1. 1.
    -3
    -yaş aralığı 14-30
    -duman dinlemek
    -içki içmek
    -atatürk profil resmi
    -sol gazetesi okumak
    -atatürk imzasını dövme yaptırmak
    -atatürk imzalı telefon kılıfı
    -gibişmek(zina tarzı)
    -odtüde okuma isteği veya okumak ve yahut mezun olmak
    -erasmusa gitme isteği
    -anne babalarının ayrı olması(bunların kızları kesin verici)
    -en ağır solcuların kürt-alevi olması
    -tunceli dersim sivas diye gezmeleri
    -darı ağacında 3 fidan okumaları
    ···
  2. 2.
    -2
    solcuların atatürk'ü sevdiğini veya atatürk'Ün solcu olduğunu sanan bir gerizekalı daha:/
    ···
  3. 3.
    -1
    bu herif cehapeyide kesin solcu sanıyordur amkhahaha
    ···
  4. 4.
    -1
    bittiyse gibtir git

    çol çocuğa tespit yaptırmayın ak
    ···
  5. 5.
    0
    @1 sol fraksiyonu eleştiriyorsun amaa postmodern eleştirinin temel handikaplarından biri bu ve ülkemizde benim kişisel olarak 90'larda yakaladığım siyasi islamcılar da bu hatayı kendi tahayyül evrenlerinin doğası gereği çok sık yapıyor... şöyle ki, modernitenin evrenselci, yerelin olasılıklarına karşı kör ve sağır o tepeden inmeci tahakkümcü pratiğini bir sivil iktidar eleştirisi örerek, ve ne yazık ki bu itirazın tüm sivil eleştirisinin meşruluğunu da sonuna kadar siyasileştirerek kullanıyorlar... oysa aynı iktidar olgusu bireyin kendi içindeki melekle şeytanı arasındaki mücadeleden başlayıp yatak odasında, yemek sofrasında, evin salonunda, sonra apartmanda, mahallede, cemaatte, cemiyette, camiada, kısacası yerelde de kendi iktidar ilişkisini üretiyor ve bunun tu kaka bir iktidar olarak yaftalanması için ille de bach ve mozart sosuyla gelmesine hiç gerek yok... aynı şey mehter marşı ve salavat ile de bir tahakküm olarak yağmur gibi yağıyor. ama insan aklı şablonlara ve şemalara ve görselliğe ve çağrışıma ileri derecede bağımlı ve bundan 1, 10, 50, 80 ya da 100 yıl önce gündemimize girmiş bir tahakküm ile bundan 1000 sene ya da 10 bin sene evvel gündemimize girmiş bir tahakküm arasındaki fark ncedir, şayet aradan özümüz, yerelimiz, milli manevi değerimiz gibi üst yapısal kavramları çıkarırsak? çünkü doğamız da değişken. doğamızın evrenselliğini sorgulayacaksak iktidar dediğimiz olgunun yerelde de evrenselde olduğu kadar ezici ve hatta çoğu kez yerelde icra edilir bir menem olduğunu unutmasak herkes için çok iyi olacak... bir de modernitede vücut bulan tasarımcı, tanımlayıcı, şabloncu kafayı yeriyoruz. evet, hayatın ve dünyanın olasılıklarına kör ve sağır şablonlar istemiyoruz. ancak neyin dayatmacı tasarım, neyin kendini ve dünyayı değiştirme çabası olduğunun sınırları o kadar belirsiz ki... tasarımcı, dayatmacı, şabloncu olmayalım derken kendi umutsuzluğunun kişide bir tür kaderci kabulleniş ve teslimiyete evrilip kendiyle ve dünyayla hiçbir mücadelesi kalmamış bir noktaya çekilmesini görmek ne en azından çok üzücü. bir teslimiyet uğruna ya rab, ne güneşler batıyor. kavramları hayatın ve dünyanın yerçekime maruz kalıyor, ama aynı anda buharlaşıyorlar da. bence çıkış noktamız kendine ve dünyasına müdahil insanda. bunun için de eleştiriyi ve özeleştiriyi yüceltmemizde fayda var.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    0
    Karıları ortak kullanmaları.
    ···
  7. 7.
    0
    mal oğlu mal solcu ne bilmiyosun amk
    ···
  8. 8.
    0
    geneli doğru
    ···
  9. 9.
    0
    siqişmek çoq doqru senide siqerim.
    ···
  10. 10.
    0
    gibişmek evrenseldir bence
    ···
  11. 11.
    0
    pratikte tespitlerin %65 i doğru bence
    ···
  12. 12.
    0
    @2 sus la amk enteli dünyadan bi haber yasayan muallaksin
    ···
  13. 13.
    0
    birkaçı haricinde doğru tespit
    ···