-
26.
+5 -2herneyse kapı açıldı murat geldi, yüzü gülüyor tabi ama bana gibiş attıramadığı için üzülüyor biraz. geldi yanıma baktı tuncay var hiç mevzuyu açmadı. zaten tuncaya anlatmazdım kız olaylarını, hani gelmek ister filan değil. zaten kız görse kaçardı korkardı, yatağa soksan kızla gibemezdi. morali bozulmasın diye söylemezdim. tuncay biraz daha takıldı filan gitti sonra. muratla kaldık. olum dedi dün niye gibmedin niye atarlandın. noldu. dedim sana ne anlattılar amk. kızın gönlü yoktu zaten, o huur çocuğu da sinirimi bozdu kalktım geldim. iyi yapmışsın kardeşim dedi başka bişey demedi. muratta biliyordu dün kü muhabbetlerden sonra esra nın bana vermeyeceğini.
-
27.
+9 -2devam edelim beyler, bu arada asosyal diyenler olmuş, bu hastalığın asosyallikle çok alakası yok. açın araştırın biraz. bi de küfür edenler var, tamam sizde haklısınızda ben hiç haklı değil miyim ? neyse devam
bu gibememe olayımdan sonra aradan uzun zaman geçti, yani aylar. murat artık ortamlara sokmaz olmuş, benimde talebim yok. olsa bişeyler ayarlardı murat hepte öyle olmuştu. ben sürekli tuncayla filan takılıyordum. kızları filan uzaktan izliyordum. tam işte konuşucam cesaretleniyorum veya en azından merabalaşıcam bişeyler diyeceğim öylesine, tam o sırada hep bişey oluyor moralim bozuluyordu. ya bi huur çocuğu çıkar taşak geçer, yada ben kendi kendime herkes bana bakıyor gülüyor gibi hissederdim. mesela amfiye girdiğimde sanki herkes bana bakıyormuş gibi hissediyordum. tabi kız topluluklarının her gülüşü banaymış gibi. sonra kapıdan girmeden hep kalabalık beklerdim onlarla kaynayarak girmeye çalışırdım. aynı minibüste başka birisi inince inmem gibi. neyse geçelim bunları hatırladıkça kötü oluyorum amk. -
28.
+5 -3en sonunda artık murat dayanamadı. lan dedi oğlum ne bu halin, bi kendine gel lan, anladık sorunların varda biraz üstüne git bişeyler yap, giberim tuncayı da başka kimseyi tanımıyosun. seni tanıyorum ya dedim. güldüm mal gibi. senden bi tak olmaz lan dedi. çocuk sinirlendi gitti amk. bu anı çok net hatırlıyorum çok kötü koymuştu bana. o an anladım ki murat olmazsa ben bir hiç olacaktım. düşündükçe daha çok dertlendim. içmek istedim içemedim. bi tak olmazdı benden doğruydu, amk insanlarla konuşamıyorum, korkuyorum, çekiniyorum, herkesten farklıyım, yannanı yemiş haldeyim. dedim son, son olucak amk. gittim tekele doldurdum poşedi. zaten dibe vurdum tam vurcam sonra çıkıcam dedim...
-
29.
+7 -2içebildiğim kadar içtim, artık kusucam zaten midem çok kaldırmaz. 4 saat geçmiş. kapı açıldı murat geldi. gördü vaziyeti yine mi içtin lan, gibiyim hayatını olum akıllanmadın mı hala dedi. amk zaten kafam bi milyon lan dedim ne diyosun sen, sen kimsin bin içerim lan kafa benim değil mi vs. muratta sinirlendi ben olmasam bi gibim yiyemezsin vs. sıraladı amk...
gibtir çektik yani kısacası birbirimize, yattım yatağı uyuyamıyorum kalktım kustum. kendime geldim biraz oturdum yatağı hafif sesli bi müzik açtım rastgele. sessizce ağlamaya başladım karanlıkta. hiç kimsem yoktu artık. tek başıma olduğumu iliklerime kadar hissettim. ağladım durdum. sonunda uyudum sabah uyandım berbat halde. duş aldım filan. bundan sonra artık değişmeliydi herşey. dibi görmüştüm, bundan sonra yukarı çıkmalıydım. ama dibe vurmamışım, dip bu değilmiş... -
30.
