-
1.
+22 -4Ayça'mın ölümünden sonra iyice içime kapanık bir insan oldum. Evimde ki bütün duvarlar da onun resmi vardı. Bütün günümü mezarının başında onunla sohbet ederek geçiriyorum. Belki o cevap veremiyo ama beni duyduğuna eminim. Mezarının üstü çiçek dolu, her hafta yeni bir çiçek ekiyorum mezarına ve çok iyi bakıyorum onlara. Hiç bir tanesi solmadı henüz.
Sevdiğim kızın mezarının yanından ayrıldım. Evime dönmek için arabama yöneldim. Ayça'nın ölümünden sonra iyice kendimi salmıştım. Yemek yemeyi, su içmeyi unutmuştum adeta. Naci Ustanın mekanına gittim. Uzun zamandır uğramıyordum.
+Nerelerdesin hocam
-Sorma Naci Abi biraz sorunlarım varda.
+Hayırdır inşallah sen geç masaya ben geliyorum her zamankinden mi?
-Evet usta.
Herzaman oturduğum masaya geçtim. Buraya en son Ayça ile gelmiştim. Bir an karşımda canlandı adeta eski günlere döndüm. 2 dakika sonra Naci Usta geldi.
+Hayırdır evladım çok kötü görünüyosun.
-Usta aşık olduğum kız öldü ve ben yıllar sonra öğrendim.
Bütün olanları anlattım tek tek. Naci Usta'ya her zman güvenir derdimi anlatırım. Biraz dertleştikten sonra lahmacunlarımız geldi beraber yedik. Bana hesap ödettirmedi. Mekandan ayrılırken Naci Ustayla vedalaştım gözleri dolmuştu adeta. Uzun zaman sonra adam akıllı yemek yemenin vermiş olduğu enerji ile eski spor salonuma uğradım. Çok geliştirmişlerdi ama sahibi aynı kişiydi. Yarım saat kadar konuştuktan sonra tekrar üyelik aldım ve arabamın yolunu tuttum. Sahile gittim ve kafamı dinledim. Artık eski hayatıma dönmem gerekiyordu bunun farkındaydım ama Ayça aklıma geldikçe tek yapmak istediğim şey oturup ağlamak oluyordu. Biraz kafa dinledikten sonra eve geçtim film vs. zaman öldürdüm akşam oluncada spora gittim.
ilk hikayeyi okumayanlar için (bkz: sonunda ağlatan aşk hikayem)
edit: hikaye bitmiştir panpalarım -
2.
+4 -1Spora gidince biraz maziye daldım buraya Bartu'yla gelirdik. Sahi ya Bartu nerelerdeydi. Biraz antreman yaptıktan sonra dinlenmek için oturdum. Paslanmıştım açıkçası. Bartu'yu aradım ama bir kız açtı telefonu. Sesi tanıdık geliyodu.
-Alo
+Alo
-Bartu'yu aramıştım ordamı acaba.
+Evet bi dakika dedi ve Bartu'ya seslendi.
+Vaaay kardeşim hangi dagda kurt öldü
-Spora başladım da aklıma geldin telefonu açan kimdi?
+Kim olucak Ayyüce dedi ve ben şok oldum. Sesi tanıdık geliyordu gerçi ama Bartu gibi bir yavşak yıllardır aynı kızla beraberdi.
-Şaka yapıyosun
+Hayır be ne şakası bi ara buluşalım uzun zaman oldu.
-Tamam ayarlarız şimdi kaptıyorum görüşürüz.
+Görüşürüz kardeşim
Bartu ve Ayyüce'nin birlikte olması beni çok şaşırtmıştı açıkçası ama onlar için çok sevindim. Spor yapmaya devam ederken bir kız dikkatimi çekti. Daha doğrusu isteyerek bakmadım. 2 saniye kadar göz göze geldik. Hemen toparlanıp arabama atladım ve eve gittim. Yanlışlıkla bir bakışma bile olsa Ayça'ya ihanet ettiğimi hissettim. Duş alıp uyudum. Rüyamda Ayça'yı gördüm. Normalde rüyamda Ayça'yı görmek için dua ederdim ancak bu sabah bağırarak uyandım. Terden su olmuştum. Rüyamda Ayça, benim onu spor salonunda ki kızla aldattığımı söylüyordu. Uzun zamandır böyle rüya görmemiştim. Kahvaltı yapmadan direk Ayça'mın mezarına gittim ve gördüğüm şey karşısında dehşete düştüm.
