-
1.
+6 -1Sosyal fobiyi yendim. Sırf size yardımcı olabilmek ve belki de bir yol göstermek için yazıyorum. Burada beylik laflar edecek değilim. Her neyse.
Sosyal fobiyle 3 yıldır boğuşuyordum. Sınıfta; söz alıp şunu desem insanlar güler mi, kafamı kaldırıp kıza baksam, ondan hoşlandığımı anlar mı vs tarzında bir çok saplantılı düşünceyi taşıyordum. Hayatı yaşayamıyordum artık. Hayatı onlar yaşıyor ben izliyordum. Ben sadece oyunu seyreden bir seyirci gibiydim
dinleyen 1-2 başlıcam beyler -
2.
+2 -2bir gün fight club filmini izledim. Tyler'ı tanıdım. O bana ilham oldu. Dibi bulmak konusu üzerine günlerce düşündüm. Analizledim. Sentez ettim.
Sonra bir gün matematik dersinde çok iyi olduğum bir konuda her soruda hocaya cevap kesinlikle şu tarzında (cevabın o olmadığını bilerek) çıkışlarda bulundum. Hoca her seferinde yanlış dedi. Üsteledim. imkansız dedim. Kendimi küçük düşürmek için elimden geleni yaptım. Sınıftakiler güldü. Kızardım. Yılmadım. Her soruda aynı komikliğe(!) devam ettim. -
3.
0Başka bir gün okulda: nöbetçiyken rastgele bir sınıfa girip, x öğretmenine hocam müdür yardımcısı y bey sizi çağrıyor diye çağırdım.( sınıfta öyle bir müdür yardımcısı yoktu.) herkes güldü. Gene üsteledim. Sizin adınız z değil mi tarzında.(halbuki adı x'ti) herkes güldü. Daha sonra gelip dalga geçenler bile oldu. Sonunda ne oldu. Yaptığım saçmalıklar okuldan mezun olunca o okulda kaldı. Hiç bir arkadaşımı üniversitede görmedim. Şimdi ise sosyal fobi ndıbına bir şey kalmadı ben de. insanların bana gülmesi, kendi egolarını tatmin etmek için beni bozma çabaları üniversitede de devam etti. Fakat ego-süperego üzerine, nefs ve terbiyesi üzerine çok okumuştum. Onların bu beni bozma çabalarını, ellerine yüzlerine bulaştırdım. Sonra gidip herkesin içinde özür diledim.
-
4.
0Hülasa; Dibi gördüğünde normal hayat bir lüks halini alıyor. Bir bakkala gittiğinde yaptığın saçma bir hareketimin lise de ki saçmalıklarının yanında bir hiç olduğunu daha ötesi herkesin bir pencereden hayatı yaşamasına mütevellit gerçek gücün onlarda olmadığı gerçeği sizi değerli kılıyor. Kime karşı mı? Kendinize karşı.
Sosyofobi için çözümünüz yine insanlarda, onları kullanın...
Kimi annelerin "özgüveni yok, toplum içine çıkamıyo" diye düz bi şekilde nitelendirdiği bu olay, aslında çözümü bir ince ip kadar olan gayet yaygın bir vaka. Çok yaygın çünkü baskın toplumlarda anne-baba egemenliği çocukların genç yaşta seslerinin çıkmasına ilk etapta pek hoş bakmıyor. Özgüven, hayatı öğrenme aşamalarında gencin deneye yanıla keşfettiği bişe. E ama her yanıldığında başına kakılıyorsa nolacak? Hadi bi de bu yetmedi; ilkokulda, ortaokulda veya lisede kendinden çok daha özgür ve güvenKazandırılmış şekilde belki biraz da şımarıkça yetiştirilmiş kardeşleriyle tanıştığında normal bir sohbet ortamı kuralları gereği çok konuşan birileri varsa o çocuk da az konuşan kişi olacak.
