soğuk nöbetçi kulübesinde kalbi ısıtan eller

bir yazıda kavga dövüş geçirdik...
aslında o eğlencesine de bakıyordu..
deniz-havuz vs yazın yapılabilecek herşey elinin altındaydı..
bir eğlencesi de benimle kavga etmekti herhalde *
yoksa her taka kavga çıkartabilmenin başka bir açıklaması yok..
neyse ben 2. yabancı dil öğrenmeye karar vermiştim...
rusça yada ispanyolca öğrenmeye karar vermiştim...
ispanyolca daha çok ağır basıyordu..
internetten, ispanyolca öğrenenlerden filan araştırıyordum.. şimdi düşünüyorumda internette ne kadar gereksiz bilgi vardı ispanyolcayla ilgili..
dünyada kaç milyon insanın konuştugundan banane, türk iş adamlarının bu insanların yüzde kaçına ulaştığını yazsana amk..
bana para kazandırcak olan uluslararası şirketler sonuçta.. kolombiyanın köylüsü değil...
hangi dili öğrensem diye kararsız bir şekilde ortalıkta dolaşırken, babamın tercümanlık yapan bir arkadaşıyla konuşmaya karar verdim..
daha doğrusu babam tavsiye etmişti onunla konuşmamı..
o ne derse onu öğrenecektim..ben kendimi ispanyolca yada rusçya şartlamış bir şekilde gittim görüşmeye

daha önce aklımın ucundan bile geçmeyen bambaşka bir dili önermişti..
duyunca "hadi sende şakacı" diyesim gelmişti..
hakkında hiçbir fikrim olmayan bir dil..
ama o kadar emin ve tok sesle konuşuyorduki,kim olsa karşısında saygıyla eğilip, direk kursa yazılırdı..
görüşmeye gittiğimde aklımda 2 dil vardı, görüşmeden çıktığımda bambaşka 3. bir dili öğrenmeye karar vermiştim..
eve döndüğümde direk araştırmaya başladım...
nerde kurs var, kuru kaç para, türkiye ile ticaret hacmi vs vs vs...
bütün bunları araştırırken, hiç bir yerde hayatımı bu kadar değiştireceği yazmıyordu...
bambaşka bir hayatın kapılarını açacağını da yazmıyordu...
ilişkimin seyrini değiştireceği hiç yazmıyordu...
gereksiz herşey yazıyordu ama bunların hiçbiri yazmıyordu..

ilerleyen saatlerde görüşmek üzere beyler.. takip eden herkese teşekkürler..

devdıbını bekliyorum kardesim.

geldim beyler.. birkaç part girip çıkıcam... çok kalmayacam..

Bu kızın hiç mi iyi özelliği yoktu beyler?
Çok iyi yemek yapıyordu mesela.. içki masasını da baya iyi hazırlıyordu..
Yalan söylemeyi asla beceremiyordu.. benden bir şey saklamaya çalışsa 2-3 gün içerisinde ağzından kaçırıyordu hahaha
Ben bunun renkli lens takmasına uyuz oluyordum...
Gözlerine baktıgımda doğal halini görmek daha çok hoşuma gidiyordu..
Renkli lens takınca bakışlarındaki derinlik gidiyordu, manasızlaşıyordu sanki..
Bunun bir arkadaşı vardı babası bir ilaç firmasının temsilciliği yapan..
Kız çevresindekilere filan lens satıyordu, babası sayesinde..
neyse sözde bizimkine lens hediye etmişti..
Bende hediye diye sesimi çıkarmadım…napalım dedim tak bari..
5-10 gün sonra kadikoyde yürürken bir gözlükçünün önünden geçiyorduk…
bu birden heyecanlı bir şekilde bir “ben lensimi burdan aldım “ dedi..
Allah var gram sinirlenmedim, hatta güldüm baya..
bu kadar mal bir şekilde ağzından kaçıracağını hiç tahmin edemezdim.. haha..

