anancılık küfür anancılık küfür gibtirin gidin amk
-
1.
-
4.
+1 -1Yoldaş şuku
-
5.
0Upupupupupup
-
6.
0Upupupupupup
-
7.
0Upupupupupup
-
8.
0Upupupupupup
-
9.
0Upupupupupup
-
10.
+5 -3Yoo saldırmazlık imzaladı diye değil, huur çocuğu olduğu için laf ediyorum
-
-
1.
+1"saldırmazlık imzalaması"na laf edenlere yazdım. başka bir iddian varsa başka yerde cevaplarız.
-
2.
0Sscb yikildikdan sonra rusyanin basina geçen devlet başkanının polonya devlet baskanina stalinin idam emriniin beglesini vermesini 30.000 polonyali subayi katletmesine ne diyeceksin. Zamaninda stalin katliamin olmadığını da iddia etmistir. Sen once sunu bi açıkla katlettiği turkleride yazıcam. Bakalim onlara ne diyeceksin
-
3.
0Sscb yikildikdan sonra rusyanin basina geçen devlet başkanının polonya devlet baskanina stalinin idam emriniin beglesini vermesini 30.000 polonyali subayi katletmesine ne diyeceksin. Zamaninda stalin katliamin olmadığını da iddia etmistir. Sen once sunu bi açıkla katlettiği turkleride yazıcam. Bakalim onlara ne diyeceksin
-
4.
0kapitalist rusyanın devlet baskanı sovyet sosyalist cumhuriyetler birliğini doğru temsil etmez. katyn'in yalan olduğu gayet acıktır
-
5.
0Kızıl Ordu, 2. paylaşım savaşı öncesi, Batı Ukrayna ve Batı Beyaz Rusya bölgesine girmiş, Polonya ordusundan da önemli bir askeri gücü esir almıştı.Tümünü Göster
Polonyalı askerler serbest bırakılırken, subaylar esir tutulmaya devam edilmiştir. Polonyalı subaylar, Kızıl Ordu'nun savaş esiri olarak tutulurken, 1941 yazında Alman faşistleri Sovyetler Birliği'ne saldırarak işgale başladı. Alman faşistlerinin işgal ettiği bölgeler içinde Polonyalı savaş esirlerinin tutuklu olduğu bölge de vardı. Sovyet halkına her tür zulmü uygulayan faşistler, Polonyalı subaylara da saldırmaktan geri durmadılar.
Nitekim binlerce Sovyet köylüsünü, işçisini katledip, toplu mezarlara gömen faşistler bir süre 10 bin subayı da Katyn ormanlarında toplu mezarlara gömdüler.
işgalden iki yıl sonra, 1943 Nisan ortalarında, faşist şef Göbbels, Katyn ormanlarında bulunan Alman kuvvetlerinin, "Polonyalı subayların cesetlerinin olduğu bir çok toplu mezar bulduklarını ve subayların 1940 Mart ayı içerisinde, yani yaklaşık üç yıl önce, Ruslar tarafından öldürülmüş olduğu" yalanını yaydı.
Faşist Hitler yönetiminin toplu mezarları açıklamasının elbette nedenleri vardı. Birincisi; Alman ordularının saldırısı durdurulmuş, Stalingrad'da ise unutamayacakları bir yenilgi tatmışlardı. Artık bir çok cephede bozgun başlamıştı.
Katyn ormanlarını da terketmeye hazırlanıyorlardı. Ve bir süre sonra da insanlık suçları açığa çıkacak, toplu mezarlar onların iğrenç yüzlerini herkese gösterecekti.
O nedenle katliamı üzerlerinden atmaya çalışıyordu.
ikincisi; Alman faşizmi özellikle Sovyetler Birliği'ni iğrenç suçlarına bulaştırarak, dünya halkları nezdinde "savaş suçlusu" durumuna düşürmeye çalışıyordu.
Üçüncüsü; Sovyetler Birliği ve Stalin'i katliamlarına bulaştırarak, şüphe altında bırakarak, başta Polonyalılar olmak üzere Baltık halklarını Sovyet yönetimine karşı kışkırtma hesabı yaptılar..