+5 -1yani anlayacağınız, hepiniz gibi zaman zaman bende artık yeter bundan sonra normal biri olucam şöyle şöyle yapıcam demiştim. ama öyle olmuyor. çünkü şöyle bir his oluyor sanki kendimle mücadele ediyorum, hastalığımı yenmeye çalışıyorum. burayı iyi dinleyin panpalar. bu hastalık öyle birşey değil.
ilk başta bu işin ilk basamağının hastalığı kabul etmek olduğunu söylemiştim. ikinci basamağı ise hastalığı kabul etmemektir. -
31.
+4 -2kafa karıştırmayayım, yani önce hasta olduğunuzu kabul ettiniz. peki nasıl çözeceksiniz ? kendinizi hastalıklı kabul edip, kendinizle mücadele ederek değil ! hasta olmadığınızı düşünerek, kendinizin hemen hemen ekgibsiz olduğunu kabul ederek ! hemen hemen dedim arada salaklıklar yaparsanız bu kadar da olsun dersiniz diye.
sosyal fobik olduğunuzu düşünmeyeceksiniz. her zaman bin olduğunuzu düşüneceksiniz. bir özgüven göstermeniz gerekirken, herkesin sizin hakkınızda o binin teki yapar giber atar filan dediğini düşüneceksiniz. yoksa mal gibi hee o gerizekalı çocuk mu bi tak yapamaz o dediklerini düşünürseniz bi tak yapamazsınız. hikayeye devam -
32.
+4 -2o sabah yeniden doğmalıydım. murat odada uyuyordu. düşünmekten veya alkolden mi bilmiyorum çok erken kalkmıştım sabah. yeniden doğacaksam kendimi sokağa atmalıydım. bilgisayarı hiç açmamıştım ilk kez. diğer günler ilk işim nette bişeyler yapmak, depresyonvari müzikler dinlemek oluyordu. ama hemen duştan sonra kendimi dışarı attım. sokakta yürümem zor olmadı bu kez, çünkü çok az kişi vardı erken bi saat olduğundan. kimse izlemiyordu beni uzun zaman sonra. veya aslında hiç beni hususi olarak izlemiyorlardı ama bana öyle geliyordu.
-
33.
+5 -2sonra eve geldim, evde spor yaptım biraz (şınav, mekik filan işte). kendimi daha iyi hissetmeye başladım. sigara içmek o kadar istemiyordum. ders saati geldi. ilk kez tuncayla takılıp biraz özgüven kazanıp, okula öyle gitmek istememiştim. tuncay aradı, evden çıkmadan 10 dk önce filan. derse gidicem dedim tabi şaşırdı çocuk. neyse çıktım dışarı yine ama sokaklar kalabalıklaşmış amk. yinede yenmeliyim bu hayatı başarmalıyım diye düşünüyorum. evet beyler evden okula giderken bunları düşünüyorum, durumun vehametini anlıyorsunuzdur. güç bela atladım otobüse. tabi otobüste herkesin bana baktığı hissi devam ediyor. ben acaba bakıyolarmı diye sürekli etrafıma bakıyorum, tabi ben bakınca herkes dönüyor bana bakıyor dikkat çekiyorum. bunu da o zaman farketmiştim. mesela otobüse yeni binen biri olursa hemen herkes döner bakar. otobüse binen kişi hiç umursama yerine oturur ve herkes eski haline döner. sosyal fobikler bu ilk binme anında herkesin bakmasını, sadece kendilerine mahsus bir aşağılama bakışı olarak görür. bunlar hayattan detaylar, ama böyle detaylar hastalık sandığımız bu saçma şeyi atlatmanıza çok yardımcı olacaktır. ekgibleriniz hangi konudaysa, önce nedenlerini araştırın, sonra diğer insanlar nasıl yapıyor diye bakın. böyle yaptığınızda göreceksiniz ki aslında sizin başınıza gelenler onlarında geliyor ama siz kafanıza takıyorsunuz. yani kaldırımda biri oturuyorsa, yolda önünden geçen birine kesinlikle bakar. herkes herkese bakar amk. size mahsus değil bunlar.
