-
26.
0Rez krdş rez
-
27.
0Rezulullah
-
28.
0devam bro eline dinliyoruz
-
29.
+27 -1Az önceki partı atan hikayeyi önceden yazdığım için bilen bi arkadaş. Sadece benim yazdıklarımı görmek için http://www.incisozluk.com...sonu-mutsuz-son/sahibi/1/
2 part üst üste atıyorum hemen.
Eve bir hışımla geldim. Ben lan ben ağlıyordum. Hem de hıçkıra hıçkıra. Annem off annem o kadına durduk yere bağırıp kalbini kırdım. Oysa tek isteği ne olduğunu öğrenmek, yaramı sarmak.
Hiç inanmazdım bir kadın için ağlayacağıma hemde böyle bir kadın için. Odama kapandım. Kafayı yastığa gömdüm. Akşama kadar aralıksız ağladım. Ne anneme ne kardeşlerime açtım kapıyı.
Bana bu evde zaten sadece babam söz geçirilebilirdi. Adamın bir eli vardı yemin ediyorum kürek gibi. Bir dediğini iki et sıkıyosa.
Akşam babam geldi. Annemle bayağı bir tartıştılar. Sonra babam kapıyı tıklattı.
B: "Aç kapıyı lan eşek sıpası" dedi.
Başımı yastıktan kaldırdım. Kapının kilidini çevirdim.
B: "Gel seninle konuşmamamız gerek " dedi ciddi bir ses tonuyla.
Evde annemin rahat vermeyeceğini bildiği için dışarı çıktık. Babamın o zamanlar 1.6 tdi passat'ı vardı. siyah kedim diye severdi annem. Bizdeki araba sevdası başkaydı. Arabaya bindik.
B: "Anlat oğlum seni dinliyorum" dedi. Başımdan geçenleri bir bir anlattım tüm detaylarıyla. Babam hüzünlü gözlerle bana baktı. O an hayatımı değiştiren cümleyi söyledi.
B: "Erkek Adam Ağlamaz Oğlum."
O an anladım intikamımı alacaktım. Her ne şekilde olursa olsun. Ama Denizi bu yaptığını pişman edecektim. Sanki babamın o kelimeleri sihirliydi. Ağlamıyordum artık. Denizide sevmiyordum. Kimi kandırıyorum lan bu cümleleri yazarken bile hala ona deli gibi aşıktım. Ertesi gün okula gitmedim. Babam erkenden kaldırdı doktora gidecekmişiz.
Babam benim delirdiğimi felan mı düşünüyordu. Bilmiyorum ama o yapıyorsa bildiği bir şey vardır dedim. -
30.
+21 -2Hastaneyi hiç sevmem kimsede sevdiremezdi. Gitmek istediğimTümünü Göster
son yerdi. Ama burdaydım. Babam cildiyeden numara aldı. Bir yarım saat bekledikten sonra sıra bana gelebilmişti. Doktor
bana bir baktı ve bunu
D: "Bunu krem felan kurtarmaz direk ilaç yazıyorum" dedi.
Tabi daha kibar bir dille.
Tedaviye başlamıştım. Bu arada yüzüm yavaş yavaş düzeliyordu. Her gün duduklarım kuruyor, Burnum kanıyordu. Gözlerim kuruyordu. ilk bir kaç ay insan içine çıkamaz bir durumdaydım. Yüzüm eskisinden daha kötü olmuştu.
O dönem boyunca sırf uyumak için okula geliyordum. En arkaya sıraya geçer, kafayı vurur yatardım. Ama üçüncü aydan sonra suratımdaki sivilciler gitmeye başlamıştı. Bu ilaç ilk aylar daha fazla sivilce yapıyor sonra azalıyor ve sonunda yüzünüz ilk doğduğunuz gibi bembeyaz oluyor. Bu süre zarfında tarzımda hiçbir değişiklik yapmadım. Ama sınıfımızda benimle hiç ilgilenmeyen kızlar ilgilenir olmuştu.
ilgiden kastım insan yerine koyup benimle konuşuyorlardı. Yani önceden yüzüme bakmazlardı. Çok şaşırıyordum, ne yalan söyleyim. Sınıfta Güzel kız çoktu ama bir Deniz etmezdi benim için.
