/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 351.
    0
    Bu rezzers
    ···
  2. 352.
    +7
    42.Bölüm (Kavga)

    Karşımda Deniz vardı. Elinde benim çantamı tutuyordu. Gülümsüyordu. Ta ki içerde Aslıyı görene kadar. Bir an da yüzü düştü, rengi atmıştı. Sinirlendiği zaman onu tanıyamıyordum. Sanki tanıdığım sevecen Deniz gidiyor, yerine bir cadı geliyordu.

    Hışımla beni kenera itip Aslının yanına geldi. Deniz "senin ne işin var burada sürtük" diye tısladı. Aslı ona cevap vermiyordu. Elini göğsünde birleştirmiş gülüyordu. Deniz istediği cevabı alamayınca bu sefer Aslının topuz yaptığı saçını eliyle kavradı. Böyle bir hareket beklemeyen Aslı, önce afalladı, sonra deli gibi bağırmaya başladı. Deniz Aslının saçını tuttuğu için Aslı hareket edemiyordu. Aslının kafasını kendine doğru yaklaştırdı. Canı yandığı için buna karşı koyamazdı. Deniz "bir anlaşmamız vardı. Sen anlaşmayı bozdun. Günah benden gitti" deyip, Aslının saçını bırakıp bana döndü."

    Aslı yalvarmaya başladı. "Ne olur Deniz yapma. Çok uğraştım, ondan uzak kalmaya. Ama olmuyor. Onu seni onun sevdiğinden daha çok seviyorum. inan çok uğraştım. Ama bir insan vucüdunun parçasını çıkarıp atamaz ki."

    Aslı bana dönüp devam etti. "Alp ne olursa olsun. Ben seni hep sevdim. Seveceğim." Bu kelimeleri söylerken gözlerinden süzülen yaş benim canımı yakmıştı. Önümde duran Denizi itip var gücümle koştum. Aslıya sarıldım. Elimi saçına atıp "Aslım. Ağlama lütfen. Benim canım seninkinden daha çok yanıyor. Lütfen."

    Arkamdan Konuşan Denizin konuşması o büyülü ortamı bozmuştu. "Bu çok sevdiğin Aslı varya hani. O Turgay denen çocuğun altına yattı. Hadi bakalım. Onu şimdi de eskisi kadar sevebilecek misin?" Bunu duyunca annemin elindeki cam bardağı yere düşürüşünü, yüzünün aldığı ifadeyi gördüm. Şok geçiriyordu. Aslıya sarılmayı bırakıp kollarından tutup hızlı bir şekilde sarstım. "Doğru mu bu?" Diye bağırdım.

    Aslı yüzünü düşürüp bana bakmayı kesti. Susuyordu. Susmak kabul etmekti. Sadece susuyordu. Ona o kadar sinirlenmiştim ki ne yapacağımı bilmiyordum. Aslıyı bıraktım. Aslı sessiz sessiz ağlarken ağzından o dört kelime döküldü. "Bana zorla sahip oldu." Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Deniz de en az benim kadar şaşırmıştı. Bilmiyordu. Elimi duvara sert bir şekilde vurdum.

    "Bunu ona ödeteceğim."

    Koşar adım odama girdim. Beyzbol sopası almıştım, lazım olur diye. En uygun zaman buydu. Yatağımın arkasından sopayı aldım. Yeniden kapıya döndüm. Deniz hâlen olduğu yerde kalmıştı. Aslı ağlıyordu. Annem ona sarılıyordu. Onları önemsemeden kapıya doğru yürüdüm. Annem elimdeki sopayı görünce "Oğlum yapma" diyebilmişti. Çoktan kapıya ulaşıp dışarı çıkmıştım. Benim ne kadar sinirli olduğumu biliyordu. Ve beni durduramayacağınıda. Bu özelliğim babama çekmişti. Sinirlendiği zaman gözü kimseye görmezdi. Kendi karısı dahil.

