-
1.
01 kişi dinliyorsa başlıcam girmeye entryleri
-
2.
0dinleyende yok galiba ben neyse başlayım yazmaya
-
3.
0en başta onu sevmiyordum yani sadece benim için bir objeydi o aşık değilim. ama onun beni sevdiğini biliyordum. hayatımda da hiç sevilmemiştim başkası tarafından bende beni seven biriyle çıkayım dedim, çünkü benim sevdiklerim yani beni tersliyor yada kötü şeyler söylüyordu. o zamanlar ailevi problemlerden dolayı eve gitmiyordum. okulda uzun süre kalıp yollarda oyalanıyordum. sonra o girdi hayatıma. diceksin ne değişti, aslında hiç bir şey değişmedi ama ben bir şeylerin değişmesini istemiştim bende mutlu olmak istemiştim lan. yani herkes hayatta 1-0 önden başlıyordu benim hiç öyle artılarım yoktu hayatta..
yakın bir zaman sonra onunla çıkmaya başladık, okulun her köşesinde anlamsızcaydı ama çok vakit geçiriyorduk yeni fark ettim ki mutluymuşuz lan biz, yani başka birşeye ihtiyacım yokmuş hayatta bir sigara molası beyler devam edicem -
4.
0onunla çok güzel şeyler yaşadık okul köşelerinde her tenefüs zili çalınca bir heyecanla ilk biz çıkardık, okulun içinde sanki bir birimizi tanımıyor gibi elele bile tutuşmazdık duygularımız saf ve temizdi. bahçeye çıkınca el ele tutuşmak bile çok mutlu ediyordu bizi, aslında onun benim gibi birini sevmesine hiç gerek yoktu. çünkü ben ona birşey veremiyordum, yani sevgi dediğin nedir ki bi yere kadar ama o bana her şeyi veriyordu, sevgi, motivasyon, gerektiğinde bir arkadaş, gerektiğinde bir sevgili yani onun çok rolü vardı benim hayatımda ama ben kendime bir türlü rol bulamadım. her zaman bana karşı gülüyordu. bu basit bir şey gibi geliyor ama bir insan her zaman güler mi? yani o yüzünde ki tatlı tebessüm nasıl bir şeydir yok olmuyor, her zaman bana karşı sıcakcık ama başkalarına karşı bir mesafeli işte bu beni ona aşık eden şey oldu
-
5.
0aradan 1 yıl kadar geçti artık aramızda bazı şeyleri aşmıştık, daha yakındık her anlamda düşüncelerimiz, bedenlerimiz, her şeyimiz bir birimize hitap ediyordu artık yani bundan ötesinde ne olabilir ? sonsuza kadar mutlu olamaz mıydık? yani olmalıydık her şey yolundaydı. onun beni sevdiğine emindim çünkü. okul çıkışlarıda oldumuda saat 19a kadar beraber takılırdık. deniz kıyısına gider kıyıdaki taşların üzerine otururduk bazende palmiye ağaçlarının altına uzanır çantalarımızı kafamızın altına koyup, el ele tutuşarak...
-
6.
0tabi paranın ne kadar önemli bir şey olduğunu o zamanlar anladım, meğersem ne önemli şeymiş öyle... onunla bu 1 yıllık süre boyunca ailem iyi kötü harçlık veriyordu yani hiç bir sıkıntı çekmiyordum, yol param ve onunla dışarda bir şeyler yiyip ısmayacak kadar param vardı. sonra ailede bazı şeyler oldu, bana yol parası haricinde para vermemeye başladılar. tabi bu da hiç bir şeye yetmiyordu onunla bir şeyler yapmaya param yetmiyordu haliyle buluşmaları kısmaya başladım ama bir türlü onuruma yediremiyordum bu durumu yani onun yüzüne param yok diyemiyordum, yani şimdi düşünüyorumda niye diyemedim ki? belki deseydim bazı şeyler çok farklı olurdu.. hayatta böyle kilit noktaları var ve ben bu noktaları hep kaçırmış bir adamım be. sonra biz onunla haftasonlarıda buluşurduk. ben konservetuarda okuyordum, dersim 16 gibi biterdi onunla sahil kıyısından yürüye yürüye bizim okulun arkasındaki boş alana kadar giderdik. epey bir takılırdık...
