-
1.
0ve birçok şeyin kafama yatmadığının farkına varıyorum. ortada bir takluk var. yanlış giden bir şeyler var. ama bu düzeni her şey yaratan birinin olmaması gibi bir düşünce çok saçma geliyor. ve saçma gelen şeylerin yanında da çok doğru şeyler var. son zamanlarda kötüyüm beyler arada kaldım. bir şeyler hep taktan.
-
2.
0biz senin için ne yapabiliriz
-
3.
0sorgulama. tesadüften dolayı olan bir şey yok.
-
4.
0tek tavsiyem var oku
-
5.
0@1 o arada bendede oluyo kanka
-
6.
0yaz buraya oç kafana takılanları cevaplıyan kesin olur
-
7.
0insanların doğuştan inanma ihtiyacı kafalarını hep karıştırır . topraktan yaptığın heykele taparsın , güneşe aya marsa taparsın. güneşe yağmura taparsın ama hepsinin temelinde içimizde güdülerimizde var olan vazgeçilmez inanç isteği vardır. sonunda da mantıklı gelen tek tanrılı inançlarla birlikte dinler bulur onlara taparsın. bunu kabul edip ya inanmaya devam edersin ya da inanmamayı seçersin. ben inanmıyorum sen de aklına yatan durumu bul ve kabullen.
-
8.
0mesela hiçbir zaman şunu anlamadım. çok klagib temel bi olay. kadınlar saçlarını kapıyor; kadının saçı erkeği tahrik ediyor da erkeklerinki kadını etmiyor mu peki? daha bunu bile çözemedim bu bile saçma geliyor.
-
9.
0@1 panpa o sorgulamayı ben de yapıyorum hiçbir sonuca varamadığım gibi yeni sorular oluşuyo kafamda. ayrıca şunu da merak ediyorum hani ölüme yaklaşanlar fln var ya kalbi duranlar hani tünelin sonunda ışık fln gördüğünü söyleyenler, onlara genelde sizin zamanınız daha dolmadı deniyomuş. geri yolluyolarmış fln. bunun mantığı nedir merak ediyorum. demekki gerçekten kader ve biçilmiş bir yaşama süresi var. E o zman Allah da var. yahu ne bileyim işte bilgisi olan varsa öğrenmek istiyorum.
-
10.
0Kadının kendine göre bir yapısı vardır. O başta erkeğinin hanımıdır. Erkek ise, hanımının başkaları tarafından göz hapsine alınmasını, kendisine kahredici gözlerle bakılmasını istemez. Güzelliği varsa, bunu kendisi için kullanmasını ister. Zamanımızın bozuk anlayışı bir ölçü değildir bizim için. Esas yakalanılması gereken seviye açısından meseleyi ele alıyoruz. Bu zamanda erkek, hanımının açılıp saçılmasını normal görüyor hatta istiyorsa, o onun iffet ve aile konusundaki anlayışını gösterir fakat islam, iffeti, aileyi bir toplumun temeline koyar. Bunlar ne kadar sağlam olursa toplum da o kadar gelecek vaat eder.Tümünü Göster
Günümüzdeki, çabuk evlenmeler, çabuk boşanmalar, sahipsiz kadınlar, perişan çocuklar, açılıp saçılmanın bir neticesidir dersek mübalağa yapmış olmayız zannediyoruz. Evlilikte emniyet, güven ve karşılıklı sevgi saygı esastır. Açıklık ise büyük ölçüde bu vasıfları kırar. Yani erkek, hanımından şüphe eder, acaba bir başkasına güzelliğini satamaya çalışıyor mu diye. Kadın da kocasından emin değildir, acaba bir başka kadınla beraber oluyor mu diye. Bunlar ailede şüphe doğurur, güveni sarsar ve tabi ki netice, günümüzde olduğu gibi boşanmaların haddi hesabı olmaz.
Kapansa ne olur? O zaman kadın sadece erkeği için güzel olur, başkası için sokak için değil. Sadece erkeğinin cazibesini çeker başkasının değil. Açılan kadın, yabancı gözlerin yaymış olduğu radyoaktif enerjiden o kadar etkilenir ki, o kadın erkeğinin gözünde çabucak eskiyiverir. Kadın ne kadar güzel olursa olsun bu böyledir.
