/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 276.
    0
    Adam online prim yapmak için yazmıyo seri cugu at geç huur çocuğuna
    ···
  2. 277.
    +1
    Guzel yaziyon devam
    ···
  3. 278.
    0
    Rezzzzzz
    ···
  4. 279.
    0
    Rezervasyon
    ···
  5. 280.
    0
    Rezullah gülen
    ···
  6. 281.
    0
    Yaz bro yaz
    ···
  7. 282.
    +15
    Online olduğum felan yok, tam okudu iseniz söyledim, home ofice olarak bir e ticaret sitesinde çalışıyorum. Daha yeni girdim.

    27.Bölüm (Bilinmeyen)

    Kızın gözlerine şüpheci bir şekilde bakarken o gözlerini benden kaçırıyordu. Kız zaten dibimdeydi. Kolunu sıkıca kavradım.

    Kimsin sen

    Kız çığlık atarak canımı yakıyorsun bırak beni dedi.

    Sinirli bir şekilde soruma cevap ver diye bağırdım.

    Kız ağlamak üzereydi. Niye böyle bir tepki vermiştim. O ikizler beni paronayak etmişti. Belki de o yüzden böyle olmuştum.

    Son anda ağzından Facebook dediğini duyunca kızın kolunu bıraktım. Kızı hayatımda ilk defa görüyordum. Ama o beni tanıyordu. Kız benden uzaklaşırken ''facebook'taki arkadaşlarına daha sık göz atmalısın'' dedi. Haklıydı. Facebook'a nerdeyse yaz tatilinin başından beri girmiyordum.

    Kızın kolundan tutup ayağa kaldırırken gerçekten çok özür dilerim bu aralar kafam yerimde değildedim.

    Kız kolunu ovuşturdu. Yüzünü ekşiterek Offf! Kolum acıyor dedi.

    Bakabilir miyim? diye izin istedim. Kız başıyla onayladı. Kızın kolları incecikti. Çıtkırıldım hesabı. Tuttuğum yer kızarmıştı. Alıp okşamaya başladım. Kızın çok hoşuna gitmişti.

    ''Facebook'ta nasıl dikkatini çektim. Söyler misin?Dedim. Kız şaşkın bir ifadeyle yüzüme bakarakcidden bilmiyor musun?Dedi.

    Neyi?Dedim, kaşlarımı çatarak.

    Facebook 'ta popisin sendedi. Arka cebinden telefonu çıkardı. Facebook aplikasyonuna girdi.

    Profilim fotoğrafımı açtı. 900 küsür beğeni vardı. Ama nasıl olurdu. Yaz başından beri değil fotoğraf çekinmeye, başımı kaşımaya zamanım olmamıştı.
    Bu hesap sahtededim başımı sağa solo çevirirken.

    Kız şaşkınlıkla bana bakarken devam ettim.
    Yaz başından beri facebook'a girmedim. Sence kim olabilir bu?Dedim.

    Kız
    bilemiyorumdedi. Şimdi de fake hesap açıp benim üzerimden prim yapıyorlardı. Kim olabilirdi Kim? Düşünmeye başladım. Diğer profil fotoğraflarına baktım. Bir anda kafamda şimşekler çaktı.

    Azımdan o kelime çıktı.

    Kardeşim''
    ···
    1. 1.
      0
      Az hızlı at
      ···
    2. 2.
      0
      Ulan kardeşin dkskhdjdjdjdjc
      ···
  8. 283.
    0
    Rezervasyon
    ···
  9. 284.
    0
    Yaz hadi bölümler çok kısa uzun uzun yaz başlatma homofisine biz daha önemliyiz sjsbshsbsh
    ···
  10. 285.
    0
    Rezervatullah
    ···
  11. 286.
    +8
    Bölüm 28

    Kız "Ne yani kardeşin... " lafı kızın ağzına tıkarken devam ettim.

    "Geberteceğim onu."

    Kız "onun olduğuna emin misin? Dedi.

    Elim telefonun ekranı üzerinde kayarken "bu fotoğrafları o çekti. Başka kim olabilir ki?" Dedim.

    Haklıydım. Hesap 13 yaşındaki kardeşim Buğra'ya aittti. Kız kendini tutamayıp gülmeye başladı.

    "Seninle Pardon yani kardeşinle konuşurken kardeşin bana evlenme teklif etti."

    Başımı omzuma yatırdım. Bakışlarımı masumlaştırdım.
    "Sen de kabul ettin değil mi müstakbel karıcım?" Dedim. Omzuma dört parmağıyla dokunup beni iterek "Ya hayır etmedim" dedi. Kızın daha adını bilmiyordum ama flört etmeye başlamıştık.

    Nasıl bu kadar rahat oluyorlardı. Bilmiyorum. Beni deneyimlerim ve aldığım destek bu kadar vurdumduymaz yapmıştı belki, peki ya onları. Belki tek yaptıkları bana uyma çabasaydı.
    "Baksana ya ben senin adını bile bilmiyorum" deyip elimi uzattım. "Ben Damla" dedi.