-
7.
0anlayacağınız mutluyduk lan, durun bi sigara yakayım. sigara yakınca daha güzel oluyor niyeyse. yani böyle dumanı içime çekerken eskileri düşünüyorum sanki çok uzaktaymış gibi. belli bir süre daha böyle devam ettik. 3 yılımızı deviriyorduk... bi oyuna gireyim lan
sonra bir haftasonu yine okul çıkışında buluşmuştuk.. o gün olan oldu onu öptüm ve hemen dudaklarını çekti yani çok koydu lan yani öyle bir bakış attı ki bunu burda betimleyemiyorum bile yani o bakışta bütün öfkesi kızgınlığını kustu üstüme. dedi ki bana sen ekgib bir adamsın dedi... ekgib bir adam. vay be.. bende dedim ki bu mu yani bitti mi şimdi?
bir şey demedi ve gitti.
tabi ben ampül gibi kaldım böyle tek başıma o yürüdü, yürüyüş o yürüyüş yani. insan bir döner arkasına bakar dimi?
onuda yapmadı lan. yani insan düşünmüyor değil yalan mıydı bu olanlar yani ben bir yalana mı inanmışım. aslında her şey den daha gerçekti o... -
8.
0yani ekgib bir adamım doğru çok param yok, tipte yani normal yani çok ilgili çekici bir özelliğimde yok... ama yani sevilmeye laik değil miyim ki o kadar mı şansım kötü, yoksa bu şans değilde başka bir şey mi? o günden sonra epey bir süre mutsuz bir şekilde gezmeye başladım. arada 4-5 ay geçtikten sonra unuttum gibi oldum ama kalbim hala cızlıyor, içim bi buruk hiç bir şeyden keyif almıyorum, her şeyden mutlu olan bir adamımdır en küçük şeyden bile rüzgarın sıcak esmesi bile beni mutlu eder yazın ama bir değişik oldum o zamanlar...
son yıllar geçti aradan ben onu unutmaya başladım. ama en küçük şeyde onu anımsıyordum lan böyle garipti, dünya dönüyordu ama bana bir ayrı dönüyordu lan. bir farklı hissediyordum insanlar yaşıyordu kötü ve ya iyi şeyler ama benim için hiç bir şey önemli değildi. yani onu düşünüyor gibi oluyordum ama hemen vazgeçiyordum bitti o diye. benden ayrıldıktan kısa bir süre sonra farklı bir çocukla çıkmaya başladı, en başta faceye attı fotoları sonrada beni sildi faceden o da bir ayrı koydu lan. facede diyor ya bu kişiyi tanıyor musunuz? arkadaş olarak ekle? ne demek bu kişi tanıyormusunuz? tabi tanıyorum tabi... -
9.
0sonra o çocuğun bana anlattığı bir yakın arkadaşı olduğunu öğrendim oradan da yıkıldım zaten. vay be dedim yine bir sigarayı yaktım ve şu şarkıyı dinledim
http://www.youtube.com/wa...d7HsgMB7lg&feature=kp
ama bu şarkı bizi anlatıyordu... diyor ya sende benim kadar gerçekleri görüyorsun beraber olamayız , bir başka dünyanın insanız diyor ne güzel diyor sezen abla.