Çiçeklerin bir bölümü solmuştu. Bunun olmasının imkanı yoktu hergün düzenli olarak bakardım çiçeklere. Gidip yeni çiçekler aldım ve solmuş olanların yerine diktim. Diğer çiçekleride suladıktan sonra Ayça'yla konuşmaya başladım. Sanki kötü bir şey yapmışım gibi kendimi suçlu hissederek açıklama yaptım. Bazen abarttığımı düşünsemde bunu yapmadan alıkoyamıyordum kendimi.. -
3.
+510 dakika kadar kara toprağa derdimi anlattıktan sonra bir Fatiha okuyup mezarlıktan ayrıldım. Yeni bir ilişki yaşayamazdım, hazır deildim. Ben Ayça'ya aşıktım veya buna kendimi inandırıyordum. Aklım çok karışıktı. Ben ölmüş olsaydım eğer Ayça'nın onu mutlu edecek birisiyle birlikte olmasını isterdim açıkçası. Ayça'da bunu isterdi bence. Sahilde yaklaşık olarak 2 saat zaman geçirdim. Uzun uzun düşündüm ama Ayça'yı unutamazdım. Aşktan öte bir hal almıştı benim için saplantı olmuştu adeta.
Naci Usta'nın yerine gidip yemek yedim, birazda dertleştikten sonra hesabımı ödeyip sinemaya gittim. Kafamı dağıtmam lazımdı ama ne yaptıysam olmuyordu. Filmin molasında eve gittim. Zaten filmin ilk yarısında ne olduğunu bilmiyordum. Sadece gördüğüm rüyayı ve mezarlıktaki solan çiçekleri düşünüyordum. 2 saniye göz göze geldiğim bir kız için fazla abartı olaylar yaşıyordum. Hergün onlarca insanla göz göze geliyordum bu kızın farkı neydi ki. Spora gitme saatim gelmişti. Eşyalarımı alıp spora gittim. Antremana başladım bir kaç kez daha göz göze geldik kendimi suçlu hissediyordum. Antreman bitmek üzereyken kahve almaya gittim. Kahvemi yudumlarken yanıma o kız geldi.
+ Selam
-Selam dedim titrek bir sesle. insanlarla daha doğrusu bir kızla konuşmayalı uzun zaman olmuştu.
+Yenisin galiba burda
-Hayır çok önceden geliyordum. Ara vermiştim tekrar başladım.
+Seyahat yüzünden falan mı ara verdin?
-Sayılır dedim. Ne diyeceğimi bilemediğimden.
+Dün apar topar gittin bir sorun yok dimi?
-Bi yere gitmem gerektiğini hatirladım ondan dolayı.
+Peki görüşürüz.
-Görüşürüz.
Dediğim her kelime için kendimi kötü hissettim. Vücudum kaskatı kesildi. Kahvemi bitirip eve gittim. Duş alıp uyudum.. -
4.
+5Rüya görmemiştim ama terli bir şekilde uyandım. Adını bile bilmediğim o kız aklımı iyice karıştırmıştı. Daha önce sadece Ayça için böyle olmuştum. Uzun zaman sonra kahvaltı yapıp mezarlığa gittim. Korkarak çiçeklere baktım. Solan yoktu aksine sanki daha güzel görünüyorlardı. Her zaman ki gibi rutin şeyleri yaptıktan sonra Bartu'yu aradım. Yarım saat sonra bir mekanda buluşmak için anlaştık. Arabama atlayıp mekanın yolunu tuttum. Güzel bir cafeydi. En son buraya lise zamanlarımda gelmiştim. Ayça ben Bartu ve Ayyüce ile birlikte. 10 dakika sonra Bartu geldi sarıldık selamlaştık. Hayatım boyunca tek dostum Bartu'ydu ve çok uzun zamandır görmüyordum. Hasret giderdik, ben anlattım o anllatı dertleştik. Son olayları anlattım. Bana yine fikir verdi.
