Ufaktan başlıyorum sabah başlık biraz daha yukarda olmuş olursa devam ederim, en azından biraz mevzuya uyanmış olsun arkadaşlar..

Bakın beyler, öncelik onlar olsa bile öncelik hiç bir zaman kızlar olmayacak hayatınızda öyle olursa zaten kazanamazsınız onları da.

Ne saçmaladığını yarram diyenler var aranızda görüyorum hemen açıklayayım; öncelik onlar değilmiş gibi davranacaksınız.

Mesela arkadaş ortdıbınızda hoşlandığınız kızı umursamayacaksınız ( küs gibi davranmayın tabii) hayvanlık edip sözünü bölmeyeceksiniz tabii ama o yokmuş gibi davranacaksınız, mesela gündelik hayattan konuşmayacaksınız onunla.
Diğer herkesle böyle şeyleri konuşabilirsiniz fakat o masa da o kızla konuşmayacaksınız. (Herkesle derken diğer kızlara yavşamayın tabii.)
Bi masa da kızları giblemeyen tek kişi o masada ki tüm kızları kazanır. Ama siz aç gözlülük yapıp diğerlerinin hakkına girmeyin o yüzden sadece hoşlandığınız kızla konuşmayın.

Ne zamana kadar? Yalnız ikinizin duyacağı birşey konuşana kadar. Mesela yine okuldasınız ama sadece onunla konuşuyorsunuz.

işte o zaman çok iyi dinleyici olun, sorular sorun destekleyin.

Ayna taktiğini kullanın, onun hareketlerini çaktırmadan taklit edin. Pgibolojik olarak bu sizi kendine yakın hissetmesine sebep olacak.

Eğer kişi karşınızdaysa mutlaka arkaya yaslanın, oturduğunuz şeyin kol dayama noktaları varsa bunları kullanın, ve buraya dikkat - kısık sesle sorular sorun. -

Neden mi ? Çünkü herkes sorular soran anladığını belirten veya ... yani doğrumu anladım diye soran kişiye anlatmaktan çok hoşlanır.

Yani kişi hoşnut hale gelmek istediğinden dolayı, siz kısık sesle bi kaç soru sorduktan sonra hatun kişi siz daha ağzınızı açar açmaz size doğru yaklaşmaya çalışıcak. Ve 1-0. ilk golü attınız bilişsel de olsa size boyun eğdiğinde mutlu olduğunu bilinç altı kaydedecek. Bu sonra ki aşamalar da hep işinize yarayacak..

Ortamda onunla konuşmama sebebim neydi diye soran olursa, insan beyni yöneten ve yönetilen arayışına her zaman girer. Dolayısıyla yönetene her zaman yaklaşmaya çalışır.

E ama ben yönetmiyorum muhabbeti hatta ben susuyorum diyorsunuz farkındayım. Burada da özgüveninizi her zaman son noktalarda tamamlayacaksınız, mesela mevzu alkol herkes atıp tutuyor ben öyle içerim falan diye. Mevzu bitmeye yakın bu konuda birşey söyleyeceksiniz. Oturan herkes başta sizin bu konuda iddianız olmadığını düşündüğünden dolayı siz bunu söylediğinizde ortama “ainesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” mesajını vereceksiniz.. Nasıl ama tam bir yarı tanrı tasviri gibi değil mi (:

Ne oldu burada ortamda bi anda en güçlü aday oldunuz, beğendiğinize göre hamle yapmaya hazırsınız (:

ilgi olursa devam edicem +30 şuku yada çugu yeterli

kim ne vermek isterse kafanıza göre

Evet arkadaşlar buraya kadar herşey tamam, ses yükseltmeyi öğreneceğiz dedik nasıl öğrenecez? Girdiğimiz marketler bunun için en güzel örnek olucak,
gircez içeri
“abi merhaba kolay gelsin ben bi paket camel brown istiyorum.”
dedik adam sigarayı çıkardı siz Kartı uzattınız,
o arada nasılsın abi diyoruz.
emin olun asık suratlı eşi kahvaltı hazırlamamış marketçi dahil hemen teşekkür edip seni soracaktır detay vermeden tamamlayın muhabbeti Güler yüzlü olun.
Marketçi ilerleyen günlerde ne iş yaptığınızı soracaktır isminizden önce ( sosyal statü belirliyor) neden biliyo musunuz? Çünkü siz zaten özgüveninizi ve onlara cevap verdirmenin üstünlüğünü yakaladınız.