Alman faşistleri bölgeden atılınca toplu mezarlar da bulundu. Açılan mezarlar, Polonyalı subayların cesetlerine yapılan otopsiler, öldürülenlerin üzerlerinde çıkan kimi belgeler, tanıklar, kurulan komisyonların raporları ile o dönem Katyn katlimanın sorumlusunun Alman faşistleri olduğu belgelendi ve tüm dünyaya ilan edildi.
Naziler, katliamın Sovyetler Birliği tarafından 1940 yılında yapıldığını iddia ediyorlardı. Fakat mezarlar açıldığında, görülmüştü ki, katledilenler elbiseleri ile gömülmüştü ve elbiselerin ceplerinden 1941 yılına ait belgeler-kimlikler çıkmıştı. Alman faşistleri katlettikleri Polonyalıların üstünü alelacele aramış ama bu belgeleri almayı unutmuşlardı anlaşılan. Bu belgeler bile tek başına Alman faşistlerini yalanlamaktadır. Zira bu durum Nazi işgaline kadar savaş esirlerinin yaşadığını göstermektedir.
Bu otopsilerde ayrıca teknik, mikroskobik bir çok ayrıntı da rapor edilmiştir. Bu otopsiler ve raporların hazırlanması sırasında onlarca bağımsız gözlemci ve basın hazır bulunmuştur. 1944 yılında Moskova'da "Batılı" uzman gözlemcilerin de hazır bulunmasıyla 925 cesede yapılan otopside Adli Tıp uzmanlarından özel bir komisyon kuruldu. Raporlar, sadece büyük yalanı belgeliyordu.
Sadece bunlar bile yeterlidir Nazilerin yalanını ispat etmek için.
Ortaya çıkan belgelere ve sonuca hiçbir emperyalist ülke o dönem itiraz etmedi. Ve bu konu böylece "kapandı."
Amerikan emperyalizmi 1950'li yıllardan sonra Stalin ve sosyalizme yönelik saldırılarını tırmandırırken bu yalan da tekrar ısıtılıp gündeme getirildi.
Emperyalist yalanlara inanmak için tek bir neden yoktur; ama inanmamak için binlerce nedenimiz vardır.
Nisan ayı başında Polonya Devlet Başkanı Kaczinski'nin, faşistler tarafından Katyn'de katledilen Polonyalı subayları anmak için Rusya'ya giderken uçağının düşüp ölmesi vesilesiyle yalan korosu tekrar saldırıya geçti.
Daha anmadan önce, 10 Nisan'da emperyalist ajanslar tüm dünyaya "Katyn Katlidıbının Tarihi" başlıklı haberler geçiyor, ülkemizde de Anadolu Ajansı bu yalanı tüm abanolerine yayıyordu..
Güya, Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev'in talimatı üzerine arşivdeki "belgeler" açılmıştı ve bu belgeler, Katyn katliamından Stalin ve Sovyet devrimi önderlerinin sorumlu olduğunu gösteriyordu.
Bir: Bu belgelerin ne kadar gerçek olduğu tartışmalıdır.
iki: Emperyalist yalanların tanığı olarak gösterilen de bir işbirlikçidir. Ve bu anlamda da ne tanık, ne kanıt değeri yoktur.
Emperyalistler, Nazizmin "yalan bakanı" tarafından ortaya atılan 67 yıllık bir yalana inanmamızı istiyorlar. Açık ki, onlara inanmamız için tek bir nedenimiz yoktur. Fakat, inanmamamız için binlerce nedenimiz vardır. Bunlardan sadece bir kaçını hatırlayalım.
Tarih 5 Şubat 2003... Yer Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi. Amerikan emperyalistlerinin Irak'ı işgale hazırlandığı bir dönemdir. Emperyalistler dünya çapında tam bir yalan kampanyası yürütmektedirler.