Bu tedavimin dördüncü ayında sanırım tam hatırlamıyorum. Sabah sınıfa yine bir hışımla girdim. En arka benim mekandı, oraya kafayı vurdum yatıyorum. Biri omzuma dokundu. Burnum çok iyi koku alır. Güçlü bir kadın kokusu. başımı kaldırdım. Oha taş gibi bir kız.
B: "Bizim sınıftamıydı lan bu?" Dedim.
Yine aynı hatayı yapmıştım, içimden konuşamıyordum. Kız ufak bir gülümseme attı. Kaşlarını bükürek
Kız: "ya aslında ben yeni geldim. ve bir tek senin yanın boş müsade edersen oturabirmiyim?"
Üzerimdeki şaşkınlığı atmıştım. Hemen pancar gibi kızarmıştım.
B: "Tabi gel böyle" dedim. Yana kaydım kız oturdu. Elimi uzattım.
B:"Ben Alp dedim", kız sanki bu hareketi benim gibi birinden beklemiyordu.
A: "Aslı memnun oldum Alp" dedi.
O ders boyunca hiç konuşmadık. Bu arada Aslıdan bahsedeyim biraz. Boyu 1.70'i geçmezdi. Esmer tenli koyu kahverengi gözleri, beline kadar inen açık kahverengi saçları, inanılmaz fit vucudü ile bakılmıyacak gibi değildi. Giydiği eteğin boyu ve çoraptan bahsetmiyorum bile.
ilginç olan tarafı kokusuydu. Yapay bir koku almıyordum. Parfüm kullanmıyordu. Ama beni kendine çekiyordu. Tenefüs olduğunda sınıfın geveze bir kaşarı vardı. Koşarak bunun yanına gittim.
B: "Benim hakkımda kıza en ufak bir şey söylersen seni yolarım tamam mı ?" Dedim.
Kız şaşırmış bir şekilde
K: "tamam" dedi. Bilmiyorum kız çok hoşuma gitmişti. Ama kızın bana bakmayacağı kesindi.
Kızların bana karşı bir şeyler hissetmediğini biliyordum. En fazla arkadaş olarak göreceklerdi. Zil çaldı, yerime geçtim. Aslı sanki podyumda yürüyordu. Çok havalıydı be. Yanıma geldi oturdu. Elimi sıraya koymuştum. Elini elimin yanına koydu. Ama değmedi ellerimiz.
A: "Alp seninle konuşmam gereken bir şey var." Dedi.
Dedim aha sıçtım kesin öğrendi. Yüzümü düşürdüm.
B: "Konuşmak istemiyorum Aslı lütfen." Dedim.
Ve ve işte olan olmuştu. Elimi tutmuştu. Oha ne ara bu kadar yakın olmuştuk. B: "Bana acıyorsun değil mi?" Dedim.
A: "hayır sakın öyle düşünme ben sadece sana yardım etmek istiyorum."
Ben umutlu bir şekilde yüzümü kaldırdım.
B: "Nasıl?" -
-
1.
0Kıvırcık saçlar seni ele verir gia.
-
1.
-
31.
+22 -2Hala elimi tutuyordu. Avuçlarım terlemeye başlamıştı. Aslı bunu farketmiş olmalıydı kiTümünü Göster
A: "en başta şu utangaçlığından kurtulman gerek" dedi.
Bana neden yardım ediyordu ki? Bu kadar güzel alımlı bir kız bana yardım ediyor, benimle ilgileniyor neden? Kendime bu soruları sorup duruyordum. Ama cevap alamıyordum. Acaba diyordum hikayemden mi etkilendi ? Denize sinir mi oldu? En can alıcı soru ise acaba benden mi hoşanıyor? Hiç bir fikrim yoktu. Ama öğrenecektim. Hiç bu kadar terlediğimi hatırlamıyordum.
Aslı bu halimi gördükçe gülüyordu.
B: "Ne alaka be bi kere ben utangaç değilim" diye trip attım. Elimi tuttu. Kalbimin üstüne koydu. B: "Olum ne oluyoz lan dedim."
ilk defa içimden söyleyebilmiştim. Aslı saçlarını arkaya attı.
A: "Bu yüzden kalbinin ritmi bu kadar hızlı değil mi? Burdan bile duyabiliyorum. Deli gibi atıyor" dedi ve kıkırdadı. Haklıydı, kalbim Deniz elimi tuttuğundan beri bu kadar hızlı atmamıştı. iyice kızarmıştım. Aslı devam etti.
A: "Biraz cesaret Alp birazcık."