-
34.
+7 -2okula geldim. yine sınıf kapısının önünde durdum amk. kızlar bakacak artist filan diyecek, gülecekler. erkekler aşağılar gibi bakacak. bende anfinin hemen girer girmez soluna veya sağına dönüp köşelerden en arkalara oturacağım. tabi bana gülenler daha çok gülecek. belki iddaya bile giriyorlardı benim hakkımda kafasını kaldıracak-kaldıramayacak diye. lan dedim giberim gülsünler amk bugün farklı olmalı. direk girdim sınıfa.
-
35.
+4 -2yok dedim yok kötü birşey olmayacak. herşey çok güzel olacak. öyle köşelerden en arkaya filan gitmedim. tam anfinin ortasına ilerledim. ortasındaki sıra aralarındaki girişe geldim. kafamı kaldırdım baktım, yok yok kimse bana bakmıyor amk. durdum öyle bikaç saniye. arkamdaki eleman hadi birader ya dedi. baktım şöyle öne yakın orta sıralarda biyere oturdum. yani bilirsinizi çoğunuz. sıranın bittiği yerde tam orta girişin orda oturdum. yani en solda ben sağ tarafım filan boş hep. büyük bir anfiydi beyler. yavaş yavaş dolmaya başladı sınıf. 2 tane çok güzel kız geldi. orta girişe geldiler. tabi ben kafamı çevirdim hemen. kızlarda abazalardan uzakta oturmak isterler genelde. böyle onlar sınıfa girince dönüp bakan erkeklerin yanına oturmazlar. tam geldiler yanımda durdular. geçebili rmiyiz dedi biri tatlı bi şekilde (yada abazalıktan bana tatlı geldi). zar zor kalktım hiç yüzlerine bakmadan. geçtiler oturdular sonra bende oturdum. diğer taraflar filan hep dolmuştu sonradan. yani yanyana oturuyorduk. sağımda oturan kızın her fırsatta dönüp bana baktığını farkettim. ama sf yüzünden o bakınca ben ters tarafa bakıyor, yalandan hocayı izliyordum. bişeyler yazıyodum bazen. kız bakıp duruyordu amk. o baktıkça ellerim titriyor yine. ellerimi sıranın altına filan koyuyorum, çok belli oluyor yoksa. böyle ellerimi bacaklarımı koyacak yer bulamıyorum yine. rahat oturmaya çalışıyorum olmuyor.
-
36.
+5 -2pardon, 0.5 ucun var mı ?
haydaaa. sıranın üstünde duruyordu uç zaten, bahane yani sorması filan. lan ellerim köpek gibi titriyor zaten. yüzüne döndüm, böyle buz gibi olmuş bi suratla var dedim. alabilirmiyim dedi. hay amk kızı ya. ucu aldım elime. titriyor tabi o da farketti. ya dedim, bende kalpte problem var ellerim titriyor arada, sen alabilirsin içinde. kızda üzülmüş bir ifade vardı. aldı ucu çok teşekkür ederim dedi gülerek. dedi de devdıbını nasıl getirecem amk. devdıbını getirmeyi geçin beyler, ders bitsin eve gideyim odama gireyim diye düşünüyorum. bi sfli ne kadar abaza olursa olsun 31 çekmeyi kız gibmeye tercih eder. neyse dedim uykum varmış gibi yapayım. koydum kafamı sıraya uyuyor gibi. 5-10 dk öyle geçti. artık bitsinde kurtulayım diye bekliyorum. yok amk biter mi daha yeni başlıyor...
huur çocuğu hocanın sesini duydum oğluuuum kaldır kafanı !! -
37.
