son bir senemi anlatıyorum toplaşın

panpa kızla tekrar arayı yapıp senin ayrılman lazım.. kaçan kovalanır misali o kaçtı sn şimdi mecnun.. yani doktor değilim ama bu gibtigmin beyni bunu düşündü...

---

Geçen sene ağustosun birinde, hiç tanımadığım kızın biri feysbuktan ekledi. hani özenti

kızlar olur ya, siyah giyinir, saçlarını yeşile boyar, karikatür görünce hayvan gibi güler

vb. hah işte bu da onlardandı. ilk günler kayıtsız kaldım, görmezlikten geldim. Sonra bir

gün iletisine "küfürlü şarkı bilen var mı?" diye yazmış. Ben de direct- gibtir git yazdım.

yazmaz olaydım. Tüm ömrüm boyunca unutamayacağım olaylar o an itibari ile başladı dostlar..

Hani dıbına kodumun brezilyasında kanat çarpan kelebek mevsimleri değiştiriyor derler ya, bu

da aynı mesele.. Küçük bir mesajla başlayan tanışma, 150 tane mektup ve 150 gün boyunca her

gün kan kusmamla bitti.

- - - - - -

önce kendimi biraz anlatıcam çünkü benim gözümden görmeniz gerekiyor olayları.Ben o zaman son sınıfa

geçmiştim üniversitede. işletme bölümü olduğu için ne kadar çok staj yaparsan mezun olduğunda yanına kar

kalıyor. tam staja başladığım gün tanışmıştım onunla. msn feys derken telefonlar çoktan verilmişti

birbirimize. Benim babamın her ne kadar gönlü zengin olsa da fakiriz ezelden. tüm hayatım boyunca

derslerime ve herhangi bir işte çalışmak zorundayım. lisede falan boyumda kısaydı, utangaç yetiştim

anlayacagın ancak her anadolu cocugu gibi ağzımız laf yapar. feyste fotoğrafını gördüm, hoş kıza

benziyordu. dedim lan ne kaybederim? hayatımı kaybedeceğimi aklımın ucundan bile geçirmezdim. siz siz olun

beyler kendinizden çok değer vermeyin kimselere. derken dıbına kodumun fikirtepesi'nde günde 12 saat

anketörlük yapıyordum. kazandığım parayla aldığım takım elbiseyi giydim ve teb genel müdürlüğünde stajım

başladı. sonra...

- - - - - -

3 gün eve kapanıp, 67 sayfa aşk mektubu yazmıştım, ellerimin morardığını hatırlıyorum.

- - - - - -

şımarık arkadaşları beni o halde görünce kahkaha falan attılar. hiç istifimi bozmadan yanına gittim, "Karınca ekmek kırıntısını, hatta ayçiçeği güneşi bile sevebilir. Bizim değer vermediklerimiz için köle olur bazıları. O yüzden çok sev beni, aynı orkestrada çalan 2 piyanit gibi sev, ritmi kaçırmadan... Seni -çok geç tanıdım ve bunun acısını çıkarmalıyım. O yüzden yanında olamadığım her doğum günü için 1 hediye ve 1 mektup" dedim. Sonra üzerinde 1 yazan paketi uzattım. ilk başta şaşırdı anlam vermekte zorlandı. aç bir hayvanın yemeğe saldırdığı gibi yırtı paketi. içinden emzik ve biberon çıktı. mektup ise şöyle başlıyordu; "amanda aman ne kadar tatlı bir kız, büyüyünce bu kadar tipsiz olabileceğini kim nerden bilebilirdi ki" diye. mutluluğu gözlerinden okunuyordu. sonra 2. paketi verdim. sonra 3,4,5,6,7... 19. içlerinde neler yoktuki. barbie bebek, boyama kitabı. suluk, çerçeve, cımbız,kokulu mum, kulağına dokununca farklı göbeğine dokununca farklı şarkı çalan oyuncak bebek, yumoş battaniye, 18. yaş günü için inci kolye. vb. Ama en çok beğendikleri mektuplar oldu. Sanırım benim de yeteneğim bu. 10.yaş gününe geldiğinde acaba içinden ne çıkacak, mektupta ne yazıyor diye heyecandan bayılmak üzereydi. Teoman hastasıydı, gidip imzalı fotoğrafını almıştım, mektupda daha 17 17 gibisinden iğrenç espriyle başlıyordu.