    Telefonu alıp mahalleden bir kaç kişiyi aradım. Çok iyi çocuklardı. Birbirimizin arkasını her zaman kollardık. Durumu anlattığım zaman seve seve yardımcı olmak istediklerini söylediler. Dışarı çıkıp biraz yürüdükten sonra sokağın başına geldim ve beklemeye başladım. Çok geçmeden bir opel astra yanaştı. içinde bizim çocuklar vardı. Arabaya binip Çocuğun mahalleye gittik. Ben ilk ve son defa o kadar sinirli olduğumu hatırlıyorum. Çocuğun evinin yerini bizim çocuklar çok önceden öğrenmişti. Ben ondan dayak yediğimden belli diş biliyorlardı. Çocuğun evinin önüne geldik. Arabadan koşar adım indim. Apartmana girip, üç nolu kapıyı çaldım. Çok geçmeden kapı açıldı. Çocuk beni görünce önce güldü. "Ne oldu ? Yediğin dayak az mı geldi?" Dedi. Konuşmasını arkamdan gelen Boranın sesi kesmişti. "Bakalım kim kimi dövüyor?" Turgay benim arkadaşları görünce kapıyı kapatmaya çalıştı. Ama ben atik davranıp ayağımı kapının arasına koymuştum. Çocuk "anne" diye bağırmaya başladı. Annesi içerden gelirken bizim çocuklar çoktan kapıyı açmış, Turgayı paket edip binanın çıkışına sürüklemeye başlamıştı. Annesi çok korkmuştu. Onu içerde tutmak için Anahtarı alıp kapıyı kitledim ve cebime atıp binadan çıktım. Annesinin feryat figan bağırıyordu. Ağlıyordu. Kapıyı yumrukluyordu. Çocuğunun başına gelecekleri hissetmişti.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 353.
    0
    Rezerve
    ···
  4. 354.
    +1
    vallan çok ekşınlı geçiyor ama aslı kirlendi deniz çöp tak oldu amk ben olsam en başından aslıyı öpmezdim gibtir ederdim kızalrın oynuna gelmem
    ···
    1. 1.
      0
      Aaynen katılıyorum sana
      ···
  5. 355.
    0
    Helal laa
    ···
  6. 356.
    +11
    43.Bölüm(Oyun?)

    O kendine çok güvenen Turgay arkamı döndüğümde ağlıyordu. Yumruğumu arabanın içinde denk geldiğim yerine vuruyordum. Gözümü kan bürümüştü. Arabadakiler beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama nafile. Gözlerimi büyüttüm. "Kalıbından utan a*ına koduğumun" deyip yüzüne tükürdüm. Çok geçmeden, bizim mahallede pikniklik bir arsa var. Bunu oraya zütürdük. Etrafta kimsecikler yoktu. Çocuklara "siz karışmayın o bende" deyip Turgayın yakasından tutup arabadan indirdim. Beyzbol sopasını bacağına geçirdim. Acıyla yere kapanınca sayamadığım kadar tekme attım. "Yapma, etme" diye yalvarıyordu. Bir kaç tane tekmeden sonra sesi kesildi. O kadar sert vurmuştum ki acıdan bayılmıştı. Kaşı patlamıştı. Suratı yediği yumruklar yüzünden morarmıştı. Biraz dinlenmeye karar verdim. Ama öfkem bir an olsun dinmemişti. Bora beni çocuktan uzaklaştırırken "yeter abi! Çocuğu öldüreceksin. Bence o dersini aldı" dedi ve beni oturmam için araba koltuğuna doğru itti. "Biraz otur, sakinleş" dedi. Anıl benim Turgaydan uzaklaştığımı görünce onun yanına gitti ve kaldırdı. Turgayı yarı baygın şekilde arabaya bindirdi. Bana dönüp "kardeşim, yeter ona bu dayak. zütürüp evine bırakırız biz. Sen de eve hadi. Kızın yanına git." Haklıydı. Aslıyı o halde bırakamazdım. Boraya baktım ve kafamı salladım. Boru anlamış olmalıydı ki geldi arabaya bindi. Kontağı çevirdi. Çok geçmeden bizim eve gelmiştik. Çocuklara teşekkür ettikten sonra arabadan indim. Cebimden evin anahtarını bulup kapıyı açtım. Kapının sesini duyan annem mutfaktan koşar adım çıktı. Beni görünce "ne oldu? Ne yaptın?" Diye soru sağanağına başladı. Çok geçmeden üzerime buluşan kanı fark etti. Ağlamaklı bir sesle "yok... yoksa sen onu öldürdün mü?" Anneme yaklaşıp "anne ağlama. Öldürmedim kimseyi merak etme" dedim. Annemi mutfağa zütürüp bir sandalyeye oturttum. Bir bardak su verdim. Saçını okşarken "babamın haberi olmasın anne. Kendini topla hadi." dedim. Gerçi gelmesine daha üç saat vardı ama annem kolay toparlanamazdı. "Aslı nerde?" Diye sordum. Hâlen ağlıyordu. "Denizle birlikte senin odanda."