sonra biraz daha zaman geçti ben unuttum dedim artık. ve unuttum. yeni biri başladı. aslında içimde kalbimin hala ona ait olduğunu hissediyordum ve tanıştığım bütün kızlar benim için arkadaştı. ama yeni bir okula gittim. yeni bir sınıf. orada asosyal takılıp okula girip çıkışları bekliyordum. bir şey yaptığım yoktu. ama o okulda tek güzel şey oydu be. kahkahası gülüşü cilvesi vardı kızın. çekiyordu beni üstüne ama nerede ondaki onun o güzelliğini benim kaldırabileceğim özgüvenim? yok tabi yıllar önce kaybettim. o hep gülüyordu hep pozitifti lan hep. yani güler mi bi insan. ben bu hayata karşı gülemiyorum mesela siz gülüyor musunuz? bu mudur yani sizi mutlu eden lol mü oynamak? ya da ne bileyim başka bir şey mi? her zaman gülmem az gülerim. çünkü beni hayatta güldüren şeyler olmaz. ama onun her zaman var, her zaman yüzündeki o tatlı gülümseme, kahverengi gözleriyle canlı hayat dolu bakışları, siyah saçlarının dalgası, yanaklarındaki tatlı kırmızılık ve güldükçe daha da güzelleşen yüzü... -
10.
0sonunda ben konuşmaya karar verdim en başta boş boş konuşuyordum bir süre sonra o adımlar attı. yani o bir şey yaptı. bende bunu değerlendirdim. telefon numarasını aldım ve o gece ilk mesaj geldi. benim gülümsetti lan bu. harbiden heyecanlandım. bir baktım turkcell var bee dedim. o anlık mutluluğum gitmişti lan ne acı dedim bütün gece bekledim o da turkcell.. öbür gün gittim okula yine, bakmadı o kadar yüzüme sanki dünkü yakınlık filan gitmişti. dedim içimden köpek gibi peşinde dolanmamı istiyor herhalde dedim. bende işi ciddiye almamaya başladım onuda takmadım okulda bütün gün uyuyordum sonra kimseyi takmadan okuldan çıkıyordum. 2 3 hafta sürdü bu. en sonunda bir gün okuldan çıkıp yürürken arkadan hızlı adımlarla biri geldi ve ellerime cebime sokmuştum oda koluma girdi... ve kafasını omzuma yasladı. hayal gördüğümü sandım, çok hızlı attı kalbim yeniden heyecanlanmıştım sanki ilk defa aşık oluyordum. bana orda şefkat vermişti lan yılladır kimsenin bana vermediği şeyi teşekkürler...
yürüyelim mi dedi tabi dedim ve epey derin güldüm, çok anlamlar yükledim o gülmeme o da hissetti her halde o da daha sıkı sarıldı, öyle bir güldüm ona karşı bütün duygularımı gözlerimle gülüşümle paketledim önüne sürdüm. onunla günlerce okul çıkışlarında yürüdük, epey bir süre çok bir şey eklemedik ilişkiye sonra bir hafta sonu kafede buluşalım bir şeyler içelim dedi. -
11.
0nargile kafeye gittik. söyledik nargileleri bir güzel içtik daha sonra bu bir ara tuvalete gidiyorum bahanesiyle yanımdan ayrıldı. bende salak salak bekliyorum. gitti gelmedi arkamı dönmemle başka erkeklerin olduğu bir masaya oturmuş konuşuyordu kıllandım hoşuma gitmedi. yaşımızdan büyük kişilerle konuşması. sonra yanıma geldi. bende sinirlendim ben gidiyorum dedim. hesabı ödedim çıktım o da arkamdan baka kaldı. giderken hey abisi bi bekle dedi biri. bende döndüm arkamı asla kaçmam bu tarz şeylerden, sindirmem içime yani.