Yapamıyordum. Sen hem bu kadar güzel ol hemde benden cesaret bekle. Yok canım.
B: "Aslında" diye söze girdim. "Ben korkak değilim. Hatta cesurum. Bir kez daha kandırılmak korkutuyor beni."
Aslı elimi kendine doğru çekti.
Şimdi göğsünün üstüne zütürüyordu. Yerin dibine girmiştim. Elimi hızlı bir şekilde çektim.
A: "Ya ama versene elini sadece bir şey göstermek istiyorum.
B: "Banane, banane"
diye omuz silktim. Zorla elimi çekti. Kalbinin üzerine koydu. Bana karşın kalbi gayet ritmik atıyordu.
Çok soğukkanlıydı. Böyle oluşu beni korkutmuyo değildi.
A: "Bu hissettiğin şey senin düşmanın ve sen ölene kadar susmayacak. Onu sakin tutman senin elinde. Biliyorum ki şuan bana karşı çok güzel duygular hissediyorsun. Beni öpmeyi bana dokunmayı ve daha sayamadığım neler neler" deyip göz kırptı ve devam etti. Önce kalbini sonra başını göstererek
A: " Ama burayla değil burayla hareket edersen sen kazanırsın. Şimdi doğru söyle. Kalbin ne diyor. Beynin ne diyor?"
Önce yutkundum.
B: "Kalbim seninle olmayı istiyor. Sana dokunmayı öpmeyi o doğal kokunu içine çekmemi istiyor. Bu anın hiç bitmemesi gözlerime hep kilitli kalmanı istiyor." Aslı bu kelimeleri duyunca bakışlarını kaçırdı. Ama kaçış yoktu. Yeniden o kahverengi gözler benimleydi. Ufak bir güldükten sonra
B: "Beynim ise senin bana yardım edeceğini intikam almama büyük katkın olacağını, eğer kalbimin dediklerini yaparsam seni kaybedeceğimi söylüyor." Bakışlarını kaçırmadan
A: "seçim senin Alp" kararını ver. Ben kendime söz vermiştim. Denizden intikamımı alacaktım.
A: "Sanırım" dedim.
Elimi saçıma zütürdüm kaşıdım. Elimle başımı göstererek buranın sözünü dinleyeceğim. Sanki bunu beklemiyordu. Benimle olmayı oda istiyordu. Yada ben kafamda kuruyordum.
O gün bir daha bu konuyu açmadı. Ertesi gün sabah gelir gelmez yanıma geldi. Kalbi çok hızlı atıyordu.
B: "Ne oldu?" dedim.
A: "Alp sanırım aşık oldum lan" dedi.
Hah iyi tak yedin Alp bir kız vardı, onuda elimden kaçırdım dedim. Aval aval Aslının yüzüne baktım.
A: "Ee kim olduğunu sormayacak mısın?" Dedi.
B: "istemeye istemeye kim bu şanslı çocuk" dedim. Bana baktı.
A: "Sen"
Nasıl lan nasıl ben. Bana aşık olunuyor muydu.
Valla bilmiyorum ama benim kitabımdan o sayfa doğarken yırtılıp çöpe atılmış sanıyordum. Kalbim sanki yerinden çıkacaktı. Bu kadar hızlı çarptığını hatırlamıyordum, bile. Aslı bana baktı.
A: "Sakin ol şimdi kalp krizi geçireceksin." Sadece senin be kadar utandığını göstermek hemde seni daha yakından tanımak için yaptım.
B:"Böyle şaka mı olur Allasen" diye hayflandım.
Şimdi karşımda gülme krizine girmiş bir kız duruyordu.
B: "Bir daha bana böyle bir şaka yaparsan seni yolarım" dedim.
Nedense sinirlenince yelloz gibi konuşuyordum. Arkama yaslandım. Aslının gülme krizini bitmesini bekliyordum.
A: "Bugün bize gidiyoruz. Okul çıkışı bir yere kaybolma" dedi.
Artık ne beynimle ne kalbimle düşünüyordum. B: "Resmen kız beni eve atıyo lan noluyo" dedim içimden.
O gün akşama kadar Aslının azından laf almaya çalıştım. Ama ser verip sır vermiyordu. Okul bitti. Okulun bahçesine çıktık. Herkes ciddi anlamda bana ve yanımdaki güzel kıza bakıyordu.
Aslı kulağıma eğildi. A: "Herkes sana bakıyor aman kızarma"
diye dalga geçti.