    Mutfaktan çıkıp odama girdim. Gördüğüm şey beni cidden şaşırtmıştı. Aslı uyuyordu. Deniz ise endişe dolu gözlerle ona bakıyordu. Aslının yanına gidip oturdum. Deniz benim geldiğimi görünce dışarı çıktı. Aslı geldiğimi duymuş olmalıydı ki uyanmıştı. Beni görür görmez gözleri doldu. Ağlayacağını anlamıştım. "Sss!" Diye susturmaya çalıştım. Ama "özür dilerim" diyerek ağlamaya başladı. Yanına yattım. Kolumu kafasından arkasından geçirip kulağına "hiç biri senin suçun değildi. Ağlama lütfen" diye fısıldadım. Bir anda ayağa fırlayıp bana sarıldı. "Lütfen Alp bırakma beni. Sensiz yapamıyorum ben." Beni bırakmasını bekledim. Gözlerim sadece onu görüyordu. "Söz veriyorum. Bir daha bırakmayacağım. Söz veriyorum" deyip alnından öptüm."

    Yaklaşık olayların üzerinden bir ay geçmişti. Her anım Aslının yanında geçiyordu. Denizi o günden belli görmemiştim. Artık çekip gitmişti. Yani ben öyle düşünüyordum. Aslı nerde ben ordaydım. Ayrı olduğumuz tek zamanlar gecelerdi. Bir gün mesaj attı. "Geceleri artık yalnız uyumak istemiyorum." Aslında hemen anlamıştım, ne demek istediğini. Ama çaktırmadan yemlemeye devam ettim. Mesajına cevap vermemiştim. Ertesi gün bir kafeye gittik. "Hatun sana bir şey sorcam" dedim, gizemli bir şekilde. "Söyle kocacığım" deyip güldü.

    "Dün ki mesajında ne demek istedin?"

    "Tek kaşını kaldırdı. Anlamadın mı şimdi benim akıl küpü kocacığım" dedi.

    Elini tuttum. "Biliyorsun söylediğin şeye ben her daim hazırım. Önemli olan senin hazır olman."

    Bilmiyorum Alp sen beni kabul eder misin asıl? Ben bundan çekiniyorum sadece" dedi. Yüzündeki endişeyi sezmiştim. Karşısından kalkıp yanına geçtim.

    "Unutma ben seni seviyorum. Bunu hiçbir şey, hiç kimse değiştiremez. Hem bu konu kapanmıştı" deyip baş parmağımı çenesine koyup dudağından öptüm. Utanmış gibi bir hali vardı. Yanından kalkıp yeniden eski yerime geçtim. Bana baktı. Hemen sonra ona baktığımı görünce gözlerini devirdi. "Hahaha" diye haykırmaya başladım. Yüzünü yapmasından en çok hoşlandığım şekile -gözlerini kısıp kaşlarını çatıp dudaklarını öne getirdiği- getirip "ya salak sus. Millet bize bakıyor."