+5 -2gözlerimi açtım. lan inşallah bana dememiştir inşallah amk. bu hocada kadın, tam bir huur ama öyle böyle değil. her okulda numunelik vardır bunlardan. kaldırdım kafamı ama baktım. yüzüm kıpkırmızı olmuş biliyorum. gözlerim tedirgin bi şekilde bakıyorum öyle hocaya. bana demiş o da bana bakıyor.
napıyorsun oğlum sen ?
cevap yok
sana diyorum cevap versene
uyuyordum (sınıfta kahkalar gülüşmeler, bakmayanlarda döndü bana bakıyoru artık)
utanmadan bide söylüyor musun
kusura bakmayın -
38.
+4 -2esimde hani böyle trolar gibi çıkıyor tabi. herkes farketmiş durumumu. heycandan altıma sıçıcam. çık dışarı dedi huur karı. lan amk o kadar kişinin arasında, kalktım böyle büyük sessizlik var. herkes beni izliyor. uçtur kalemdir defterdir toplamaya uğraşıyorum. aldım hepsini ama elim titriyor. bu huur karıda bağırıyor çabuk olsana diye. amk bi baktım benim kalemi kız aldı bana uzattı gülerek. aldım kalemi filan. hızlı hızlı, hani koşaradım derler ya öyle çıktım sınıftan ama kapıdan kendimi zor attım böyle. çıktıım bi anda bi rahatlama oldu amk kurtuldum diye. derin bi oh çektim. gittim lavaboya (tuvalet amk) elimi yüzümü yıkadım. eve geldim sonra. tabi aradım tuncayı gel oğlum gel amk. muratlada konuşmuyoruz zaten sen gel amk. dakkasında geldi, evde sıkıntıdan patlamış çocuk. gelir gelmez dedim yok içeri gelme dışarda oturalım. şaşırdı yine. içimden dedim üstüne gidicem ben bu işin. gel dışarda çay içeriz tuncay gel. ah tuncayım lan...
tuncaya filan anlattım durumu, sınıftaki kötü vaziyeti ve kızın tavırlarını. ikimiz değerlendirdik. bundan sonra derse gidip o kızı bulmalıydım. olmalıydı bu sefer. içimde bi his vardı. ilk ders iki gün sonra. kıza yaklaşırken sf yi nasıl yenicem ? işte sıkıntını büyük olduğu yer burası. Ve iki gün sonra … -
39.
+7 -2okula doğru yola koyuldum. yolda yine aynı sıkıntılar, panik olmalar filan. anfiye geldim yine. baktım kapının önündekilere kız yok oralarda. lan içerdeyse hemen yanına otursam mı filan diye düşünüyorum. dedim giberim içerdeyse oturcam yanına mrb filan derim. girdim içeri baktım baktım köşeden, kız ortalarda oturmuş yine aynı yere amk. gittim yanına bana bakıyor gülüyor. merhaba dedim, karşılık verdi. çok sevdin herhalde burayı aynı yere oturmuşsun dedim. evet peki sen? dedi. ben sen burdasın diye oturdum dedim. gülümsedi. lan galiba oluyor bişeyler lan. kızda istekli olunca benim işim kolaylaştı. yoksa gibsen konuşamazdım. şimdi şöyle kız diyor nerde oturuyorsun nerden geliyorsun filan ben cevaplayıp aynı soruları soruyorum. yoksa aklıma gelen birşey yok. herneyse ders bitti. çıkışta işin var mı dedim. yanında da diğer kız arkadaşı var tabi. sözüm vardı arkadaşa ama bi sorayım dedi. sordu yalandan filan. tamam gidelim dedi.
-
40.