+Yerinde olsam yeni bir ilişki için hazırlanırdım. Beni yanlış anlama kardeşim ama Ayça geri gelmiyecek sonsuza kadar onu bekleyemezsin dedi söylediklerinde haklı olsada Ayça'ya ihanet ediyomuş gibi hissediyordum. Biraz daha konuştuktan sonra işinin olduğu söyleyerek yanımdan ayrıldı.
Bende düşünmeye başladım. Yeni bir aşka belkide hazırdım. Belkide o kız bana iyi gelicekti. Kafamda binlerce soru ile spor salonuna gittim. Başlamamıza henüz 40 dakika vardı. Kahve alıp oturdum. 20 dakika sonra kız geldi. Yine göz göze gelmiştik. Yanıma oturdu.
+Merhaba
-Merhaba
+Ben Eylül dedi elini uzatarak.
-Bende hocamıgibtim dedim ve elini sıktım. Çok uzun zaman sonra ilk defa bir kıza temas etmiştim.
Sohbet etmeye başladık havadan sudan derler ya tamda öyle bir sohbet döndü aramızda. Sohbet sırasında kızı inceleme fırsatım oldu. Devamlı spor yapsada itici bir kası yoktu. Yaklaşık 1.70 boyunda kumral bir kızdı. Öyle aman amanlık bir güzelliği olmasada çok tatlıydı.
Bana Ayça'yı hatırlatıyordu. -
-
1.
0Panpa ciddi bi şekilde okuyodum "bende hocamıgibtim"'i görünce tüm ciddiyetim bozuldu adasadasadaasaaassaa
-
-
1.
0Katılıyom panpa hahahha *
-
1.
-
2.
0ahahahahaha doğrudur panpa
-
1.
-
5.
+3Antreman boyunca birbirimize baktık. Antreman bitiminde yanıma geldi.
+Terlemişsin
-Bugün tam olarak yaptım antrenmanı ondandır
+Bildiğim bi çorbacı var oraya gidiyorum gelmek istermisin?
-Çok iyi olur acıkmıştım zaten.
Benim arabama atlayıp çorbacıya gittik. Arabayı Eylül kullanmıştı. Gayet güzel kullanıyodu. Bayan şöförlere trafikte güvenmem ama Eylül çok iyidi. Yol boyunca sohbet ettik. Bana kendinden bahsetti bende ona kendimden bahsettim. Yaşadığımı hissetmeye başlamıştım. Ayça'dan sonra ilk defa heycanlanıyordum. Çorbalarımızı içtikten sonra Eylül'ü evine bıraktım. Ayrılırken de numarasını aldım. içim kıpır kıpırdı eve gidip Ayça'nın bana hazırlamış oluduğu albümü elime aldım. Bakarken ağlasamda ona bugün olanları anlattım. Biraz konuştuktan sonra uyudum.
Rüyamda Ayça'yı gördüm. Bana iyi bir şey yaptığımı söyledi. Huzurla uyandım. Albümü elime aldım Ayça'mı resimlerde öptüm. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üstümü değiştirip Eylül'ü aradım. Konuşma tarzı ses tonu Ayça'yı hatırlatıyordu. Belkide bundan dolayı bu kadar çabuk kendimi kaptırmıştım. Kahvaltı teklif ettim oda kabul etti. Evinden almak için yola çıktım. Evine vardığımda beni kusursuz bir güzellik karşıladı. Çok etkilenmiştim. Kahvaltı yapacağımız yere vardık. Kahvaltımızı yaparken bir an aklıma Ayça'nın mezarına uğramadığım geldi. Hemen hesabı istedim. Eylül şaşkın bir şekilde bana baktı.
+Niye kalkıyoruz?
-Benle gel anlatıcam.
Hesabı bırakıp koşar adımlarla arabaya gittik. Olabildiğince hızlı bir şekilde mezarlığa gittim. Eylül boş gözlerle bana bakıyodu. Ayça'mın mezarının yanına geldik.
+Niye buraya geldik?
-işlerimi bitiriyim anlatıcam.
Rutin işleri tekrarladıktan sonra sahile gittik.. -
6.