Evet beyler çok mutlu olduğum bir anı hatırladım…
o kadar mutlu olmuştumki mutluluktan ağlamıştım..
Benim doğum günümü kutlayacaktık…biz doğum günlerini başbaşa geçirmeyi tercih ediyorduk…
O yemek filan yapacaktı…o yuzden onun evinde kutlayacaktık..
Evine gittiğimde hazırlıklar tamamlanmamıştı.. yemekler hazırdı ama salonda yapması gerekenler vardı..
bu yüzden bir süre odasında tek başıma oturdum…
Salonda beni bekleyen surprizi merak ediyordum..
Sabırsızca beklerken salona girebileceğimi söyledi..
Küçük mumlardan onlarca düşünün.. çok güzel bir şekilde odanın dört bir köşesine dizilmiş küçük mumlar..
Yerde, pencerede,masanın etrafında kısacası her yerde..
Ve sanki hepsi aşkımıza şahitlik edebilmek için bu geceyi beklemişlerdi..
Mumların alevi sanki özenle şeçilmiş şarkılara ayak uydurup dans ediyordu…
Kısacası Kapıdan adımınızı attığınızda romantizm size hoş geldin diyordu..
Asıl surpriz kesinlikle hediyemdi..
küçük huurnun* yardımıyla bir cd hazırlamıştı..
fonda bizim şarkımız çalıyordu.. sözlerini hiçbir zaman öğrenemediğimiz bizim şarkımız..
bir yandan beraber çekildiğimiz resimler geçiyordu bir yandan ilk çıkmaya başladığımız günden itibaren attığımız mesajlar..
birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi anlatan ve birçoğunu unuttuğum mesajlar..
mesajları okurken gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı..
hayatımda aldığım en anlamlı hediye..ve hatta alacağım..
Küçük bir dipnot..bu konunun başlığı olacak o cümle yazıyordu cd’de..cd’nin ilk cümlesi..
Soğuk bir nöbetçi kulübesinde……

takip edenlere teşekkürler.. daha sonra görüşmek üzere..

rezerved

gibicem amk bi kere de rezeved yazdığımda yazar susmasın uyuz oluyorum kaç saat oldu lan

geldim beyler.. hemen yazmaya başlıyorum..

Bana önerilen dil bende kalsın istiyorum…ilerde belki paylaşırım..
Öyle cenabet bir dilki amk, sınıf açılması için gerekli 6 kişiyi 3-4 ayda bulabildiler..
Hayatımın ,ilişkimin seyrini değiştircek kurs..
Kursta bizim okuldan *benden bir yaş bir büyük bir kız vardı.. gerçi yaşını hiç göstermiyordu..
incecik zayıf biriydi.. hatta birgün kıyafetinin kaç beden olduğunu göstermişti.. bildiğiniz çocuk reyonundan alınmış..13-14 yaş grubunun giydiği beden..
etrafına neşe saçan bir tip.. sadece bir tane erkek arkadaşı olmuş ve uzun bir süre ayrı yaşamışlar.. kız kanadaya gitmiş zamanında.. döndüğünde de ayrılmışlar zaten..
onunla muhabbet ederken kendimi huzurlu hissediyordum.. hatta kız arkadaşımın yanında bulamadığım huzuru onda buluyordum..
ilk defa kız arkadaşım dışında bir hatunla bu kadar yakınlaşıyordum…
ikimizde ilgiye, saflığa,huzura açtık..bir tebessüm yeterliydi mutluluğa..
aldatmadan, aldatılmadan,oynamadan, oynatılmadan sevecek, hatta sadece ilgi gösterebilcek biri yeterliydi ikimizede..
bu ortak nokta yakınlaştırdı bizi.. kız arkadaşım olmasına rağmen yakınlaştırdı..
iki arkadaş olarak adlandıralabilecek bir yakınlaşma değildi bu..

