-
8.
0@1 kim yazdıysa onu ellerine sağlık uğraştırmamış beni.
-
7.
0@6 dıbına kodum çevre bakanı herşeyi sayacak mı proje yöneticisine kesilen ağaçlar kadar yeni ağaç dikilecek diyor. sen bakan olsan gidip tek tek saycan mı kaç tane olduğunu dıbına uçan tekme attımın salağı
-
6.
0--spoiler--
gerçekçi olalım, bu proje için 20-30 adet ağaç başka alanlara taşınmak zorunda olsa bile, bu projenin mimarı iktidar burada kesilecek ağaçların 100 katını dikeceklerini söylüyor. mesele sırf ağaç meselesi olsa eylemcilerin bu durumdan memnun olmaları gerekmez mi?
--spoiler--
muhabir çevre bakanına orda kaç tane ağaç olduğunu biliyo musunuz diyor.
bakan da saymadım diyor amk ahahahah. sayısını bilmediği ağacın 100 katı kim bilir kaç ağaç yapar 1 mi 2 mi -
5.
0up up up
-
4.
0@2 son kısmı okumasan da olur
-
3.
0anayın amı
-
2.
0özet yokmu kardeş?
-
1.
+2 -4biraz daha açacak olursam, "türk solunun muhalefet yapma adına önce çeşitli metaları sembolleştirmesi, sonra o semboller üzerinden direnişe geçmesi" şeklinde özetleyebileceğim durumdur. genel olarak istemezük istemezük istemezük şeklinde de özetlenebilecek bir muhalefet anlayışının kutsallara, sembollere, kutsal direniş nesnelerine ihtiyacı var. çünkü onun dışında savundukları şeylerin ne toplum nezdinde, ne realite nezdinde pek bir karşılığı bulunmuyor. türk solu büyük büyük çelişkiler yumağı içinde inim inim inliyor. ana akım sol, içinde bulunduğu acziyeti marjinal solun dinamizmi ile kapatmaya çalışıyor. ana akım bir sol parti, topuma yön tayin edeceği yerde, toplumda karşılığı çok çok az olan marjinal sol grupların oyuncağı olabiliyor.Tümünü Göster
bu buhranlı siyasal cephenin nefes alabileceği tek nokta sosyal medya üzerinden yapılan dezenformasyonlar, tahrikler, toplum algısında kırılmalar yaratmak, olanı biteni eğip bükmek. (bkz: marjinal solun sosyal medyayı etkin kullanması)
bu bağlamda türk solu sürekli yeni semboller üretip, o semboller üzerinden direnme noktaları oluşturuyor, ve dinamizmini bu şekilde devamlı kılmaya çalışıyor. bu sembol dün emek sineması idi, inci pastanesi idi, akm idi, bugün taksim gezi parkı. ibb'nin 31 ekim 2012'de sitesine eklediği şu videoda ( http://www.ibbtube.com/29...duzenleme-animasyonu.html ) görüleceği üzere taksim modernize ediliyor, ağaçlara da minimum zarar veriliyor.
mevcut gezi parkı:
http://www.havadanemlak.c...rjinal_taksim_meydani.jpg
http://www.istanbulale.co..._guzergah_degigibligi.jpg
onaylanan projeden sonraki hali bu:
http://fcaynak.files.word...012/02/fcaynak-taksim.png
http://www.ibb.gov.tr/tr-...mMeydan%C4%B1-havadan.jpg
http://www.emlakrotasi.co...irma-projesi-metinici.jpg
http://i.ekolay.net/g/201...55B-8E38-651DE455D15D.jpg
gerçekçi olalım, bu proje için 20-30 adet ağaç başka alanlara taşınmak zorunda olsa bile, bu projenin mimarı iktidar burada kesilecek ağaçların 100 katını dikeceklerini söylüyor. mesele sırf ağaç meselesi olsa eylemcilerin bu durumdan memnun olmaları gerekmez mi?
esasen bu memlekette olan biteni vatandaş çok iyi okuyor. hatta en iyi onlar okuyor. sonra da seçimlerde gereğini yapıyor. sonra da türk solu kendisine soruyor "biz nerede hata yapıyoruz!!!" diye. cevabı bulamıyor. çünkü sürekli tahkir edegeldiği, aşağıladığı millet kadar vicdanlıca yapamıyor bu özeleştiriyi.
aklın gereği bir işe kalkışırken duyguları ve mantığı tartıp, hangisi ağır basıyorsa ona göre hareket etmektir. su dolu bardak metaforu bu anlamda çok güzel bir metafordur. ağzına kadar dolu bir bardağa bile biri niyeti ölçüsünde kalkıp, bardağın alabileceği son birkaç gramlık alanı kastedederek "bu bardak boş" diyebilir. her işin, her hareketin, her aksiyonun, her eylemin, her iradenin yararlı ve zararlı sonuçları olabilir. eğer yararları zararlarından fazla ise burada zararları nazara vermek zarar yarar dengesinin yararlar yönünde arttığı oranda abestir. bugün gezi parkının mümkün olduğunca tarihi ve doğal dokusu korunarak modernize edilmesi, sosyal ve ekonomik anlamda hayata kazandırılması karşısında feryat figan tepki gösteren kesimin asıl motivasyonunun bir miktar ağacın kesilmesiyle alakalı olmadığını herkes çok iyi biliyor. bu ülkede herşeyi çok güzel okuyan, dışarıdan izleyen bir millet var. insanların derdinin ne olduğunu çok iyi analiz eden bir millet. o yüzden yeni sembollerin, yeni direniş noktaları yaratarak cephe genişletmenin, safları sıklaştırmanın son tahlilde kendilerine hiçbir şey kazandırmadığını gören bu istemezükçü cephe kendini kapsamlı bir özeleştiriden geçirmek zorunda. halkını aşağılayacağına "biz neyi nerede yanlış yapıyoruz" diye düşünmek zorunda.
-alıntıdır-
-
oglun basardi baba
-
rammstain bu muymuş
-
aga bak teletabiyi gördük namiki gördük
-
cfrkn günaydın başlığına kabul ediliyor
-
cfrkn ne haber dost
-
enguzelhalinle ifşa
-
melek entryi sil şifreyi randomla çıkış yap
-
cayda lipton o anayin
-
günaydın kelimesi icat edilmeseydi maxosman
-
axento yalakalığı
-
1075 başlık 1315 trend
-
erkek dediğin kıllı sakallı ayı gibi bişi olur aga
-
axento çevresine
-
kendine layık bişey buldun mu spastik dostum
-
su karıyı bile
-
31 spor bu ne rezillik la
-
zuahdjdksöcçax
-
odlek topal ordek official
-
uçan kedi bu muymuş la
-
maxosman cumle kuramiyor olum la
-
hayatt artıgı ne haber dosstum
-
napalım kanzi iş güç uğraşıyoz işte
-
kanzi görecelik teorisi falan
-
testo taylan burası sefalet atolyem ev ziyareti
-
kayra sözlüğün yarısı allahsız yarısı da kitapsız
-
sözlüğün son bitki örtüsü
-
cfkrn ananın kafasını kaldırım taşıyla ezip
-
lipton karınla barışta gibtir git sozlukten amk
-
acaba arada bir onun aklina düşüyor muyum
-
nişanlım rabia
- / 3