+3Şarjım bitmek üzere şarjım biraz dolsun gelirim sizde o ara toplanın
-
7.
+1geldim beyler başlıyorum çok seri devam edicem belli edin kendinizi
-
8.
+4Olan biteni en baştan anlattım. Herşeyi en baştan Ayça'yla nasıl tanıştığımızı onu kaybettiğimi öğrendiğim anı herşeyi. En sonunda ağlayarak boynuma atladı sen çok iyi bir insansın dedi. Hiç bir tepki veremedim. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Onla birlikte benimde gözlerim doldu. 10 dakika kadar başı omuzumda denizi izledik. Onu Ayça'ya çok benzetiyodum. Konuşması, hareketleri, kokusu..
Hiç birşey demeden arabaya yöneldik sanki aynı şeyi düşünüyorduk. Evine bıraktım giderken yanağıma bir tane buse kondurdu. Ayça'dan sonra ilk defa bir kız beni öpmüştü. Bende eve gidip albümü elime aldım ve olanları Ayça'ma anlattım. Erkenden uyudum rüya görmeyi bekliyordum ama görmeden uyandım. Yaşadığım olayları düşünmeye başladım çiçeklerin solması, o rüyalar bana çok saçma geliyordu. Böyle şeyleri filmlerde görüp yohdıbına derdik normalde. Ama şimdi anlıyorum gerçekliklerini. Dün akşam spora gitmediğimden olsa gerek Eylül beni 16 kere aramıştı. Eylül'ü geri aradım. Sesindeki endişeyi hissedebiliyordum. Aklıma Ayça'yla son konuşmamız geldi. (BEYLER ŞUAN BiLE GÖZLERiM DOLDU) O an Eylül'ün doğru kız olduğunu anladım. Ayça'nın yokluğunu kapatacak kız Eylül'dü. Yorgunluktan uyuya kaldığımı ve bundan dolayı gelemediğimi söyledim. Beni dinlemiyor sürekli çok merak ettiğinden bahsediyordu. Buluşabilirmiyiz diye sordum kabul etti.
Hazırlanmak için odama geçtim. Düzgünce giyindikten sonra Eylül'ün evine gittim. Aşağıya indiğinde yine o kusursuz güzelliği beni karşıladı. Kahvaltı yapmaya gittik. Sohbet ederken Ayça ile tanıştığınız durağa gidebilirmiyiz dedi. Hava yağmurluydu ama yinede kabul ettim ve durağa doğru yola çıktık.. -
9.
+2Durağı ilk gördüğümde şuan tarif edemiyeceğim bir şey oldu. Sanki o ilk günü görmüş gibiydim o boş durakta. Arabadan indim. Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu sokakta tek bir insan bile yoktu. Ayçayı herzaman beklediğim yere geçtim. Eylül yanıma geldi ne yapıyosun diyodu. Ancak onu duymuyordum resmen zaman durmuştu. Ayça'yı unutamiyacaktım. Ayçaların evine giden otobüsün farlarından çıkan ışık yüzümü aydınlattı. Eylül'e dönüp araba sende kalsın dedim ve otobüse bindim. Hipnoz olmuş gibiydim. Sanki bedenimi ben kontrol etmiyordum. Otobüs paramı verip herzamanki yerime geçtim.
Kafamı çevirdiğimde Ayça bana bakıyodu. Kafayı yemek üzereydim. Belkide çoktan yemiştim. Ayça'mın evinin durağına geldim. Otobüsten indim boş sokaklarda yürüyordum. Her adımda başka bir anıya gidiyordum adeta. Dayak yediğim yeri hatırladım. Ayça'mın kulağına papatya taktığım. Herşeyi hatırlıyodum ona dair olan. Ayça'ların evinin önüne geldim. Kapıya 5 dakika kadar baktım. En son karşılaştığımızda açılmamıştı. Sertçe kapıya vurdum. Bir tane teyze açtı kapıyı buyur oğlum dedi. Bu Seha teyzeydi. Ölmüştü hatta kendi elimle mezarına toprak atmıştım ama şuan karşımda duruyordu. Boynuna yapışıp Ayça nerde diye bağırdım. Ayça diye birisini tanımadığını onu bırakmassam polis çağıracığını söyledi. Dediklerine inanmadım ve dediğini yaptı yarım saat sonra polis ekibi gelip beni gözaltına aldılar.
ifademi verdim. Bir kaç işlemden sonra serbest bırakıldım. Seha teyze sandığım kişi aslında başkasıymış, ne ben onu tanıyorum nede o beni. Sadece ordaki yeni kiracılardanmış. Saolsun şikayetçi olmadı. Eve gittiğimde Eylül beni karşıladı.. -
10.