BM'deki toplantı da bunun için örgütlenmiştir. Dönemin ABD Dış işleri Bakanı Colin Powel, bütün dünya medyasının canlı yayınladığı konuşmasında, "Irak'ın elindeki kitle imha silahları ve bu silahları nasıl ürettiği" üzerine konuşmakta, "kanıt sunmaktadır." Dev ekranda uydudan çekilmiş görüntüler, hoparlörde "kitle imha silahları üzerine konuşan iki Irak'lı subayın sesi"... Seyyar laboratuvar ve kamyonlar...
Irak'ın nasıl silahlandığını(!), nasıl her an saldırıya hazır olduğunu(!), CIA'nın hazırladığı şemalar, resimler, görüntüler, ses kayıtları eşliğinde sunuyor Colin Powel. Sahne çok ciddi, çok inandırıcı... Öyle ya "koskoca" ABD Dışişleri Bakanı, tüm dünyanın gözü önünde konuşuyor. Uydu fotoğraflarından Irak'ın cephanelikleri gösteriliyor. Powell bir ara elinde bir tüp gösteriyor ve şöyle diyor: "Bu elimde gördüğünüz tüp, Irak'ın çiçek virüsü üretebilecek ve bunu silah olarak kullanabilecek kapasiteye sahip olduğunu gösteriyor." Emperyalist propaganda aygıtını tanımayanlar açısından anlatılanlara kadar "inandırıcı" ki, milyonlarca insanı Irak'ın kitle imha silahları olduğuna "ikna etti"ler bu yalanlarla.
Amaç işgali zorunlu ve haklı göstermekti. O zaman BM'de konuşup Irak'ı suçlayan Powel, işgalden yıllar sonra ; "ben o zaman sağlam temellere dayanan kanıt olduğunu biliyordum, ama değilmiş" diye açıklama yaptı.
BM'de dünya ülkelerinin en üst düzeydeki temsilcileri önünde, tüm televizyon kameraları önünde söylenen yalanın büyüklüğüne ve PERVASIZLIĞINA bakın. Orada o kadar yalanı, üstelik uydurma resimler, uydu görüntüleri eşliğinde tüm dünyaya sunanlar, açıktır ki, her yalanı söyleyebilirler.
Arşivde olduğu söylenen Katyn belgelerinin Powell'in elindeki tüp gibi yalan olmadığına bizi kim inandırabilir? O yalanlarla örülü sunumu hazırlayanlar, istedikleri "arşiv belgesini" de hazırlayabilirler.
Emperyalist hiçbir yalan, onların gerçek yüzünü gizleyemez.
Yine o dönem emperyalist medya sayfalarını, Irak'ta "Saddam zulmü" altından kaçan bir kıza ayırmıştı. Gerçekte ise böyle bir şey yaşanmamıştı. Sözü edilen kız, Amerikan Büyükelçisi'nin kızıydı.
Emperyalist propagandanın, halkları nasıl yanıltabileceğinin, emperyalist yalanların halkları nasıl zehirlediğinin belki de en somut örneklerinden biri de Romanya'daki karşı-devrimdir.
Çavuşeskular'ın iddıbını, Romanya karşı-devrimini haklı çıkarmak için olmadık yalanlar üretip, yaymışlardı.
Çavuşeskular'ın, yurtdışındaki bankalarda hesapları olduğu, lüks içinde yaşadıkları yalanı günlerce tekrarlandı.
Karşı-devrim sırasında, Çavuşesku'nun emriyle 2000 öğrencinin katledildiği açıklandı. Sonra, ayaklanmalarda çatışmalar yaşandığı iddia edilerek Çavuşesku yönetiminin 60-70 bin insanı katlettiği propagandası başlatıldı. Hastane morglarından çocuk ölüleri toplanarak, Çavuşesku yönetimi tarafından katledilmiş gibi gösterildi. Dünyaya yayılan görüntülerle sanki halk ayaklanmış gibi gösterilerek, karşı-devrim kutsandı. Sonuçta o süreç, Çavuşeskular'ın göstermelik bir yargılamayla, yüzü kukuletalı "yargıçlar"ca idama gönderilmeleri ile tamamlandı.