Ayrıca kadın, bir annedir islam’da. Ona esas kıymetini kazandıran ikinci tarafı da budur. Cennet annelerin ayakları altındadır. Anne denilen varlık, çocukları için bir terbiyeci, bir sığınaktır. Onun rahmet ve merhametine muhtaçtır çocuk. Bunu baba veremez ona. Dolayısıyla, anne, iffetini, güzelliğini, enerjisini kapanmak suretiyle korumalıdır ki, o iffet, o ruhi güzellik, o enerji çocuğunda yoğunlaşsın ona aksetsin. Ve böylece sağlam karakterli, merhametle dolmuş ve doymuş, hep sevgi görmüş bir nesil yetişsin. Açılan ve boyanarak kendisini başkalarına beğendirmeye çalışan bir kadın, bir anne olarak kendini çocuğuna ne kadar verebilecek, vaktini ona ne kadar ayırabilecektir!? Dışarıda annesini diğer erkeklerin önünde açık saçık gören bir çocuğun yaşayacağı buhran ve hayal kırıklığı, mutlaka o çocuğun geleceğine aksedecek, küçükken yaşadığı yıkımları büyüyünce üzerinden atamayacak ve değişik bunalımlara girecektir.
Kadın çalışmayacak değildir. Çalışabilir ama kendine göre bir işte çalışacaktır. Erkeklerin yıpratıcı bakışlarına hedef olmayacak, kendisine madden ağır gelmeyecek mekânlarda ve işlerde çalışabilir, eğitim öğretim görebilir. Değişik makamlara gelebilir. Ama bunların hepsi, kadının fıtratı, çekingenliği, ürkekliği ve vücudunun nazikliği (bunlar yaratılıştan gelir) göz önünde bulundurularak ele alınmalıdır. Böyle olacağındandır ki, kadın hayatın pek çok yerine fıtratı itibarıyla giremeyecek, dolayısıyla da sosyal hayattan daha çok kendi fıtratının korunduğu aile içinde bulunacak ve buradan hareketle de erkeklerin şahit olduğu pek çok şeye şahit olamayacaktır. Onun için erkeklerden bir kadınlardan iki şahit istenir. Heyecanları, çabuk hislenmeleri, daha çabuk unutabilmeleri gibi temel bazı özelliklerinden dolayı iki kadın istenmiş ki, unuttuklarında birbirlerine hatırlatsınlar.
Bunun yanında sadece kadınların şahitliği istenip de erkeklerin şahitliğinin geçerli olmadığı yerler de vardır ki, bu tamamen kadınların kendilerine has halleriyle alakalıdır. Doğum, süt anneliği vs..
Eğer kadınlar, en güzel şekilde annelik yapabilseler çocuklarına, çocuklar herhangi bir pgibolojik boşluk oluşmadan yetişebilseler, gereken sevgiyi ve alakayı görebilseler, bugün toplumu titreten, anarşi, terör, kapkaççılık, hırsızlık, adam öldürme gibi durumlar olmayacaktır. işte o zaman kadınlar en önemli vazifelerini yapmış ve insanlığa huzurlu bir toplum hediye etmiş olacaklardır.
Kapanmak zorunda olan elbette kadın olacaktır. Çünkü cazip olan odur, ilgi çeken odur, erkekleri tahrik eden odur, tecavüze uğrayan odur. Erkeklerde ise böyle bir durum söz konusu değildir. Ayrıca kapanma kadın için koruyucu bir kalkandır: Erkeği tahrik etmez, üzerine saldırtmaz, erkekler tarafından tuzağa düşürülüp aldatılmasına meydan vermez.
Bir kadın birden fazla erkekle evlenemez. Çünkü o zaman nesil karışır. Düşünün bir kadının dört tane kocası var. Hepsi de kadınla yakınlık kuruyor. Doğacak çocuk kime ait olacak. Anne bir baba dört tane. Düşünülebilir mi böyle bir şey. En önce kadınla yakınlık kuran baba oldu diyelim, diğerleri, çocuk doğuncaya kadar ne yapacak? Bütün bunlar bir neslin karışması değil sadece, erkeklerin kavgası, kadınların da perişan olması demektir. Ayrıca, bir erkeğin dört kadına kadar evlenmesi bugünkü yanlış anlayışta olduğu gibi bir farz değil, icabet edilmesi gereken bir sünnet değildir. Sadece zorunlu durumlarda bir kullanılacak bir ruhsattır. islam erkeğe öyle bir vazife yüklemiştir ki kadınlar hakkında, bir erkeğin dört kadını alıp da hepsinin hakkını ödeyerek geçinmesi mümkün değildir. Bu yüzden de böyle bir şeye çoğu zaman cesaret edilemez. Diğer taraftan bu meseleyi islam’ın bir ayıbı gibi gösterenlere (batıya vs.) bakıyoruz. Evlenmiyorlar, belki sadece bir kadınla çok güç de olsa evleniyorlar fakat hiçbir zaman meşru dairede bir hanımı olmuyor. Affedersiniz, evde bir hanım vardır, dışarı da sayısı belirsiz metresleri vardır. Batı dünyasına bakalım, genel durum, anlatılanların mübalağa olmadığını gösterecektir. Hatta filmlerine bile yansımıştır bu hastalık. Filmlerinde toplumlarını yansıtmaktadırlar.