bu yakınlaşma bir aldatma sayılırmıydı peki?
bu kızla olan muhabbetimi size anlattıktan sonra kararını siz verin...
her akşam mesajlaşıyorduk.. birbirimize sevgi sözcükleri söylemiyorduk tabiki..ama istisnasız her akşamı mesajlaşarak geçiriyorduk..
hatta saat yaklaştığında ondan gelecek mesajları bekliyordum...
sürekli telefon kontrol ediyor, başkasından gelen her mesajı görünce küfürü basıyordum..
bu duygu çok tanıdıktı aslında bana... aynı şeyleri zamanında kız arkadaşım içinde hissediyordum..
ondan gelecek boş mesaj bile mutlu olmama yeterliydi zamanında...
okula gitmek istemediğim günlerde bile,bu kızı görüp muhabbet edebilmek için gidiyordum..
dedim ya onu görmek, konuşmak huzur veriyordu..
ve eminimki o da huzur buluyordu..
bigün yine okulda beraberdik.. acıktığını ve öğleden sonra da dersini olduğunu söylemişti..
bende o zaman beraber birşeyler yiyelim dedim..
derse yetişmek için hızlıca birşeyler yememiz lazımdı..bu yüzden burger'a gitmiştik..
akşam olduğunda yine ondan gelecek mesajı bekliyordum..şu an hatırlamıyorum neden olduğunu ama ilk mesajı onun atmasını bekliyordum..
biraz gecikmelide olsa mesaj geldi ondan...
hiç beklemediğim, biraz şaşkınlık yaratan ama beni mutlu eden bir mesaj gelmişti..

mesajı kelime kelime hatırlamıyorum ama şu tarz birşeydi :
" bugunki yemek senin için olmasa bile benim için çok anlamlıydı "
bu manaya gelecek birşeyler yazmıştı..
aslında doğru söylüyordu yemek benim için çokta önemli değildi.. fakat bu mesaj gerçekten önemliydi..
içimde birşeyleri harekete geçiren, kaybettiğim heyecanımı alevlendiren bir mesaj..
bende "o zaman daha sık dışarı çıkarız " tarzı aptalca bir cevap vermiştim..
bu kızdan hoşlanmaya başlamıştım ama bir yandanda kız arkadaşıma yanlış yapmak istemiyordum..
kafam karmakarışıktı..bir yanda yıllarımı verdiğim ilişkim, diğer yanda beni tekrardan heyecanlandırmayı başaran bir kız..
ne yapmalıydım? yıllarca emek verdiğim ilişkiye mi sadık mı kalmalıydım yoksa yeni heyecanlara yelken mi açmalıydım?
mutluluğu çarpık ilişkimde mi aramalıydım yoksa yanında huzur buldugum kızda mı?

bir yandan bu sorulara cevap ararken bir yandan olayları akışına bırakıyordum...
kızla gizli gizli buluşuyor, muhabbete devam ediyordum...
bir tarafta yılların verdiği alışkanlık diğer tarafta huzurlu dakikalarım vardı..
bigün yine okul çıkışı buluşmuştuk... önce hoş bir cafeye birşeyler içmeye gittik..
oturduğumuz nokta hem tüm cafeyi görebilcek şekildeydi hemde gerektiğinde bizden başka kimse yokmuş hissi verebilcek şekildeydi..
ayarlasam böyle güzel masa denk gelmezdi..
aynı anda hem yalnız hem de kalabalıklar içindeydik...
aslında ikimizde kalabalığa pek aldırış etmiyorduk..
ekgib parçalarını tamamlayanı bulmuşken,3. kişilere ihtiyacımız yoktu..
sohbet o kadar koyuyduki ne acıktığımızı fark etmiştik ne de saatin baya ilerlediğini..
hava çoktan kararmış, onun eve dönme vakti gelmişti..*
ben onunla biraz daha vakit geçirebilmek için birşeyler yemeye ikna ettim *
yüreğimi cız ettircek,o an hiç bitmesin isteyeğim birşey gerçekleşeceğinden ne ben ne de o habersizdi...

yemek için mekan değiştirmiştik..
cafede hesabı ben ödediğim için yemeği o ödemek istemişti..
tam parayı uzatırken, engellemek istedim ve...
istemeyerek elini tuttum...
o an kalbimden pompalanan her damla kanın akışını hissediyordum..
kısa süreli de olsa farklı şeyler hissettirmişti bana..
sevgilinin elini ilk kez tutma gibi birşey..
aylarca, yıllarca peşinden koştuğunuz kızın kabul etmesi gibi mutlu edici..
hoşlandığınız kızı ilk kez dışarı çıkartırken duyduğunuz heyecanın aynısı..
sevdiğinizin size ilk kez " seni seviyorum" demesi gibi unutulmayacak bir an..
yürümeye yeni başlayan bebenin bir sonraki adımı kestirememesi gibi bende bundan sonra ne olacağını bilmiyordum..
aslında bilmekte istemiyor sadece o anda kalmak istiyordum..

takip edenlere teşekkürler, kısa bir süre sonra dönecem.. birkaç part daha yazıp çıkıcam..

