/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    +1 -3
    yeter amk bu ak parti karsitlari sozlukten gitmeme sebep olacak
    ···
    1. 1.
      -1
      yapma çok şey kaybederiz
      ···
    2. 2.
      0
      aha bi ataturk kopegi daha sag dassak deil ataturk kopegisin sen
      ···
      1. 1.
        0
        (bkz: tahir efendi bana kelp demiş)
        eyvallah da
        senden köpek bile olmaz anca amerikanın köpeğinin zütünün kılı olur
        ···
      2. 2.
        0
        sana benzemek gibi bi amacim yok
        ···
  2. 2.
    +2 -1
    (Donanim haber'den alıntıdır)

    Şimdi bir bakalım; Kemal Kılıçdaroğlu SSK'yı batırdı mı? Batırmadıysa bu SSK neden zarar etti, nasıl battı?..

    Kılıçdaroğlu hakkında ilk söylenen ve en çok inanılarak söylenen suçlama şudur:
    "SSK'yı bile batırdı, bu adama memleket mi emanet edilir!"

    Tamam, sağ kesimin doğası gereği -kimse farklı görüş okumadığı, dinlemediği ve kendi görüşünü sorgulamadığı için-, herkes birbirinden duyduğunu tek gerçek kabul eder.
    Fakat Kılıçdaroğlu konusunda kendilerini aştılar, hepsi birden rakamlar veriyor.
    Yani, "1991 yılında SSK 128.000 kar etmişti, 1992'de Kemal Kılıçdaroğlu ile 2.556.000 zarar etti, hatta 1999 yılında zarar 1.111.000.000 TL oldu" diyorlar.

    Tabii ezberledikleri bu rakamları AKP'nin "Siyaset Akademisi" diye sunduğu "Gerçekleri çarpıtma ve yalanlar söyleme kursları"nda öğreniyorlar.
    Haa bir de her yazılanın doğru kabul edildiği, hatta okunmadan "beğen-paylaş" yapıldığı Facebook sayfalarından...

    Aslında bir 'Merkez'den gelen "Bu adam bir Kurumu batırdı, idare edemedi; memleketi nasıl yönetsin!" şeklinde hedeflenen bir 'Algı yönetme tekniği' kullanıyorlar.

    Zaten Başbakan her fırsatta yalan olduğunu bile bile, doğrudan bu sözleri söylüyor.

    Aslında "Hoca gaz çıkarırsa, cemaat büyük abdestini yapar" gibisinden bir laf vardır ama bizim Başbakan olaya doğrudan abdestle girdiği için, cemaat tekrar edebiliyor sadece.

    Neyse...

    Bakın Kemal Kılıçdaroğlu döneminde SSK'nın zarar etmesi veya batması olayının aslı şöyledir:

    SSK'lı bir insan ömrünün bir kısmında çalışır. Çalıştığı dönemde kesilen paralar (Sigorta primleri), aslında bir başkasının emekliliğini (emekli maaşını, vs.) finanse etmektedir.

    Bir süre sonra bu insan emekli olur ve artık çalışmadan maaş alır.
    Bu sırada çalışan SSK'lılar da (tıpkı kendisinin daha önce yaptığı gibi) kendisinin maaşını ödemektedir.
    Tabii ekonomi büyür, yeni iş imkanları sağlanır, sigortalı çalışan sayısı artarsa(Gelir artar); emekli maaşlarını ve diğer hizmetlerini rahatça ödeyen Kurum kar eder.

    Bir de ekonominin daraldığını veya sabit kaldığını emekli sayısının arttığını düşünün.
    Bu defa çalışmaya başlayanlar (yani para ödeyenler) az, çalışmadan maaş alanlar daha fazla olacak.
    Doğal olarak Kurum zarar edecek.

    Bir de çalışan sayısı değişmediği halde, emekli sayısının aniden arttığını düşünün! işte Kılıçdaroğlu döneminde SSK'da olan da buydu.

    Hemen anlatayım: Turgut Özal Emeklilik için kadınlarda 55, erkeklerde 60 yaş şartını getirmişti. Sendikalar ve tabii çalışanlar bu yasaya 'mezarda emeklilik istemiyoruz' diyerek karşı çıkmışlardı.
    Süleyman Demirel de 1991 genel seçimlerinde bu yasaya olan tepkiyi kullanarak, seçildiği zaman yasayı kaldıracağını vaad etmişti.

    Seçimi kazandıktan sonra da yasayı değiştirerek "5 bin işgücünü tamamlayan herkes emekli olabilir" diyen yasayı çıkardı.
    O dönemde Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal, bu yasayı 2 defa veto etti ama Demirel yasayı çıkarmayı başardı.

    Tabii bu sayede çalışan sayısı sabitken(Gelir sabitken), 5 bin günü dolduranlar yavaş yavaş emekli olmaya başladı.
    Ve her yıl emekli sayısına biraz daha emekli eklendi. Bu yüzden de Kılıçdaroğlu döneminde SSK yıldan yıla daha fazla zarar(!) etti. Yani gelir artmazken, her yıl daha fazla artan emekli maaşlarını ödedi.

    Zaten Kılıçdaroğlu AKP Döneminde Belediye Başkan adayı olunca da Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu, Başbakanlık Teftiş Kurulu, Çalışma Bakanlığı Teftiş Kurulu, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu gibi ne kadar kurul ve kurum varsa o dönemki çalışmalar hakkında incelemeler yaptı. Fakat yolsuzluk olduğuna dair bir tek rapor gösteremediler. Fakat 'insana utanma hissi veren o muhteşem duygu' bazı siyasetçilerde görülmediği için, aynı yalanı tekrarlamakta sakınca görmüyorlar.

    Hele karşılarında bir de, her yalanına inanmaya dünden hazır 'yığınlar' varsa.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    0
    Lan bu mk koyunları on sene önceki şeyleri de chpden biliyolar parti en son 60 yıl önce iktidar olmuş anlatamıyom mallara bu sağ kafalar ülkede olduğu sürece hiçbişey değişmez
    ···