B: "Hıı çok komiksin canım" dedim.
Ama yine pancar gibi kıpkırmızı olmuştum. Deniz geliyordu. Onlar bizden bir ders fazla görüyorlardı. Biz giderken onlar bir saat daha bekleyecekti. Beni görünce Ece yi dürttü. Şunlara bak der gibi. Yanımızdan geçerken
D: "çok güzel seçim canım" dedi
Aslıya bakarak. Tam gidip Denizin saçını başını yolacağım, Aslı elimi tuttu. Ne yapmak istediğini biliyorum.
A: "Ama şimdi, değil" dedi. Aslıya sinirlli bir şekilde bakarak
B:"ne zaman yolucam bunun saçını başını peki" dedim.
Bana baktı.
A: "Ne? Keşke böyle düşündüğünü bilseydim."
B: "Sen ne sandın?"dedim. Kıkırdadı
A: "boşver" dedi.
Bir dolmuşa binip Aslının evine geldik. Ev müstakildi. Eve girdikten sonra anladım ki bunlar baya zengin.
A: "Babam iki hafta yok, iş gezisi için Londra'ya uçtu." Ben dayanamayıp sordum. B: "Madem baban bu kadar varlıklı neden özel okula gitmedin ki?" Diye sordum.
A: "Birincisi göründüğü kadar varlıklı değiliz. ikincisi zaten gittim ama bıraktım. Zaten ayrılma sebebim kendini beğenmiş, böbürlenen insanlardan nefret etmem."
Ben onaylamak manasında başımı salladım.
A: "Ee o zaman geç şöyle otur. Ben üzerimi değiştirip geliyorum" dedi. Kanepelerden birine oturdum. Etrafı incelemeye vakit kalmadan Aslı çıkagelmişti. Yok artık dedim. Ya bu kız kaşardı. Yada bana çok güveniyordu. Siyah kolsuz bir atlet altınada kısacık bir şort giymişti. Sütyeni belli oluyordu.
B: "Azım açık kaldı bu ne kılık böyle kızım bizde insanız be.
A: "Yaa" dedi, burun kıvırarak.
Geldi kanepeye dibime oturdu. -
32.
0Yaz kanka yaz okuyorum
-
33.
+39 -1Arkadaşlar ilgi için dicek olabilirsiniz ancak, kendi hayatımdan birşeyler anlatıyorum. Dediğim gibi alıntı değil, telefondan yazıyorum. Sizin için. Bir kaç şukuyu çok görmeyin.Tümünü Göster
Şimdi gözleriyle resmen üzerime atla diyordu. Ben tepki vermedikçe daha da yaklaşıyor. Sınırlarımı zorluyordu. "Senin amac... " Diyemeden azımı kapatmaştı. "Duygularına güven Alp onlar sana doğru yolu gösterecek" dedi. Bana kalsa şimdiye kadar kızın üstüne atlatmıştım. Ama bir şey engel oluyordu. Beni yine test ediyordu. Buna emindim.
Şimdi bana dahada yaklaşmıştı. aramızda yalnızca 10-15 cm vardı.
Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Azından o iki kelime döküldü. Öp beni!" Çok şaşırmıştım. Yapmalımıydım emin değildim. Onu öpmemi kendisi söylemesine rağmen Bir anda dudaklarıma yapıştı. O an zaman durdu benim için. Aklımda hiçbir şey yoktu. Ne onun adı ne benim adım. Sadece dudaklarımdaki o sıcak ısı. Anlatmak imkansızdı. Böyle bir yarım dakika öpüştük ve o başladığı gibi bitirmişti. Dudaklarını yaladı. "ilk öpüşmen olmasana rağmen hiç fena değildin" dedi. Utanmamıştım. Kalbim hızla atıyordu ama kızarmamıştım. Söze "Bana neden yardım ediyorsun?" Diye girdim. Aslı hiç oralı değildi. "işe yaradı mı? Sen onu söyle." Sorumu geçiştirdiği için kızmıştım, ama cevaplamaktanda geri kalmadım. "işe yaradı" başımı sağa doğru yatırdım dudaklarımı büktüm. Bir daha yapabilirmiyiz?" Cevabı beklemeden üstüne doğru hücüm ettim. Ama o işaret parmağını dudağıma koydu. Beni geri itti. işaret parmağını hayır anlamında sağa solo salladı. "Sayemde artık daha özgüvenli oldun. Ama bu özgüven