benden biraz büyük bir çocuk dedi ki onu bırak dedi. ben seviyorum dedim. bende onun sevgilisi değilim şimdi uza dedim. çocuğa birşey oldu bağırdı filan onu ben seviyorum sen yokken ben vardım tarzı böyle bir şeyler dedi. arkadaşları da toplandı çocuğun. arkadaşları gelince el kol hareketlerine başladı. omzumdan tuttu. tutmasıyla burnuna yapıştırmam bir oldu. beklemiyordu çünkü sadece lafta olan bir erkekti. sadece boş boş konuşan asla kavga etmemiş birisi. işim kolaydı. burnunun acısıyla bi tanede gözüne yapıştırdım tek hamlede yere düşürüp fazla uzatmadım tüymeye hazırlanırken arkadaşları üstüme çullandı. biri sağ koluma biri sol koluma geçti arkadanda biri boynumu kitledi. bu yerde ki kalktı saydırmaya başladı. tabi bir şey yapamadım bir güzel dayak yedim. ağız burun sağlam dağıttılar epeyde darp ettiler. onlarda sınırına gelince bıraktılar beni yerde. bende çıkardım sigaramı yaktım yine derin düşüncelere daldım. o beni ilerden izliyordu bütün kafe dışarı çıkmıştı ama çoğu kişi yanıma geldi tanımadığım iyi misin dedi ama o sadece uzakta kaldı. vay be dedim bu kadarmış...
ve oturduğum banktan kalkıp ağzımda sigara ve kanayan burnumla, yarılmış kaşımla sendeleye sendeleye onun yanına gittim kafenin önündeydi ve ona dedim ki DEĞMEZMiŞ... -
12.
0bu olaydan sonra değmezmiş kelimesini cümle içinde kullanabilmiştim. mutluydum yaktım 2.sigarayı. burnumdan kan akıyordu. kaşım patlamıştı ellerimde de kan vardı. kafeden ayrıldıktan sonra bir kaç sokak ötedeki bayırın merdivenlerine oturdum. öyle bir bayır ki bu uzuncana alçak ama sık merdiven basamakları olan ve başlangıcında bitişinde kocaman bir çınar ağacı bulunan şehrin için hapsolmuş 2 ağaç...
basamakların ortalarına doğru oturdum. 3.sigarayı da yaktım. böyle derin düşüncelere dalmıştım böyle düşünüyordum ne mesleğe sahip olabilirim, benden adam olacak mı? düzgün para kazanabilecek miyim, hayatımda istediklerime sahip olabilecek miyim? böyle biri sürü soru kafamın içindeydi. ailem düzgün bir şey olmamı istiyordu. ama benden bir şey olmazdı. boş bir adamdım. adam bile değilim. bana adam denmez. çünkü hayatımda çok pişmanlıkları olan bir adam oldum. çok pişman oldum. hep sonradan vay bee, keşke yapmasaydım dedim ve hala diyorum.
merdivende otururken küçük bir çocuk geldi. abi napıyorsun dedi 5 6 yaşında bir ufaklık. kolunun arasına aldıgı topu, akan burnu, gülen bir yüz, masumiyet ve temizlik... benim gibi değildi temizdi çocuk günahları yoktu... bende düşünüyorum abim dedim. o da ne düşünüyorsun abi dedi. durdum suratına baktım, irkildi en başta, sonra gel otur yanıma anlatayım dedim. anlattım o gün yaşadıklarımı ve öncesini. sonra tamam abi ben ekmek almaya gideyim yoksa annem kızacak dedi. ben sonra gelir yine dinlerim dedi. çocuğun bu hareketi beni yine düşüncelere daldırdı. dedim ki çocuk 5 yaşında ulan 5 yaşında ki çocuk bile sıkıldı anlattıklarımdan demek ki sorun bende. yine düşüncelere dalıp bir sigara daha yaktım. bütün gün düşünüp bir sonuca varamadım kafam daha çok karıştı. hava kararınca eve yol almaya başladım. eve girdim bir baktım cam çerçeve inmiş bizimkiler ağlıyor. ne oldu anne dedim, o da oğlum dedi bıktım bu dedenlerden... ulan herkesin derdi ayrı be. -
13.
