son 4 yılımı anlatıyorum

deniz kızını anlat deyince suratı düştü gerçekten istiyomusun dedi heralde mk sözlükte hikayeyi okuyan bütün millet önce operasyonu sonra deniz kızını bekliyo dedim ben böyle deyince yerinden kalktı bu. gidip odanın cdıbını açtı gel dedi bana bende gittim yanına. çaprazdaki evlerden birini gösterdi şu kırmızı ev ikinci kat falan diye tarif etti evi gördüm dedim bende sonra oturduk tekrar yere. çıkarıp bi sigara yaktı bende yaktım

bi hatun vardı dedi sene başında tanışıp bikaç kez sevişmiştik bu odada ama zamanla kafayı yemek üzere olduğumdan verdim yolu kıza oda gitti başka bi çocukla çıkmaya başladı bi süre sonra.. az önce gösterdiğim ev o çocuğun. bende aylardır kendimi o kıza aşık olduğuma inandırmaya çalışıyorum dedi tam burda atladım lafa deniz kızı o mu? dedim yoo dedi yarram o kızı niye anlatıyosun deniz kızını anlat dedim sonra gülünce niye o kıza aşık olduğuna inandırmaya çalışıyonki kendini falan dedim

o kızın bi önemi yok meseleyi anlamıyosun önemli olan deniz kızı. şair diyo ya biz başka sevdik o yüzden başka sevemedik. öyle işte. bende başka sevdim. o yüzden başka sevemedim dedi

olum niye kendini ona aşık olduğuna inandırmaya çalışıyon? ayrıca o kız önemliyse niye yol verdin falan dedim inan anlatsamda anlamayacaksın dedi iyi o zaman deniz kızıyla nerde tanıştın neler oldu falan dedim

sonra viskiye uzanıp bi kapak aldı başladı konuşmaya abisi bunu vergi dairesine gönderiyo vergi dairesi de bunun mezun olduğu okulun yanında aynı zamanda kuzenlerinden biride o okulda son sınıfta okuyo. bunun vergi dairesinde işi bitince kuzeni için şu muallakyi bi arıyım da dersi bittiyse çay içelim falan diye düşünüp arıyo kuzenini

kuzenininde dersi bitmiş ufak bi kafe gibi bi yerde arkadaşlarıyla oturuyomuş gel diyo buna buda gidiyo tabi

deniz kızı da bunun kuzeninin sınıf arkadaşıymış ama çok yakın arkadaşlarmış falan o kafede bunun kuzeni iki kızla beraber oturuyomuş kızlardan biri denizkızı

gittim oraya işte dedi kuzenle selamlaştık falan diğer kızla tokalaştık ve eceye elimi uzattım (deniz kızının adı ece bu arada)

eceyle tokalaşmak için elimi uzattım dedikten sonra bi başladı edebiyata mk üşenmeyip saydım 11 sigara içtim o sürede. ne mevsimler kaldı betimlemediği ne rüzgarlar ne sabah vakti kaldı gibertmediği ne gecenin kör koynu ne rüzgarlar kaldı tanımlamadığı ne güneş ne ay.. ne şiir kaldı sataşmadığı ne şair ne renkler kaldı sanatına alet etmediği ne duygular. vermediği soyut durgu örneği kalmadı işte iki saat kadar bi zamanda somut hiçbişey anlatmadı mk paso edebiyat paso ruhsal betimleme... orda ettiği lafları deniz kızı yerine bana etseydi donu indirir domalırdım mk

bütün bun edebiyatlardan sonra da oda elini uzatıp ece ben deyip gülümsedi dedi ve bidaha başladı edebiyata

abartmıyorum nerdeyse parlement mavisine kadar sürdü bu edebiyat faslı ama somut olarak daha tokalaşamadılar bile anlattığı yere kadar aga dedim yaşadığınız şeyleri anlat falan kimseye anlatmadım onla olan olayları. zaten çok özeldi filan dedi o sırada telefonu çaldı lan gecenin bu saatinde kim arıyo seni falan yaptım açtı telefonu işte yok uyumadık ya gelin tarzında bişeyler söyledi sonra mutfağa geçti bende bunla beraber gittim tabi sabriyle selim de salonda kantır atıyolar yoldaş yaşarda telefondan biriyle mesajlaşıyodu heralde

ne oldu falan dedim onura. arkadaşlar gelcekmiş dedi ketılda su kaynatıp makarna koydu suya sonra onu ocağa koydu işte bide çay için su kaynattı ketılda çayıda demledi

bende berille ebruyla bernayla ilgili bikaç soru daha sordum sonra işte. makarnayı süzdük beraber falan..

makarnanın sosunu ayarlıyodu işte o sırada telefonu çaldı. masanın üzerinden alıp açtım telefonu sonra dayadım bunun kulağına telefondakine tamam falan dedi sonra kapatmamı ve kapıyı açmamı söyledi

kapıyı açtım bi baktım 3 tane hatun saat sabahın 4ü olmuş mk burda ne işiniz var onur mutfaktan seslendi gelin falan diye girdi kızlar içeri. benide arkadaşım diye tanıştırdı kızlara mk

kızlar kütüphanede çalışıyolarmış mk kendi evleride uzak olduğu için bu saatte hiç gitmiyelim demişler onurlara gelmişler. kızlar onurla biraz konuştuktan sonra biri salona geçti işte çocukların yanına hatta selimin sesi geldi ooo benim panpam gelmiş ya flan diğer ikisi de gidip bi selam verdiler sonra mutfağa geri geldiler. biri içerde selimlerin yanında kaldı

neyse çayla makarna hazır olduğunda kızlar yediler falan sonra onurun odasına geçip yattılar. onurda bilgisayarını votkayı falan alıp getirdi. o sırada selimlerde sabrinin odasına gidince salonda yalnız kaldık onurla.. onur camdan dışarı bakıp amk parlement mavisinide kaçırdık falan dedi miraç reyiz hakkında konuştuk biraz. votka da içtik tabi ayrıca bilgisayardan miraçın fotolarını da gösterdi

sonra uyuduk işte öğlene doğru uyandığımda onur uyuyodu hala bende az önce anlattığım gbi bilgisayarını karıştırdım işte. adamın bilgisayarı bile düzenli mk herşey ismiyle kaydedilmiş. kimle fotoğrafı varsa o fotoraf onun ismiyle kaydedilmiş

ferre falan aradım bilgisayarda ama ya çok iyi saklamış yada ferre yok pcde. bulamadım yani

bilgisayarını karıştırırken uyandı işte. güldü falan

sonra mutfağa gittik bütün millet için kahvaltı hazırlayıp milleti uyandırdık terasa çıktık. evlerinde bi teras var mk öyle huzurlu bişey olamaz. otur orda akşama kadar dışarıyı izle yani on numara

kızlarda çocuklarda baya sohbet etti benle hem kahvaltı yaparken hem kahvaltıdan sonra gayet iyi davrandılar yani.. hatta gidiceğimi söylediğimde itiraz edip kal falan dediler ama daha fazla kalamazdım

kahvaltıdan sonra onur duş aldı falan beni kızılaya zütürdü orda güvenparkta berna reyizle buluştuk beni tanıştırdı falan birazda onla muhabbet edip ayrıldık

bitti beyler bu kadar:d