Tüm bunlardan dolayı emperyalist yalanlara inanmamaya devam edeceğiz...
diğerleri 3 -
1.
-
11.
+2Yararli suku
-
12.
0Upupupupupupup yararlı
-
13.
+2 -1Stalin cok iyi dimi? Eger kırım tatarlarinin caninin hic bir onemi yoksa evet, stalin cok iyi bir insan.
-
-
1.
0hiçbir nazinin gözümde önemi yok evet.
-
-
1.
0Masum kırım tatarlarina nazi diyerek su an nazi kadar huur cocugu oldun
-
2.
0masum mu? bak kardeşim açıklayaym, o dönemde bazı ülkeler savaşmadan direk almanyaya teslim oluyor neden mi? almanyanın propagandasi yüzünden. o ülkeleri savaşmadan ele geçiriyor resmen.. sovyet ülkelerine de hitler propagandaları girdi. kırım tatarları bu prpagandadan en çok etkilenen ve nazi tarafını seçen grup. hepsi nazi taratarı değildi belki, ama hangisi açık hangisi gizli bilinmiyordu ve o savaş döneminde böye bir şey kabul edilinemezdi. stalin de en doğrusunu yaptı hepsini almanyanın dibinden alıp diğer sovyet ülkelerine sürdü böylece ukranyada nazilerin güçlenmesi önlenmiş oldu. kırım tatarlarını kurşuna dizdi falan sanıyorsun herhade?
edit: sovyetlere bağlı bir ukranya ordu birliğinin direk olarak nazi ordusuna katılması bu desteğin en açık şeklidir.
-
1.
-
1.
-
14.
+2stalin ne iyi bir devlet adamı ne de iyi bir askerdir kardeşim. tek ülkede sosyalizm diye bir saçmalıkla sscb nin , yarattığı baskıcı yönetimle de tüm sosyalizmin sonunu hazırlamıştır.
-
-
1.
0askerliği konusunda bilgi yetersizliğinden yorum yapmayacağım sayın troçkist/reziyonist.
tek ülkede sosyalizm saçmalık değil amerikan uşakları veyahut hayal dünyasında yaşayanlar hariç her mantıklı sosyalistin kabul edeceği bir teoridir. 30 yıllık yönetimi 1 iç savaş 1 dünya savaşı geçirmiştir ve bu dönemde avrupanın en fakir devletlerinden birini dünyanın tek süper gücü haline getirmiştir ve yarattığı devasa küresel güç her kapitalist devlette kızıl korku yaratmıştır ve kızıl korku tek ülkede sosyalizm tek ülkede kalıyora verilecek en güzel cevaptır. sosyalizmin sonunu hazırlamak yerine sscbnin temellerini en sağlam ve güçlü şekilde atmıştır. sscbnin sonunu hangi revizyonistler hazırladı onları iyi biliyoruz. -
2.
0savaş esnasında nazilerin oyununa gelip onlarca yüksek rütbeli askeri öldürmek yetenekse tamam yeteneklidir. politbüro da kendisine muhalif olan herkesi sürgün etmek mantıklıysa tamam mantıklıdır. savaş stalin sayesinde değil staline rağmen kazanıldı. zukov olmasa bir galibiyet söz konusu bile değildi. bu arada dünyanın tek süper gücü yalanına umarım sende inanmıyosundur. yayılmacı politikasıyla ( sizin tabirinizle tek ülkede sosyalizm) ruslar dışında sscb ye dahil olan diğer tüm milletlerin sosyalizmden nefret etmesini sağladı. dediğin o " sağlam temel " de 40 yıl bile dayanmadı. troçki siz ne kadar hakaret ederseniz edin, ne kadar tarihten ve fotoğraflardan silmeye çalışırsanız çalışın kızıl ordunun kurucusu , iç savaşın galibi ve leninden sonra sscb deki en önemli ve donanımlı adamdır .
-
3.