+7 -2kampüsün içinde cafelerden birine oturduk. lan kız güzel beyler, öyle çirkin filan değil amk, ama taş gibi ilik gibide değil tabi. oturduk işte. kızlarla ikinci buluşmam olduğundan biraz daha rahatım. tabi kızında istekli olması çok rahatlatıyor beni. ama kafam yine durmuş durumda. aklıma tek bişey gelmiyor. türk kahvesi söyledim. öyle bakışıyoruz , kız tebessüm ediyor bişeyler söylemem için. bak dedim, ben biraz soğuk bi insanım böyle ilk tanışmalarda çok konuşkan olamıyorum bunu söylemem bile büyük bi lütuftu amk. yok yok dedi önemli değil zaten ben çok konuşan erkekleri sevmem. ama hiç konuşmayan erkekleri de sevmezsin dedim içimden. sonra esra olayı aklıma geldi. acaba bu kızda utangaç (aslında sf'li) olduğum için mi hoşlanmıştı. henüz soramazdım ama ikinci buluşmayı isteyip soracaktım. neyse o gün oturduk güzelce hafif muhabbette oldu. eve geldim sonra. tuncayı aradım gel. böyle böyle kız oldu gibi lan. sonra muratın dediği aklıma geldi. buluşmadan sonra aramak gerekiyormuş. aradım kızı, işte çok güzeldi filan bidaha buluşalım istiyorum filan.. bakın beyler benim durumun ne kadar vahim olduğunu anlamışsınızdır. ama bu kız cıvıl cıvıldı çok konuşkan sevecendi. bi saçmalık yapsam, pot kırsam gülerdi teselli ederdi. cana yakındı yani. o yüzden adımları çok kolay geçiyordum. sizden tavsiyem böyle bi kız bulabilmeniz. ama ne kadar zor biliyorum.
-
41.
+7 -1şimdi çok uzattın kısa kes diyenler olmuş biraz daha özetleyerek gidicem artık.
ikinci buluşma filan da oldu. ama sadece kendimi bu kızın yanında rahat hissediyordum. kızın adına tuğba diyelim. anladım ki beni esranın sevdiği gibi sevmiyor. benim gibi birini arıyor. sonunda çıkmaya başladık. çıkmak ne amk.. neyse işte manita oldu. bakın bu kız arkadaşı olayı inanılmaz özgüven veriyor. çok fazla yani. -
42.
+6 -2en son -tuğba ismini verdiğimiz- ilk sevgilimi anlatmışım, smile. ama unuttuğum bazı detaylar var onları vereyim. zaten mühim olan olaylar değil detaylar. mesela bazılarınız sen tuğbayı bulmuşsun biz daha ilk kısımdayız amk, manita yaparken sfliler nasıl davranmalı diyebilirler. merak etmeyin. böyle içten samimi bir kız bulsanız dahi, öyle birini bir daha bulamayacağınız için, o kızdan ayrıldıktan sonra eski halinize dönüyorsunuz. yani ben de bu kızdan sonra ayrıldım (anlatacağım) ve kızlar konusunda yine eski halime döndüm.
sevgili yaptım, muratla konuşmuyoruz, hala tuncaydan başka bir arkadaşım yok. tuğba zorluyor ortamlara girmemi ama ben kaçıyorum. benim çevremde arkadaş görmüyor, telefonum onun yanında hiç çalmıyor ve bazı davranışlarım göze batıyor. mesela sipariş verirken (amk) vs. bunlardan dolayı kız biraz ayıkmaya başlıyor durumumu ama tam anlam veremeden ilk sene bitti. tatil geldi ve dağıldık. murat geldi, ne zaman döneceksin beraber dönelim dedi ve aynı güne bilet aldık. evlere döndük. Muratla mahalle arkadaşı olduğumuzdan oradaki arkadaşlar filan barıştırdı aramızı buldular. Herhangi bir husumetimiz kalmadı ki zaten olmazdı da. Yalnız bu kavga başka şeyleri görmemi sağlaması açısından yararlı olmuştu.
ilk sene böyle bitti, ağır sf olduğum için çok fazla olay yaşamadım genelde evdeydim. sevgilimin olması tamamen şanstı.
ikinci seneye başlıyoruz... -
43.
