sozluk formati

hala nasıl olupta bayılmadığımı anlayamıyordum. vücudumu o kadar güçsüz hissediyordum ki mastürbasyon bile yapamayacak gibiydim. eğer iyi biriyseniz her zaman geçmişi hatırlarsınız. iyi biri olmadığımı o an düşünmeye başladım. geçmiş için o kadar umursamazdım ki. herhalde beni bir zaman makinesiyle geriye zütürseler ve yapacaklarımdan sonra başıma bunların geleceğini söyleseler yine aynı hataları yapardım. ama hergün babamın cebinden 50'şer kağıt alıp stoklardım aç kalmamak için.

sabah 9'da kütüphanenin birine girdim. oradan çıktığımda saat öğlen 1 olmuştu. güneş tepeden vuruyordu suratıma. o değilde ben bu zamanın adamı değildim. sanırım bu sözlüktekiler de bu zamanın adamı değil. eğer eski tarihli dizi ve filmleri izleyip keşke o zamanlarda yaşasaydım diyorsanız bu zamanın adamı değilsinizdir.

üstüm başım toz içindeydi. kütüphanenin tuvaletinde üzerimi değiştirmiştim daha önce. seyyar olarak kıyafet satan adamların birinin yanına geldim. kıyafetlerim ikinci eldi ve tozluydu. ama adam yine de 7 lira vereceğini söyledi. ki o pantolonun gerçek değeri 40 lira civarıydı. ama uzatmadan 7 lirayı alıp tozlu ve kirli durumda ki kıyafetlerimi verdim.

reserved

Gercekmi sahtei bilmiyorum ama uzatabildiin kadar uzat cok sardi devam ev amk

7 lira 40 kuruşumla mutlu mesut yürümeye başladım. direk gidip döner ekmek aldım en martılısından. ayranla beraber 1.75 tutuyordu. hafiften karnımın doyduğunu hissettim. ilizyondu aslında bu his. 2-3 saat sonra tekrar bastıracaktı açlık.

dolaşırken sokaklarda tarlabaşına girdim. ne olacağı belli olmazdı tarlabaşında. sokaklar barzolarla dolmuştu son yıllarda. tarlabaşının eskiden bir raconu olduğu söylendirdi ama orayı görünce pek inanasım gelmedi. çingene ve kürtlerin genelleme yapılarak aşağılanan bir millet olmasına sebep veren heriflerin karşımı bir yer olup çıkmıştı tarlabaşı.

elbette pekekentler torbacılar ve huurların koğuşlandığı bir yerdi burası. sokaklardan geçerken her yerden huur olduğu tescilli bir kızın yanına gittim. yanına gidince şaşırdım. uzaktan daha büyük görünüyordu. kıza kaç yaşında olduğunu sordum "yaşımı gibtir et. yatmak istiyorsan gel benimle, çok ucuz" dedi. ama hiçbir güç 16'dan büyük olduğunu inandıramazdı bana.

kızın peşinden bir daireye çıktım. cebimde ki 5 liranın neyine güveniyordum bilmiyorum. o kadar da ucuz değildi herhalde. herşey bir yana bir kez daha am açlığa baskın çıkmıştı.

reserved

@1134 açlıktan geberecen hala am peşindesin pekekent

Ulan arjantinli heryerde karşıma çıkıyorsun, ben mutlu bu arada... Namı diğer murat..

hadi amk. hızlı yaz panpa

yada geceden yaz hepsini okuyalım amk

kızla girdiğimiz apartman zaten yıkık döküktü. dairenin içi ise ondan da beter. her yerde boş içki şişeleri, sigara izmaritleri vardı. kız bir anda üzerindekiler çıkardı. bana bakıp "10 lira" dedi. şimdi gibi tutmuştum ama çaktırmadım ne kadar param olduğunu. ona tamam dedim. normalde para peşin alınırdı ama kız yeniydi sanırım yoksa böyle bir hataya düşmezdi. robot gibi gelip pantolonumu indirdi. penisimi ağzına alıp yalamaya başladı. yüzü biraz ekşidi yalayınca. o gün en son ne zaman banyo yaptım diye düşündüm ama uzatmadım düşünceyi. anın tadını çıkarmalıydım. vücudumun yorgun olması nedeniyle ereksiyon haline geçmem biraz uzun sürdü. ardından kız koyun gibi koltuğa oturup bacaklarını açtı. şu anda şehvetli bir ciksin hayalini kurmuyordum elbette. bu yüzden pozisyonlara takılmadan kızın içine girdim. 5 dakika sonra kızın inlemeleri arttı. inleme değil bildiğimiz bağırmaydı bu. koltuğun üzerinde ki örtüyü yırtarcasına sıkıyordu. bende iyiden iyiye yaşadıklarımı unutup hızlı şekilde gidip gelmeye başladım. ardından içine boşaldım. kız içine boşalınca sinirlendi ve bağırdı bir süre. siniri geçtikten sonra yatışıp kendine geldi. nasıl gibişti anlamadım, göğüslerini bile görmemiştim.