Daha çok konuşan, daha çok dinlettirecek, daha çok doğrulanacak. Bu çocuğunsa sözleri gayet rahat yargılanacak, yerilecek. -
5.
+1Neyse dönelim şimdi, çocuk değiliz artık. Ama o şımarık yetişmiş çocuklar hala aramızda. 20-30 yaşında hala bu fobiyle uğraşan tonla insan vardır ülkemde zannımca. Bir zamanlar ben de böyleydim; yanlışı keşfettiğimde tabiri caizse kabak çiçeği gibi açıldım. Bazen insanları bıktırırcasına konuştum, gayet de memnunum.
Sosyofobisi olanların en büyük sorunu toplu konuşmalara katılamamak. inanın şu an
görüyorum ki bu, dünyanın en saçma kaygısı. Panik atağın uzun dönemli tetikleyicisi
aynı zamanda. Ya düşünsenize ne kadar bilgili birisi konuşuyo olabilir ki karşınızda. Türkiye'de yaşıyorsunuz, eğitim düzeyi belli, kitap okuyan sayısı belli. Karşıdakini biraz hor görün o kadar değer vermeyin; %80 ihtimalle kafadan sallama, uydurma, "bugündeKendiSosyalSözPayımıAktarayımDaDogruBilgiVermesemDeOlur" gibi
mantalitede insanların sözleri. Bir kere başta yaptığınız hata şu: Onları eleştirmiyorsunuz.
Bir sinema filmi izledim diyor, sorun: Kim oynuyor? Bir kitaptan bahsediyor, ana karakterleri sorun. Dediğim çıkacak inanın; bizim yeni yetme gelişen insanımız için toplum önündeki saygınlık konuştuğu konunun içeriğinden veya bilginin dürüstlüğünden daha öte.
Konuyu bilmeseniz bile bi fikir atın; çoğusu yapıyor bunu, siz neden yapmayasınız?
Soru sorun, yargılayın. Bunlar olduğundaki değişimi göreceksiniz. Değişim ortam sessiz veya yetersiz kaldığında sizi konu açmaya itecek. Tabi bu çok ayrı bi konu.
Bir muhabbet açmak istiyorsunuz ve konunun tutup tutmayacağı konusunda endişeniz var.
Bu da bir önceki durum kadar saçma. Sizi %100 temenni ederim ki böyle bir duygu
kesinlikle hiçkimsede oluşmuyor. Tecrübemle sabit bu sözüme lütfen inanın. En fazla
yapılacak yorum, sizle dalga geçilmesi olur. Bu da bunu yapan kişinin geyik goygoy
yapması. O kadar kalitesiz bi laf ettiniz, böyle bir durum oluştu. Kaybetmeyin şu
lanet güveninizi ve duruşunuzu. Bir geyik de sizden türemiş olsun. Espriyi kaldırabiliyor diye bir zaman sonra geyik bir insan olarak bile anılmaya başlayabilirsiniz. Tabi bunu alışkanlığa dönüştürmeyin. Bu durum karşısında gülümseyin, hala güçlü olduğunuzu gösterin.
Gösterin ki rekabetli bir iş ortamında, sizi kıskananların olduğu bir komşu toplantısında niyeti pek de iyi olmayarak dalga geçenler bile duruşunuz karşısında çaresiz olduklarını görsün. -
6.
0Bi de şunu düşünün ola ki enteresan bir konu açtınız, açamayışınız sorun değil de...
Diyelim ki tuttu ve sohbet devam ediyo. Artık onların arasındasınız. Bunu bir kere başarın; inanın bu sıkıntıdan eser kalmayacak. -
7.
0kimseyi beklemeden yazdım okuyan bana değil kendine okur eksi veren pampalarım neye eksi verdiniz onuda söyleyin
-
8.
0Teşekkür ederim beyler yorumlarınız için sorusu olan varsa sorsun
başlık yok! burası bom boş!