Erkek, hanımını her aklına geldiği, her sinirlendiği zaman dövemez. Dinimiz bu hakkı vermiyor ona. Ancak, kadın serkeşlik yaparsa, kocasını kendisinden faydalanması vs konularda dinlemezse, erkek önce ikaz eder, sonra yatağını ayırır. Kadın yine düzelme yoluna gitmezse bu sefer de yaralamayacak, yüzüne vurmayacak şekilde terbiye maksatlı küçük bir çubukla vurabilir. Buna da dövme denecekse densin. Kaldı ki, dinimizin dışındaki dünyada nice dövmelere şahit oluyoruz ki, insanlıkla bağdaştırılmayacak şeyler. islam, bazen terbiye ağırlıklı hüküm koyar demiştik. Dövme meselesi, aynı zamanda, her zaman gücünü kullanmaya yeltenecek erkeği de bir sisteme sokmaktadır. Sen gücünü her zaman kullanamazsın, önce terbiye etmek için ikaz edeceksin, sonra yatağını ayıracaksın, sonra da hafif şekilde vuracaksın demiştir. Burada sadece kadının değil, erkeğin de terbiye edilmesi frenlenmesi söz konusudur. Mesele pgibolojik ele alınmalıdır. islam pgibolojileri gözeterek hüküm koyuyor. Erkek, güç kullanır. islam ise bu gücü dengeler. -
11.
0@1 dini hiç düşünmeden inanmaktansa sorgulayarak düşünerek buna kafa yorarak inanmak yada inanmamak aklına ne yatıyosa onu kabul etmek en güzeli
-
12.
0rizörv. sonra okurum ben bunu
-
13.
0@1 boşuna uğraşma panpa dinler uydurma tanrının bizim için daha farklı planları var
-
14.
0ve şu benim hep kafamı karıştırır. buna hep cevap alıyorum. ben herhangi bir müslümanım. dinimi hiç sorgulamadım. direk bağlandım. ona göre yaşadım. namazımda niyazımdayım. böyle çok kişi var. sorgulamak önemli. peki ben farklı bir zihniyette doğup büyüsem acaba müslümanlığı bulup onu mu benimserdim, yoksa o zihniyetin içinde o dinin etkisinde mi kalırdım? öyle binlerce kişi var belki de milyonlarca bence. böyle şans işi mi bu yani?
ben ölene kadar kötü işler yapmış biri olayım. 2 sene daha yaşasam imana gelebilirdim belki. sonradan imana gelen çok insan vardır. şans mı yani bu işler? neden böyle? -
15.
0ben kaç tane ateist olup da kimliğinde islam yazan kişi tanıyorum, ki türkiyeninde %99 unun müslüman olduğunuda bu sebepten düşünmüyorum, gene büyük bir orandır tabi ama %99 kadar olacağını tahmin etmiyorum. onlardan fazla dindar adamlarda var gel sana daha önce anlattıklarımı toparlayayım, hayat dediğimiz şey atomların sadece kimyasal kompozisyonlarının düzgün bir şekilde yani canlılık kavrdıbını oluşturacak temel yapıtaşları arasındaki sistematiğin kurallarına uygun bir şekilde( kime göre neye göre o fark eder ) bir araya gelmesinden ibarettir bu dediğimi anladıysanız olay bitmiştir zaten. benim yok ama insanların yüce bir varlığa inanmaları hep zamanla değişmiştir. eski çağlarda, milattan önce roma, yunan, pers mitolojisine bakarsanız aralarında ki benzerliği görürsünüz örneğin şöyle birşey söyleyeyim, mısır mitolojisi güneş tanrısı olan ra da çarmaha gerilmiştir, birşeyler çağrıştırdıysa helal olsun size kafa çalışıyor demektir... ateş, güneş, okyanus gibi o dönemde ve zamanda insanların ulaşamadığı şeyler, yunan mitolojisinde ise güçlü kaslı erkekler (zeus apollon) veya ciksi kadınlar (afrodit) olmuştur bilgisiz ve kör bir saatçinin çalışması edasında evrilmiş insan beyni bilgisiz bir şekilde doğa olaylarını yorumlayamamış, dünyanın, evrenin ve doğanın güçleri karşısında karmaşa ve dehşete kapılmıştır inanmanın sistematikleşmesi bu sebeptendir. insan zekasının 4-5 milyar yıllık bir zaman diliminde olan olayların, yaşadığımız ve halen keşif edemediğimiz kaotik evrendedeki olayların bu zeka kapasitesi tarafından bilgisizz bir şekilde yorumlanması mümkün değildir. inançlı bir insan olmamam dünya üzerindeki ilahi dinlere önem vermediğim anldıbına gelmez araştırdım ve günümüz şartlarıyla