fazlalığını bende kullanıp bitirme bence" dedi. Gözlerim hiç durmadan göğüslerine kayıyordu. "Bana bakmayı öğren. Dikkatini dağıtmasın onlar" deyip gözleriyle göğsünü gösterdi. Dikkatini dağıtmasın mı? Çıldırmış lan bu kız. Nasıl dağıtmasın. "Ya ama sen bana pgibolojik baskı uyguluyorsun" diye burun kıvırdım. "Ya bakmayı öğrenirsin ya da bu oyun burada biter." Tavrı gayet ciddiydi. Dikkatimi topladım. Gözlerine bakmaya başladım. Aklım kızın vucuduna bakmamı söyler, ona dokunmayı isterken mantığım bu oyunun devam etmesini istiyordu. Oyunun devam etmesine ihtiyacım vardı. Artık sadece gözlerine bakıyordum. 1 dakikaya yakın durmadan bakıştık. Onun gözlerinde kendimi görüyordum. Aslı ondan hiç beklemediğim bir hareketle beni kanepeye doğru itti. Kanepeye doğru boylu boyunca yatmıştım. Üstüme çıktı. Vucutlarımız artık bir bütündü. Deli gibi öpüşmeye başladık. Elimi sırtına attım ve okşayarak beline doğru inmeye başladım. O anda kanepeden kayıp yere düştük. Düşmek canımı yakmıştı. Bu kız neydi ya böyle. Yere düşmüştüm ama o sadece güldü. Artık dudaklarımı bırakıp boynuma öpücükler kondurmaya başladı. Bende hızlı bir şekilde sırtımı kanepeye dayadım. Bunu yaparken oda bacaklarını beni tahrik edecek şekilde baldırıma dokundurarak belime doladı. Ellerini sürekii sırtımda gezdiriyordu. Kendimi o an yenilmez hissediyordum. Nefesini bütün vucudumda duyuyordum. Tam atletini çıkarıcakken kapı çaldı. -
34.
0Devam pampa
-
35.
0Devam pnp
-
36.
+19 -1Şimdi gözleriyle resmen üzerime atla diyordu. Ben tepki vermedikçe daha da yaklaşıyor. Sınırlarımı zorluyordu. "Senin amac... " Diyemeden azımı kapatmaştı. "Duygularına güven Alp onlar sana doğru yolu gösterecek" dedi. Bana kalsa şimdiye kadar kızın üstüne atlatmıştım. Ama bir şey engel oluyordu. Beni yine test ediyordu. Buna emindim.Tümünü Göster
Şimdi bana dahada yaklaşmıştı. aramızda yalnızca 10-15 cm vardı.
Gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Azından o iki kelime döküldü. Öp beni!" Çok şaşırmıştım. Yapmalımıydım emin değildim. Onu öpmemi kendisi söylemesine rağmen Bir anda dudaklarıma yapıştı. O an zaman durdu benim için. Aklımda hiçbir şey yoktu. Ne onun adı ne benim adım. Sadece dudaklarımdaki o sıcak ısı. Anlatmak imkansızdı. Böyle bir yarım dakika öpüştük ve o başladığı gibi bitirmişti. Dudaklarını yaladı. "ilk öpüşmen olmasana rağmen hiç fena değildin" dedi. Utanmamıştım. Kalbim hızla atıyordu ama kızarmamıştım. Söze "Bana neden yardım ediyorsun?" Diye girdim. Aslı hiç oralı değildi. "işe yaradı mı? Sen onu söyle." Sorumu geçiştirdiği için kızmıştım, ama cevaplamaktanda geri kalmadım. "işe yaradı" başımı sağa doğru yatırdım dudaklarımı büktüm. Bir daha yapabilirmiyiz?" Cevabı beklemeden üstüne doğru hücüm ettim. Ama o işaret parmağını dudağıma koydu. Beni geri itti. işaret parmağını hayır anlamında sağa solo salladı. "Sayemde artık daha özgüvenli oldun. Ama bu özgüven fazlalığını bende kullanıp bitirme bence" dedi. Gözlerim hiç durmadan göğüslerine kayıyordu. "Bana bakmayı öğren. Dikkatini dağıtmasın onlar" deyip gözleriyle göğsünü gösterdi. Dikkatini dağıtmasın mı? Çıldırmış lan bu kız. Nasıl dağıtmasın. "Ya ama sen bana pgibolojik baskı uyguluyorsun" diye burun kıvırdım. "Ya bakmayı öğrenirsin ya da bu oyun burada biter." Tavrı gayet ciddiydi. Dikkatimi topladım. Gözlerine bakmaya başladım. Aklım kızın vucuduna bakmamı söyler, ona dokunmayı isterken mantığım bu oyunun devam etmesini istiyordu. Oyunun devam etmesine ihtiyacım vardı. Artık sadece gözlerine bakıyordum. 