+6 -2yaz tatili bitti ayrılık vakti geldi. ayrılık dediğime bakmayın artık uniye gitmek istiyordum çünkü kız arkadaşım vardı amk. tuğbayla yazın hiç görüşemedik çünkü evlerimiz bambaşka yerlerdeydi ve kavuşacaktık. bu arada yazın sürekli kendi ekgibliklerim üzerinde durdum. sürekli gözlem yaptım. bakın beyler gözlem çok önemli. bakın mesela amk kızlarla konuşamıyor musunuz, o zaman imkanınız varsa diğerlerinin kızlarla neler konuştuklarına bakın. onları gözlemleyin. eksiğiniz neyse o konuda gözlem yapın. bu da bir nacizane tavsiyem olsun, dikkate alanlara. neyse amk...
-
44.
+6 -2muratla birlikte yine otobüse atladık öğrenci evimize geldik. Yine sf belirtileri başladı. Memleketimde de vardı tabi ama ortam filan yabancı değildi ve özgüven gösterilecek çok fazla şey yoktu, o yüzden daha rahat oluyordu. Ama uniye gelince tekrar başlıyordu. Çünkü murattan başka kimsem yoktu. Şöyle bir durum da var murat hayatımın sonuna kadar yanımda olmazdı. Bu yüzden hayatımı murata endekslemeden uni bitmeden bu sorunu çözmek istiyordum. Tatilde araştırmalarda yapmıştım. Yapacaklarımı tek tek yazmıştım. Neyse gelince direk tuğbayı aramıştım. O benden birkaç gün önce gelmişti herhalde (öyle hatırlıyorum). Buluştuk, kavuştuk. Yine sarılınca çok rahatlamıştım. Ama özgüvenim murata değil de bu sefer tuğbaya endeksleniyordu. Bir gün o da gidecekti ve züt gibi kalacaktım. Ama kendimi ona teslim etmiştim, mutluydum düşünmüyordum. Tuğba yavaş yavaş hastalığımı fark etmeye başlamıştı ama tatil girince muhtemelen unutmuştu birçok şeyi. Herhalde kendi kendine böyle bir şeyin olmadığını, kendine öyle geldiğini düşünüyordu. Fakat benim her bir hareketime başka bahane bulmam (ellerimin titremesi kalpten, konuşamamam soğuk insan oluşumdan, çok lüks yerlere gitmemem parasızlıktan, onun ortamlarına çok girmemem arkadaşlarını sevmemem), beni çok sorunlu biri yapıyordu. Ya bu sorunları aşmalı yada Tuğba ya bi süre sonra elveda demeliydim. Ama ben bunları göz ardı edip kendimi kaptırmış gidiyorum.
-
45.
+6 -22 nci senenin ilk ayı geçti, tuğbayla aramız biraz soğumuş gibiydi ama düzeldi sonradan. Derslere beraber gidiyor, kütüphanede beraber ders çalışıyorduk. Gözü çok yükseklerde bir kız değildi, mütevaziydi ama yine de gezip eğlenmek, yeni şeyler yaşamak istiyordu (ciks diyenin amk). Bir gün Tuğba yı bize çağırdım, gece bize gelecekti (ciks diyenin yine amk). Alkol filan içmiyordum biliyordu, o yüzden masum masum takılıcak, özgür özgür yiyişecektik. Daha önce sadece yanağından öpmüş olan ben kızı kaçırmamak adına biraz ileri gitmem gerektiğini anlamıştım artık. Çünkü bana kalsa hayatımda hiçbir kızı öpmemiş olan ben, öpüşmekten korkar olmuştum. Heyecan dorukta akşam tuğbanın gelmesini bekliyordum. Saat 8 de gelecek, 1 e kadar geri dönecekti. Yurtları 1 de alıyordu en son. Heycanlanmam filan da sadece öpüşmekten he başka bişeyden değil. Açtım neti öpüşme teknikleri filan mal gibi şeylere bakıyorum ehehe neyse saat oldu 8
başlık yok! burası bom boş!