+2Salona geçtik. Albümü açık halde gördüm. Ne diyeceğimi nasıl tepki vereceğimi bilemiyordum. Sadece ona baktım. Ağlıyordu. O öldü diye bana bağırmaya başladı. Söylediği şeye inanmak istemiyordum. Onu otobüste gördüğümü söyledim. Hane şimdi nerde dedi. Cevap veremedim. Yarın pgibiyatre gidiyoruz dedi ve evden gitti. Albümü aldım saatlerce resimlere baktım. intihar planları kursamda yapamadım. Eylül'ü benim halimde bırakamazdım. Yatıp uyumayı dedim. 20 dakika boyunca sağ sola döndüm ve sonra uyuya kaldım. Rüya görürüm diye umuyordum ancak rüya görmemiştim.
Ertesi sabah erkenden Eylül gelmişti. Eylül'le aramızda ki şeyin adını koyamıyordum. Bunun nedeni bendim tartışmasız. Kahvaltı hazırladı beraber yedik, güldük eğlendik. Gülüşü içimi ısıtıyordu. Beraber arabaya atlayıp Pgibiyatre gittik. Doktorumuzun adı Gülsena'ydı. (soy adını veremiyeceğim kusura bakmayın) Sesi insana huzur veriyo desem yeridir. Pskiyatr olmak için vardı resmen. Eylül'le çocukluk arkadaşlarıymış zaten. Biraz sohbetten sonra bana dün olan olaylardan bahsetmemi söyledi. Herşeyi en baştan anlattım. Anlık bir şey olduğunu şizofrenik bir durum olmadığını söyledi. Ama tabikii 10 a yakın sorudan sonra bunu söyledi. Ayça'nın öldüğünü bildiğimi ama kabullenmek istemediğimi söyledi. Söylediklerinde haklıydı. Haftada 1 gün yanına uğramamı istedi ve sonra ordan ayrıldık.
Dışarı çıkınca arabaya yöneldik. Eylül bir anda hızlanarak şöför koltuğunu kaptı. Ne oluyor bakışı attım. Bugün ne istersem yapıcaz dedi. Bende kafamı sallayarak arabaya bindim. Korku tüneline, çarpışan arabalara, dönme dolaba ve aklıniza gelebilicek herşeye bilet aldık. Gözümün onunde Ayça canlanıyodu adeta. Ama o Eylül'dü ve bunu aşmam gerektiğinin farkındaydım... -
11.
+2Gün boyu elimi tuttu. Aşık olacağımı biliyordum ama bu kadar çabuk olacağını bilmiyordum. Ayça'yı bir nebzede olsun unutmaya başlamıştım. Akşam eve geçtik yemek yaptık beraber. Yemeğimizi yiyip salona geçtik. Film izlemeye başladık. Uyuya kalmıştı filmin yarısında 40 dakikaya yakın bir süre boyunca onu izledim. Kesinlikle aşık olmuştum. Hem dış güzelliğine hemde kalbinin güzelliğine. Ama yine kaybedersem diye korkuyordum. Ya Ayça gibi olursa. Bu sefer dayanamazdım. Sabah erken saatlerde uyanıp yüzük almaya gittim. Bu sefer kaybetmiyecektim. Bir tane tektaş alıp eve döndüm.