0baştan anlatayım burayı. o zaman ilkokul 2ye gidiyordum. bunu yazarken
dinlediğim parça http://www.youtube.com/watch?v=H4j0Q0iGkdY
o zamanlar ankaradaydık. çok güzel bir okulum vardı. o zamanlar okula gitmekten hoşlanıyordum lan. okula gitmeyi beklerdim sabahları. yeni bir günün benim için çok anlamı vardı o zamanlar. çok ufaktım herşeyden bi'haberdim ama daha az şey bilmek mutlu ediyormuş insanı demek ki o zamanlar çok ama çok mutluydum. 56 kişilik bir sınıfta okudum. sınıfın önlerine doğru oturuyordum. yanımda da zelal diye bir kız vardı ... bizim yan sitede oturuyordu. sabahları onun annesi ve benim annem beraber bizi okula zütürürdü. okulda yan yana otururduk onla. hayatım çok güzeldi. yanımda herkesin konuşmak istediği bir kızla beraber oturuyordum ve okulum vardı benden mutlusu olamazdı bu hayatta. okul çıkışlarında arkadaşlarımla futbol oynardık. hep kaleci olurdum. hepte gol yerdim. aslında futbolda hiç anlamıyordum. ama o anlar çok güzeldi. o güneşin batmasına yakın olan o atmosfer. güneşin batmasına 1saat kala. arkadaşlarımda ki o heyecan, sanki dünyada ki en önemli şey oynadığımız futbol. herkes odaklanmış, nasıl desem farklı bir andır o an. sevgi vardı aramızda. dosttuk. futboldan sonra camiiye koşar kana kana su içerdik. içtikten sonra çimlerin üzerinde hepimiz hayallerimizi söylerdik. hep genel hayal edilen şey şuydu "hep dost kalalım, hep aynı okulda okuyalım" tarzı hep düşlerimizde beraberdik...
ben her sabah okula bir zevkle gider o vakitleri değerlendirmeyi çok ama çok severdim, haftasonlarını hiç sevmezdim okul yok diye. sonra hatırlarım. bir cumartesi günü zaten okul olmadığı için sıkılıyorum. gece oldu. annem ve babam beraber geldi yatağıma beni yatırmaya. babam dedi ki oğlum biz ayrılıyoruz karar verdik. sen annenle kalıyorsun dedi. annemde onayladı. istemsiz ağladım. -
14.
0çok bir şey düşünmeye fırsatım olmadı. ne oldu sorusunu soramadan ayrıldılar. bütün düşlerimi gömdüm ankaraya, belkide aşkımıda gömüp, izmit'e anneannem ve dedemin yanına geldik annemle.
her şey çok normal gelmişti. arkadaşlarıma bir hoşçakalın bile diyememiştim. kabullenmiştim bir anda her şeyi. ve hiç bir şey olmamış gibi yaşamaya devam ettim. yeni bir okula başladım. yeni arkadaşlar edindim burayı daha çok sevmiştim.
galiba yeni gelen olduğum için herkes tanışmak istiyordu. sanki uzaydan gelmiştim. gözler üzerimdeydi. güzel duygudur, herkes ister ilgilenilen kişi olmak. sonra üst sınıflar vardı. 4 ler ... -
15.
0bir gün kantinden meyve suyu almaya gittim. annem ekmek arası yapardı. içeceğini al bu parayla ama çok harcama, başka paramız yok derdi hep. her parayı verişinde bunu söylerdi. bende hiç bir şey almazdım. zaten sadece 1 tane meyve suyu alacak kadar para verirdi. bende alırdım her gün meyve suyumu. bir gün yine aldım sınıfa çıkıyorum. 4'ler önümü kesti. para var mı dediler. bende yok dedim. o zaman nasıl meyve suyu aldın dediler. elimden aldılar meyve suyumu. hadi para ver dediler bende yok dedim. bunu üzerine o zaman önlükler vardı. önlüğün düğmesine yapıştı biri beni duvara itelerken düğmede koptu. sonra bende bunları itiyorum biri yapıştı yakama onuda kopardılar. epey bir hırpalanmıştım. hayatımda hiç kavga etmemiştim. sonra meyve suyumu yere attı ayağıyla ezdi patladı.Tümünü Göster