Bunu iki şekilde yaptınız, birincisi istiyorum fiili.
(Alabilir miyim demedik net bi şekilde ne yapması gerektiğini söyledik)
ikincisi bunu yaparken Güler yüzlüydük adamı ezmedik.
Yani birine ben seni seviyorum diyip Anasını bile bellesek söylediğimiz daha büyük yer edincek bilincinde kişinin.
Söylediğimiz şey net bi emir fakat burada Güler yüzümüz ondan üstün olmamızın ona bi zArarı olmadığını gösterdi. Yani bu kişi sizin ortamda lider olmanızı garipsemez.

Market örneğini her yere uyarlayabiliriz. Her kıza, her ortama, her erkeğe..

Deneyin beyler, kendinizi çok yükseltmiş olacaksınız.

Siz bunu tekrarladıkça refleks haline gelecek zaten, emir kipiyle bitmeyen emir cümleleri kurmak.

ikna bizim birincil ve en önemli silahımız, örnekleri çoğaltmamız lazım..

Arkadaşlar birşeyler istemekten çekinmeyin. isteyin Anasını satayım ama kimsenin istediğini kolay kolay yapmayın.

Ama isterken teknikler kullanarak isteyin. Yanınızda çok samimi olmadığınız birileri illa ki vardır onlarda deneyimleyin önce bu söylediklerimi;

Birşey istemeden önce karşınızda ki hatun kişinin diz kapağı çevresine yani bacaklarına bakın, çarpık bacaklıymış edasıyla bakın, kişi kendi bacaklarına dönüp bakana kadar bakın.

O size soru sormadan isteğinizi söyleyin, ve Emir komuta zincirinin muhteşemliğini yaşayın, emre itaatin egonuzu tatminine izin verin.

Bunu mutlaka deneyin sizden ricam..

Eğer tanımadığınız birinden birşey isteyecekseniz “çünkü” yü kesin kullanın. “Acelem var sıranızı alabilir miyim?” demeyin. “Sıranızı alabilir miyim çünkü derse geciktim.” diyin.

Arada ki farkı hissedin sonrasında..

Bakın burada ki temel fark kararlılıktır. Yanınızda kız varken keko çetesine attığınız bakışlarla gözlerini yere eğmelerini hatırlayın. Kararlılık budur işte canı pahasına savunacağını bilmektir kararlılık.

Bu tür şeylerde özellikle (Gönül ister ki her zaman olsun) kararlı olun ve belli edin.

Abi örnek ver diyenler olacaktır, yine bir deneme yanılma yapalım. Çıkın kalabalık bir caddeye gözlerinizi ufuk çizgisine odaklayıp yürümeye başlayın, grupların önünüzde size yol verdiğini göreceksiniz. Çünkü onlar yolunda engel var mı diye bakarken, siz yolunuzda ki engelleri her şekilde aşacakmış gibi yürüyorsunuz.

Bakın bunlar küçük örnekler ama en yakınınızdakilerde de deneyin, insanları ezmeden ezen-ezilen veya yöneten-yönetilen ilişkisini kuramazsınız.
Acımasız olmayın efendi adam merhametli olur. Konunun başında dediğim gibi siz bin değil efendi olacaksınız. Merhametli, verdiği sözde duran, gerçek bir lider olacaksınız.

Kadının Evrimi lider pozisyonunda ki kişiye verecek şekilde gerçekleşmiştir.

Sonra ki partta devam edicez burada olanlardan ricam başlığı yukarıya taşımaları olucak daha çok kişiye ulaşalım ...

Günaydın herkese beyler, güzel bi gün hava soğuk, şirkete herkese günaydın diyerek girdim masamın başına geçtim, bir Badboy dışında kimsenin ağrına gitmedi bu tavrım.

Bu entry de konumuz düşmanlar olacaktı fakat henüz anlattıklarımın ve grup yönetiminin nasıl ele geçirileceğini anlatmadığımı farkettim.

Bakın beyler hepiniz bilirsiniz, takıldığınız grupta ortamı yöneten, herkesin buluşma yeri için onu aradığı , buluşma yerini belirleyen bir lider vardır.

Eğer o siz değilseniz, o olmanız gerekecek. Çünkü şuan o lider için siz düşman konumundasınız (:

Lider derken herkes abartıp lan ben liderim vs. vs. Demiyor beyler, kullandığım kelimeye takılmayın ortam yöneticisi yada media player da diyebilirim bu kişiye çok önemli değil. Tamam tamam sövmeyin maksat yazıyı muhabbet tarzında okumanızı sağlamak.

Biz yukarda bahsettiğimiz kişilere lider diyoruz yazımızda siz ne derseniz işte..

Beyler grupta lider olmayabilir gibimden bi grupta olabilirsiniz o grupta lider olmak, lider bulunan grupta lider olmaktan daha zordur.
Çünkü; lider olmayan grupta herkesi merdiven olarak kullanıp en üste çıkmanız gerekir.
Lider olan grupta lideri basamak olarak kullanmanız yeter.