1 dakikaya yakın durmadan bakıştık. Onun gözlerinde kendimi görüyordum. Aslı ondan hiç beklemediğim bir hareketle beni kanepeye doğru itti. Kanepeye doğru boylu boyunca yatmıştım. Üstüme çıktı. Vucutlarımız artık bir bütündü. Deli gibi öpüşmeye başladık. Elimi sırtına attım ve okşayarak beline doğru inmeye başladım. O anda kanepeden kayıp yere düştük. Düşmek canımı yakmıştı. Bu kız neydi ya böyle. Yere düşmüştüm ama o sadece güldü. Artık dudaklarımı bırakıp boynuma öpücükler kondurmaya başladı. Bende hızlı bir şekilde sırtımı kanepeye dayadım. Bunu yaparken oda bacaklarını beni tahrik edecek şekilde baldırıma dokundurarak belime doladı. Ellerini sürekii sırtımda gezdiriyordu. Kendimi o an yenilmez hissediyordum. Nefesini bütün vucudumda duyuyordum. Tam atletini çıkarıcakken kapı çaldı. -
37.
0rezzzzzzzzzzz
-
38.
0Devam pampa devam
-
39.
0Devammmm
-
40.
0Hikayeye bayıldım rez alayım
-
41.
0Rez dursun
-
42.
+23Aslı hemen toparlanmıştı. Ben ne yapacağımı bilemez bir şekilde kalakalmıştım. ikimizin bedenleride ter içinde kalmıştı. Kapı aralıksız çalıyordu. Gelen her kimse acelesi olduğu kesindi. Aslı telaşlı bir şekilde kapıya yöneldi. Bende onun hemen arkasından. Kapıyı açtı, kafasını kapıdan dışarı uzatmıştı. Vucudu evin içerisindeydi. O mükemmel kıvrımlı kalçası şuan bana bakıyordu. O kapıya bakarkan arkasına geçtim. Belinden tutup omuzlarını öpücük kondurmaya başladım. Aslının durumdan şikayetçi olduğu söylenemezdi. Gelen Aslıların komşusuydu. Babası komşusuna kızı hergün kontrol etmesini tembihlemişti. Ben öpmeye devam ederken tok ve güçlü bir erkek sesi "her şey yolunda mı Aslıcım diye" söze girdi. Adamın sesi beni ürpertmişti. Çok ciddi bir ses tonu vardı. Adamı görmediğim halde iri yarı olduğuna oldukça emindim. Aslı "her şey yolunda tek başıma oturuyorum işte" dedi. O ses yine "istersen gelebilirim" dedi. "Vay fırsatçı pekekent" dedim içimden. Aslı adamın teklifini nazikçe reddederek kapıyı kapattı. Sırtı dönük olan Aslı şu anda bana karşı dönmüş durumdaydı. Kollarımı Aslının sağ ve sol yanına kapıya doğru yapıştırdım. "Kurtluşun yok benden canım" deyip öpmeye başladım. Şimdi boynundan aşağı öpe öpe aşağı iniyordum. O ise belimi kavrayıp kendisini çekiyordu. Göğüslerine geldiğimde beni sert bir şekilde itti. Çok şaşırmış bir şekilde Aslının ne diyeceğini merak ediyordum. "Bu kadar yeter. Daha ilerisini sevdiğin kişiyle yaparsın" diye, ya bana laf sokmuştu ya da gönderme yapıyordu. Gözlerimi büyütmüş, şaşkın bir ifadeyle ona bakıyordum. Dudağıma masum bir öpücük kondurdu. "Ben duşa giriyorum." Sudan çıkmış balığa dönmüştüm. Hevesim kursağımda kalmıştı. Kapı önünde kalakalmıştım. Kalbim mi kırılmıştı? Aynada yansıyan tipime baktım. Yüzümde sivilceler kırmızı nokta halinde duruyordu. Saçlarım ve kulaklarım uyumsuzluk içindeydi. Kısa saçlarımdan ter ince bir