kız "eee nerde benim 10 liram" dedi. cebimden parayı çıkarttım. 5 lira 65 kuruş kalıyordu sanırım dönerden sonra. kıza dilenciye sadaka verir gibi verdim bozuklarla birlikte. "dalga mı geçiyorsun benimle?". "kusura bakma bu kadar varmış" dedim. "kızılay mıyım oğlum ben nasıl bu kadar kalmış". muhabbetin sonu görünmüyordu sırt çantamı omuzlayıp koşarak apartmandan çıktım. sokakta koşarken kız camdan "huur çocuğu paramı ver lan" diye bağırıyordu.

ulan nasıl bir hayal gücü var sende devam et bin kurusu

neden olmasın

edit: pardon beyler yanlış başlık :(

iyi sallıyorsun amk.

senarist ol lan harcanma buralarda

anlık zevkler bir kez daha gibi tutturmuştu bana. yine beş parasızdım işte. tamam ciks güzeldi, tamam lan daha güzel bir şey olamazdı ciksten ama geçmişti etkisi artık.
sokakları tavaf ediyordum her zaman ki gibi. bende size anlatmak isterim her saat başı birini gibeyim önüme binlerce lira çıksın bütün taksimi döveyim. ama hayat böyle değil maalesef. ne zamanın geçmesini sağlıyordu ne de sizin düzlüğe çıkmanızı. bekle diyordu, biraz da ağzına vereyim senin.

öyle ya da böyle iş bulmalıydım. iş bir yana banyo yapmalıydım. sokakta yanından geçtiğim kişi kokumdan başını çeviriyordu.

tam olarak beyoğlu'nun neresi şu an hatırlamıyorum ama küçük bir inşaat şantiyesi vardı. gözümü karartıp şantiyeye girdim. şantiyeye giderken her adım kalp çarpıntısı gibiydi. bu kadar düştüm mü diyordum? anlaşılmasın o adamları küçümsediğim sonuç itibariyle benim durumum da belli. ama okulda çalışkan olan biri bir anda bu duruma düşünce ister istemez yadırgıyordu.

reserved

(inanmayanlar bu hikaye bittiğinde o capsleri hediye edeceğim güzel yerlerinize bekleyin dostlar)

@1 panpa benim anlamadığım 2-3 entry önce antalya diyorsun ama tarlabaşı taksim gibi yerlerde geçiyor yine o 2-3 entryde . olayı ayıkamadım .

reserve 3 gündür okuyorum bin devam

inananın taa amk

yalan amk yalan adam önüne geleni gibiyo tavuk mu gibiyon oğlum sen

şantiyeye girdiğimde harç karıştıranların sesleri yukarı aşağı giden makinelerle birleşiyordu. bir de bunun üstüne birbirlerine ana bacı küfür ediyorlardı. çekine çekine ustabaşı olduğunu düşündüğüm kişinin yanına gittim. hiç çalışmadığı ve millete bağırdığı için ustabaşıdır büyük ihtimalle dedim ve konuşmaya başladım.
-merhaba abi.
+aleyküm selam yeğenim. (merhaba nedir ustabaşıya arkadaş)
-elemana ihtiyacınız var mı acaba?
+valla aslanım inşaatta elemana her zaman ihtiyaç vardır da elinden gelir mi bu iş? güç ister.
-sorun değil abi ben yaparım. çok ihtiyacım var bu işe.
+iyi o zaman. var mı kirli kıyafetlerin?
-yok.
+bak şu adamın yanına git. beni ahmet abi gönder de sana kıyafet versin. sonra yanıma gel söylerim ne yapacağını.
-saol abi.

biri şu şantiyeye gömseydi beni de bir daha bakmasaydım şu gibik gökyüzüne. adına methiyeler düzülen kutsal sayılan güneş bizim için değil mutlu insanlar için o ışıklarını yolluyordu. çünkü burada sıcaktan başka adamların anasını düzmekle meşguldü.