Nasıl yapıcaz bunu, unutmayın beyler en önemli liderlik hareketi Çalışkan olmaktır. Grup her ne amaçla kurulduysa o amaçta Çalışkan olucaksınız.

Mesela grup kahve muhabbeti, mangala gidelim, pikniğe gidelim grubuysa ve bunları düzenleyen birisi varsa siz düzenleme yapmaya başlayacaksınız.
Mesela ben çok iyi mangal yakarım cumartesi mangala gidiyoruz veya pikniğe gidelim size bi çoban salatası yapayım mangalı zaten x yakar.

Bakın beyler planlama yapıyosunuz. Lider grupta olsun olmasın, sorumluluğunu aldınız kişinin.

Bunu yaptığınız sürece ön planda olucaksınız, ama unutulmaması gereken nokta asıl nokta şu, mesafeyi kaybetmeyeceksiniz, herkes duracağız yeri bilecek, bilmeyen olursa öğreteceksiniz.

Dövmiycez kimseyi gaza gelmeyin, birisi sizinle dalga geçtiğinde sizde gülebilirsiniz gerçekten komikse . Çünkü kasıntı hareketler yapmıyoruz. Ama haddini aşarsa, ciddileşir “bunu değerlendirmek sana düşmez, benim hakkımda ne kadar şey biliyorsun da beni yargılıyorsun ?” diyebilirsiniz. Ciddiye almamış gibi görünse bile karşınızda ki kişi mesajı almıştır, grupta ki hiç kimse o konuda haddini aşmayacaktır artık..

Beyler ama siz grubunuzda ki liderden mutluysanız bunu da problem yapmayın. Ben kimseye koyun veya ayakçı muhabbeti yapmam. Bu statüler dünyada ki insanın varlığından beri var. Hepimiz öyle yada böyle bir sürünün koyunu ve ayaklısıyız. Dünyayı yöneten adam olana kadar bu böyle ..

Kelimelere takılmayın demiştim en çokta bu yüzden işte.
Birde kitap okuyun arada bir amk susmak zorunda kalmazsınız. Hiçbirşey okumuyorsanız açın internetten küçük prens’i bi kere okuyun. Her ortamda konuşabileceğiniz bir kitaptır. Küçüklere yazılmış gibi gözüken büyüklere hitap eden kitaptır..

Diğer entryde görüşmek üzere sorulara cevap vermeye devam edicem bu entry de.

Bir arkadaş küfürü ne sıklıkla kullanalım demişti arkadaş Ortamında sevgili ortamında.

Beyler ben sizi başka birine dönüştürmeye çalışmıyorum. Diğer başlıklarda süregelen şey buydu hep fakat benim tarzım farklı siz içinizden geldiği gibi küfür edin. Ama etmemeniz gerektiğini düşündüğünüz dişili ortamlarda da küçük küfürler edebilirsiniz. Yani insanın midesini bulandırmayacak küfürler ettiğinizde kimse yadırgamaz aksine ağzınıza yakıştığını bile söyleyebilirler amk.

Birisi de “yolda genç kimseye yol vermiyorum fakat yaşlıların etrafından dolaşıyorum demiş bu konuda ne düşünürsün?” demiş,

Dostum tamam sende düşmansın, düşman olmak liderliğin bir parçası. Muhalif olmak aynı şekilde liderliğin bir parçası. Ama liderler herkese düşmanlık besleyen kişiler değildir. Biz ağırbaşlı ve efendi olucaz dedik. Çünkü tek amacımız karı kız değil aynı zaman da saygınlık kazanmak.

Ha unutmadan şunu araya sıkıştırayım adımlarınız yavaş olmasında fayda var hantal olmayın ama bi yere yetişmek için son 2 dk da çıkıp koşmayın 10 dk önce çıkıp sakince yürüyün. Bu sizi Uşak gibi değil efendi gibi gösterir. Biz gerçekten efendi olcaz beyler. (Efendilikten kastın bu muydu diyenler var, iki anldıbını da kullanıyorum hem ağırbaşlı hem yönetici)

Dolayısıyla yol verin insanlara yeri geldiğinde merhametli olun arabayla giderken de yürürken de insanlara, insanların anlayabileceği şekilde yol verin. Bırakın iyilik ettiğinizi düşünsünler.
(Tabii telefonla uğraşan birine yol vermeyebilirsiniz sonuçta sizin ona yol verdiğinizi bile bilemeyecek.)

Kolay kolay isteklerini yapmayın dedik. Bir şey daha ekleyelim. Beklentiniz olan insanlara gözlerinin görmeyeceği iyilikler yapmayın. insanlar size mahcup kalsınlar. Her zaman işle bu şekilde yürüsün.