çok güzel panpa

bütün bunları anlatırken farkettimki,bu kızla olan muhabbetimden ne o zaman ne de şimdi pişmanım..
huzuru bulmak, heyecanla gelecek mesajları beklemek...
bu akşamdan sonra samimiyetimiz artmıştı...
ikimizde birbirimizden hoşlanıyorduk..bu durum aşikardı artık...
fakat ikimizde biliyorduk ki olmayacak duaya amin diyoruz..
çünkü benim kız arkadaşım vardı... yıllardır devam eden...
en büyük hatamda buydu zaten... hep kendimi yıllardır devam eden bir ilişkin var, sakin ol,onu yapma bunu yapma diyerek avuttum..
bu ilişkiyi korumak, kurtarmak için;farkında olmadan yıllarımı gibiyordum...
eğer sizde bu düşüncelere sahipseniz, gelecekteki yılları kurtarabilmek için geçmişe hiç düşünmeden sünger çekin amk..
hiçbirşey sizden önemli değil..1 dk. sonra mutlu olacaksanız eğer geçmişteki yılların hiçbir önemi yok..
yoksa mutsuzluğunuza 1 dk. daha eklemekten başka birşey yapmamış olursunuz..
neyse yeni kıza dönelim biz..
kız arkadaşımla beraber olacağım günler mesaj filan çekmezdi..ve bunu da asla problem etmiyordu..
ilişkim hakkında hiç konuşmuyordu..o da benim gibi sadece beraber mutlu geçirdiğimiz zamanlarla ilgileniyordu..
fakat kız arkadaşımda kaldığım birgün geç saatte mesaj geldi ondan..
mesajın içeriğini tam hatırlamıyorum ama çok mutsuz olduğunu ve ağladığını yazıyordu..
kız arkadaşım gördü mesajı..
neden bir başkası değilde sana atıyor tarzında sorulara başladı hemen...
"senin yüzünden, yanında huzur vermiyorsunki amk " diyemedim.. şimdiki aklım olsa o dakika böle konuşur, huzura doğru koşardım..
bunu geçiştirdim bir şekilde ve mesaja cevap verdim..

bu mesaj hadisesi tehlikeli sularda yüzdüğümü farkettirmişti bana..
yıllarca emek verdiğim ilişkimi kaybetmeme neden olacaktı...
ve yine yaptım mallığımı...
konuşmayı bilmeyen bebek bile canını yakan birşeye tekrar dokunmaz,bu mal kardeşiniz her defasında aynı hataları yaptı..
hayır gibilmekten zevk mi alıyorum nedir bilinmez,bu ilişkide hep ısrarcı oldum amk...
hatayı tahmin etmişsinizdir..
artık sadece işkenceden ibaret olan, beni mutlu etmeyen bu ilişkiyi koruyacaktım..
bu yeni kıza bir şekilde durumu anlatmalıydım..
onun kalbini kırmadan yapabilirmiydim bilmiyorum ama seçtiğim yol en kötüsüydü,ona eminim şu an..
daha önce belirttiğim gibi ilk kankamı, kardeşim dediğim insanı benden hoşlanıyor diye silmiştim..*
bu olayı yeni kıza anlattım ve mesajı anladı hemen..
çok bozulmuştu ama belli etmemeye çalışıyordu..
kimse olsa bozulurdu??
ben o mesajla ikimizede ihanet etmiştim..
aramızdaki saf duygulara ihanet etmiştim..
en başta kendime ihanet etmiştim..
ve birde sanki ben ondan hoşlanmıyormuşum da sadece o benden hoşlanıyormuş gibi davranmıştım...
yüzsüzlüğün biri bin para..
niye yaptığımı sizde biliyorsunuz,o da biliyor.. yıllarımı giben ve daha uzun yıllarımı gibecek olan ilişkim için..
muhabbetimiz kesilmedi ama kız o kadar olgun davrandıki seviyeli bir şekilde görüşmeye devam ettik... hemde yıllarca..
** ve*

biz her gün olmasa bile haftada bir iki kez mesajlaşmaya görüşmeye devam ettik..ama sadece iki arkadaş gibi..
duyguları bastırılmış 2 arkadaş..

edit:imla