    "Memmun oldum Damlacım" dedim. Oda başını salladı. Yeni kıyafetlerimle YKM'den çıktık. Kutayı'n yanına geldik. Bütün yemekleri yemişti. Masaya oturduk. Ben Damlanın telefondan sözde kendi profilime bakıyordum. Damla Kutaydan benden daha iyi anlaşmıştı. Gözümün önünde cilvelişiyorlardı. Öksürerek burda oldağımı hissettirdim. Kutay Damlanın telefon numarasını aldı, Vedalaştık. Sinema'ya iki bilet aldık. Girdik.

    Sinema iki buçuk saat kadar sürdü. Kutay gel şurdan ayakkabı alacağım Nike'a falan bakalım dedi. O yorgunlukta birde ayakkabı bakmaya girdik. Mağaza da bizden başka kimse yoktu. Benim gözlerim o güzel yüzü görünce fal taşı gibi açıldı. Kız çok güzeldi. 20-23 yaşlarında vardı. Ablam yaşındaydı. Ama çok güzeldi be. Kızın yanına gelince yaka kartını gördüm.

    "Kezban"

    Böyle bir güzelliğe böyle bir isim. Ah be ablacım. Kuzen ayakkabı bakarken kız yanımaza geldi. "incecik sesiyle yardımcı olabilir miyim?" Dedi. Kısa boyluydu. O zamanlar boyum 1.77 falandı. Boyu anca göğsüme gelirdi. Burnunda ufak bir hızması vardı. Makyajı kusursuzdu. incecik bir yapısı vardı. Damlaya çok benziyordu. Yani vücut olarak. Kezban'a imâlı imâlı bakarak

    "Bence ben size yardımcı olmalıyım."
    ···
    1. 1.
      0
      hızlı yaz amk
      ···
  12. 287.
    0
    Rezerve
    ···
  13. 288.
    0
    Devam la pekekent
    ···
  14. 289.
    +6
    29.Bölüm (Dayak)

    Bu sözleri ben mi söylemiştim?

    Kutay şaşırmış bir şekilde bana bakarken, Kezban

    "Bana hangi konuda yardımcı olabilirsin? Söyle bakalım" deyip kollarını göğsünde birleştirip benim ne söyleyeceğimi beklemeye başladı.

    Masum bir ifadeyle. "Kulağına söyleyebilir miyim?" Dedim.

    Neden olmasın" dedi.

    Kulağına eğildim. Kulağının önüne düşen saçlarını tuttum. Arkaya doğru nazikçe ittim.

    "Seni gördüğümde on saniye hiçbir şey düşünemedim. Senden başka." Kız benden bu cümleleri beklemediğini yüz ifadesinden anlayabiliyordum. Kulağından uzaklaşıp tam gözlerinin içine baktım.

    "Bir insana aşık olup olmadığınızı ilk on saniye belirler." dedim. Kızın hiç düşünmeden reddetmesi gerekiyordu. Yaşça ondan küçüktüm. Hem de çok küçük. Vücut yapım 18 gösteriyordu, ama yinede yeterli değildi.

    "Üzgünüm ama nişanlıyım ben" dedi, elindeki alyans'ı göstererek.

    Yazmadan önce neden eline bakmadım ki diye, kızdım kendime. Yüzümü düşürerek "Benimki çocukça bir umut zaten" dedim. Masum ifade takınmak her zaman işe yarardı.

    Başımı çenemden tutup kaldırdı. Bu hareket hep korkutmuştu, beni. Çünkü arkasından bir yalan gelebilirdi. Yalandan korktuğum kadar hiçbir şeyden korkmadım.

    "Hem birini tanımadan nasıl sevebilirsin ki ablacım?"

    Ne, ne, ne? Uzun zamandan belli ilk defa her kuşun etinin yenmeyeceğini anladım. Eli hâla çenemdeydi. Elini tutup aşağı çektim. Hızlıca mağazadan çıktım. Arkamdan Kutay. Reddedilmek koyuyor ya, diye düşündüm. Çıkışa doğru yürürken biri arkamdan seslendi. Döndüm. 20-25 yaşlarında bir adam "Sen Alp Soylu'sun" değil mi?" Dedi.

    "Evet" dedim.

    Çocuk sağ kolundan öyle bir yumruk çıkardı ki ben hayatımda öyle yumruk yemedim. Deniz'in sevgilisinden yediğim solda sıfır kalır. Yere düştüm. 1 dakika kadar kendime gelmeyi bekledim. Çocuk benden hesap sormak için bekliyordu.

    Benimle işi bittiğine emin değildim. Çok sinirlenmiştim. Kalktığım gibi çocuğun kasık bölgesine vurdum. Benden aşırı uzundu. Kafa atamazdım. Atsamda işe yarayacağından emin değildim.

    Azımda tuzlu bir şeyler hissediyordum. Tüm bunlar olurken Kutay karı gibi hiçbir şey yapmadan beklemişti. Çocuk yere devrilmiş kıvranıyordu. Dudağımdan aşağı ince bir çizgi halinde kan akıyordu.
    ···
  15. 290.
    0
    Haydi amj
    ···
  16. 291.
    +13
    Geldim, varmı bir kaç kişi ona göre devam edeyim beyler.
    ···
    1. 1.
      0
      Var var go
      ···
    2. 2.
      0
      var devam
      ···
  17. 292.
    0
    Ett kardeşim et
    ···
  18. 293.
    0
    Rezerve kardeş
    ···
  19. 294.
    0
    Et tabi aq
    ···
  20. 295.
    0
    Up up up
    ···