saat 17 suları beyler. il ocak merkezinde Muhsin Yazıcıoğlu anısına konferans veriliyor. tüm ilçelerden ocak reyisleri, üniversitelerden fakülte, kampüs reyisleri falan toplu halde , kibrit çaksan alev alcak derecede tedirgin herkes.

konferans sonlarına doğru, bahçeden aragaz sesi geldi. ocak reyisi kafasıyla git ilgilen aslanım dedi. beni bilen bilir beyler, sağ korşem 1 ton ağırlında basınç uygular, bi vurduğum adam 3 günden az hastanede yatarsa, gider elini öperim. boynunu sıksam nefesini alırım. neyse.

çıktım dışarıya. iki tane küpeli züppe, bahçeye şahinle girmiş. aragaz falan veriyorlar. beni görünce camı açtı, çekti silahı "aslan, bi bakta arkaya yanaşayım ağaca vurmayım kominiiiiiiiiiiiiiizmmmmm diye naralar atıyor.

misafirdir, hoş gelmiştir başımızın üstünde yeri vardır eyvallah çekip yanaştırdım. bu açtı kapıyı, elinin tekini kurt yapmış silahıda bana tutarak, "ısırsın mı seni aslan" diyip duruyor.

içerde onlarca büyüğüm var, ne yapsam ne etsem derken diğeride yok mu bi asane yiyişiriz diyince kafam attı beyler.

eli silahlının kulağına aparkatı geçirdim, tuttum ensesinden iki defa arabanın taputuna, bi kerede kaldırım taşına vurdum. ama nasıl elim ayağım titriyor. her yer kan oldu. baktım diğeri kuş gibi titriyor, bel kemerinden tutup poşet gibi temizlik odasına taşıdım. verdim eline paspası, git o bahçeyi sil süpür sonrada gibtir olun gidin dedim.