Kahvaltı hazırlamış beni bekliyordu. Yanına gittim önünde diz çöküp boğazımı temizledikten sonra "Benimle evlenirmisiniz hanımefendi?" dedim. Yüzüğün kutusunu açarak. Evet diye bir çığlık atıp boynuma atladı. Yüzüğü parmağına takıp alnından öptüm. Zaten aynı evde yaşıyorduk sadece resmiyete dökmek kalmıştı. Bir kaç hafta boyunca gönlümüzce eğlendik her sabah beraber Ayça'mın mezarına gidip çiçekleri suluyor dua ediyorduk. Ayça'yı gerçekten seviyordu. Çok temiz bir kalbi vardı bazen benim için çok iyi diye düşünüyorum. Ailelerimizi buluşturup isteme geleneğini yapmayı teklif ettim. Benim zaten sadece annem vardı. Yurtdışında olsada ilk uçakla geleceğini söyledi. Eylül'de kendi evine gidio ailesine haberi vermiş. ilk önce sıcak bakmasalarda sonradan kabul etmişler. Ertesi akşam takım elbisemi giyip Annemi taktım koluma ve Eylül'ün binasının önüne geldim. Bagajdan çiçekleri alırken gördüğüm şey karşısında şok oldum.. -
12.
0beyler pide kuyruğundaydim iftarimi acip yazicam kusura bakmayın
-
13.
+2Bagajda, haftalar önce Ayça'mın mezarında solan çiçeklerin yerine aldığım çiçekler vardı. Ben onları diktiğimden emindim ya da bana öyle gelmişti. Annem yüz ifademin değiştiğinden olsa gerek bir şeyin ters gittiğini anladı ve yanıma geldi. Ne olduğunu sordu. Cevap veremedim arabaya binip Gülsena'yı aradım. Ona durumu anlattım. Yarın sabah yanına gelmemi söyledi. Bu halde Eylül'ü istemeye gidemezdim. Aklım bana oyunlar oynuyordu. Annemi arabaya çağırdım Eylül'ü arayıp annemin gelemediğini uçağın rötar yaptığını söyledim. Sesinden hayal kırıklığını anlayabiliyordum.
Eve gidince araştırmalar yaptım şizofrenik durumlarla ilgili. Artık durumumu biliyordum. Şizofreni olma yolundaydım. Etkisini göstermeye başlamıştı. Ertesi sabah Gülsena'nın yanına gittim. Olan olatlardan bahsettim. Seans bitimine doğru Eylül geldi. Gülsena evimi görmek istedi. Bunun üzerine Gülsena, Eylül ve ben evime doğru yola çıktık. Yolda havadan sudan konuştuk. Gülsena gerçekten harika biriydi. Derdimden anlıyor bana çok yerinde cevaplar veriyordu. Şuan bile görüşmeye devam ederiz neyse konuyu dağıtmıyım. Eve gelince annrm ksrşıladı bizi. Eylül annemi görünce biraz duraksadı ama annem imdatıma yetişti. Daha yeni geldim kızım buyurun dedi. Eve girdiğimiz gibi Gülsena bu kadar resim çok fazla dedi. Öncelikle bunları kaldırmalıyız dedi. Kabul etmek istemesemde 3 bayanla başa çıkamazdım. Her odada sadece 1 tene resim kalmıştı diğerlerini kaldırmıştık. Tedavi sürecine girdiğimizi ve devamlı yanına gitmem gerektiğini söyleyerek gitti. Bizde kahvaltı yaptık. Annem Eylül'ü çok sevmişti. Ayça'ya olan benzerliğini annemde dile getirdi. Eylül bir anda sinirli bir şekilde evden gitti.. -
14.
+4Peşinden gitmek istesem de annem izin vermedi. Bırak yalnız kalsın dedi. 3 gün boyunca Eylül'e ulaşamadım. Hergün düzenli olarak Gülsena'nın yanına gidiyordum. Bana çok iyi geliyordu rahatladığımı hissediyordum. 3. gün sonunda Eylül mesaj attı sahile gel konuşmamız lazım diye. Apar topar Eylül'ün yanına gittim. Sinirliydi duruşundan anlıyordum. Selamlaştıktan sonra direk konuya giricem dedi ve "Bak hocamigibtim sen beni ben olduğum için sevmiyorsun. Sen Ayça'yı seviyosun. Bende ona benzediğimden dolayı benle birliktesin. Sen Eylül'ü Eylül olduğu için değil Ayça'ya benzediği için seviyosun" diyip yüzüğü elime verdi ve gitti.