    Hâlen gülerken elimi azıma zütürdüm. "tamam tamam. Sustum." Gelen içeceklerimi içtik ve kalktık. Aslıyı evine bıraktıktan sonra eve geldim. Haftasonu olduğu için biraz bilgisayar oyunu oynamaya karar verdim. Tam oyunu açmıştım ki telefon titredi. Bilmediğim bir numaraydı. Telefonu açıp kulağıma zütürdüm. "Konuş?" Diye emir verdim karşımdaki yabancıya. Bir kız sesiydi. "Bizim sınıftan Kübra adlı bir kızdı. Doğum gününe olduğunu benim gelip gelemeyeceğimi sordu. Dışardan arkadaş getirip getiremeyeceğimi sordum. Uygun olduğunu söyleyince Orada olacağımı söyledim ve adresi alıp telefonu kapattım. Biraz oyun oynadıktan sonra Aslıyı aradım. Parti bir sonraki gündü. Gelip gelemeyeceğini sordum. Seni yalnız bırakır mıyım? Tabiki geliyorum." dedi.

    • **

    Ertesi gün partiye gittik. Babamdan arabayı almıştım. Aslı yine Deniz gibi yarım saat bekletmiyordu. Partiye girince doğum günü kızının beni beklediği izlenimine kapıldım. Çünkü sürekli benimle ilgileniyordu. Kız güzel olmasına rağmen umursamıyordum. Kız bunu anlamış olmalıydı ki daha da üstüme geliyordu. Hareketleri konuşması. Yanımdakinin sevgilim olduğunu anlatmalıydım. Kız bakışlarıyla bile bana tecavüz ediyordu. Korkmaya başlamıştım. Aslıyı zaten sakin tutmak imkansızdı. Kudurmuştu. Bıraksam kızı oracıkta öldürürdü. Kübranın bana baktığına emin olduğum bir anda Aslının dudağına yapıştım. Bunu yapmam en mantıklı şeydi. Sevgilim olduğunu söyleyemiyordum ama göstermiştim. O kadar korkunç bakıyordu ki beni öldüreceğini zannettim. Aslının kulağına eğildim. "Kudurdu seninki" diye kıkırdadım.

    "Bence burdan kaçalım yoksa bizi yiyecek bu. Hem benim sana bir süprizim var" dedi. Kulağına eğilip yeniden "bayılırım süprizlere diye" sırıttım. Partiden kaçıp Aslıların evine geldik. Babası yine evde yoktu. Annesi evde oturmuş dizi izliyordu. Pardon izlemiyordu. Resmen hipnotize olmuştu. Kızı eve oğlan atıyor. Ama saygıdeğer kaynanam uyuyordu. Aslının odası klagib kız odasından farklı olarak açık renkler yerine daha çok kapalı renkleri tercih etmişti. Yatağa oturdum. Oda yanıma oturdu. Günü gelmişti. Kendini yatağa bıraktı. Kolarını açıp beklemeye başladı. Ben ise tanıştığımızdan belli bunun hayaliyle yaşıyordum. Hızlı bir şekilde üstüne çıktım. Öpmeye başladım. Elimi t-shirt ün altına sokup göğüslerini ellemeye başladım. Elleri kalçamdaydı. Beni kendine çekiyordu. Ellerini tutup havaya kaldırdım ve tshirt'ü bir hamlede çıkardım. Seri bir şekilde tamamen çıplık kalmıştık ikimiz...

    Nefes nefese kalmıştık. Kendimi yatağın diğer tarafına bıraktığımda yataktaki kan dikkatimi dikkatimi çekmişti. Hâlen bakireydi. Soracak bazı sorularım vardı. Ama ne yeri ne de zamanıydı. Aslının odasın da banyo vardı. Beraber banyoya girip temizlendik ve ordada seviştik. Daha sonra çıkıp giyindim. Fazla konuşmamıştık. Hatta hiç konuşmamıştık. Eve gelip düşünmeye başladım. Yine mi kandırılmıştım. Yine bir oyun olduğunu düşünmeye başladım. Korkmaya başladım. Aslı ona Turgayın tecevüz ettiğini söylüyordu. Ama onu ben bozmuştum. Bilmiyordum. Aklım çok karışmıştı. Aslıya mesaj attım.