niyeyse çok koymuştu bana bu... galiba sürekli annemin başka paramız yok demesinden kaynaklanıyordu. ve o meyve suyu değerliydi aslında. onu ayaklar altına almıştı. affedilemezdi, kabullenemedim. patlatmasıyla çocuğun boğazına yapışmam bir oldu. epey bir hırpaladım. vurdum vurdum vurdum. hırsıma alamadım tekrar vurdum vurdum vurdumm artık sağ elimin baş parmağı çok acıyordu. yumruk atmayı bile bilmiyordum. baş parmağımı içe alıyordum. her yumruk atışımda baş parmakta eziliyordu içinde. elim acıyınca çocuğun üstünden kalktım. üstüm leş gibiydi. öğretmenler geldi veliler çağırıldı. ufak olduğumuz için bir şey olmadı özür diledi çocuk, sarıldık olay kapandı. annem sordu niye kavga ettin oğlum dedi. bende gözlerim dolmuş bir şekilde "mücadele etmek istedim anne" dedim. "o verdiğin parayı ayaklar altına aldı" dedim. "direnmek istedim, diğer çocuklar gibi hırpalanan, itilen ezik durumuna düşen çocuklardan olmak istemedim anne" dedim. ah oğlum dedi. sen çok aptalsın, dedi. değer miydi zarar görmene? her yerini cimciklemiş çocuk, her yerin yara dedi. cevap vermedim.
aslında o gün orda şunu öğrendim. orda mücadele ettiğim şey hem annem hem benim içindi. ama annem bu mücadeleyi umursamadı bile. yani onun için benim gözümde büyüttüğüm kadar büyük bir olay değildi bu. o gün başkaları için mücadele etmenin değmeyeceğini anladım. sadece kendim için mücadele etmeyi o gün öğrendim. öbür gün okula gittiğimde kavgacı çocuk oldum. istenilmeyen, yanında beraber oturulmayan çocuk... aslında bir suçum olmadığı halde damgalanmıştım. kavga ettiğim içinde öğretmen beni tek ayak üstünde bekletmişti. o günden beri kindar oldum. kin beslemeye başladım. intikam almak istiyordum herkesten. çünkü ilk kavgamda epey de bir dayak yemiştim. artık döven ben olmak istiyordum. zulmeden, güçlü olan ben olmalıydım... -
16.
0yine meyve suyu almaya gitmiştim sınıfıma dönüyordum. bir baktım bana bulaşan çocuk ve yandaşçıları. bir çocuğu sıkıştırmışlar ve çocuğun parasını alıyordı ağlıyordu çocuk.
bende direk gittim. çocuğun parasını geri ver dedim. sırıtmaya devam etti naparsın dedi ağzını yayarak ve uzatarak. elimdeki ufak meyve suyunu alnın ortasın yapıştırmam bir oldu. yere düştü. yere düşmesiyle kafasına tekmeyi yapıştırmam bir oldu. yerden kalkamadı öylece yerde kaldı. sonra onun kulağına fısıldadım bir daha böyle bir şey yapmaması hakkında.sonra parasını geri verdim çocuğun. dayak yiyen çocuğun abileri geldi. onlardan beni dövdüler. 2 dayak yemiş çocuk olarak yerde kaldık epey bir süre. hocalar epey bir gelmedi bir vakit oluştu. ona dedim ki. niye böyle birşey yapıyorsun dedim. o da bana, hiç bir zaman kantinden bir şey alacak param olmadı dedi. bir şey diyemedim sustum.
intikam almak uğruna kavga ettiğim bir şeyden bile değerli olmuştu. artık meyve suyuymuş parasıymış hiç umurumda değildi. kavgamı kazanmıştım. birini değiştirmiştim. her ne olursa olsun... şuan dinlediğim parça http://www.youtube.com/watch?v=lAGlqNRZeio
kafamı yerden kaldırırken. her yerim acıyordu. ama o acıdan keyif alıyordu kazanmıştım...
ama insanların bakışları... her şey daha uzaktı sanki. arkadaşlarım korkuyordu benden. niye korkuyorlardı? bir yanlışı düzelttiğim için mi? farklı olduğum için mi? susamadığım için mi? ya da kötü biri olduğum için mi benden korkuyorlardı? -
17.