Olduğum yerde yığıldım. Çok ağır bir darbe yemiştim. Böyle bir şey beklemiyordum. Arabama atlayıp Ayça'mın yanına gittim. Yanına uzandım. Belkide zamanı gelmiştir sevgilim dedim. intihar planımı yapıp en kısa zamanda işleme geçirecektim. Sevdiklerimle zaman geçirmeye başladım. 2 ay boyunca herkesle iyi vakit geçirdim. Eylül'le hiç ulaşamadım. Annem yeniden yurt dışına gidince intihar edicektim. Gülsena'nın yanına düzenli olarak gidiyordum. 2 saatliğine bile olsa kendimi rahat hissediyordum. Şizofreniyi atlattım denilebilirdi. Artık hayal görmüyordum. Normal bir yaşam sürüyor gibi gözüksemde Eylül'ün gidişi beni yıkmıştı. Yapmacık gülüyor yapmacık yaşıyordum. Bartu ile hergün buluşmaya başladık. Yapmacık hareketlerime bir tek o inanmıyordu. Bir derdin var ama hayırlısı diyio duruyordu. Bende bir süre sonra inkar etmeyi bırakmıştım. Anlıyordu, intihar planları yaptığımı biliyordu. Yaklaşık 3 ay sonra annem yurtdışına çıktı. Bende sevdiğim herkesle son kez buluşmak istedim..
edit: 1. entrye şuku atında yükselsin beyler daha fazla kişi okusun -
15.
+4Herkesle buluşup helallik aldım belli ettirmeden. Bu dünyadan yolcu olacağımı kimseye belli etmedim Bartu hariç. Ne yaptıysam inanmamıştı. Adeta intihar ediceğimi bildiğini söylüyordu. Herkesle vedalaşmıştım. Naci Usta, Akrabalar, Annem,Ayyüce, Gülsena ve aklıma gelmeyen diğerleri. Bir tek Eylül kalmıştı. Eylül'le vedalaşmam gerekiyodu. 5 aydır yüzünü görmüyordum. En sonunda cesaretimi toplayıp aradım. Sesi buruk geliyordu. Buluşabilirmiyiz dedim. Yeni birisiyle birlikte olduğunu ve evlenme planı yaptıklarını söyledi. Dona kalmıştım. Kendimden iğrenmiştim. Ayça'ya benzettiğim insan bu muydu yani. Ben ayçayı yıllardır beklerken 5 ay içinde başkasını bulmuştu bile.
ilk önce birşey diyemedim. Sonra boğazımı temizleyip sadece helallik almak istedim. Tedavim bitti ve sana haksızlık yaptığımı düşündüm dedim. Tedavimin bittiği her ne kadar doğru olsada Eylül'e haksızlık yapmamıştım. Fazlasını bile hak ediyordu. Gerçi ben Eylül'e kötülük yapmamıştım. Aşık oluyordum hatta ona. 1 ayda bir insanı ne kadar tanıyabilirsin ki? Evlilik teklifi ona söylediğim şeyler aklıma geldikçe kendimden nefret edip Ayça'ma hakaret etmiş gibi hissediyordum. Ertesi gün için sözleşip telefonu kapattım. Kışa girmiştik bile çoktan ancak kar yağmadığindan arabama zincir taktakmamıştım. O gece epeyce bir kar yağdı. Sabah ilk işim zincir takmak oldu. Arabama zincir taktıktan sonra anlaştığımız yere güç bela bir şekilde gittim. Herkes kaza yapıyordu. istanbul'da oturan panpalarım bilir don olduktan ertesi gün gerçekleşen kazaları..
edit: mobilden yazıyorum ondan dolayı gecikiyorum panpalarım haklısınız.
edit2: Sizden tek isteğim başlığı yukarılara taşımanız daha fazla kişi okusun istiyorum ilk entrye şuku. atarsanız minnettar kalırım -
16.