çizgi halinde akıyordu. Hala bütün vücüdüm sıcaktı. Suyun fayansa değip çıkardığı ses kendime gelmemi sağlamıştı. Hızlı adımlarla banyoya daldım. Kapının kilitli olması gerekirdi, ama değildi. Aslının o esmer vucudü tüm çıplaklığıyla karşımdaydı. Vucüdündan sular hızlı bir şekilde yere iniyor ve fayansa çarpıp etrafa sıçrıyordu. Aslı beni görünce utanması gerekirdi, göğüslerini elleriyle kapatması gerekirdi, ama yapmadı. Yanıma geldi, elini kaldırıp yüzüme sert bir şekilde indirdi. Canım yanmıştı. Duygusuz bir yüz ifadesi vardı. Kızgın mı, üzgün mü anlayamıyordum. Başını sağa solo salladı, gözlerini büyüttü. "Haddini aştın Alp. Çık dışarı!" Diye bağırdı. Birdakikada içinde ne değişmişti? Onu çıplak görmem mi bu kadar değişmesini tetiklemişti. Oysa daha beş dakika önce bütün vücudunu bana sunmuştu. Hiçbir şey demedim. Koşar adım evden çıktım. Çıkarken kapıyı sert bir şekilde vurdum. Eve geldim. Odama kapandım ve yastığa kafamı koydum. Kendi kendime söylenmeye başladım. "Amacın neydi kızım? Neden durdun? Neden tokat atttın?" Emindim bu soruların hepsinin cevabını alacaktım.Tümünü Göster
-
43.
0Devam durmak yok
-
44.
+43 -5Arkadaşlar, en azından ilk parta şuku atında trende girelim. Burda emek veriyoruz. Şuku atanlar da sağolsun.
Kendi kendime kuruyordum. Acaba böyle olsa, şöyle olsa. Ama yok olumlu, mantıklı bir neden bulamıyordum. iki gün boyunca düşündüm. Haftasonu olduğu için bolca düşünme fısatım olmuştu. Okula geldiğimde darmadağındım. Aklım yerinde değildi. Esrarkeş'ten farksızdım. Kimi seviyordum. Denizimi? Bana herşeyini sunmuş Aslıyı'mı? Kafam karışıktı. Beynim patates olmuştu. En arkaya oturdum. Aslının gelmesini beklemeye başladım. Aslı kapıdan girmişti. Kısa bir sırt çantası, gri incecik bir çorap, 15 cm'i geçmeyen bir etek, üzerinde de, basit bir okul gömleği. Yine kendine hayran bırakmıştı beni. Azım açık seyrediyordum. Yanıma geldi. iğrenç bir ses tonuyla "Naber ezik" dedi. "Ne oluyoz amk lan. Senin amacın ne? Ruh sağlığın yerinde mi senin?" Ufacık bir sırıttı. "Sadece bir an için zaaf gösterdim, hemen üzerime atladın. Asıl senin derdin ne? Ben o kadar basit, çabuk çözülen bir kıza benziyor muyum?" Ben de oturduğum yerden bir hışımla kalktım. "Peki yaptığın onca şey, benim kalbimi kırdı. Bana hiç acımadın mı sen?" Hala o aşağılayıcı yüz ifadesini takınıyordu. "Tabiki de hayır" dedi. "Sen ne kadar bencil ne kadar küstah bir kadınsın" dedim. "Beni anlayacaksın bunların hepsi senin iyiliğin için" deyip bana sırtını döndü, gidiyordu. Kolundan tuttum. Kendime doğru çektim. O kadar hızlı çekmiştim ki birbirimizin nefesini yüzümüzde hissediyorduk. Kalbi hızla atıyordu. Benim kalbiminde onunkinden pek farkı yoktu. Yavaş şekilde burunlarımızı birbirini değdirdik. Şimdi onun ıslak dudakları yine kurumuş dudaklarımda bulmuştum. Gözlerimi kapatmıştım. Etrafımızdakiler bağırışıyor kutluyor tebrik ediyor bazılarıda gülüyordu. Umurumda değildi. Aslının da umrumda değildi. O benim boynumdan tutmuştu. Ben kalçasından sıkıyordum. Belkide aklımda kalan en iyi en duygusal hatıraydı. Bizim öpüşmemizi Türkçe hocasının konuşması bozmuştu "Ne oluyor burda?" -
45.
0nice hikaye
başlık yok! burası bom boş!