0artık herşey uzaktı bana. her şey. her şey away ' di ...
başka okula kaydımı aldırdılar. orda daha çok kavga ettim. mücadele ettim. sistemde ki yanlışları göstermek için. yaşamak için hazmedilmemek için her gün daha fazla kavga ediyordum. her attığım yumrukta bir şeylerin değişmesini bekliyordum. insanları değiştirebileceğime inanıyordum, ne komik ... insanlar değişir mi? şu söylemeliyim ki okul hayatım boyunca hep kavga ettim. ama hiç bir şey değişmedi.
şuan o meyve suyu için kavga ettiğim çocuk torbacılık yapıyor. yani hiç bir şey değişmemiş aslında. çocuk o gün bir ders çıkartmamış. acaba onu kötü yola ben mi ittim? onu dövmem mi onu kötü yaptı? yoksa yaptığı kötü davranışa göz yummalı mıydım? o zaman daha mı iyi olurdu her şey?
daha mı mutlu olurduk...
uzaktı her şey çok uzak. ama öyle her şey çok uzak. hala bile her şey çok uzak ve net değil. puslu ve gizemli..
bu gecelik bu kadar devamı öbür gece.
(bunları okuyunca kendi hayatınızda da bir şeyler yaşamışsınızdır bir şeyler aklınıza gelmiştir. lütfen bu müzikle http://www.youtube.com/watch?v=lAGlqNRZeio gözlerinizi kapatıp düşünün ... iyi geceler) -
18.
+1ben varım ya lan yaz hadi
-
19.
+1az önce işte yine lol atıyorum boş boş. arkadaş dedi ki isteksiz oynuyorsun senin ruhunu almışlar, ruhun çalındı dedi. çok doğru dedi. bir şey diyemedim.. çıktım foruma geldim. bir şeyler anlatasım geldi. evet ruhum çalındı. değmezmiş hiç uğraşmaya bu kez mecalim yok dayanmaya diyorum. bitiyorum her nefeste, çok koştum çok yoruldum. ne güzel demiş adam helal olsun. http://www.youtube.com/watch?v=QQf3zKYN3Gk
anlayacağınız çok genç bir yaşta olmama rağmen çok yorgunum. keyif almaz oldum. sigaradan bile keyif almıyorum öylesine alışkanlık diye yaktığım bir şey oldu. anneme bakıyorum. o zaten benden umudu kesmiş. çevremdekilere bakıyorum zaten takılmayan adam olmuşum. yani damga yapıştırılmış bir şey beklemiyorlar.
yüzlerine bakıyorsun senden umutluyuz diyorlar hep. ama hep. ama içlerinde inanmadıklarını biliyorum.
kendilerinin bile inanmadığı bir şey nasıl olsun. annem dedi artık geçen aç kalmada oğlum dedi. anneannem zaten gidik. dedem olaydan haberdar değil. babam zaten saykoya bağladı.
dışarı çıkıyorum saat 3 te. bir insan nereye gidiyorsun oğlum der? yok abi. yani o kadar dışlandım hayattan. zaten burda forumda bir şey anlatıyoruz bunu da okumuyorsunuz. eksi verip gidiyorsunuz okumadan. olsun canınız sagolsun. hayata bana doğuştan eksi vermiş sizde verin bir şey değişmicek.
hayır yani o kadar lol oynuyoruz abi bir nereye gidiyorsun der dimi insan.
http://www.youtube.com/watch?v=ojSku2U-tc0
sonunda diyorya " peki abi sen oradan buraya nasıl döndün abi para yok pul yok?
+kıya kıya yüze yüze asım. geze geze göre göre asım... "
yani şuan tam şu adamın gemiden atlama sahnesini yaşamak istiyorum. dk 01:08de. o umursamaz atlayış. yani tam şuan bu durumdayım. camdan atlamak istiyorum bu şekilde. umursamazca. -
20.
0akşam tekrar yazıcam