+3Eylül'ün gelmesini beklerken arabaları izliyordum. Herkes kendi derdindeydi kimse kimseyi umursamıyordu. 5 dakka ya geçti ya geçmedi uçan bir motorgiblet kaskı gördüm. Beklerken bile en az 10 kaza görmüştüm ama bu feci bir şeydi. Koşarak olay yerine gittim. Kalabalığı yararak geçtim. Bir tane erkek yüzü kan içinde motorundan belkide 50 metre uzakta yerde yatıyordu. az gerisinde de kaskı henüz çıkarılmamış birisi. Ambulansı aradıktan sonra diğerinin kaskını çıkardık. Gördüğüm yüz Eylül'e aitti. inanmak istemedim. Hayal gördüğümü sandım. Ancak gerçekti.
Eylül'le göz göze geldik, daha doğrusu son kez birbirimizin gözüne baktık. Konuşmaya hali yoktu. Yanına gittim elini sıktım. Hakkını helal et dedi zorla. Helal olsun sana ama sana bir şey olmiyacak Eylül dedim. Benimki de sana helal olsun dedi ve ambulans geldi o arada. Erkek olay yerinde can vermişti. Eylül ise hastanede bütun müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bu olay haberlere aktarıldı. Tam olarak haber ismini verip kendimi ifşalamiyacağım, bende açıklama yapmıştım. Haberleri takip eden panpalarımda lütfen ifşalamasın. O geceyi hastane de geçirdim. Hayat benden nefret ediyordu. Kimi sevdiysem kaybediyordum. Önce Ayça sonra Eylül. Bu kadarı fazlaydı. O gün 2 kişinin ölmesine neden oldum belkide. Eylül'ün yeni sevgilisi motorcu birisiymiş ve barda tanışmışlar hastaneye gelen yakınlarından öğrenmiştim bunları. Gerçi haberlerde de bildirilmişti. Bütün bu olanlar beni adeta intihara 2 kat meyilli hale getirdi... -
17.
+3Ertesi gün Bartu'ya mesaj attım. "Senle helalleşemedik. Bende emeğin çok var kardeşim. Seni canımdan çok seviyorum. Evim ve arabam senin olsun. Diğer varlığımı son kuruşuna kadar Lösev'e bağışla. Daha fazla Ayçalar ölmesin o lanet hastalık yüzünden. Son olaylardan sonra intiharı kesinleştirdim. Beni Ayça'mın yanına albümle birlikte gömün vasiyetim budur." mesajı gönderdikten sonra telefonu kapatıp Ayça'mın bana hediye ettiği albüme son kez en baştan baktım. ipi tavana sıkıca bağladım sandalyeyi altıma aldım. Boğazıma ipi geçirdim. Ayağımı tam kaydıracağım zaman kapıya vurmaya başladı birisi. En sonunda kapıyı kırarak içeri girmişti. Ancak ben olanları hatırlamıyorum.
Gözümü açtığımda hastanedeydim. Başımda Gülsena, Bartu ve annem vardı. Ne oldu bana diyebildim güçlükle. Konuşuruz uzun uzun dedi Gülsena. Ağlamaktan gözleri morarmıştı, anneminde öyle. içeriye Selenay A*** girdi. Benle ilgilenen doktordu. Bizimkileri dışarı çıkardı. Nasıl hissettiğimi sordu. Bir kaç gün boyunca hastanede yattım. Taburcu olduğumda ilk işim Ayça'mın mezarına uğramak oldu. Çiçeklerden bir tanesi bile solmamıştı. Nasıl mümkün olduğunu sordum. Bartu Naci Ustanın hergün gelip ilgilendiğini söyledi. Peki beni kim kurtardı dedim. Senin intihar planları yapmaya başladığın zamanlar sizin üst caddedeki otele yerleştim ve intihar ediceğin anı bekledim dedi. Bartu'ya bir can borçluydum. Hayran kalmıştım benim için yaptığı şeyleri duyunca. Şuan hayatımda sadece Gülsena, Bartu ve tabikii Ayça var. Gereksiz insanları hayatınıza sokup hayatınızı mahvetmeyin. ilk hikayemde de bahsettiğim gibi insan bir kere aşık olur.
SON -
-
1.
0Şuan hayatında kimse yok mu panpa üzüldüm be haline
-
2.
+2Ayça var panpa gerçek aşk budur
-
-
1.
0nasıl var la o ölmedi mi
-
2.
0Öldü ama bedenen, ruhen hala onu hissediyorum.
-
1.
-
1.
başlık yok! burası bom boş!