reserve

- - - - - -

Aslında anlattığımdan daha güzel olmuştu, çok iyi tasvir edemedim kusura bakma. Sonra tanıştığımızın 100.gününde bir şeyler almaktan çok yapmak istedim. Eczaneye gittim ve çabuk erimeyen kapsül istediğimi söyledim. intihar edicem sandı heralde vermedi. bir sonraki de vermedi.10.da bulabildim. eve gittim kapsüllerdeki tozları teker teker boşalttım. sonra 1.5cm eninde 10cm boyunda kağıtlara, "bugün seni sinemaya zütüreceğim." "bugün ne istersen yapacağım" falan gibisinden 20'ye yakın yazı yazdım. sonra kapsüllere yerleştirerek güzelce kapadım. boş bir ilaç kutusu buldum, iyice yıkadım. sonra adını brozak koydum. prospektüs bile yaptım biliyor musun. "Lütfen kalbinizden alınız, yan etkileri: aşk içerir. gibi. sonra bırak depresyon haplarını, ilaç niyetine her gün bir tane al dedim. aynı gün hepsinin içini açıp okumuştu:)

beyler ben buna gazate bile yapmıştım, arkadaşlarından yazı yazdırmalarını söyledim ve matbaada bastırdım. çok beğenmişti.

- - - -- -

Kitap okumayı çok seviyordu, şu yazarı çok seviyorum, şunu çok seviyorum diyordu, kıskandım.. Kitap yazdım * tamam tamam kitap değildi ama tek farkı not defterine yazılmıs olmasıydı. yazarın adı biyografisi bile vardı. çimlere uzanıp ona okuduğumda 4-5 saat hüngür hüngür ağlamıştı.

anlat panpa

- - - - - -

başka bir gün, bir kutu aldım, en dibine ayna koydum, üzerini güllerle kapayıp içinde hayatımın en değerli şeyi var dedim. aynada yansımasını görünce hayvan gibi gülmüştü.

- - - - - -

Kendime ait ne kadar hatıram, anım, fotoğrafım varsa ona vermiştim. çocukken oynadığım oyuncak arabamı, bebeklik giysimi, annemden yürüttüğüm şalı ;),öss'ye girdiğim uğurlu kalemimi, terliksi hayvan yazan terliğimi vb..

- - - - - -

Bir başka zaman, bizim için özel anlam ifade etmeyen günlerin birinde çikolatacıdan 1 kilo karışık çikolata aldım. kalp şeklinde bir kutaya hepsinin yarısı ısırılmış bir şekilde koydum. ve not iliştirdim;"hepsini denedim senden tatlısını bulamadım, diye. Sanırım o gün 2'mizde aşırı çikolatadan midemizi bozmuştuk.

devam kısa kesip bitirme iyi gidiyon

- - - - - -

bunları toplarken en çok sütyen aldığımda zorlandım. izmirde japon pazarı vardır bilirsiniz belki.

manavkuyuda migrosun hemen yan tarafında. üst reyona çıktım konuşmalar aynen şöyle,

Ben: kız arkadaşıma iç çamaşırı alıcaktım?

satıcı kadın; bedenini biliyor musunuz.

ben: evet biliyorum 90 beden

satıcı: destekli mi olsun desteksiz mi?

ben: beyler soruyu tabikide anladım ama işi binliğe vurmam gerekiyordu. " arasında ki fark ne?"

satıcı: kadın güldü ve kızın birini çağırdı

diğer kız: sevgilin ne iş yapıyor?

ben: gülleci,

diğer kız: tamam desteksiz ver dedi gülerek

ben: eyv deyip aldım çamaşırı. 25 lira vermiştim, beyaz olanından aldım ki lisede giyerken içinden
görünmesin :D

- - - - - -

neyse işte beyler, 8 kasımda doğum günü vardı ben 11 kasımda yanına gittim. 59 liraya pegasustan uçak

bileti aldım aha bu da kanıtı " 11/11/2010 PC 127 Istanbul Adana 21:45 23:10 P" çukurova üniversitesinde

okuyan kız kuzenim vardı onun yanında kalacaktım, adı neslihan. didem ve denizle birlikte kalıyorlardı. 3

kız ve ben 1 hafta boyunca aynı evde kaldık, hepsi kardeşim gibidir sağ olsunlar. 250lira param ve anamın

darda kalmayayım diye cüzdanıma sıkıştırdığı çeyrek altın var. 100 liraya bozdurmuştu hatta. vay amk.

evet beyler direk anlatıcam sonunu sıkıldım ilgi yok.

- - - - - -

süpriz yapıp 1 gün önceden gitmiştim. dershanedeydi aradım ve turgut özalda ki kuzey doruk dershanesinin

önündeyim dedim. meğersem yanlış gitmişim beyler, hasan ustanın orada bir tane daha varmış aynı

dershaneden. grosseriyi migrosu, hasan ustayı geçtim ve koşarak diğer dershaneye gittim. gitmez olaydım...

kavak gibi iri yarı kız dershanenin önünde bekliyor, görmez olaydım. yanına gittim, yürümeye başladık, hep

bu olur beyler, netten tanıstıgın biriyle bulusursan ilk başlarda yabancılık çekersin sonra bu 1 saate

dagılır. bizimkiside öyle olmuştu

yok mu okuyan?

neyse devam