0insanlar komformisttir. sosyalist ülke kötü yönetilirse nefret ederler iyi yönetilirse severler. sevmiyorlarsa bunun nedeni ekonominin kötüye gitmesidir.
o sağlam temelin yıkılması krusçev ile başlayan destalinizasyon ve devamında gelen reviyonizm yüzündendir. ki nasıl sağlam bir temel atmışsa o kadar ihanetten sonra kendisinden 40 küsür yıl daha ülke dayanabilmiştir ve gücünü sürdürmüştür
stalin döneminde rusyanın dünya gücü olmasını reddedmek bir troçkistin gözü kapalılığıdır. bunu kapitalistler bile kabul ediyor.
"O, Rusya'yı tahta sabanlarla çalışıyorken buldu ve atomik pillerle donattıktan sonra ayrıldı."
Encyclopaedia Britannica (1964) bölüm 5, sayfa 250
kapitalistlerin bile kabul ettiginin kaniti
stalinden sonra parti içindeki hainlerin nasıl sosyalist sisteme ve sosyalist ekonomiye ihanet ettikleri ve berbaerinde hatalı politikalar ile ülkeyi tak çukuruna sürükledikleri stalinin parti içindeki kurmaya çalıştığı birlik ve muhalifleri sürmesinin ne kadar doğru ve gerekli olduğuna dair en büyük kanıttır. -
4.
0ne kadar anlatırsam anlatıyım sen gözü kapalı bir şekilde sen aptal bi diktatörü savunmaya devam edeceksin . Troçki nin ihanete uğrayan devrim adlı kitabını okumanı tavsiye ediyorum. o zaman sscb ye ve tüm dünyadaki devrimlere kimin ihanet ettiğini görürsün belki
diğerleri 2 -
1.
-
15.
0Evet 40 milyon rus öldüren bir rus lideri ayakta alkışlıyoruz çok iyi biri
-
-
1.
0hayır ya, yanlıs diyorsun 150 milyor rus öldürdü yok ya, 600000o0000 katrilyor öldürdü lem mq stallllllllllin diktaaaaaaaaa kaööööööötil ffaşihhhhhhh öldürdü ühüüüü dünya nüfusu kalmadı lememmmmmmmmmm(kapitalistn beyni bu kadar dayandı)
-
2.
0Baya güldüm teşekkürler(kapitalist olduğumu nerfen bildin yha .s .s
-
1.
-
16.
0Up up up up up
-
-
1.
0Up up up up
-
1.
-
17.
0Up up up
-
18.
0Up up up up up up up
-
19.
+1YIKILSA STALiNiN HEYKELLERi AHISKA TÜRKLERiNiN ACISI DiNER Mi?
-
-
1.
0abi SSCByi çarlık rusyasının devamı sanmak nasıl bir beyin özürlülüğüdür abi anlayamıyorum artık sizi.
-
2.
+2 -1Devami sanmak mi? Ulan gerizekalı carlık ailesinin tamamini katledip ülkenin başına gececeksin adina da ihtilal değil halkların özgürlüğü diyeceksin. Bizde sizi anlayamıyoruz var kafada bisey ama
-
-
1.
0çarlık ailesinin ölümü ile "devamı sanmak" durumu arasında ne ilişki var? aksine öldürülmeleri iki rejimin tamamen bağımsız olduğunu en net biçimde gösterir. rus halkını bin yıla yakın boyunca sömüren çarlığa verilecek en güzel sondur hepsinin idamı.
iyi ki de etmişler.
sscbnin her yanındaki hainleri troçkistleri ajanları gördükce carlık ailesi kalsa idi nasıl da kapitalistlerin piyonu olurlardı anlayabiliyorum.
ihtilal de deriz halkların özgürlüğü de.
devrim kurtuluştur bizim için proleterya sınıfının. hiçbir sağlam argümanın yok veya kendini daha iyi açıklaman lazım
-
1.
-
3.
0Bos boş konuşuyorlat amk birak havlar havlar gider
diğerleri 1 -
1.
-
20.
+2Stalin huur cocugu