karşılaştığım zaman çok şaşırdım, ve şöyle bir sonuç elde ettim kendimce, peygamber denen insanlar o dönemde zeka kapasitesi belirtili şekilde yüksek olan kişilerdir ve bu kişiler çok az bulunmaktadır ve yaşasan araplara, ortadoğuya yön vermiştir. bunun iyi veya kötü olduğu hala tartışılır. fakat islam dininde paranormal olaylara çok fazla yer verildiği ve müslüman kesimin genelinin eğitimsiz ve kara cahil olmaları nedeniyle toplumda bilim sanat ve radikal düşünme yeneteğini çürütmüşlerdir ve bu bilimsel bir gerçektir türkiye'de dahil müslüman ülkelerde yaşayan insanların iq puanları ortalaması dünya ortalamasının altında (97-76) olmaktadır. bu tarz saçma şeyleri tartışacağınıza genişlemeye devam eden evrende bilimle yaşadığımız kaos ortamındaki evreni tartışşanız daha iyi olur.Tümünü Göster
insan zekası 5 milyar yıllık bir zaman dilimindeki olasılıkları hesaplayamadığı gibi bilgisizliği ötürü insanlar doğada gerçekleşen kimyasal ve fiziksel olaylara dinlerle karşılık cevap vermişler, bu böyle ortaya çıkmış ve yayılmıştır fizik, matematik, kimya gibi alanlarla uğraşıyor olsanız benim gibi nasıl değişik ve mantık almayan oranlarla ve durumlarlar karşılasırsınız.5 milyar senedeki ihtimaller topluluğu bir kasırganın araba mezarlığından ferrari çıkarması gibi absürt bir olasılığa bile imkan tanıyabilecek bir süredir. aynaya geçip karşısına bak ve bu ihtimaller topluluğunun ve 15 milyar yaşında olan evrenimizin üzerindeki müthiş etkisini görürsün. ayrıca benim gibi matematikle (bilimle) uğraşşaydın avrupalı ve o zamanın zeki bilim adamlarının çinli shaolin ve hint rahipler tarafından geliştirilip o coğrafyaya bu rahipler tarafından zamanında getirilmiş olduğunu, daha sonrada tüm dünyaya yayıldğını bilirdin. ayrıca osmanlı devleti gibi bir tarihe yön vermiş imparatorluğun en büyük yıkılma sebeplerinden birinin 14. ve 15. yy arasında radikal rasyonel düşünme yeteneğini geliştiren eğitimin 18. be 19. yüz yıllarda dini eğitime kaymış olmasıdır. müslüman düşmanı değilim tarih boyunca tüm dinler aynı şeyi yapmıştır ama günümüzde hristiyanlığın ve budizimin toplum üzerindeki etkisi müslümanlıktaki gibi aşırı hayatın her yönüne paranormal, metafizik (doğa üstü olaylar) durumlarla yorumlaması sebebiyle dünya üzerinde müslüman insanların dünya ortalamasına göre iq kapasitesi 10-20 ciddi sayılarla ortalama puanları düşüktür. fatihin döktürdüğü toplar demişşin. şimdi sana onuda açıklayayım arkadaşım. evet dediğin doğru orta çağ denilen dönemde avrupa'da hristiyanlığın toplum üzerindeki (papa ve din adamları) etkisi daha fazlaydı ve bu konuda bilgi sahibi birine benziyorsun 15. yyda avrupada pgibolojik sorunları olan (şizofreni) cadı, şeytan ve iblis olarak adlandırılırken osmanlı imparatorluğunda su sesiyle özel ruh sağlığı merkezlerinde tedavi ediliyorlardı ama ne zaman reform hareketleri başladı insanlar kliseye isyan ettiler ve bilim ve sanat gelişmeye matbaanın keşfiyle, kitapların basımı ve insanların eğitilmesi ile bilim ve eğitim tartısı ters etki yapmaya başladı bilim daha ağır geldi ve 17. yüzyıldan sonra gelişmeye başladılar. senin dediğin dönemde (fatih döneminde) bilim daha ağır basıyordu ve fatih kendi toplarını döktürdü ve derebeylik (fedoalite) sisteminde dünyayı etkileyen bir devrim yaptı fakat 18. yüzyılda bu dini eğitimin artması ve pozitif bilimden ve radikal, özgür düşünce ortamından uzaklaşılınca osmanlı imparatorluğu geriledi ve bu yıkılmasında önemli bir etken oldu. şimdi gelelim senin verdiğin örneğin karşıtına 18. bu gelişmeler dediğim gibi tersine döndü ve 3. (iii) mustafa döneminde fransa’dan getirilen topçu ve istihkam askerlerini ıslah eden baron dö tot getirildi.