    "Yarın sizin okulun ordaki kafede, konuşmamız gerek."
    Tümünü Göster
    ···
  7. 357.
    0
    anlat pnp
    ···
  8. 358.
    0
    Haydi len mq
    ···
  9. 359.
    0
    Rezervatullah
    ···
  10. 360.
    +10
    44.Bölüm (Aslının Planı)

    Ertesi gün kafamda tonla soru işaretiyle uyandım. Giyindim ve Aslıyla buluşmak için sözleştiğimiz kafeye gidip beklemeye başladım. Gelmesi çok uzun sürmemişti. Bir masaya oturup konuşmaya başladık.

    Aslıya ciddi bir şekilde konuşup söze girdim.

    "Bana Turgayın sana zorla sahip olduğunu söyledin. Ama yalandı. Amacın neydi?"

    Aslının bir anda yüzü düşmüştü. Gözlerini kaçırıyordu. Sesimi yükselttim.

    "Ya anlatırsın ya da giderim."

    Aslı masum bir ses tonuyla "tamam anlatacağım. Ama önce sakin ol" dedi, elimi tutmaya çalışırken. Ellerim masanın üzerinde duruyordu. Tutmasına izim verdim. "Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Turgay bana dokunmadı. Onunla sevgili oldum. Denizden intikam almak için. Sen mesaj atınca Turgayı senin beni rahatsız ettiğini söyleyerek Denize gitmesini, onun seni bulucağını söyledim. Deniz de Turgayı sana getirdi. Sen hastanedeyken yanına geldim. Denize, Turgayla sevgili olduğumu onunla yattığımı seni sevmediğimi söyledim. Bunu duyunca çok memnun olmuştu. Eğer senin yanına yaklaşırsam olanları sana anlatacaktı. Biliyordum. Planım çok güzel işlemişti. Sonunda Denizden intikam alacaktım. Zaten sonra sizin eve gittim. Annenle konuştum. Annene seninle barıştığımızı söyledim. inandırmak çok zor olmadı. Daha sonrasını biliyorsun zaten."

    Ellerimi hâlen tutuyordu. Peki aklıma takılan bazı sorular var. Sen Denizin arkadaşının partisinde miydin? Evet oradaydım. Neredeyse beni buluyordun. Denizle çok güzel öpüştün aferin" dedi, elini çekerken.

    "Neden Aslı neden? Neden sürekli benim üzerimde planlar uyguluyorsunuz? Şamar oğlanına döndüm sayenizde" diye yakındım, bulunduğum durumdan.

    Aslı kaşlarını büzdü. "Özür dilerim Alp ama seni kolay kazanmak istemiyordum. Kolayı herkes sever Ben sprite seviyorum" gibi yersiz bir espri yaptı. ikimizde kahkahalarla gülmeye başladık. "Çok komiksin kezban Aslı" dedim, hâlâ gülerken.

    Sonra birden ciddileştim. "Denizle aranda her ne varsa bitti mi?"

    Kararlı bir tavırla: "Evet bitti. Artık ben seninim, sen benimsin."

    • **

    Son 1 bölüm kaldı şimdiden ilgi için teşekkürler.
    ···
  11. 361.
    0
    Reserve
    ···
  12. 362.
    0
    Reserve
    ···
  13. 363.
    0
    Baya sardı he 1 bölüm kalması üzüyor..
    ···
  14. 364.
    0
    Okuyucam
    ···
  15. 365.
    0
    bekliyoz at bölümü bitsin
    ···
  16. 366.
    0
    Vaziyet alayım surdan
    ···
  17. 367.
    0
    hocam hadi sonunu da oturt doyayım amk
    ···
  18. 368.
    +22
    Okuduğunuz ve değerli zamanınızı bana ayırdığınız için her zamanın değerini bilmenizi isterim teşekkür ederim!

