stalin diyen balalayka

***bu ilk verdiğim, bu yazarın eski iletilerinden biri: ***

-insanın işleyebileceği en büyük günah-

kendini kandırmaktır beyler. evet, budur. ne yaptığının bilincinde olduğun sürece, kendi duygularını iyi tahlil ettiğin sürece yaptığın hiçbirşey günah olamaz. hem günah nedir ki?

seni öldürmek istiyorsam öldürürüm. seni öldürmek için haklı sebeplerim varsa ve bunu kendi içimdeki bazı suçluluk ve kompleksleri öldürmek için değil de, yalnızca seni öldürmek için, seni öldürmenin gerekliliğine inandığım için yapıyorsam, seni öldürürüm. hiçbir sakıncası yoktur bunun.

ama seni öldürdükten sonra eğer, hala içimde yanan o ateş sönmemişse, tam tersi harlanarak bir pişmanlığa dönüşmüşse.. o zaman, işte o zaman cehennem azabına hazırlarım kendimi. çünkü en büyük günah pişmanlıktır beyler..

en büyük günah doğru olduğuna inanmadığın, gerçekten yapmak istemediğin, daha doğrusu ne istediğini daha çözümleyemeden kalkıştığın davranıştır. en büyük günah aptallıktır.

zayıflığını, gizil ihtiraslarını bastırıp, bunlar için meşru sebepler bularak üstün bir amaca sığınmaya çalışmak, içselleştirip yüzleşmek istemediğin bütün pislikleri kamufle etmektir.

hiçbir zaman cesurca kendin olmak, düşüncelerinin arkasında durmak değildir. yalnızca duygularını çarpıtmaktır.

kendinizi tanıyıp, kendinize kendiniz olmak için izin verdiğiniz sürece, kafayı çorap kokan halılara yapıştırıp, anldıbını bilmediğiniz sözcükleri obsesifçe tekrarlayıp durmak zorunda değilsiniz beyler.

çünkü eğer o bir yerlerdeyse ve gerçekten bu manasız varlığınızla ilgiliyse içinizdeki riyayı da görüyordur merak etmeyin..

• ** bu da güncel iletilerden biri ***

-sevgilim hamile kalmış binler imdat-

Üç yıldır düzeyli bir ilişkimiz var. Evlenmeyi de düşünmüyor değiliz ama birdenbire ortaya çıkan bu bebek mevzuu ikimizi de yoğun bir paniğe sürükledi. Aramızda ne yapacağımızı bilemememizden kaynaklanan kırıcı tartışmalar geçti. Açıkçası şu an ayrılmanın eşiğindeyiz, tabi bunu yapamayız ama artık ilişkimizde bu derin çatlaklar varken de nasıl devam edeceğiz birlikte kalmaya inanın bilmiyorum.

Ben onu bakire sanıyordum binler. Yani ne demek istediğimi anladınız herhalde. Bebeğin benim olma ihtimali yok. Peki kim, diye soruyorum, eminim sizin de aklınıza bu gelmiştir, ne cevap versin beklersiniz: bilmiyormuş. Nasıl bilmezsin diyorum afedersin vajişinin duvarındaki sinir uçları kendi beynine bağlı değil mi ? Ben kimseyle birlikte olmadım diyor binler. Biraz daha sıkıştırdım, en sonunda ; onu bana tanrı verdi, dedi. Yok artık lebron james dediğimde de 2012 yıl önce söyleyene nasıl inanıyorsun, madem tanrının öldüğüne inanıyorsun kazanın doğurduğuna da inan dedi binler. Bu osman gerçekten utanmaz adamın teki. Sordum sen kazan mısın dedim, kazı kazan deyip yavşak yavşak gülmeye başladı.

Osman dedim, kimin bebeği bu nerden buldun doğru söyle başımız belaya girecek dedim. Üç aydır hamileydim farketmedin bizzat kendim doğurdum, diyor hala. Sen bu tanrı konusunda ciddisin galiba bak son kez soruyorum, diye gözdağı verdiğimde ise tanrının, rahmi olmayanlara altı ay indirim yaptığını söyledi. Benim bu saçmalıklara gelemeyeceğimi, bilimin ışığında düşünen, köküne kadar materyalist bi insan olduğumu, tanrı gibi hiyerarşik bir hayalet modelini gerçek olarak benimseyen bi insanla hayatımı birleştiremeyeceğimi söyledim. Bana 'gibtir git oç dişimi tırnağıma takar çocuğuma kendim bakarım' dedi ve kapıyı çarpıp çıktı.

Ne yapsam bilemiyorum binler. Bu ideolojik farklılıklarla ilişkimiz daha ne kadar sağlıklı bir şekilde sürebilir bilmiyorum. Ama şimdi ortada bir de bebek var. Sizce hayatımı tekelime alıp herşeye sırt mı dönmeli yoksa bebeğimiz uğruna osman'ın bu saçmalıklarına katlanmaya devam mı etmeliyim ?

• **özet***

takipçi toplamanın yolunu çözmüşsün ama yazık olmuş.

çok yazık olmuş.

edit: yoo dostum yooo...