genelde sizin gibi insanlar tarafından verile örnekler 30 sene önce ki din hocalarının verdiği örneklerle aynı bi demiri indirdik dersiniz yada kasırganın ferari çıkarması gibi birşey söylersiniz. ne zaman bu ülkede 15 yaşının altında çocuklara din eğitimi verilmez kur'an kurslarına gönderilmezler o zaman bu dinin gerçekliğine ve insanların düşüncelerine inanırım ve benim için rasyonel hale gelir.
dinler toplumların afyonudur demişler zamanında, kanaatimce sende bunu çiğnemeye hala devam ediyorsun (inanmanın benim için bi zararı yoktur zaten olmaması lazım gereken bu, fakat ne zaman bu düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırırsa, bilmi metafiziksel safsatalarla açıklamaya kalkarsa, maddeyi ve maddenin varlığını inkar ederse işte orada benim inançla ilgili bir problemim var.)
dünyamız üzerindede bakarsak din vaddettiği kavramlar sebebiyle insanlarda otokontrol mekanizması yaratmıştır ve körpecikken dayatılan bu metafiziksel kavramların ileriki yaşlarda atılması çok zordur hatta imkansızdır, senin gibi insanların durumuda bence bu , denildiği gibi bilimin tedavi edemeyeceği şey kör imanlı dindardır diye.
metafiziğin olmadığını biliyorum artık, ki bana sen cevap ver ruh vardır falan diyorsunuz, pgiboloji bilimi bile bilim olma yolunda ruh kavrdıbını incelemekten vazgeçmiş, alanındar çıkarmıştır, ayrıca ruh denen şey olsaydı insan tedavileri dinsel ritüellerle yapılmazmıydı? ki neden bugün pgibiyatri bilmi ile kimyasallar yardımıyla insanların davranışları düzeltiliyor, tedavileri yapılıyor? hani ruh vardı, hani herşey madde değildi? john stuart mill'in dediği gibi ruh denilen şey zihin kimyasalından başka birşey değildir, bunların nesilden nesile akratılmasının tam nasıl gerçekleştiği bende bilmiyorum ama epigenetik bilmini araştırlanlar onunda cevabını bulur arkadaş...
aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.
iyi nişan alırdı kendini asan zenci,
bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci...
çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.
ülkü tamerden gelsin sana anlarsan.
rahmet eserleri fikir ayrılıklarından ortaya çıkar (hürriyet kasidesi)
Düşünmeye devam et, yeterli doğabilimleri altyapısı özellikle kimya ve biyoloji bilgisi ile gerekli cevap zaten şimşek gibi çakacak kafanda, ben yazdım genç. -
16.
+6 -7@1 yannanım sen ztn dini sorgulayacak düzeyde bir insan değilsin o yüzden peygamber fln değilsin sen kimsinki dini sorguluyosun aq kaç kuruşluk herifsin lan yapman gereken tek şey yüce Allah'a bizi yarratığı için şükfretmen onun söylediği ibadetlerini yapman orucunu tut paran yeterse hacca git zekatın ver en önemlisi namazını kıl böyle salak salak işlerle kafan yorma dinide sorgulama herşey mükemmel bir şekilde yaratılmış ztn kör müsün huur çocugu neyin sorgusu bu şu gezegenlere bak karbon döngüsüne su döngüsne azot döngüsüne güneşin yaklaşıp uzaklaşmasına bak geceyle gündüzün birbirni takibine. Kelebeğin kanatlarındaki o desenlere bak peygamberiimizin hayatını oku yol göstericin o olsun Kur'an olsun. bunlar şeytan vesveseleri ibadetlerin yap sorgu morgu kalmaz
-
17.
0@16 yı okuduktan sonra ateist olmazsan gel yüzüme tükür panpa
-
18.
0@1 çok geç kalmışsın ama geç olsun da güç olmasın panpa
-
19.
0@16 güldürdün amk. teşekkürler hepinize okuyorum sağolun.
-
20.
0git 31 çek kendine gel amk