    45. Bölüm (Adını Sen Koy)

    Aslı ile her şey çok iyi gidiyordu. Deniz yoktu. Sadece Aslı ve ben vardık. Okulda en kıskanılan çift kesinlikle bizdik. Her şeyimizle uyumlu. Ama her şey çok saçma bir şekilde bitmişti.

    Bir süredir annesiyle babasının kavga ettiğini, aralarının kötü olduğunu söylüyordu. Takmamasını söylüyordum sürekli. Ama iş ciddileşmişti. Annesi ve babası ayrılmıştı. Annesi Londraya gidiyordu. Kızınıda yanında zütürecekti. Aslı babasıyla kalmak istiyordu. Beni bırakmak istemiyordu. Ama babasından da büyük bir darbe yemişti. O da izmire annesinin yanına taşınacaktı. Aslı'dan ayrılmak istemiyordum. Çok şey yaşamıştık. Ama gidecekti. Kalacak ne başka yeri vardı. Ne de bir akrabası. O annesiyle gitmeyi tercih etmişti. Daha doğrusu ben öyle istemiştim. Eğitimi için Londra'da olması daha mantıklı gelmişti her ikimizede. Ayrılırken gerçekten çok zor oldu. Onları uğurladıktan sonra eve geldim. Daha ayrılalı 2 saat olmamıştı. Kokusunu saçını gözlerini özlemiştim. O sıcak tenini özlemiştim. Boynunu öptüğümde benden nasıl kaçtığını hatırlıyordum. Yaptığımız yastık savaşlarını. Ve sevişmelerimizi. Hayatımdan bir kadın çıkmıştı. Ayrılık gidene değil kalana koymuştu. 1 ay geçmişti aradan. Hâlen çok özlüyordum onu. Arada instagrama girip fotoğraflarına bakıyordum. Sonra yeni bir fotoğraf attığını gördüm. Yanında iki sarışın yakışıklı erkekle fotoğraf çekinmişti. Gereğinden fazla samimi gelmişti o fotoğraf. Whastapp tan ''kim o erkekler" diye mesaj attım ama görüldü bıraktı. ikinci bir mesaj daha attım, yine görüldü bıraktı. Bir daha yazmadım. Akşam onun mesajı gelene kadar. "Alp ben artık senin sevgilin değilim. istediğimle istediğim gibi fotoğraf çekinirim. istediğimle sevişirim. Artık mesaj atmanı istemiyorum kendine iyi bak" diye saçma ötesi bir mesaj attı. Bunu okıyunca o kadar sinirlindim ki elimi mutfak masasına vurdum. Babam içerden koşup geldi. Peşinden annem ve kardeşim. Yemek masasını kırmıştım. Babamdan bir ton azar yedim. Sonra annemden daha fazlasını yemeden önce odama kaçtım. Hemen Aslının telefonunu aradım. Bir kaç kez çaldıktan sonra telefon açıldı. Sesi boğuk geliyordu. Hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Düşündüğüm şeyi yapıyorsa cidden kalbime inerdi. Ama spor yaptığını koştuğunu öğrenince biraz rahatladım. Bir ton küfür saydıktan sonra "bu ne demek oluyor kızım?" Diye bağırdım. "Uf bitti işte arama beni" deyip suratıma telefonu kapattı.
    Evet beyler benim hikayem buydu, şuan bir tabure ve ipin önünde yaşamdan tüm zevkini kaçırmış bir şekilde intihar ederek bitiriyorum bu işi.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      asdasdada qweqhduoaşhsdua olm güzel şeyler deyimlemişin helal valla gerçekse cidden vay be efsanetymiş ama uyduramya benziyor amma gerçekse ve sen intihar etceksen gerek yok karşı cinsi bırak ve hayata bağlan hayat sadece cinsellik değil aptal amma illa ondan vazgeçemem diyosun güle güle zayıflaaa yer yok burda
      ···
      1. 1.
        0
        inthar etek yerine 30 yıl daha yaşamay çalış emperyalizmi yıkarken 2 mermi sıksan kafi
        ···
  19. 369.
    0
    gibtir deli.
    ···
  20. 370.
    0
    Güzel pnp
    ···