- - - - - Ara Entry girmek zorundayım panpalar, yanlış ifade ettiğim kısımlar olmuş sanırım hem onu düzeltelim hemde en sık aldığım eleştirilere açıklama yapmak istiyorum;

Ağırbaşlı olmak ve efendi olmak aynı tanımlara sahip birer kelime değiller.

Ağırbaşlı olmak adamın karakterinde yoksa o adamda liderlik vasfı yoktur vs. demek saçmalamanın daniskası olur.

Siz hareketli neşeli esprili ve komik bir adam olabilirsiniz. Mesela benim böyle tanıdığım bir çocukluk arkadaşım vardı adam girdiği her ortamda herkes tarafından sevilen muzip, konuşmayı anlatmayı çok seven yağız bir delikanlı. Etrafa gülücükler saçan çok bin bir eleman kısacası.
Ortamda konuşurken herkesin dikkatini çekebilen fırlama bi eleman. Ama adamın sınırları var;

Örnek verelim hemen, mesela geldi selam verdi bi keresinde oturdu. Masadaki asalaklardan birisi “Enes birşeyler anlatta gülelim biraz.” dedi.
Enes’in bakışlarını görmeliydiniz beyler öyle bir sınır çizdi ki adam o anda bu asalağın dengesi şaştı resmen. Enes kararlı bir şekilde “benim istediğim kadar gülersiniz.” imajını verdi resmen ortamda ki herkese ..

Efendilikten kastım ortamda sessiz gizemli adamı oynayın değil. Enes içinden geldiği gibi gülmeyi ve güldürmeyi seven bi adam bunu herkes biliyor. Fakat Enes neden farklı biliyor musunuz ?

Çünkü sınırları var. Kimsenin avucunda değil ve bu sınırları kendisinden başka kimse zorlayamaz.
Bu yüzden Enes tüm ortamların aranan adamı.
Girdiği her ortam da başarılı olması bu sebepten.
Eminim bir kaç kez oturduğu herkesle müthiş bir samimiyet ve yönetim dengesini kurabilir.
O yüzden en baştan beri söylüyorum kasıntı olmayın. Olduğunuz gibi davranın fakat sınırları çizin. bin birisi de olabilirsiniz bu ortamı yönetmenize engel değil.

Yani kozlarınızı hep en son oynayın. Mesela ilk entrylerde bildiğiniz bir konuda konuşuluyorsa susun ve kozunuzu en son oynayın dedim. Enes kozunu o bakışıyla oynadı mesela.
Ali Sabancı’nın bi semineri var bizzat katılma şansım oldu. YouTube da mevcut izleyin mutlaka.

“Kartlarım sizinkinden iyi olabilir, fakat oyunu benden daha iyi oynayabilirsiniz.” diyor.
Söylediğim tam olarak bu..

Diğer bir taraf eleştiriler.

Aldığım eleştirilerin bir çoğusu bu içeriğin sözlükte daha önce yapıldığı(benden iyi yapıldığı veya x başlık gibi olma giberun veya Alfa geldi vs. gibi)

Bakın beyler başlıkların bazılarına siz dedikçe baktım, tamamımı okuduklarım vardı, şimdi içeriğine baktıklarım oldu.
Ben kimseye olağanüstü şeyler vaadetmiyorum diye başladım zaten direk söze. Sadece yapınca veya yapmayınca kazanacağımız şeylerden bahsedeceğimi oyunlar oynayarak örnekler vererek bunu beyinde otomatik hale nasıl getireceğimiz hakkında tüyolar paylaşıyorum. Bir kaç kişi bu sınavı geçecek tarzı birşeyler yazmıyorum.
diyorum ki ; bunları yapabildiğimiz durumlar olur yapamayacağımız durumlar olur.
Sonuçta hepimiz ister istemez yönetilenlerin bir parçası olmak zorundayız, ta ki dünyayı yöneten adam olana kadar(!)

Ben eleştirileri her zaman gelişim fırsatı olarak kabul ederim.
Dikkat etmişsinizdir yapılan her kötü yoruma cevap vermeye çalıştım, fakat madem böyle bir entry girdim artık bu şekilde gelen yorumlara cevap vermiycem.
Lütfen tekrar etmeyin bu tür eleştirilerde, okumayacak olanlar okumayabilir.

Beni üzmeyin (:

Bu arada verdiğim örnekleri uygulayanlar varsa aldığı tepkileri yazdım. Ben yaptım başardım ben yaptım tutmadı falan diye açıklayın birlikte düşünelim üstüne.

Özellikle birinden birşeyler isteme entrysinde yazdıklarımı yapmanızı istiyorum.